Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Baysal yaşar paşa iki gün önce bir gazeteciye bu konuda daha fazla konuşanlara dava açacağım demişti!

Bilginiz olsun :D

Ama hala fenerbahçe ordu evinde askerlik yapan akrabalarını konuşabiliriz o konuda bişey demedi.


 

Şimşek

Dost Üyeler
Katılım
22 May 2009
Mesajlar
207
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

meyve veren ağacı taşlarlar yaşar paşamıza yahudi kökenli dediler ermeni var dediler tayyibin ortağı dediler darbeci dediler varsın desinler Sayın Bülent Baysal sizin görüşlerinize herzaman katılırım ama bu konuda kesinlikle katılmıyorum...
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Mayın temizleme işinde durum “tozduman”

Doç Dr. Oya Akgönenç

Mayın temizleme işi için kanun teklifi TBMM'ye geldiği tüm endişelere rağmen büyük bir hız ve kararlılıkla meclisten onaylanıp geçirildi. Cumhurbaşkanlığına gönderildi.

Türkiye'de pekçok ve çeşitli kesimin "veto edilmesi" dileği ve çağrısına rağmen tam aksine o makamda da onaylanarak, Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere meclise iade edildi.

Bu yönü ile kanunlaşma prosedürü içinde bir rekor kırmış kabul edilebilir.

Olayın garip olan yönü, hükümetin Büyük Millet Meclisi'nin bir kısmı da dahil geniş bir itiraz grubuna rağmen (meclis içi ve dışı şiyasi partiler, kuruluşlar, odalar, sivil toplum örgütleri v.s) bu kanun tasarısını, onaylamakta ve kanun haline getirmekteki kararlılığı ve telaşıdır.

Bütün bu sebeplerle, mayın temizleme konusunda neden hükümetin bu kadar aceleci davrandığı. Yani, olayın görünen yüzü ile perde arkasındaki sebep ve gelişmelerin ne olduğu bilinmelidir.

Mayın temizleme konusundaki çelişkiler:

Birincisi, neden mayın temizleme işinin normal ve rutin metodlarla değil de özel bir kanunla düzenlenmek istediği hususudur.

İkincisi ise hazırlanan bu özel kanunun onaylama prosedürüdür.

Üçüncü husus, bu kanunun yapılmasına sebep olan Ottawa Antlaşması maddeleri ile yapılan kanun arasındaki çelişki ve farkların neler olduğudur.

Dördüncü husus ise mayın temizleme işi ile bu arazinin ve ona bitişik arazilerin temizleyici firmaya kiralanmasındaki ısrarın sebepleridir.

Birbiri ile hiçbir organik bağı bulunmayan bu iki işin neden ısrarla aynı pakete konulduğu hususudur.

Bu dört husus netliğe kavuşmadıkça, bu konudaki huzursuzluk devam edecektir.

Çelişkilerin açıklamalı detayları:

1- Birinci hususla ilgili olarak:

- Mayınlı arazinin tüm haritaları genelkurmayda bulunmaktadır. Bu işin, 35 ile 50 milyon dolar arasında halledilebileceği de resmi olmayan kaynaklarca ifade edilmiştir.

Daha sonra çeşitli sivil makamlar bu rakamı en az 500 milyon dolara kadar çıkartmışlardır. Fiyat ne olursa olsun, bu rakamlar, Türkiye Cumhuriyeti için oldukça küçük bir miktardır.

Gerekirse, bir çağrı üzerine bunun çok üstünde bir miktar halktan bağış olarak bile toplanabilir.

Dolayısı ile mayınları temizleme masrafı, topraklarımızı yabancılara kira karşılığı vermeyi gerektirecek bir durum değildir.

- Son gelişmeler ve meclise kanun sevki ile mayın temizleme işinin, Türkiye'de özelleştirme idaresince yapılmasının da önü kesilmiş bulunmaktadır.

Konu, pek net olmayan sebeplerle Maliye Bakanlığı'na tevdi edilmiştir.

TBMM'de bu konuda yeni bir kanun çıkartılmış ve böylece olayın hukuki altyapısı da tamamlanmıştır.

Böylece mesuliyet meclisten, milletvekillerinden çıkmış olup, görev bir bakanlığa devredilmiştir.

