Kuru soğan mucizesi!

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kuru soğan mucizesi!

13 Kasım 2008 Perşembe 20:13

Sarımsak, pırasa ve soğan...Her üçünde de antibakteriyel (antibiyotik) ve ağrı kesici (analjezik) özelliği olan etkin maddeler bulunmaktadır.

Değerli okuyucu, kuru soğan üzerine olan ilk çalışmalarıma seksenli yılların ortalarında başlamıştım. Aynı zamanda sarımsak ve pırasayı da inceliyordum.
Çünkü üçü de aynı familyadandır.

Topraktan henüz çıkmaya başlamış, bu üç bitkinin taze filizlerini kopartıp tadına baktığınızda damak tatları birbirinin aynıdır. Onları birbirlerinden ayırt etmek zordur. Ancak, bir-iki haftadan itibaren morfolojileri, kimyaları ve tatları giderek belirgin şekilde farklılaşır.

Her üçünde de antibakteriyel (antibiyotik) ve ağrı kesici (analjezik) özelliği olan etkin maddeler bulunmaktadır.

Yetişkin dönemlerine gelindiğinde doğal antibiyotik güç, sarımsakta en fazladır. Soğanda bu güç orta derecede bulunurken, pırasada bu ölçü en minimum düzeyde kalır.

Yetişkin soğanın ağrı kesici gücü ise maksimum düzeye çıkar. İleri tarihlerde sarımsak ve pırasanın içeriğinde saklı olan etkin özelliklerini ayrı başlıklar altında sizlere tanıtmaya çalışacağım. Çünkü, aynı aileye (familya) ait bu üç sebze yetişkin evrelerinde kür olarak uygulandıklarında birbirlerinden tamamen farklı hastalıklara
karşı potansiyel bir güç oluşturabilmektedirler.

Pırasa, böbrekte oluşan litogen yapıya karşı etkili olurken, sarımsak ise vücudun bazı bölgelerinde oluşan plaklara karşı etkin rol oynayabilmektedir. Bu kısa girişten sonra bugünkü, sebzemize tekrar geri dönelim.


Onu doğrarken gözyaşlarını tutmak ne mümkün... Gözlerden yaş gelmesine sebep olan yapısında kükürt bulunan propanthial-S-oksit maddesidir. Eğer soğanı doğrarken
gözyaşı dökmek istemiyorsanız, ağzınıza bir lokma ekmek alıp çiğneyerek doğrayınız.


KADINLAR İÇİN

Zaman zaman geçmişte araştırdığım bir bitkiye tekrar tekrar geri döner, yeni elde ettiğim deneyimlerimin ışığında onu tekrar araştırmaya başlarım. Kuru
soğanın rahim ve yumurtalıklar üzerinde nedenli etkili olabildiğini fark ettim. Onu, 2009’un bitkisi olarak tanıtmayı düşünüyordum ki, yaşlılığa bağlı
eklem kireçlenmesini ortadan kaldırıcı bitkiyi keşfettim. Bu nedenle 2008’in son aylarında kuru soğanın bu potansiyel gücünü erken açıklamayı daha uygun
buldum.


Kuru soğan, Polikistik Over Sendromu (PCOS) yaşayan kadınların imdadına yetişen mükemmel bir destekleyici ve yardımcı tedavi imkânı sunmaktadır. Erken menopoza
giren kadınların da imdadına yetişebilmektedir. Küçük ve orta çaplı miyomu olan kadınlar da kuru soğan küründen istifade edebilirler.


Polikistik over şikâyeti olanlar, büyük bir olasılıkla kürü uygulamaya başladıktan bir-iki gün sonra beyaz-sarı renkte bolca akıntı yaşamaya başlayabilirler.
Uzun zamandan beri âdet (regl) görmüyorlar ise, âdet görmeye başlayabilirler. Aynı şekilde menopoza yeni girmiş kadınlar da tekrar düzenli adet görmeye
başlayabilir. Rahim duvarı incelmesi olan kadınların rahim duvarlarının kalınlaşmasında da etkilidir. Kuru soğan sanki, kadınların rahim ve yumurtalıkları
için yaratılmış bir sebze...


Endometrioma, rahimin içini döşeyen zar tabakasının yumurtalıklarda bulunması ve her adet döneminde kanayarak kistik yapı oluşturmasına denir. Bu kistin
içi, kahverengi kıvamlı sıvı ile doludur bu nedenle çikolata kisti de denir. Hastalar hekimlerine kısırlık, sancılı veya ağrılı adet görme, ilişki esnasında
ağrı görme şikâyeti ile başvururlar. Başlangıç evresinde olan endometrioma tedavisinde de oldukça güçlü bir yardımcı tedavi imkânı sunar.


ERKEKLER İÇİN

Yıllar önce kuru soğanı araştırırken prostatite (prostat içi iltihaplanma) bağlı ağrı çeken erkeklerin imdadına yetişebileceğini bulmuştum. Prostatite bağlı
ağrı çeken bazı hastalar için uygun bir ağrı kesici bulmak da çok zordur. Bilinen hiçbir ağrı kesici onlara derman olmaz. Almanya’da “Medizin Forum-Prostatitis”
sitesine yazı yazan bir prostatit hastası, prostatite bağlı sürekli ağrı çektiğini ve bu durumun kendisini intiharın eşiğine getirdiğini yazmıştı. Bu hastaya
soğan kürünü uygulamasını önermiştim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra nasıl teşekkür ettiğini hâlâ unutamam.


GÜNÜN KÜRÜ -1

‘Polykistik over’e, erken menopoza ve miyomlara karşı
İki bardak klorsuz suyu (yaklaşık 250-300 ml) kaynatınız. Orta boy yemeklik kuru soğanın en dış açık kahverengi ince kabuğunu soyduktan sonra dörde veya
altıya bölüp kaynamakta olan suyun içerisine atınız. Ağzı kapalı olarak beş dakika kaynattıktan sonra ocaktan indirip ılımaya bırakınız. Ilıyınca, süzülür
ve ılık olarak bir su bardağı öğle yemeğinden on dakika önce içilir. Aynı şekilde akşam yemeğinden önce tekrar taze olarak hazırlanıp on dakika önce içilir.
Bu küre onbeş gün devam edilir ve kür sonlandırılır.
Dikkat: Kırmızı veya mor soğan amaca uygun değildir. Uygulanacak olan soğan kürünün taze hazırlanması ve ılık olarak içilmesi şarttır. Soğuk olarak veya
beklemiş haşlama suyu içilmemelidir.


GÜNÜN KÜRÜ -2

‘Prostatit’e bağlı şiddetli ağrılara karşı
Bir hafta boyunca her gün iki öğün, sabah ve akşam ikişer adet orta boy kuru soğan preslenip yarım dilim ekmekle beraber tüketilir. Presleme esnasında çıkan
soğanın suyunu ziyan etmeyiniz ve de kesinlikle tuzlamayınız. Soğanı presleme imkânı bulamıyorsanız, ağızda uzun uzun çiğneyerek beraberinde yarım dilim
ekmekle beraber tüketebilirsiniz. Katı meyve sıkacakları, soğan suyunu çıkarmak için de mükemmel bir çözümdür. Kuru soğanın suda veya ateşte pişirilmeden
çiğ olarak tüketilmesi gerekir.


Kaynak:Milliyet.com.tr
 
Üst