KKTC'de Bulunan Bazı Tezhipli El Yazma Eserleri ( Hatice Aygün SELVİTOPU )

YÖNETİM

-Otağ Hanı-
Katılım
29 Eki 2010
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KKTC'DE BULUNAN
BAZI TEZHİPLİ EL YAZMA
ESERLERİ
Hatice Aygün SELVİTOPU

5042Aygun_Selvitopu_Kapak.jpg



9364resim_1.jpg
2011 / İZMİR

KKTC’DE BULUNAN BAZI TEZHİPLİ EL YAZMA ESERLERİ
Araştırma/Tez
Hatice Aygün SELVİTOPU
2011 Nisan
KIBATEK Yayınları:44
www.kibatek.org.tr
Kapak Adı:Cilt Kapağı

İletişim:
e_mail: [email protected]
İş adresi: Ali Bayırlar İlk Öğretim Okulu
Güzelbahçe/İZMİR

İSBN: 978-605-87989-0-8

Basım Yeri:Kanyılmaz Matbaacılık
Kağıt ve Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti.
Sanat cd. 5609 Sk. No:13 Çamdibi/İZMİR
Tel&Fax: 449 14 43 - 449 47 90
BasımTarihi:Nisan-2011
SUNUŞ

Kurumumuz çalışmalarında Kıbrıs’ın daha açık bir ifadeyle Kıbrıs’taki Türk Dili , Edebiyatı ve Kültürü’nün daima önceliği ve önemi olacağını kuruluş aşamamızda kamuoyuna deklare etmiştik. Bu prensibimiz doğrultusunda KIBATEK olarak 1998 yılından günümüze uluslar arası platformlarda Kıbrıs Türk Kültürü’ne hizmet etmeye devam etmekteyiz. Yayınlarımız arasında daha önce KKTC ‘li şairlerin kitaplarını yayınlamıştık. Şimdi , Kıbrıs – Balkanlar- Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu , KIBATEK olarak yeni, farklı ve önemli bir yayınla karşınızdayız.KKTC ‘li değerli üyemiz öğretmen , tezhip sanatçısı, ressam ,KIBATEK Görsel Koordinatörü Hatice Aygün SELVİTOPU’nun “KKTC’de Bulunan Bazı Tezhipli El Yazma Eserleri” adlı değerli çalışmasını kitaplaştırıyoruz. Bu çalışma KKTC ‘de yapılan araştırmaya dayanan bir tezdir. Bilimsel kontrolü ve denetimi akademik çevrelerce yapılmış ve kabul edilmiştir. Bununla birlikte kitabın Kıbrıs Türk Kültürü ve Geleneksel El Sanatları disiplini açısından değerlendirilmesi konunun uzmanları tarafından ayrıca yapılacaktır. Biz KIBATEK olarak böylesi araştırma ürünü bilimsel bir çalışmayı yayınlarımız arasında bilim dünyasının ve kamuoyunun istifadesine sunmaktan büyük mutluluk ve onur duymaktayız.

Değerli üyemiz Hatice Aygün SELVİTOPU’na kurumumuza sunmuş olduğu çok yönlü hizmetleri ve böylesi önemli bir çalışmayı kurumumuz adına yayınlama nezaketi için teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Nisan 2011/İzmir
Feyyaz SAĞLAM
KIBATEK Onursal Başkanı

İÇİNDEKİLER
SUNUŞ III
ÖNSÖZ VI
ÖZET VII
ABSTRACT 1
GİRİŞ 5
LEFKOŞA VE GİRNE’NİN TARİHİ, ARAŞTIRMAYA KONU OLAN KURULUŞLARIN TANITIMI 11
LEFKOŞA VE GİRNE’NİN TANITIMI 11
LEFKOŞA’NIN TARİHİ 11
GİRNE’NİN TARİHİ 16 ARAŞTIRMAYA KONU OLAN KURULUŞLARIN TARİHİ VE MİMARİ ÖZELLİKLERİ 16
LEFKOŞA SULTAN 2. MAHMUD KÜTÜPHANESİ
KÜTÜPHANE’NİN KÜLTÜR TARİHİ BAKIMINDAN ÖNEMİ 18
MİMARİ ÖZELLİKLERI 20
LEFKOŞA MEVLEVİ TEKKESİ 20
MEVLEVİ TEKKESİ’NİN KÜLTÜR TARİHİ BAKIMINDAN ÖNEMİ 23
MİMARİ ÖZELLİKLERİ 25
GİRNE MİLLİ ARŞİV 26
MİLLİ ARŞİV’İN KÜLTÜR TARİHİ BAKIMINDAN ÖNEMİ 26
MİMARİ ÖZELLİKLERİ 28
KIBRIS’TAKİ BAZI TEZHİPLİ EL YAZMALARI
SONUÇ 92
TERİMLER SÖZLÜĞÜ 96
KAYNAKÇA 94