Bu da son derece garip ve her zaman uygulanmayan bir usuldür. Bu prosedürün izlenmesindeki sebep yani gerekçe belli değildir.

- Hızla çıkartılan ve çabucak imzalanan kanuna göre, mayınlardan temizlenen arazi (5 yıl temizleme için) ve temizlendikten sonra da ona mücavir olan devlet arazisi ile birlikte 44 yıllığına, tarım yapmak için temizleyici firmaya kiralanmış olacaktır.

Uzun süredir kullanılmayıp adeta tabii nadasa bırakılan bu topraklarda yapılacak olan tarımdan elde edilecek olan kazançların yüksek olacağı ortadadır.

Kısacası bu, mayını temizleyenlere bağışlanacak olağanüstü bir ranttır. Bu garip cömertliğin mutlaka sebebi anlatılmalı ve topluma izah edilmelidir.


2- İkinci hususla ilgili olarak:

Büyük mücadelelerden sonra hiçbir kimseyi dinlemeden ve göstermelik bir değişiklikle 4 Haziran 2009 günü mecliste onaylanan kanun derhal köşke gönderilmiş ve cumhurbaşkanı tarafından imzalanmıştır.

Bu aşamada da oldukça garip uygulamalar yer almıştır. Halkın bunu bilmesinde yarar vardır.

Özellikle, milli çıkarlarımızla örtüşmediği gerekçesi ile pekçok değişik yerden tepki gören, mecliste üstünde kavgalar kopan, meclis içindeki ve dışındaki pekçok partiden itiraz edilen böylesine bir kanun, garip bir ısrarla meclisten geçirilmeye çalışılırken, pekçok milletvekili içeri girmeyerek, bu kanunu protesto etmişdir.

Meclis kayıtlarına göre, "mayın temizleme ile ilgili kanunun onaylandığı gün olan 4 Haziran 2009 günü başta başbakan ve milli savunma bakanı olmak üzere tam 20 bakanın oylamaya katılmadığı görülmüştür.

Yine meclis üyelerinden olan, biri eski maliye bakanı, diğeri de dışişleri bakanı olmak üzere 6 eski bakanın da oylamaya katılmaması dikkat çekmiştir.

İlaveten 8 AKP Genel Başkan Yardımcısı da oylamada yer almamıştır.

İlaveten, gelmeyen 48 AKP milletvekili olmak üzere mecliste sadece hükümet kanadından toplam 82 kişinin oylamada bulunmadığı düşünülürse, ortadaki gariplik daha net bir şekilde kendisini göstermektedir. (Bu isimlerin tümü meclis oylama kayıtlarından öğrenilebilir.)

Buna, muhalefet kanadında olup, zaten bu kanuna karşı çıkanlar da hesaplanırsa, bu yapılan kanun'un "Kıl payı bir farkla" meclisten geçtiği anlaşılmaktadır.

Dikkat edilirse, birçok kişi böyle tehlikeli ve milli çıkarları zedeleyecek bir kanunun altında imzasının olmamasına dikkat etmiştir.

3- Üçüncü hususla ilgili olarak:

Ottawa Mayın Temizlik Sözleşmesi ile 4 Haziran 2009'da TBMM'de onaylanan 5903 nolu kanun arasında önemli farklılıklar göze çarpmaktadır. (1)

Ottawa sözleşmesinin 1. ve 2. maddeleri, "...Taraf devletlerden her biri, yetkisi ya da denetimi altında olan mayınlı alanlardaki bütün anti-personel mayınları bu sözlesmenin söz konusu Taraf Devlet için yürürlüğe girmesinden sonra on yıldan daha geç olmamak sartıyla mümkün olan en kısa zamanda imha etmek ya da imha edilmesini sağlamakla yükümlüdür." demektedir.

Dikkat edilecek husus "Bütün anti-personel mayınları" teriminin kullanılmış olmasıdır.

2. maddede, yine, "Taraf Devletlerden her biri, anti-personel mayın bulunduğu bilinen veya dösenmiş bulunduğundan kuşkulanılan, yetkisi ya da denetimi altındaki bütün alanları belirlemek için elinden gelen her çabayı gösterecek ..." diyerek tekrar vurgulamıştır.

