Köpek yarışları

Kamil Özkaloğlu

Onursal Üye
Katılım
6 Ara 2008
Mesajlar
359
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KÖPEK YARIŞLARI

Modern(!) ülkelerde biliyorsunuz köpek yarışları yapılır.

Köpek yarışlarının geçmişi çok eskilere dayanır.

En çok kullanılan yarış köpeği cinsi tazı’dır.

Önceleri, bir tavşan salıverirlerdi arkasından da tazıları serbest bırakırlardı. Hangi tazı tavşanı yakalarsa birinci ilan edilirdi.

Bir zaman sonra, Hayvanları Koruma Derneklerinin şiddetli, haklı tepkileri nedeniyle insanların insanlıkları(!) üstün geldi ve canlı tavşan yerine mekanik tavşan kullanmaya başladılar.

Bu kez yarışın şekli değişti. Yakalanacak bir tavşan yok. Sadece tavşan yakalamak için mekanik bir kutunun peşinden koşan tazılar var. Bitiş çizgisine gelince yarış biter.

Adı yarış ya... Bu olayı bir spor olarak değerlendirenler var. Bugünkü dünyada, özellikle de gelişmiş, ileri(!) ülkelerde (Birleşik Devletler ve İngiltere gibi.) köpek yarışları çok gelişti, büyük bir sanayi haline geldi.

Ama bu yarışların bu kadar ilgi görmesi, bahisler dolayısıyla bir kumar aracı olmasındandır.

Bazı çevreler bu yarışları özendiriyorlar da. Güya azalmakta olan tazı neslini korumayı amaçlıyorlarmış.

Tazılarının birincilikler kazanıp şampiyon olmaları için onlara düzenli ve sistemli eğitimler yaptırarak yarışlara hazırlarlar. Bu eğitimli tazılar defalarca bir metal yığınının peşinden koşarlar. Dünyanın üstün türü insanlar onlara, “bak bu tavşan ödüldür, yakala onu” derler. Tazılar da ayni vaade yüzlerce, binlerce kez aldanarak bu yarışı sürdürürler.

Hiç düşündünüz mü? Bu dünyanın üstün türünden oluşan o gelişmiş ve ileri(!) ülkelerin insanlarının bize yapmakta olduklarını?

Bizim önümüze de bir ödül koydular ki bu ödül AB’dir. Bize de, “hadi bakalım koş.” Diyorlar.
“Ödülü yakala”,
“AB’ye gireceksin”,
“dünyayla birleşeceksin”,
“refah düzeyin yükselecek”,
“zengin olacaksın” diyorlar.

Yani, onlar zavallı az gelişmiş ülkeleri sömürerek, yeraltı kaynaklarına zorla sahip olarak, gelişmelerini önleyerek, onları köle gibi yok pahasına çalıştırarak kendi halklarının refah düzeylerini yükselttiler. Bugün bu refah düzeylerini koruyup sürdürebilmek için bizim topraklarımıza gereksinmeleri var.

Eğer önümüze koydukları koşullara razı olabilirsek;
(Türk değil Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı olmayı,
KKTC’yi yıkmayı, devletten ve egemenlikten vazgeçmeyi,
Rumların tahakkümünü kabul etmeyi,
Osmosisi içimize sindirmeyi…)

İşte o zaman Kıbrıs’ta kalmamıza müsaade edecekler ve biz de onların kanlı refah kırıntılarından yararlanacakmışız.

Bizi defalarca aldattılar. Hala önümüzde (AB Ülkelerinin bugünkü yürekler acısı durumlarına karşın)AB ödülü, bize hala “koş da şampiyon olacaksın” diyorlar. Biz de ana evlat, hala koşuyoruz...

Dünyanın o, üstün tür olduklarını iddia edenler; bizi o üstün türden sayıyorlar mı? Bilinmez.

AB’nin tavşandan bizim tazıdan farkımız ne Allah aşkına?

Biçare tazı, arkasından koştuğunun gerçek bir tavşan olmadığını nereden bilsin?

Zavallı tazıcıklar, belki bir gün şampiyon ilan edilecekler ama
Tavşanı hiçbir zaman yakalayamayacaklar…

Bence, o tavşanın peşinden hiç koşmamak; Kıbrıs Türkleri için en hayırlısı...


Kamil Özkaloğlu
27 Ekim 2013
 
Üst