ÖNSÖZ

Kıbrıs adası yıllar boyu bir çok uygarlığa ve farklı kültürel değişimlere sahne olmuş, tarihin her döneminde sık sık el değiştirmiş , alınıp satılmıştır ve kiralanmıştır. 1570’de Türk döneminin başlaması ile Türk kültürünün aynen bu adada devam etmesi sağlanmıştır. Bu gelişmeler sırasında bir çok Osmanlı eserleri meydana getirilmiştir. 1963’de Rumların Türklere karşı başlattıkları olaylarda Türk eserleri yıpratıldığı gibi İngilizler tarafından da kendi ülkelerine kaçırılmıştır. Bu eserler arasında tezhiplenmiş el yazması eserler de yer almaktadır. 1994 yılında eserlerin çok azının sergilenmesi ve tanıtılması, Lefkoşa Sultan 2. Mahmud , Mevlevi Tekkesi ve Girne Milli Arşiv’deki tezhipli el yazma eserleri tez konusu olarak seçmeme neden olmuştu. Bu gün bu eserler o günkü yerlerinden alınarak Girne Milli Arşivi’nde muhafaza edilmektedir.

Bu araştırmamda bana yardım eden Sayın Harid FEDAİ’ye ,Sayın Prof.Dr.Netice YILDIZ’a Mustafa H.ALTAN’a, Figen CANER’e ,ayrıca tez aşamasında Sayın Doç.Dr. Aynur MAKAL’a Prof.Dr.İsmail ÖZTÜRK öğretmenlerime ve bu tezin kitaplaşmasında emeği geçen Sayın Feyyaz SAĞLAM’a teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Hatice Aygün Selvitopu (BALCI)


ÖZET
Osmanlılar tarafından Kıbrıs adasının fethinden sonra Anadolu’dan getirilen Türkler değişik bölgelere yerleştirilerek adanın ilk Türkleştirilmesi başlatılmıştır. Anadolu’dan gelen Türk göçmenleri, kendi öz kültürlerini de bu küçük adaya taşımışlardır. Böylece bugün karşılaştığımız Anadolu halkı ile Kıbrıs Türkü’nün kültürel benzerliği ortaya çıkmıştır.

Osmanlılar Kıbrıs’a yerleşir yerleşmez ilk önce dini ihtiyaçlarını karşılayabilecek biçimde bazı kilise ve katedralleri (İslamlığın gereklerinden olan minare , mihrap minber ve kadınlar mahfili gibi bölümler ekleyerek) camiye çevirmişlerdir. Sonraları yerli ve Türk ustalarla kendi mimari tarzlarına göre yeni camiler , hanlar, hamamlar, çeşmeler ve benzeri yapılar yapmışlardır.