TBMM'de 04.06.2009 tarihinde kabul edilmiş olan 5903 sayılı yasa ise şöyle demektedir: Amaç ve kapsam:

Madde 1- (1) Bu Kanunun amacı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan mayın (anti-personel ve anti-tank mayınları) ile patlamamış mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması işlemlerine ilişkin esas ve usülleri düzenlemektir. Ancak, mayınlı alanda bulunan maden ve petrol gibi her türlü yeraltı zenginlikleri hakkında, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu, 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanunu, 18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun ile diğer ilgili mevzuat hükümleri saklıdır.

Aradaki fark:

Ottawa Sözleşmesi sadece ANTİ-PERSONEL mayınlarin temizliğini öngörmektedir.

Yeni hazırlanan yasada ise tüm mayınların yani ANTİ-PERSONEL ve ANTİ-TANK mayınların temizlenmesi öngörülmektedir.

Oysa, ülke güvenliği açısından anti-tank mayınların muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Bunlar sadece sınır güvenliğini sağlayan ama insan ve canlıya doğrudan zarar vermeyen mayın tipleridir. Dolayısı ile bu çok önemli bir husus olup, gözden kaçmış bulunmaktadır.

Ottawa Sözleşmesinin 3. maddesi şöyle demektedir:

"3. Bir Taraf Devlet, 1. fıkrada söz konusu anti-personel mayınların hepsini belirtilen zaman zarfında imha edemeyeceği veya imha edilmesini sağlayamayacağı kanaatine varırsa, Taraf Devletler Toplantısı'na veya Gözden Geçirme Konferansı'na, bu tür anti-personel mayınların imhasını tamamlamak için son mühletin 10 yıla kadar uzatılması talebinde bulunabilir."

TBMM'de yaşanan bunca telaş ve hız düşünülürse, bunların sebebi pek anlaşılamamaktadır.

Zira, ortada bu kadar telaş için bir gerekçe görülmemektedir.

Acaba, kanun doğru anaşılamamışmıdır?

Kaldı ki, birçok ülke çıkarları için uygun görmediği anlaşmaları da imzalamamaktadır.

Ülke çıkarına uymadığı takdirde antlaşmaya katılma şartı veya zorunluğu yoktur. Her zaman için "katılma hakkı" bakidir.

Bu kanunun daha teferruatlı olarak ve rahat bir zaman dilimi içinde tartışılmadan, acele ve baskı ile onaylanmasının sebepleri de pek anlaşılamamıştır.

Dipnot: 1. Bu konuda daha detaylı bilgi için Sn. Taner Demir tarafından hazırlanıp, Sn. Naci Kaptan tarafından internete sunulan rapora da bakılabilir. "Kültür Vadisi" internet sitesi.


4- Dördüncü Hususla İlgili Olarak:

• Mayın temizlendikten sonra başka ülke ve şirketlere temiz topraklar uzun vadeli olarak kiralanacak olursa, o zaman, Türkiye toprakları üstünde, adeta başka bir ülke veya grubun fiili kontrol ve hakimiyetini kabul etmek gibi bir durumu ortaya çıkacaktır.

Bu kabul edilemez bir durumdur.



• Mayınlı arazi en az 350,000 dönüm olup, temizlendikten sonra buna Ceylan Pınar ve yakınındaki diğer devlet arazileri ve askeri güvenlik gerekçesi ile kamulaştırılmış olan devlet arazileri de eklenince söz konusu kiralanacak alan yaklaşık 650,000 dekar (hatta daha da üstüne) çıkmış olacaktır.

Mayınlama sırasında, askeri güvenlik gerekçesi ile kimi bölümlerde 5 km derinliğine ve kimi yerde de 20 km derinliğine arazi kamulaştırılmıştır. Dolayısı ile bunlar da hesaba katılarak alan hesabı yapıldığında, kimilerine göre nerede ise iki KKTC toprağı kadar bir yer kiraya verilmiş olacaktır.

Daha sınırlı tahminlere göre bile en az Bolu ili kadar veya Aydın ilinin ekili-dikili topraklarının iki katı kadar yer kira ile başkalarına verilecektir.

• Bu topraklar yarım asırlık bir dönem için (44 yıl) başka bir devleti beslemek üzere tarıma açılacaktır.

