SAMANBAHÇE
19yy’da, bu alanda Şaban Paşaya ait olan ve Sur İçinde yaşayan vatandaşların meyve sebze ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılan bir bahçe mevcuttu. Zamanla nüfusun artmasıyla toplu konut ihtiyacı artmış ve bunu karşılamak için Sur İçindeki bahçeler bu amaçla kullanılmaya başlanmıştır. 19.yy sonlarında gerçekleştirilen en büyük atılımlardan biri bu alanlardan biri olan Saban Paşa bahçesine bu toplu konutların yapılmasıdır. Bu konutlar, maddi durumları yetersiz olan ailelere sosyal bir site yaratmasıyla, bu açıdan şehir plancılığının ilk örneği olmuştur.
Bu site, Girne Kapısı’nın güneydoğusunda ve Mevlevi Tekkesinin batı tarafında yer almaktadır. Eşit parsellere bölünmüş sitede evler birbirlerine bitişik olarak sıralı bir şekilde dizilmişlerdir. Sitenin ortasında,sitenin su ihtiyacının karşılnması maksadıyla altıgen planlı, depolu ve kubbe örtülü bir meydan çeşmesi mevcuttur. 3 aşamada tamamlanan 68 konutluk sitenin ilk ve en önemli safhası 1900’de tamamlanmıştır. 1949’da 2(4) ve 1955 yılında 6(8) konut daha eklenmesiyle bugünkü şeklini almıştır. Ölçüleri ve biçimleri aynı olan bu 85m2’lik tek katlı mütevazı evlerin sofaya açılan 2 odası ve küçük birer bahçeleri mevcuttur.
UNDP’nin desteği ile Evkaf dairesi tarafından yapılan restorasyon çalışmaları 2003-2004 arasında kısa bir sürede tamamlanmıştır. Tarihi binaların rehabilitasyonu,altyapı ve peyzaj düzenlemleri açısından bu proje, NMP çerçevesindeki en önmeli projelerden biridir. Bu projenin amaç kapsamında olan hedef kitle toplumun az gelirli kesimidir.
SARAYÖNÜ CAMİİ
1820-1824 arasında II.Mahmut devrinde Ali Paşa adına inşa edilmiş olan cami, ‘Ordu Önü Mescidi’ diye isimlendirilmiştir. Osmanlı İdaresi zamanında valilik ikametgahının camisi olarak kullanılmış, 1902 yılında yıkılması ile (zelzeleden veya nedeni bilinmeyen bir sebepten), zamanın Evkaf Dairesi Müdürü İrfan Bey tarafından 1903 tarihinde yeniden inşa edilmiş ve ‘Sarayönü Camii’ diye isimlendirilmiştir. Cami, halen evlendirme dairesi olarak kullanılmaktadır.
Kesme taştan yapılmış bir yapıdır. Caminin içi geleneksel Türk stilinde olmasının yanı sıra, çatısı iki sivri kemer tarafından taşınmakta ve sağ tarafında bezemesiz bir minare bulunmaktaydı.
Kuzeye doğru sivri kemerleri bulunan bir portigo uzanmaktadır. Kısa sütunların başlıkları düz oyulmuştur. İki tanesi sekizgen ve üçüncüsü silindiriktir. Bunlar camideki diğer örneklerinin stilinden daha farklı olamyıp, Kıbrıs’ta popüler olan Gotik başlıklarından örnek alınarak muhtemelen daha sonra yapılmışlardır.
VENEDİK SÜTUNU
Venedik sütunu Kıbrısta’ki Venedik hakimiyetinin bir sembolü olarak Salamis kentinden söküldükten sonra Sarayönü camii avlusuna dikilmiştir. Altıgen kaideli, 20 ayak yüksekliğinde 70 cm çapında gri renkte granit bir sütundur. 1915 yılında İngilizler tarafından eski sarayın yıkılması ile bugün bulunduğu Atatürk meydanının ortasına yerleştirilmiştir.
SELİMİYE CAMİSİ
M.S. 1208-1326 tarihleri arasında Lusignanlar döneminde gotik nizamda inşa edilmiştir. St. Sophia Katedrali adıyla bilinen bu yapının inşaatına 1208 yılında başlanmış ve 1326 yılında ilk resmi dini törenle kullanıma girmiştir. Latin Kralları Kıbrıs Krallık tacını bu katedralde giyerlerdi. 1373 yılındaki Ceneviz saldırıları ve 1491-1547 yıllarındaki sarsıntılarından önemli derecede zarar görmüştür. Osmanlıların 1570 yılında Lefkoşayı ele geçirmelerinden sonra kullanılmayacak durumda olan Katedrale iki minare, mimber ve mihrap gibi ilaveler yaparak Ayasofya adı ile camiye çevrilmiştir. Kıbrıs, II. Sultan Selim tarafından fethedildiğinden caminin adı 1954 yılında “Selimiye Cami” olarak değiştirilmiştir.