1571’den sonra Kıbrıs’ta Osmanlılar tarafından yapılan cami tipleri iki grupta toplanmıştır. Birincisi , Klasik Osmanlı mimarisi denilen kubbeli tiplerdir. Diğer ikinci grupta ise enine ve bazen de boyuna uzanan dikdörtgen planlı cami tipleridir. Kıbrıs’ta daha çok rastlanan bu tür örnekleri genellikle 19.yy. dan itibaren görülmeğe başlanmıştır. Dini ihtiyaçları karşıladıktan sonra Osmanlılar, günlük ve sosyal yaşantıları için yapılar yapmaya başlamışlardır. Bunlara en güzel örnek hamamlardır. Kıbrıs’ta iki katlı, iç avlulu olup, avlu etrafını çevreleyen revakları ve revaklara açılan odaları ile klasik Osmanlı şehir içi hanlarının tipik plan özelliklerini taşımaktadırlar. Lefkoşa’da Büyük ve Küçük Medrese diye bilinen ve sade yerlerini bildiğimiz iki medrese binasından günümüze hiçbir iz kalmamıştır. Peristerona köy medresesi ise yıkıktır. Tek örnek olan Lala Mustafa Paşa Camisi yanında bulunan ve medrese olarak anılan yapı vardır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda Kütüphane, aslında amme kurumu olarak halkın eseridir. Dayanaklı İslam Suni / Hanefi Hukuku’ndan alan bir vakıf sistemi içinde gelişmiştir. 2. Mahmud Kütüphanesi, muhafaza etmekte olduğu kıymetli yazma koleksiyonundan başka binası, kuruluşu ve geçirdiği safhalarla Türk kütüphanecilik tarihinin önemli belgelerinden biridir. Ayasofya Camisi’nin avlusunda yıkılmış olan Müftü Medresesi’nin yanında 2. Mahmud tarafından yeniden yaptırılan bir binada kurulan bu kütüphane yeni bir kütüphane değildir. Lefkoşa’da fetihten 1829 tarihine kadar kurulan çeşitli halk kütüphanelerinin yeniden organizasyona tabii tutulması ve halkın bu yeni hamleye katkı sağlamasıyla oluşmuştur. Kütüphanede bugün 1800’den fazla matbaa ve el yazma eserler mevcuttur.

1963 yılından itibaren Lefkoşa Etnografya Müzesi olarak kullanılan Mevlevi Tekkesi’nde Osmanlı mezar taşları , Türk dönemi tarihine ışık tutan önemdeki Şeri Mahkeme sicilleri, Mevlevi dervişlerinin giysileri, müzik aletleri yine Türk dönemine ait fermanlar , beratlar , halılar ve Lala Mustafa Paşa’nın Bayraktar Camisi’ndeki Kur’an-ı Kerim ile başka etnografik değeri olan eserler sergilenmektedir. Geleneksel Mevlevi ayinleri Kıbrıs’taki Mevlevi Tekkesi’nin de uzun yıllar en canlı , en ilgi çeken etkinlikleri arasında idi.

1971’de Kıbrıs Türk Milli Arşivi ve Araştırma Merkezi kurulmuş ve Türk toplumu adadaki varlığına tanık olmuştur. Bilim , kültür ve uygarlığımızın tarihimizin ve milletimizin maddi ve manevi haklarının yazılı senetleri bu kuruluşta mevcuttur. Ayrıca el yazma eserlerde burada muhafaza edilmektedir.

Tez konusu olarak Kıbrıs’ta bulunan bazı tezhipli el yazma eserleri ele alınmıştır. İlk bölüm , Lefkoşa ve Girne’nin tarihi hakkında bilgi verilecek ve eserlerin bulunduğu kuruluşlar tanıtılarak tamamlanmıştır. İkinci bölümde ise bu kuruluşlarda bulunan tüm tezhipli eserlerin hattı, tezhibi ve cildi ile ilgili bilgi verilmiştir.

Araştırmamızın başında yetkili kişilerle görüşülerek konu hakkında genel bilgi elde edinilmiştir. Bu kişilerin eşliğinde kitaplar hakkında bilgi edinilerek fotoğrafları çekilmiştir. Ayrıca tavsiye edilen kaynak kitaplar incelenmiştir. Daha önce bu konularla ilgili araştırma yapan kişilerin eserleri okunarak bu yapıtlardaki bazı eksik bilgiler fark edilmiş ve eksiklikler bu kitapta tamamlanmaya çalışılmıştır. Yazma eserler hakkında edilen bilgiler ışığında çekilen fotoğraflar ve bu eserlerle ilgili çizilen tezhip desenleri sayesinde kitap için gereken araştırma tamamlanmıştır. Desenler serbest fırça ile çalışılarak elde edilmiştir. Yazı kısımları bilgisayar ile yazılara kitap haline getirilmiştir.

İleride restorasyona tabi tutulabilecek bu eserler için yeterli bir kaynakça oluşturulmuştur. Bu yapılan inceleme neticesinde hiçbir araştırmanın sonu olmadığı inancı içindeyim. Ümit ederim ki bu konu ile yapılan son araştırma olmaz ve daha ileriye gidilerek yeni nesillere yeni bilgiler kazandırılarak geçmişi inceleyerek geleceğe katkıda bulunulacaktır.