İlaveten içinden (büyük ihtimalle) petrol çıkarsa, bunun da kullanma ve işletme hakları nasıl halledilecektir?.. Her ne kadar, hükümet bu konuda tedbir alındı demekteyse de bunun fiili olarak nasıl uygulanacağı veya kontrol edileceği henüz açıklık kazanmamıştır.

Kısacası, beş yıl temizleme için, 44 yıl tarım için yani toplam 49 yıl bu topraklar ihaleyi alan firmaların veya devletin arazisi olarak kullanılacaktır.

İhaleyi dışarıdan alan kim olursa olsun, bu kabul edilemez bir durumdur.

* Zaten Türk devleti, GAP projesi ile buraları suladığı için, kiralayan her kim olursa, onların su getirme zahmeti de olmayacaktır. Yani masraf ve zahmetin tümünü Türk devleti ve sonuçta Türk halkı karşılamış olduğundan, kırkdört yıl bu toprakların safasını ve verimini başkaları kullanacaktır.

Böylesine adaletsiz bir durum da kabul olunamaz.

İtiraz edilen ana konular şunlardır:

1- Mayın temizleme işinin dışarıya ihale edilmek istenmesi. Bunun çok daha ucuza ve iyi bir şekilde yerli imkanlarla yapılabilineceğine inanılmaktadır.

2- Mayın temizlemeye karşın bu yerlerin temizleyenlere kiralanması. Temizliği yapan firmaya ücreti ödenmeli ve kontratı tamamlanmalıdır. Ayrıca verimli toprakları kiralamak gibi bir cömertliğe gerek yoktur.

3- Temizleme masrafı ne olursa olsun, bunu Türkiye devleti kaldırabilir. Hatta, halk bile gönüllü olarak verebilir. Dolayısı ile yapılan bir işe karşılık hiç lüzum yokkan 49 yıllığına Türkiye topraklarını kiralamak kabul edilemez bir husustur.

4- İlaveten kiralanmak istenen alanın büyüklüğüne de itirazlar bulunmaktadır. Mayınlı toprak tarım için kiraya verilecek ise sadece temizlenen 300 bin dekar üstünden konuşulması gerekmektedir.

Oysa, kanunda onun mücavir alanları da kiraya verilecek alanlar içine eklenmektedir. Bu durum yani 300 bin dekar temizleme karşılığı 650 bin ve hatta daha çok dekarı kiralama hakkı elde etmek hiç kabul edilir bir durum değildir.

5- Mayın temizleme masrafı ile iki katı bir araziden 44 yılda elde edilecek tarım kazancı karşılaştırılmaları yapılmış mıdır?

Aradaki fark nedir?

Bu rakamlar meclise ve komisyonun bilgisine sunulmuş mudur?

Halkın bunu öğrenme şansı nedir?

Bunlar olmadan hiç bir kanunun mantıki ve makul bir gerekçesi olamaz. Afaki hesaplar da kabul edilemez.

6- Yeraltı suları son derece zengin olan ve Türkiye'nin en iyi devlet çifliklerin biri olan Ceylanpınar neden mayın şirketlerine kiralanmak istenmektedir?

Esasen kiraya verilmek istenen arazinin tarifi yapılmıştır ama boyutu ve tam kaç bin dekar olacağı belirtilmemiştir. Böyle muğlak ve anlaşılmaz bir kanun veya anlaşma kabul edilemez.

7- Dünyanın yakında "Gıda kıtlığı ve su sıkıntısı ile" karşı karşıya kalacağı Dünya Çevre raporlarında çokça anlatılmaktadır.

Keza Dünya Sağlık Örgütü de bu hususlara dikkat çekmektedir. Böyle bir dönemde Türkiye'deki verimli arazilerin ve mevcut yer altı ve yer üstü sularının korunması gerekmektedir. Bunun aksi kabul edilemez.

