Korkmuyoruz Denktaş Ağabey !

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
"KORKMUYORUZ DENKTAŞ AĞABEY!"

Aradan bir asrı aşkın bir süre geçmesine karşın hala bu topraklarda tutunma, var olma ve özgür kalma mücadelesini kararlılıkla sürdürüyorsak; bunda Rum-Yunan yayılmacılığı kadar İngiltere’nin Kıbrıs ve bölge üzerindeki müstemlekeci emellerinin de önemli rolü olduğunu asla unutmamak gerekir.

Osmanlı Devleti’nin içinden geçtiği zor bir dönemde; Kıbrıs’ın önce icarı ve daha sonra I.Dünya Savaşı’nda bir oldu-bitti ile İngiltere’ye ilhakı; Kıbrıs Türk Halkı için zor olduğu kadar, kendi vatanına inatla ve kararlılıkla sahip çıkmak isteyen bir halkın, varlığı, özgürlüğü ve kimliği söz konusu olduğunda nelere kadir olduğunu ve nasıl bir soylu mücadeleye giriştiğini gösteren çileler ve sıkıntılarla dolu onurlu bir süreçtir.

Kıbrıs Türkü’nün nesiller boyu devam eden, özgürlük ve var olma mücadelesi, ödenen ağır bedeller, çekilen sıkıntılar ve nice şehitlerin kanları üzerinde yükselen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile taçlandırılmasına karşın; bu soylu mücadelenin hala devam ettiği asla gözden uzak tutulmamalıdır.

“Toplumsal varoluş”; “kendi kimliğimizi koruma”; “kendi kendimizi yönetme” gibi kavramların bu gün batı emperyalizminin ve Güneydeki gaspçı Rum Yönetimi’nin sözcülüğünü ve taşeronluğunu üstlenen bir takım odaklar tarafından sık sık kullanılması, bu değerlerin aşındırılması ve halkın uzun soluklu mücadelesinde yüreklerde yer eden bu kavramlardan yola çıkılarak; mücadeleyi hedefinden saptırmayı amaçlayan haince bir senaryodan başka bir şey değildir!

27-28 Ocak 1958 tarihinde Kıbrıs Türkü’nün; İngiliz Sömürge Yönetimine karşı; Kıbrıs’taki Türklüğün varlığı ile istek ve iradesini ifadeye yönelik başkaldırısının güç kullanılarak bastırılmak istendiği bu tarihi günlerde, bu mücadelenin anısına, ruhuna ve idealine sahip çıkmak yerine; “kendi kendimizi yönetmek istiyoruz”; “toplumsal varoluş hareketi” başlatıyoruz” diye naralar atarak, sabotajlar düzenleme dahil her yola devleti sabote etmeye ve eylemler düzenlemeye kalkanlar; bu söylem ve eylemlerini; hala Kıbrıs Türk Halkının bu topraklardaki eşitlik ve egemenliğini yok sayan, Rum’a ve arkasındaki batı emperyalizmine karşı yöneltmek yerine, her derdimizde, her sıkıntımızda yanımızda olan Anavatanımıza karşı sergilemeye yeltenmeleri “gaflet, dalalet ve hatta ihanet” içinde bulunmaktan başka nasıl tanımlanabilir ki?

27-28 Ocak 1958 tarihlerinde meydanlara taşan ve sömürge yönetiminin tanklarına, gaz bombalarına ve otomatik silahlarına karşı, göğüslerini siper eden Kıbrıs Türk Gençliği ile halkının ölümü göze almak pahasına verdiği şanlı mücadele ile, bu gün “kendi kendimizi yönetmek istiyoruz” kavramı arkasına saklanarak Anavatana karşı sergilenen çirkinliklerin ne alakası olabilir ki?

Tarihine, geçmişine ve içinden çıktığı halkın soylu varoluş mücadelesine sırt dönenlerle Kıbrıs Türk Halkını içten çökertme senaryolarına alet olanlara; 27-28 1958 de Kıbrıs Türk gençliğinin İngiliz Sömürge idaresine başkaldırısından; Rahmetli Liderimiz Denktaş’ın ağzıyla kısa da olsa bazı yaşanmışlıkları ve kahramanlık menkıbelerini hatırlatmak isteriz.

“Bayrağımız kanımız, feda olsun canımız”…sert adımlarla Türk gençleri ilerliyordu. Son turlarını yapıp dağılacaklardı. Kıbrıs’ta Türklük Rum’a boyun eğmeyecekti. Bunun marşını söylüyorlar, bütün dünya’ya bunu haykırıyorlardı. İleride elleri silahlı polis birlikleri İngiliz kumandanlarının idaresinde yolu kesmişlerdi…Ben kalabalığın en arkasında idim. Verilen sözlere rağmen polisler öğrencilere göz yaşartıcı bomba yağdırmağa başladılar.Önde, bayraktar kız bayrağı ile yere serildi. Göz yaşartıcı bombalar binlerce talebenin üzerine yağıyordu. Birden bire dağılır gibi görünen öğrenciler yerde yatan bayrağımızı görünce aslan kesilmişlerdi. Üzerlerine doğru yürüdüm. Hepsinin de gazın tesirinden, gözlerinden yaş akıyordu. Süratle geriye doğru kaçanlar vardı. “korkmayın çocuklar” dediğimi hatırlıyorum. Üstü başı sırılsıklam, ayaklarından pabuçlarını kaybetmiş, saçları gözüne düşmüş bir kız öğrenci hem gözlerini siliyor hem de “Korkmuyoruz Denktaş ağabey, diğer köşeden çıkıp alçaklara hücum edeceğiz” diye cevap verdi…’

“Korkmuyoruz” diyen 54 sene önceki adsız kahramanlarımızdan liseli genç kız bugün hayatta mıdır bilemeyiz.Hayatta ise Allah sağlıklı ömür bahşetsin! Bu dünyadan göçmüşse mekanı cennet olsun. İşte Kıbrıs Türkünün o altın nesli, kahraman evlatları ile mukavemetçi ve mücadeleci halkının destansı direnişi sayesinde cemaattan halka yükseldik. Kendi egemen ve bağımsız devletimizi kurabildik !

* * * * *


İngiliz Sömürge Askerlerinin silahlarına göğüs gererek bir halkın “varoluş mücadelesi”ne canlarını adayan; Sermet’ler, Mustafa’lar; İbrahim’ler, Fuat’lar, Safa’lar nice adsız kahraman genç kız ve kadınlarız; mekanınız cennet olsun. Uğruna şehit olduğunuz idealleriniz idealimiz, başkaldırınız, başkaldırımız olmaya devam edecektir!
 
Üst