ABSTRACT

By being settled in different regions of the Island the Turks brought from Anatolia after conquest of Cyprus Island by Ottomans had started the first Turkification of Cyprus Island. Turkish migrants coming from Anatolia have also carried their own cultures into this little Island. So, cultural similarity of Anatolian people and Cyprus Turk, that we see today, has arisen.

As soon as Ottomans settle in Cyprus, first they transformed some of churches and cathedrals into mosque by appending some sections such as minaret, mihrab, minbar and women mahfil which are requirements of Islam, in form of they can satisfy their religious requirements. Afterwards, they built new mosques, caravansaries, Turkish baths, fountains and similar constructions pursuant to their own architectural styles thanks to native and Turk builders and civil engineers.

Mosque types built by Ottomans in Cyprus after 1571 can be categorized in two groups. The first ones are in dome style named as Classical Ottoman architecture. As for the remaining second ones are those rectangular planned mosque types lie down in breadth and, sometimes, length. This kind of samples which are mostly appeared in Cyprus were seen from 19th century, in general. Ottomans commenced to build constructions for daily and social life after they satisfied religious requirements. The best example for these is baths. In Cyprus, they are in typical plan specifications of classical Ottoman downtown caravansaries with their two stories, court, porches surrounding the court and rooms opening to the porches. No ruins from two medresa buildings known as Grand Madresa and Small Madresa in Lefkosa remain today; however we know only their locations. As for Peristerona Village Medresa is destroyed one. There is the building next to Lala Mustafa Pasha Mosque and called as “Medrese” only.

Library in Ottoman Empire is people work of art as public institution, essentially. It has developed in a foundation system based on Islam Sunni / Hanafi Law. The Sultan Mahmut The Second Library is one of the important documents of Turkish Librarianship with its building, establishment and its phases passed through other than its valuable handwritten collection that is still maintained. This Library is not a new one that was established in a building rebuilt by The Sultan Mahmut The Second near to Mufti Madresa that was demolished in the court of Saint Sophia Mosque. Today, there are more than 1800 of printed and handwritten work of arts upon the fact that various people libraries established in Lefkosa from date of the conquest to 1829 were taken under reestablishment; and this was contributed by the people.

In the Mevlevi Tekke which has been used as Lefkosa Ethnography Museum since 1963, those are exhibited that Ottoman gravestones; and Shariah Court registers which are in importance of enlightening The Turkish Period History; and clothes and musical instruments of mevlevi dervishes, and also firmans, title of privileges, carpets belong to the Turkish Period; and The Holy Koran in Lala Mustafa Pasha’s Bayraktar Mosque; together with other ethnographically valued work of arts. The traditional mevlevi ceremonies were also amongst the most vigorous and attractive activities of Mevlevi Tekke in Cyprus.

In 1971, Cyprus Turk National Archive and Researching Center was established; and, Turkish Society saw its existence in the Island. Those title deeds are in extant in this establishment that our scientific, cultural and civilization history and also material and moral rights are written on it. Furthermore, handwritten work of arts is also preserved here.

Some of gilded handwritten works of arts in Cyprus were considered as thesis topic. The first chapter was completed by presenting details about history of Lefkosa and Girne and also by introducing the establishments with the Master of Arts. As for the second chapter, detail about calligraphy, gliding and volume of gilded handwritten work of arts of these establishments was presented.

General information about the topic was obtained by meeting with authorized persons at the commencement of our research. With accompaniment of these persons, information about the books was obtained; and photos were taken. Furthermore, the recommended source books were also studied. By reading the work of arts of the persons who previously researched on these topics, some of missing information in this work of arts was understood; and tried to complete the missing information in this book. The research necessary for the book was completed thanks to the photos taken under the lights of the information obtained about the handwritten work of arts and the gliding designs draft about these work of arts. The designs were obtained by working with brush. Its texts were typed and the book was made.

A bibliography adequate for these works of arts that might be restored in future was formed. At the result of this study, I believe in that there is not any conclusion of any researching. I hope that this will not be the last research on this topic; and the future will be contributed by getting more progress and providing newer information to the next generations and researching the history.

