Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
KKTC VE TÜRKİYE ÖNCE İÇİNDEKİ HAİNLERDEN KURTULMALI !
YKP Yönetim Kurulu Üyesi Alpay Durduran, Ada TV’de yayınlanan ve sunuculuğunu ve yapımcılığını Hasan Hastürer’in yaptığı ‘Taşlar Dökülürken’ programında gerçekten de eteğinde ki taşları dökmüş.
20 Temmuz 1974 için, “Benim için anı olarak kalan benim anlayışıma, kültürüme olan saldırıdır.” Demiş. Behey gafil, behey hain 1974’ten önce yapılanlar senin kültürüne, anlayışına uygun olduğu için şimdi böyle söylüyorsun değil mi? Gerçekten de kültürüne sahip bir anlayışın olsaydı. 20 Temmuz 1974 öncesi değil kültürüne, anlayışına, canına malına maneviyatına, milliyetine saldırıldığını bilmiyor muydun? Biliyordun ama dediğin gibi sizlerin anlayışı hainlik ve döneklikle eş değer de olduğu için 1974 sonrasını da haliyle kültürünüze saldırı olarak nitelemek zorundasınız.
Diyebiliyor musunuz? 20 Temmuz 1974’ten sonra canımıza, malımıza, olmayan milli duygularımıza ve maneviyatımıza da saldırı yapılmıştır. Diyemezsiniz! Çünkü o tarihten sonra Adanın Kuzeyinde barış, istikrar ve düzen sağlanmıştır. Geceleri evlerinizde huzur içinde uyuyabiliyordunuz. Bir yerden bir yere giderken acaba geri dönebilir miyim diye bir korku hissetmeden yola çıkabiliyordunuz. Senin saldırı olarak nitelediği olay sana can ve mal güvenliğinin yanı sıra bir devlet kazandırmıştı. Seni Rum’un zulmünden, Rum’un esaretinden kurtarıp, kendi kendinin efendisi yapmıştı. Fakat sizlerin satılmış ruhları, beyinleri bunu algılamaya ve hissetmeye muktedir olmadığı için de 1974 o ihanetle örülmüş beyinlerinizde birer kötü anı olarak kalmıştır.
“Bu toplumun arasında kan davası yoktur” da demiş. İnanmıyorum. Onca kayıp, onca gece evlerinden alınıp, katledilen insanlar, toplu mezarlar neydi? Kan davası denilen şey nasıl oluyor acaba? Bundan iyi kan davası olur mu? Evet, kanı kanla yıkamazlar ama Şehitlerin de kanları yerde kalmamalı! Bir insan nasıl bu kadar öz benliğini unutup, Rum’un yalakalığını yapar anlamıyorum! Aslında bu hainleri dikkate alıp konuşmamak, konuşturmamak lazım! asıl onların kendilerinin çalıp, kendilerinin oynamasına izin vermek gerekir. Nitekim de öyle oluyor. Artık onların sözlerine Rum yandaşlarından başka değer veren de kalmadı. Değer verenler ise azınlıktadır. Azınlık olmaya da mahkumdurlar. Her millet gibi Türk Milleti de içinde hainlerini de barındırıyor maalesef.
Biraz da Ordumuzun Kuzey Irakta başladığı kapsamlı harekata değinmek istiyorum. Kuzey ırak’a kara harekatı başlattık. Bu harekat havadan da destekleniyor. Dağlar bombalanıyor. Teröristlerin inleri yerle bir ediliyormuş.
Çukurca’ya saldıranlar sınır ötesinden gelmişler. Hem de çok ağır teçhizatlarla bu saldırıyı gerçekleştirmişler ve yine geldikleri gibi o ağır teçhizatla sınırı geçip Irak’a geçmişler. Bunların sınır ötesinden geldikleri biliniyorsa, tespit edilmişse neden önleri kesilmemiş. Neden tedbir alınmamış. Ben o saldırganların, o canilerin sınır ötesinden geldiklerine inanmıyorum. Onlar Çukurca ilçesinde gündüz vatandaş, gece de terörist olan insanlar olamazlar mı?
İçimizde yaşayan bu teröristleri bitirmeden Irak’ın dağlarını bombalamak bu terörü bitiremez. Daha önce de şehir merkezine dek gelip bombaları patlatıp nasıl kaçabiliyordu bu alçaklar. Anında halkın arasına karışıyorlardı çünkü. Halkın da büyük bir kısmı onlarla birlik çünkü! Başka türlü ne kaçabilirlerdi! Ne de böylesine koordineli bir saldırı gerçekleştirip, anında yok olamazlardı topu ile tüfeği ile. Koordineli saldırılar düzenliyorlar çünkü eğitim aldıkları, savaş planı yapılan kurmay kademesi yurt dışından destekleniyor. Son olaydan sonra bu saldırının Suriye, İsrail veya İran tarafından desteklenmiş olabileceğine vurgu yapılmaktadır. Bu da komşularımızla sıcak çatışmaya girmemiz için bir neden yaratılması demektir. Times ve BBC katliam için ‘Bu, İran ve Suriye’nin işi!’ diyerek bunu Komşularımızın üzerine atmaya çalışıyor. Oysa İsrail açıktan açığa PKK’ya yardım edeceğini bütün dünyaya duyurmuştu. Bizim medyamız da bu söylemler üzerinde politika geliştirmeye devam ediyor. Türkiye düşmanı dışarıda arken içimizde ki düşmanlar ise Mehmetçiği şehit etmeye ve buhar gibi kaybolmaya devam ediyor. Önce evimizin içini temizleyelim. Dışarısını da hep beraber temizleriz. Korkarım ki Arap Baharı neticeye ulaşmak üzere sıra Türk Baharına geliyor...
Ayla Berkin
21.10.2011