Böylesine anlaşılmaz hesap ve ayarlamalarla "Kiraya verilmek istenen" topraklar ve "mayın temizleme" işlemi kabul edilemez bir durumdur



mayin.jpg
 

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Kartal Gözü, o kadar anlaşılır bir dille anlatmışsınız ki. Hala bunu anlamayıp da Hükumetin bu yasayı çıkarmakta haklı olduğunu düşünenlere ne denenir bilemiyorum. birde bir çok vatandaşın bu yasadaki tehlikeyi idrak etmesine karşın sözüm ona bizleri temsil etmeleri için oraya gönderdiğimiz, o milletvekilleri bu tehlikeyi neden göremiyorlar dersiniz. yoksa görüyorlar ama baskı altında oldukları için "salla başını al maaşını" mı yapıyorlar. eğer böyle bir yöntemle devleti yöneteceklerini sanıyorlarsa, şunu unutmasınlar ki çok yakında kendileri de yönetilenler olacak ABD ve AB karşısında. Hoş zaten şimdiden yönetilenler oldularda, henüz bunu kabul edemiyorlar.
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayin Ayla Hanım, elbette hepsi farkındalar, bakın ne çok kişi oturuma katılmamış

Bana göre katılarak yasanın çıkmaması yönünde oy kullanmaları daha akılcı idi. Ancak bizde değil, söz ve mazbata şimdilik onlarda.

Bu arada bir bilgi daha aldım bugün, emekli istihkam albay olan bir bey anlattı, Suriyeye terörist başı için meydan okunduğunda gelen talimat şu şekildeymiş;

Gece bir saat içinde ordunun geçeceği geçit, hem bizim döşediğimiz, hem de Suriyenin döşediği mayınlar sessizce, yani patlatılmadan etkisiz hale getirilecek!

Ayrıca şu an ordunun elinde bulunan her dört tanktan birisi mayın temizleme tankıymış.

O kadar kolay değil, ab-d nin etkinliğini artırması, daha biz hayattayız. Ancak çok fazla kirli bilgi var. Genel olarak az okuyor ve hiç muhakeme etmiyoruz, bu nedenle de bilgiyi sorgulamadan olduğu gibi kabul ediyoruz. Aksini duyduğumuz zaman da yine sorgulayamıyor, söyleyenlere olan kişisel inanca göre karar veriyoruz.

Ben bu sitede siz yazarların değişik konularda hergün yazmanızı bu anlamda çok değerli buluyorum.

Kitap okumakta zorlanan arkadaşlarımız en azından sizin birikiminizden bir konuya bir açı ile bakabiliyorlar.

Göktürkün geliştirdiği bu forum anlayışı aynı zamanda bir gazete veya dergi gibi de görev yapıyor, kendisini bir kere de buradan kutluyorum.

Zaman zaman birbirinizin yazılarına yaptığınız yorumları okumanın lezzeti ölçüsüz oluyor.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Kartalgözü Kardeşim,
Ben Hukuk tahsil ettim, yorumumda Yaşar General'in beni mahkemeye vermesini gerektirecek hakaretamiz bir subut bulmuş maddi veya manevi kanıt veya isnat bulunmamaktadır. Bu bakımdan ben kardeşinizin bir tazminat davasına muhatap olması konusunda gönlünüz rahat olsun. ;)

Sayın Şimşek Kardeşim,
Fikri ve kalbi yapı olarak birbirimizin aynıyız, ancak bu aynı insanları sevmek veya sevmemek anlamında değildir. Ben sizin sözkonusu generale saygı ve sevginize bir yorum yapmıyorum. Ona veya bir başkasına duyacağınız sevgiye ben de saygı duyarım. Ama ben bu kişinin bütün ortada olan ve Türkiye'mizin aleyhine olan konularda emekli bir general titriyle veya sizin benim gibi birer Türk Vatandaşı ve Yurtseveri olarak Vatanın yanında olduğunu hissetirecek (suskunluktan önce kendi ifadesiyle) SÖZDE DEĞİL ÖZDE BİR YURSEVER BİR TSK MENSUBUOLDUĞUNU açıklayabilecek bir beyan, bir kaç kelime yerine suskunluğu tercih edişini kanıksadığımı ve bu suskunluğun esbab-ı mucibesini (geçerli bir nedenini) anlayamadığımı belirttim, yoksa yukarıdaki yorumlarda bazı arkadaşların dile getirdiği gibi bu generalin ırkı, şeceresi, düşünceleri veya kafasının içinde neler geçtiği konularında veya diğer konularda menfi veya hakaretamiz veya dedikodu babında tek bir kelime etmedim. Ayrıca Bu emekli generali sevmek mecburiyetinde veya böyle bir ifade kullanmak durumunda olamayacağımı herhalde takdir edersiniz. Eğer Sarı Lacivertli Fenerbahçe tarağıyla saçını taraması :) hakaret veya tenkit veya sevimsizlik olarak algılanırsa ben bu tenkit veya sevimsizlikte ısrarcı olduğumu tekrar açıkça deklare ederim. Çünkü radikal bir GALATASARAY'lıyım.
Saygı ile.
 