(Çeviri: Ali Osman TEZCAN)

GİRİŞ

Kıbrıs’ta gerek Türk eserleri ile ilgili gerekse diğer kültürel varlıklarla ilgili araştırmalar çoğunlukla yabancı araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Son zamanlarda Türk araştırmacılar gereken ilgiyi göstermeye başlamışlardır. Kıbrıs’ta bir kaç makale ve İsmet PARMAKSIZOĞLU’nun haricinde el yazması eserlerin tezhibi, hattı ve cildi hakkında bilgi içeren bir kitaba rastlanılamamıştır. Fakat 1991 yılında İslam Tarihi ve Kültür Araştırma Derneği tarafından bir araştırma gerçekleştirilmiş ve edindiğim bilgilere gore el yazma eserler catalog haline getirilmiştir. Kıbrıs vatandaşı olmam ve tezhip üzerine eğitim görmemden dolayı ,bu konuyu tez konusu olarak seçmem ayrı bir neden teşkil etmektedir.

Araştırma için yapılan ilk çalışma, araştırma yapacağımız mekanlara gidip oradaki görevlilerden daha önce kimlerin bu konularda inceleme yaptığını öğrenmek oldu. Daha sonar bu çalışmalardan örnekler elde ederek bazı bilgi eksikliklerimizin olduğunu fark ettim . Bu eksik bilgiler kaynak kitaplar hakkında idi. Çektiğimiz fotoğraflardan yararlanarak el yazma eserlerin tezhip şemalarını ve desenlerin ortaya çıkardık.

Adadaki Türk eserleri Rumlar ve İngilizler tarafından yağma edilmiş ve günümüze ancak çok azı gelebilmiştir. 1963 olaylarının başlaması ile Türklerle ilgili bir çok evrak Rumların eline geçmiştir. Bugün bu belgeler onların arşivlerinde bulunmaktadır. İngilizler de yurtlarına giderken bir çok eseri kaçırmışlardır. Ne yazık ki o dönemlerde azınlık oluşumuz ve yetkilerimizin sınırlı olması kendi eserlerimizi korumamıza engel olmuştur.

Bu gün bize düşen görev saklı olan eserlerimizin özellikle el yazma eserlerimizin sergilenme imkanlarının sağlanmsı ve çok iyi bir şekilde bakımlarının yapılması gerekmektedir. İleriki yıllarda bu eserlerimize gereken ilgi ve bakımının yapılacağını umuyorum.

İki bölümden oluşan bu çalışmam esas olarak , Lefkoşa Sultan 2. Mahmud Kütüphanesi, Mevlevi Tekkesi ve Girne Milli Arşiv’de bulunan bazı tezhipli el yazmalarını içermektedir. Birinci bölümde, Lefkoşa ve Girne’nin tarihi, araştımaya konu olan kuruluşların tanıtımı, İkinci bölümde ise bu yerlerdeki tezhipli el yazması eserlerin hattı, tezhibi ve cildi hakkında bilgiler verilmektedir. Kütüphanedeki tezhipli el yazma eserlerden ilk iki cild, Tefsir-I Kebir’dir. Üçüncüsü, Envar’t Tenzil adlı özet tefsir kitabıdır. Zeyl-I Şekaik isimli diğer bir eser ise 76 yıllık sürede Osmanlı Devleti’nde yetişen şeyhler, ilim adamları ve şairler hakkında bilgi içermektedir. Dört cildden oluşan El-Cami’u’s-Sahih adlı bu eser Kur’an-ı Kerim’den sonar gelen en önemli eserlerdendir. Kütüphanedeki son tezhipli eser Kitab’ul Gamzi Uyunil Besair Ale’l Esbah yani ‘Geniş İslam Hukuku’ adlı eserdir. Mevlevi Tekkkesi’nde üç adet tezhipli Kur’an-ı Kerim kitabı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Lala Mustafa Paşa Kur’an-ı’dır. Milli Arşiv’deki tezhipli eserler ise Risale-ı Hatime-ı Şerifname-ı Nübuvvet ve Kitabu’l-Fetva adlı eserlerdir.

Kitapta yeralan resimler konudaki anlatıma göre sıralanmıştır. Şemalar ve desenler, ilgili konulardan sonar yerleştirilmiş ve fotoğraflardan yararlanılarak elde edilen desen forumları ayrı ayrı serbest fırça ile çalışılarak meydana getirilmiştir. Kısaltmalar ,terimler sözlüğü ve kaynakça bölümü alfabetik sıraya göre hazırlanmıştır.

