Köşe Yazısı: Ben küçükken çok salaktım

DEMİR

Beğ Yönetici
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
374
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Akşam Gazetesi yazarı Ersan Özer'in yazısı
Çok komik ve eğlenceli

'ben küçükken çok salaktım:

edip akbayram'in ismini edi zannederdim. Yani o, benim
için 'edi
pakbayram'di.

ablama, 'nasil olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde
oturarak
geçiriyorsun?' demiştim. 'büyüyünce insanin cani sokakta
oynamak
istemez ki' cevabini vermişti. Uzunca bir süre büyüyüp
büyümediğimi
anlamak için kendime, 'canin sokakta oynamayı istiyor mu?'
diye
sormuştum.

Annem erkeğin cinsel organını 'pipi' kadınınkini 'kutu'
olarak
tanımlamıştı. O zamanlar TRT'de cenk Koray'ın sunduğu
'tele kutu' diye bir
yarışma vardı.
Yarışmacılar, 'hayır cenk bey. Ben kutumu açmak istiyorum'
deyince
koşarak odadan kaçardım.

Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT'ciler çekim için
oradaydı.
Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile jeneriğinde
gözüktüğüm
çocuk programını izlemek için televizyon başına geçti.
Kendimi ekranda
görünce, 'beni niye parkta unuttunuuuz?' diye
gözyaşlarınaboğulmuştum.

Geri vites' kavramım yoktu. Şoför, kolunu koltuğa atıp arkaya
dogru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor
zannederdim.

Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma
külahlarının sivri
kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti.
İnanmıştım. Hâlâ da külahların
sivri kısımlarını yemem. Çöpe atarim.

Babaannem bir gün ölürse sevdiğim dizilerin olmadığı bir
gün ölsün
istiyordum.

abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni
de Bizans
askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey
yaptığımı sandığım için canim yansa bile hiç sesimi
çıkarmazdım.

Bulmacalardaki, 'annenin erkek kardeşi' kısmına dayımın
beş harfli
ismini sığdırmaya çalışırdım.

Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar
hoşuma
gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan
basmıştım. Ancak sanat
merakîm annemin yeni aldığı beyaz eteğe patatesi
yapıştırmamla son bulmuştu. He m
gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak
için dâhiyane bir
fikirle öğretmenimin yanına gittim. 'annem' yazısını
patatese oydurttum.
Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batırdığım
patatesi vücudumun
her tarafına bastım. Sonra da annemin karsısına geçtim.
Beni o halde
görünce ağlamaya başlamıştı.

madonna ile Maradona'yı kardeş zannederdim. Kendi kendime,
'bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı,
öbürü müziğin kraliçesi'
derdim.

Birinden özür dilediğim zaman Allah'ın bana bir özür
vereceğini
sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen 'dilediğim özrü' geri
alırdım.

Kurban bayramı'nda toplanan derilerden uçak yapıldığını
sanırdım.
Uçakların dış yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk
hava kurumu'nun
topladığını düşünüyordum. Uçak kaçırma filmlerinde silahla
ateş edildiğinde ya
da bomba patladığında, 'ayyy! Deri delindi!' derdim.

Annem banyodan çıktıktan sonra bab amın söylediği,
'sıhhatler olsun'
lafını 'saatler olsun' diye anlardım. Bunun da, 'banyoda
amma çok
kaldın' gibi bir şey demek oldugunu sanıp babamın anneme
kızdığını
düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, 'sagol'
dediğini merak
ederdim. 'ne kibar kadın, babam kızsa da hiç muhatap olmuyor'
diyerek anneme hayran, babama kil olurdum.

Babaannemin maceraları

Videokasetlerin revaçta olduğu dönemde ailecek Rocky 4'ü
seyrediyorduk. Stallone'nin Rus boksörü yendiğini gören
babaannem, 'Bizim çocuk yensin diye Yasin adamıştım. Gidip
okuyayım bari' demişti!

Amcam 1984 yılında Almanya'dan kutu kola getirmişti. O
zamanlar Türkiye'de kutu kola henüz yoktu. Babaannem biz
içtikten sonra kutuları atmayıp bulaşıklarla beraber
yıkamış, ardından da bardakların arasına koymuştu!