Ekli dosyalar

  • Atatürk ve Galatasaray.jpg
    Atatürk ve Galatasaray.jpg
    8.5 KB · Görüntüleme: 31
Son düzenleme:

Şimşek

Dost Üyeler
Katılım
22 May 2009
Mesajlar
207
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Bülent Baysal

Ben sadece yaşar büyükanıt paşamızı arıyoruz yorumuma sizinde o olsada degişen birşey olmayacak şekilde anladıgım için o yüzden bu konuda katılmıyorum dedim eğer yanlış anladıysam af ola.

Paşamızın üzerine çok geldiler eğer susuyorsa umursamadığından değildir diye düşünüyorum vardır bir nedeni ama şuan görevinin başında olsaydı mayın temizleme konusunda akp hükümetinin bu kadar rahat davranmasına kesinlikle izin vermezdi.

Saygılarımla...
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sevgili Şimşek Kardeşim,
Ben de Ordu Kuzey Irak'ta karda kışta Devletimizi ve Milletimizi eşkiyadan korumak için yaptığı son operasyon sırasında Zamanın Genkurbşk.nı olan Yaşar Paşanın "Bu operasyon gerekirse 1 yıl bile sürebilir" beyanının hemen arkasından ertesi gün Türk Ordusuna Geri dönme emrinin nasıl verildiğini anlayamadığımdan ve Paşanın son dönemlerdeki suskunluklarının nedenini çözemediğimden söz etmek istemiştim. Çözebilmem için paşadan bir beyan, bir ifade, bir demeç, herhangi bir yerde bir söyleşi gibi bir olay ve ortam olması gerek. Ama böyle bir şey ve Paşadan ülke ile ilgili bir tek konudan bile tabiri caizse, affınıza sığınarak basitçe ifade etmek istenirse TIK YOK. Şimdi Genkurbşknı olsaydı bu mayın konusunda da suskunluğunu devam ettireceğine inanıyorum. En azından şimdi emekli bir general, bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak en azından müsbet veya menfi bir fikir serdedebilir. Benim gibi sıradan (!) bir vatandaş değil ki. T.C.nin Emekli bir genkurbaşkanı. Tabii dir ki konuşmanın, bir fikir beyan etmenin bir nedeni olduğu gibi susmanın da bir nedeni vardır. Ama işte o nedeni bilemediğim, anlayabilmem için bir kaynak, bir mehaz olmadığı için bu yönde düşünüyorum maalesef. Yoksa paşa paşadır, kişiliğine, namusuna, askerliğine en ufak bir diyeceğim yoktur. Yaparsam da bu gıybete gider. Benim bütün derdim "PAŞA NİÇİN SUSUYOR?" Tek soru cümlesi ile bu. Ayrıca ne mutlu o paşaya ki sizin gibi seven bir kardeşi var, ısrarla savunmasını yapan Beşiktaşlı bir savunmanı var. Bu latife idi ciddiye alma.
Sevgilerle Galatasaraylı Ağabeyiniz.
 
Son düzenleme:

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Yaşar paşanın dayısının oğlu ve birlikte askeri okula başladığı kuzeni arkadaşım, kendisi ile de zaman zaman görüşürdüm başkan olmadan önce..

Sınıf arkadaşları da kendisine aynı şekilde kızgınlar. sınıf gruplarının yazışmalarında gördüklerimin yanında Bülent beyin yazdıkları ne ki.

Aslında hak ediyor da, dedikoduya meydan verilmiş olması bu ikilinin kendi kusurları.

Ülke başkentten yönetilir, dolmabahçe sarayından değil.

Ankarada olağan görüşmelerde ne konuşulduğu hiç merak ediliyor mu?

