Makarios ve Bebek Katili Apo Ne Kadar Da Çok Benzeşiyorlar

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MAKARİOS VE BEBEK KATİLİ APO NE KADAR DA ÇOK BENZEŞİYORLAR.

Meğaloman Makarios Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için ant içmişti.

1878’de Kıbrıs Adası Osmanlı’dan İngiltere’ye kiralanınca, Rumlarda büyük bir umut doğdu.

İngilizlerden sonra Ada Rumlara kalacak ve Yunanistan’a bağlanacaktı (ENOSİS). Rumların rüyaları buydu.

Yunanistan’ın Osmanlı’ya karşı büyümesinde İngilizlerin büyük desteği olmuştu. Bu meyanda İngiltere’nin idaresine geçen Kıbrıs Adasının da Yunanistan’a bağlanmaması için hiçbir sebep yoktu.

Gelgelelim, Ortadoğu’yu bir uçak gemisi gibi kontrol edebilen Ada’nın jeostratejik öneminden dolayı İngilizler Kıbrıs’ı hiç de terk etmek istemiyorlardı.

Kıbrıs Rumları ile İngilizler arasında sürtüşmeler başladı. İngiliz’in niyeti iyice anlaşılınca Rumlar, 1931’de büyük isyan çıkardılar. Bütün kasabalarda İngiliz idari merkezlerine saldırılarda bulundular. Lefkoşa’daki saldırılarında Vali konağını yaktılar. İngiliz Vali konağın arka kapısından kaçarak canını zor kurtardı.

İsyan bastırıldı. İngiliz ada’da sert tedbirler aldı. Sert tedbirler ikinci Dünya savaşının sonlarına kadar sürdü.

1950’li yılların başında Makarios ortaya çıktı. 1950 yılında plebisit (Bir ulusun hangi devlete bağlanacağı ile ilgili oylama) yaptırdı. Oylamada zorla da olsa yüzde 95 “evet oyu” çıktı.
Oylamanın gerçekleşmesinde büyük payı olan Makarios ün kazandı. Makarios Başpiskopos seçildi. Artık Rumların mutlak lideriydi.

1 Nisan 1955’de EOKA terör örgütü kuruldu. Örgüt önce İngilizleri adadan atacak, sonra da Türkleri temizleyecekti. Son hedef ENOSİS idi. Yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı…

Önceleri EOKA, muhaliflerini susturmak için İngiliz’den fazla Rum öldürdü. İngiliz, dudakları uçuklatan maaşlar vererek Türkleri yardımcı polis yazmayı başardı. İngiliz taktiği, “böl yönet” idi.

1957-58 senelerinde EOKA şiddeti Türklere de yöneldi.

Makarios 1955-56 yıllarında İngiliz valiyle bir dizi görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine Mart 1956'da ayaklanma kışkırtıcılığıyla suçlanarak tutuklandı ve Seyşel Adaları'na sürgüne gönderildi. Ardından EOKA'nın silahlı eylemleri hızla tırmandı.

Bu durum APO’nun İmralı’ya gönderildikten sonra ve bilhassa 2003’de AKP’nin “Kürt Sorunu vardır” demesi ile PKK’nın eylemlerini arttırmasına ne kadar da benziyor.

20 Mart 1957’de İngiltere, Makarios’a adadaki şiddetin durması yönünde bir açıklama yapması koşuluyla Kıbrıs’a dönmemek şartıyla serbest bırakılabileceğini iletti. Makarios böyle bir açıklama yapmamasına rağmen Nisan ayında Kıbrıs’a dönmemek şartıyla Seyşel’den ayrılma izni verildi ve o da Atina’ya gitti. Makarios artık Rumların dev lideri olmuştu. Sonunda malum “Londra ve Zürich anlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Makarios Cumhurbaşkanı, Dr. Fazıl Küçük ise muavini oldu.

Ancak;
Henüz Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilmeden 1 Nisan 1960 EOKA gününde Cumhurbaşkanlığını kastederek Makarios, “Artık ENOSİS mücadelemize bu muhkem kalelerden devam edeceğiz” demiştir.

Ne kadar da APO’nun durumuna benziyor. Koskoca TC, bebek katili APO ile İmralı’da görüşmeye başlayınca APO dev lider kesildi. Öyle ki;
“İstekleri olmaz ise 50 bin silahlısı ile TC’ye savaş açabileceğini” söyleme cesaretini buldu. Yani “artık istediğimi alırım” demeye getiriyor.

PKK ayakta durdukça artık onu bu muhkem mevkiden indiremezsiniz.

TÜRKİYE BÖLÜNDÜ BÖLÜNECEK!...

Kıbrıs Türk’ünün kurtarıcısı vardı. 1974 Mutlu Barış Harekatı ile Makarios mezaliminden kurtulduk. Şimdi soru şu? Türkiye’yi kim kurtaracak?..

Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanının gözü artık TC başkanlığından başka bir şey görmüyor.

Yüreğimin yandığı taraf şu ki;
AKP’nin içinde bu ters gidişi görecek, durdur diyecek hiç mi bir vatansever yok. Yazıktır, varlığımızın özeti olan Atatürk Türkiye’sine ihanet etmeyelim. İhtilal yapın demiyorum.

Bölünüz kardeşim AKP’yi… Bitsin bu çile…


Hoşça kalınız.
Hüseyin LAPTALI
16 Mart 2013

 
Üst