İzmir'de abimlerdeyken televizyonda Ajda Pekkan'ı
seyreden, birkaç gün sonra İstanbul'a döndüğünde
televizyonda yine Ajda Pekkan'a rastlayan babaannemin
yorumu: 'Buraya da mı geldi bu zilli! Nereye gitsem
peşimde!'

Babaannemi yıllar önce babası, bir resmi dairede işleri
olduğu için şehre götürmüş. Öğlen yemeği zamanı bir
lokantaya girmişler. Başka yer olmadığı için 2 adamın
yanına oturmuşlar. Yemekler gelince babaannem biraz
kendinin, biraz da babasının tabağından yedikten sonra
başlamış masadaki adamların tabaklarından da yemeye! Bir
ondan, bir ötekinden! E köy sofrasında öyle olur ya.

Babaannem savaş filmi seyrederken bir sürü insanın
öldüğünü görünce, 'Ay ay ay! Valla insan ziyanlığı! Bir
film için kaç tane adam öldürüyorlar' derdi!

Babaannem gece annemlerle otururken zap sırasında bir
erotik filme rastlamışlar. Annem tabii kanalı hemen
değiştirmiş ama babaannem kısacık da olsa bir sahneye
şahit olmuş. Haliyle yorumunu da esirgememiş: 'Hiç erkek
dediğin kadının kıçını öper mi? Sonra o kadının o adama
saygısı, hürmeti olur mu?'

Bir gün evde futbol maçı seyrediyorduk. Babaannem
gözlerini ekrandan ayırmadan bombayı pat lattı: 'Şunlara
bak yahu! Ekinleri nasıl da hiç acımadan eziyorlar. Tüh
size!'

Teyzem nişanlıyken eniştem ona parfüm hediye etmiş.
Anneannem de onu sinek ilacı sanıp evin her tarafına
sıkmış! Hayatında tek gördüğü 'spreyli' şey sinek ilacı
olduğu için kadıncağız haklı tabii.

Yalan Rüzgârı dizisinde yaşlı ve sosyetik bir karakter
vardı. Kadının tırnakları inanılmaz uzundu. Bir gün evcek
diziyi 0,izliyorduk. Babaannem birden hayretle, 'Bu kadın
o tırnaklarla nasıl taharet alıyor ki?' demişti.

Babaannem ev kalabalık da olsa hep televizyonlu odada
namaz kılar. Alışmış olsa gerek, sesten hiç rahatsız
olmaz. Bir gün o namaza durmuşken biz televizyon
izliyorduk. Kanalları gezerken birden babaannemin ahenkli
sesi dua ile karışık bir şekilde bizi dumurlara yelken
açtırdı: 'Velem yuleeedd. Kanalı değiştirmeeee! Velem
yekunlehu. Ajans başlayacaaak. Kufuven ahad!'

Babaannem köyden bize ilk defa gelmişti. Beşiktaş'ın
şampiyonluk kutlamaları zamanıydı. Bizim ki caddeden geçen
Beşiktaş konvoyuna baktı baktı ve yorumu patlattı: 'Ne
bitmez konvoymuş! Herhalde önemli birinin kızı evleniyor.'

MTV' de yabancı klip seyrettiğim zaman babaannem, 'Oğlum
anana mı sövüyorlar babana mı belli değil. Sen bana İnanç
Dünyası'nı aç da seyredeyim' derdi!
 

osman batur

Dost Üyeler
Katılım
24 Şub 2008
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Almanya
Cevap: Köşe Yazısı: Ben küçükken çok salaktım

Süpermis ya valla cok güldüm,bu normal degilmis valla
 

osman batur

Dost Üyeler
Katılım
24 Şub 2008
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Almanya
Cevap: Köşe Yazısı: Ben küçükken çok salaktım

evet bende aslinda cocukluguma ait bir hatira yazmak isterim,aslinda tv ler vardi fakat köyümüze o zamanlar elekttrik yeni geldigi icin babaannemde tv yi yeni görüyordu,köydeki herkes her aksam bizde olurdu tv seyretmek icin fakat ne hikmetse Rahmetli babaannem tv ye günah diye sirtini cevirir sürekli pencereden disari bakardi
Bir zaman sonra anladimki tv nin pencereye olan yansimasindan masallah hic bir seyi kacirmiyormus
 
Üst