Bu konuşmaları yaptırmalarının sebebi olmalı, yoksa bu kadar üst düzey insanlar "yahu bi de istanbulda görüşelim" demiş olamazlar değil mi, konuşturarak elde edilmek istenileni de anlamaya çalışmak mı lazım, yoksa hiç bu konuda düşünmemek mi, lazım kararı biz konuşa konuşa vereceğiz.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Muhterem Kartalgözü,
Bir tazminat davasına muhatap olma ihtimaliniz benden daha yüksek bir seviyede oldu son yazınızla ;):):cool:
 

Şimşek

Dost Üyeler
Katılım
22 May 2009
Mesajlar
207
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Bülent Ağabey

Paşa neden susuyor ? bu sorunun en doğru cevabını tabi ki paşamız verecektir. Benim demek istediğim paşamız susarken yargısız infaz yapmayalım. Güneş harekatının belirli bir planı vardı tespit edilen noktalar imha edilicek ve geri dönülücekti ozamanlar gerekenler yapıldı sanırım hatta paşamızın harekattan sonra açıklamasında harekatlarımız sürebilir dedi ama ondan sonra malesef gereken şartlar oluşmadı ve paşamızda emekli oldu.

Sanırım Beşiktaşlı bir kardeşinin sevgisini bilseydi kendiside çok mutlu olurdu:)

saygılarımla.
 
Son düzenleme:

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Baysal, daha beterleri ile bile karşılaşabilirim, sorun değil, konu Devletimiz olduğunda, bize ne düşerse yaparız, tazminatsa tazminat, cansa can. Vatan sağolsun. Pek bana dokunmazlar herhalde, dokunurlarsa basın daha çok ilgilenebilir benimle, o zaman sınırım neti aşar diye pek fazla ilgilenmezler.

Konu üzerinde konuşulmasının sağlanması beni çok düşündürüyor, öyle önemli konular oluyor ki konuşturmuyorlar, demek ki bu görüşmeden daha vahim bir durum dikkatlerden kaçırılıyor.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sevgili kardeşim Şimşek,

Ben de EMEKLİYİM. Ama özgürlüğe, Hukuk Devleti ve Anayasa teminatındaki fikir ve beyan hürriyetlerine, Evrensel normlarla teminat altına alınmış düşünce ve ifade açıklaması ile ilgili insan haklarına ve BUNLARIN HEPSİNDEN DE ÖNEMLİ VE ETKİLİ OLARAK VATAN VE ULUS SEVGİSİ VE BAĞLILIĞI, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE KALBİ VE ÖZDE İNANCIMLA çeşitli platform ve mekanlarda hukuka saygılı ve uygun olarak KONUŞABİLİYORUM, DÜŞÜNCELERİMİ BEYAN EDEBİLİYORUM. Ama sizin bir BJK lı kardeşim olarak Fenerli Paşamıza duyduğunuz ve sebebini bilemediğim derin sevgiye rağmen BİR TÜRK VATANDAŞI olarak paşanızın suskunluğunun sebebini en azından merak bile etmeyişinizi de yadırgıyorum. Bu ifade biraz radikal kaçtıysa kusura bakmayın ama ülkemiz bu ahvalde iken susmayı tercih etmenin garip ve merak edilecek bir husus olduğunu da ifade etmek bence insan fıtratına uygun düşüyor.
Sevgiler kardeşim.
 

Şimşek

Dost Üyeler
Katılım
22 May 2009
Mesajlar
207
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Bülent Ağabey

Sanırım bu konuda anlaşamıcağız en iyisi zamana bırakmak diye düşünüyorum saygılarımla...
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sevgili kardeşim Şimşek,
Sizinle Türk Milliyetçiliği, Kıbrıs 1974 Otağının hedef ve amaçları, Atatürk Sevgisi, Galatasaray ve Beşiktaş'ın kardeş takımlar olduğu ve zamanın en iyi ilaç veya çözüm aracı olduğuna inandığımdan ve son yorumunuzda da olgunluk örneği vererek belirttiğiniz gibi Paşa konusunu zamana bırakmak konularında hemfikirim. Ama son olarak şunu ekleyerek bu konuyu zamana bırakacağım. Belki Paşa "Söz Gümüşse, SÜKUT altındır" diye düşünüyor olabilir. (!) (?) Ama ben Yurdumun sevgisini Dünyanın bütün altınlarına değişmeyen bir yapıda olduğumdan yazmaya ve konuşmaya devam edeceğim. Sonuç olarak siz değerli kardeşimi üzmemek ve kırmamak ve kardeşler arasında nifak ve zıtlaşmayı sevmediğimden ve istemediğimden bu konuyu ben de zamana bırakmayı yeğliyorum. İnşallah Paşamız hamaset kapılarını açar da beni utandırır. O zaman hürmetle ellerinden öper ve takdirlerimi arz ederim özü ve sözü aynı bir Türk olarak.
Sevgilerle....
 