Osmanlılar tarafından Kıbrıs adasının fethinden sonra Anadolu’dan getirtilen Türkler değişik bölgelere yerleştirilerek adanın ilk Türkleştirilmesi başlatılmıştır. Anadolu’dan gelen Türk göçmenleri , kendi öz kültürlerini de bu küçük adaya taşımışlardır. Böylece bugün karşılaştığımız Anadolu halkı ile Kıbrıs Türk’ünün kültürel benzerliği ortaya çıkmıştır.

Osmanlılar Kıbrıs’a yerleşir yerleşmez ilk önce dini ihtiyaçlarını karşılayabilecek biçimde bazı kilise ve katedralleri İslamlığın gereklerinden olan minare , mihrap , minber ve kadınlar mahfili gibi bölümler ekleyerek onları camiye çevirmişlerdir. Sonraları yerli ve Türk ustalarla kendi mimari tarzlarına göre yeni camiler, halar , hamamlar, çeşmeler ve benzeri yapılar yapmışlardır.

1571‘den sonra Kıbrıs’ta Osmanlılar tarafından cami tipleri iki grupta toplanmıştır. Birincisi, Klasik Osmanlı mimarisi denile kubbeli tiplerdir. Diğer ikinci grupta ise enine ve bazen de boyuna uzanan dikdörtgen planlı cami tipleridir. Kıbrıs’ta daha çok rastlanan bu tür örnekleri genellikle 19. yy. dan itibaren görülmeğe başlanmıştır. Dini ihtiyaçları karşıladıkta sora Osmanlılar, günlük ve sosyal yaşantıları için yapılar yapmaya başlamışlardır. Bulara en güzel örnek hamamlardır. Kıbrıs’ta iki katlı , iç avlulu olup , avlu etrafını çevreleyen revakları ve revaklara açıla odaları ile klasik Osmanlı şehir içi hanlarının tipik plan özelliklerini taşımaktadır. Tekkeler genellikle türbe , mescit ve yardımcı ünitelerden oluşmaktadır. Lefkoşa ‘da Büyük ve Küçük Medrese diye bilinen ve sadece yerlerini bildiğimiz iki medrese binasından günümüze hiçbir iz gelmemiştir. Peristerona köyü medresesi ise yıkıktır. Tek örnek olarak Lala Mustafa Paşa Camisi yanında bulunan ve medrese olarak anılan yapı vardır.

Osmanlı İmparatorluğunda Kütüphane , aslında amme kurumu olarak halkın eseridir. Dayanakları İslam Suni /Hanefi Hukukundan alan bir vakıf sistemi içinde gelişmiştir. 2. Mahmud Kütüphanesi , muhafaza etmekte olduğu kıymetli yazma koleksiyonundan başka ; binası , kuruluşu ve geçirdiği safhalarla Türk kütüphanecilik tarihinin önemli belgelerinde biridir. Ayasofya camisinin avlusunda yapılmış olan Müftü Medrese’sinin yanında 2. Mahmud tarafından yeniden yaptırılan bir binada kurulan bu kütüphane yeni bir kütüphane değildir. Lefkoşa’da fetihten 1829 tarihine kadar kurulan çeşitli halk kütüphanelerinin yeniden organizasyona tabii tutulması ve halkın bu yeni hamleye bugün 18000 ‘den fazla matbaa ve el yazma eserler mevcuttur.

1963 yılından itibaren Lefkoşa Etnografya Müzesi olarak kullanılan Mevlevi Tekkesi’nde Osmanlı mezar taşları , Türk dönemi tarihine ışık tutan önemdeki Şeri Mahkeme sicilleri, Mevlevi dervişlerinin giysileri , müzik aletleri yine Türk dönemine ait fermanlar, beratlar , halılar ve Lala Mustafa Paşa’nın Bayraktar Camisindeki Kur’an-ı Kerim ile başka etnografik değeri olan eserler sergilenmektedir. Geleneksel Mevlevi ayinleri Kıbrıs’taki Mevlevi Tekkesi’nin uzun yıllar en canlı , en ilgi çeken etkinlikleri arasında idi.

1971’de Kıbrıs Türk Milli Arşivi ve Araştırma Merkezi kurulmuş ve Türk toplumu adadaki varlığına tanık olmuştur. Bilim , kültür ve uygarlığımızın tarihimizin ve milletimizin maddi ve manevi haklarının yazılı senetleri bu kuruluşta mevcuttur. Ayrıca el yazma eserlerde burada muhafaza edilmektedir.

ON NUMARALI EL YAZMA ESER
Bulunduğu Yer : Mevlevi Tekkesi
Envanter No : 135
Kitap Adı : Kur’an-ı Kerim
Dili : Arapça
Hattatı : Belli Değil
Hat Türü : Nesih
İstinsah Tarihi : H.1097
Müzehhibi : Belli Değil
Müellifi : Belli Değil
Yazıldığı Tarih : Belli Değil
Yaprak Sayısı : 320
Cild Ölçüsü : (3 x 24,5x17,5) cm
Cild : Var
Zahriye : Yok
Serlevha : Var
Surebaşı : Var
Açıklamalar : Bu el yazma eserin istinsah tarihi bilinmemekle beraber hangi yüzyıla ait olduğu hakkında bir bilgi yoktur. Fakat bazı araştırmacılar bu eserin 16.yüzyıla ait olduğu tezini öne sürmektedir. Lala Mustafa Paşa Kur’an’ı olarak ün yapan eser “nesih” hattı ile yazılmıştır. Fatiha ve Bakara sureleri’nin bulunduğu “serlevha” kısım zengin tezhiple bezenmiştir. Surelerin bulunduğu kısımda koltuk tezhipleri mevcuttur.

7669resim_2.jpg

Resim 12: Mevlevi Tekkesi 135 env. no’lu el yazma eserde bulunan serlevha sayfasından görünüş

Kapalı simetrik rumi motifleri ile paftalara ayrılmış bu form dikdörtgen biçiminde kompozisyonu tamamlamaktadır. Lacivert zemin ağırlıklı olup paftalanmış alan altın, rumi formlarından oluşturulan alanlar ise laciverttir. Surebaşların bulunduğu kısım yine paftalara ayrılmış ve hat yazısının bulunduğu zemin altın , etrafı siyah dendan cetvel çekilmiştir. Bunu lacivert zemin takip etmektedir. Hat yazısının olduğu bölüm çift tahrir bitkisel motiflerle bezenmiştir. Diğer alanlar beyaz ve turuncu renkte bitkisel motiflerle tezhiplenmiştir. Bu kompozisyon, surelerin hem üst bölümünde hem de alt bölümünde yer almaktadır. Etrafı kalın anahtarlı altın zencerek tamamlamaktadır. Koltuk tezhiplerinin , sureleri ve tüm kompozisyonun etrafını ise basit yeşil geçme çevrelemektedir. Her iki sayfadaki bu tezhibi siyah zemin üzerine beyaz , altın ve turuncu çiçeklerden oluşan bordür dolaşmaktadır. Kuzu payı verildikten sonra paftalı tezhipli bordür, kompozisyonu tamamlamaktadır . Bu bordürde simetrik kapalı rumi motfi uygulanmıştır. Rumiler yeşil ve açık mavi tonlarındadır. Kapalı form içinde kalan kısımlar lacivertle bezenmiştir. Bordürün diğer kısmında ise kalın şerit içine kapalı rumi forumları çalışılarak paftalama yoluna gidilmiştir. Paftalanmış kısımların içine siyah ve turuncu zemin atılmıştır. Rumi kısımlar ise altın ,diğer bölümler laciverttir. Kuzu payından sonra lacivert basit tığ motifleri ile tezhiplenmiştir. (Bkz.Şema ve Desen:18)

Sayfa kenarlarındaki hizip güller dikdörtgen geometrik form içermektedir. (Bkz.Resim:32,Şema ve Desen : 19)

Surebaşlarındaki hat yazıları çerçeve içine alınarak dışta kalan kısım mavi ile çift tahrir çalışılmıştır. (Bkz,Şema ve Desen : 20)

Cild yapı ve süsleme itibariyle son döneme ait olduğundan , bu eserin esas cildini teşkil etmemektedir.

Cild koyu kahve renkte su şemsesi olarak çalışılmıştır. Şemse ve salbek kısımları çiçek motifleri ile süslenmiştir.
 
Üst