Son düzenleme:

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Anlamadığım durum, mevzu bahis Türk ordusunun yıpranması onuru şerefi ve bunu zamana mı bırakmamız gerekiyor:)

Ordu kan kaybediyor milletin gözleri önünde, hergün saçma sapan fotokopi kağıtları ile sistematik olarak karalama kampanyaları yapılıyor biliyorsunuz değil mi? Zamana bırakma mantığı yalnızca işkenceyi uzatır öldürmez.

TTK
 

Şimşek

Dost Üyeler
Katılım
22 May 2009
Mesajlar
207
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Bülent Ağabey

Tabi ki sözünüzü esirgemeyeceksiniz. Ama affınıza sığınarak söylemek istiyorum ki bende yaşar paşamızın yaptıklarını gözardı ederek şuan neden susuyor diye fevri davranıp eleştirmemeği yeğliyorum...

Adı Gibi Büyükanıt olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türk Ulusunun gücünü ve kudretini her zaman yanında hissediyor. Omuzlarındaki çok ağır yükü taşımanın haklı gururunu yaşıyor. Türk milleti olarak öyle zor dönemlerden geçiyoruz ki Komutanımız kendi döneminde, sadece süper güçlerin yapabildiği ve bütün dünyanın konuştuğu kusursuz operasyonlara imzasını attı. Adını ve Türk Silahlı Kuvvetlerini dünya tarihine altın harflerle yazdırdı. Gece gündüz demeden ülke meselelerine koşturan komutanımız görevi esnasında harika bir diplomat, mükemmel bir ekonomist ve muhteşem bir askeri strateji dehalığı göstermiştir. Yaşamı boyunca da hiçbir başarısını ön plana çıkarmayarak alçak gönüllülüğü ile tanınmıştır.
Kendisini üniversite gençliğinin aydınlanması için konferanslar vermeye ve ülkemizdeki insan sağlığına önem veren sivil toplum örgütleri faaliyetlerine adamıştır. Büyük Komutanın önderliğinde spor ve sivil toplum örgütlerinin tanınırlığı artacak, güçlenecek ve aynı zamanda Türkiye için çok büyük bir kazanç olacaktır. Komutanımızın desteği ve varlığından onur duyuyor, kendisine çok teşekkür ediyoruz.

Saygılarımla...
 

Şimşek

Dost Üyeler
Katılım
22 May 2009
Mesajlar
207
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sayın Kültegin.

Başta akp olmak üzere yaşar paşamızıda karalıyorlar. Peki bizde onlara destek vererek paşamızı acımasızca eleştirelim mi ? yoksa hakkı ödenmeyecek ülkemize sayısız hizmetlerde bulunan paşamıza sahip mi çıkalım ?
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Sevgili Şimşek kardeşceğizim, Bu konuda sizin önerinizle verdiğim "Konuyu zamana Bırakma" sözüme, konu ile ilgili görüşlerime halen bağlı olduğumu bildirerek, ancak Başbakan ve AKP genel başkanının "O konuşursa ben de konuşurum, yoksa görüşmeler benimle birlikte MEZARA KADAR GİDER" söyleminin cevabının ilgilisi tarafından "Sükut ikrardan gelir" darbımeseli nedeni ile açıklanması gerektiği düşüncemi affınıza sığınarak, ancak sizin konuyu devam ettirdiğinizi görmem nedeniyle belirtmek zorunda kalıyorum ve son yorumunuza PAS GEÇİYORUM.
Sevgilerle paşaya olan muhabbetinizin devam ve artmasını diliyorum. Başka ne yapayım ? Takdir Otağ kardeşlerimindir.
 
Son düzenleme:

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Maksat Mayın Temizlemek Değil!

Aslında konu suriye sınırındaki mayınların temizliği ile ilgili biz Anıt paşaya takıldık.

Yeniden konuya dönsek, Mayın temizliği ve paşa bir araya gelecekse bu kişi Anıt paşa değil Tolon paşa olmalıdır.
 
Üst