Mali İstihbarat Birimi (MİB) kurulması, fonksiyonlari, tipleri ve karşılaştırmaları
Dr. İlkay Akyay
“Karapara aklama, yasadışı faaliyetlerden, özellikle, geleneksel olarak uyuşturucu kaçakçılığı ve günümüzde daha geniş olarak belli bir ağırlıktaki her türlü suçtan elde edilen sermayelerin yasal ekonomik dolaşıma sokulmasını amaçlayan malî ve ekonomik nitelikte işlemlerin tümüdür” (Ergül, 2001).
Karapara aklama suçu, gelişen teknoloji ve ulaşım imkânlarına ve fonların küresel hareketliliğine paralel olarak her geçen gün nicel ve nitel anlamda artarak devam etmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da, on yılı aşkın bir süredir karapara ile mücadele organize suç ve uyuşturucu ile mücadelenin ayrılmaz bir unsuru haline gelmiştir (Egmont Grubu, 2004). 11 Eylül 2001 tarihinden sonra da mezkûr savaşta bir cephe daha açılmıştır: terörizmin finansmanı ile mücadele!
Karapara aklama ile mücadele çok boyutlu ve multi-dsipliner bir olgudur. Öyle ki, sadece kanunlar, düzenlemeler, soruşturmalar ve analiz bilgisine sahip olmak yetmez, aynı zamanda bankacılık, finans, muhasebe ve diğer ilintili sahalar ve faaliyetler hakkında da bilgi sahibi olmak gerekir. Karapara aklama nihayetinde ekonomik bir hadisedir ve aklayıcılar gayri meşru yollardan elde edttikleri gelirleri saklamaya çalışırken, mevcut finans ve iş dünyasının karmaşıklığına, buna nazaran da, kanun uygulayıcıların bu konulardaki bilgi kıtlığına güvenmektedirler (Egmont Grubu, 2004).
Karapara aklama soruşturmaları çoğunlukla birden fazla kanun uygulayıcı birimin faaliyet alanı ile çakışır. Bu durum, en gelişmiş kanun uygulayıcı kurumunun ve/veya kovuşturucu biriminin bile tam teşeküllü bir karapara aklama soruşturmasını kendi başına yapmasını imkânsız kılmaktadır. Ayrıca finansal kuruluşların da devlet otoritelerine bilgi vermekte ne kadar isteksiz oldukları herkesin malumudur. Buna ilaveten, devletin kendi kurumları arasında bile bilgi alışverişinin zayıf olduğu bilinmektedir (Egmont Grubu, 2004).
Yukarıda özetlenmeye çalışıldığı üzere, karapara aklama suçunun karmaşık yapısı ve bilgi alışverişi önündeki engeller karapara aklama soruşturmalarını başarısızlığa iten temel faktörlerdir. Karapara aklama ancak birçok parçanın biraraya getirilmesiyle aydınlatılabilecek bir suç türüdür. Para, saniyeler içinde el değiştirebildiği ve dünyanın öteki ucuna elektronik fon transferleri ile gönderilebildiği için kanun uygulayıcı, kovuşturucu ve yargılama otoritelerinin anlık bilgi alışverişinin gerçekleşebildiği sanal bir platforma sahip olmaları bir zorunluluk halini almıştır (Egmont Grubu, 2004). Diğer bir deyişle, etkin bir karapara aklama ile mücadele için bilgilerin doğru insanlara zamanında ve elverişli biçimde ulaştırılmasını mümkün kılan bir mekanizma gereklidir (Üstün, 2007).
Bu amaçla, on yılı aşkın bir sürede, ülkeler karapara aklama problemiyle mücadele etmek amacıyla uzmanlaşmış devlet organları oluşturma gayreti içine girmişlerdir. Bu organlar “mali istihbarat birimleri (MİB’ler)” olarak adlandırılmaktadır. MİB’lerin karapara aklama ile mücadele içerisindeki önemi hergeçen gün artarak devam etmektedir. MİB’ler finansal kuruluşlar, kanun uygulayıcı/kovuştururu otoriteler arasında anlık bilgi değişimini mümkün kılmakta (Egmont Grubu, 2004) karapara aklama soruşturmalarına konu faaliyet alanlarındaki yetkililerin koordinasyonunu temin etmektedirler.
Mali İstihbarat Birimi (MİB)
Tanım
Mali İstihbarat Birimi, şüpheli işlem bildirimlerini alıp, analiz eden ve daha sonra da ilgili otoritelere dağıtımını sağlayan ulusal merkezi bir organdır (Gleason ve Gottselig, 2004).
Uluslarararasi düzlemde MİB’lerin standardlarının belirleyicisi olarak bilinen Egmont Grubu da Kasım 1996 tarihinde aşağıdaki MİB tanımını benimsemiştir:
“Suçtan elde edildiğinden şüphe duyulan gelirlere ve potansiyel terörün finansmanına veya karapara aklama ve terörün finansmanı ile mücadele amacıyla ulusal mevzuat ve düzenlemelerin gerektirdiği mali bilgilere ilişkin bildirimleri toplamak, analiz etmek ve ilgili makamlara sevk etmekle sorumlu merkezi ulusal birimdir” (Aykin, 2007).
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere MİB’ler şeklen ve yapısal anlamda ülkeden ülkeye farklılık gösterse de üç temel işlevi paylaşmaktadırlar: verileri toplamak, analiz etmek ve karapara ve terörizmin finansmanı ile mücadele amacıyla işlenen verierin dağıtmının sağlanması ve bu dağıtımın hem ulusal hem de uluslararası boyutta olmasıdır (Dünya Bankası, 2003).
MİB’in temel fonksiyonları
MİB, finansal kuruluşların, şahısların ve sair yükümlü oluşumların verdiği şüpheli işlem bildirimlerini toplayıp, analiz edip ve nihai istihbari bilgiyi karapara ile mücadele eden yerel kanun uygulayıcı birimlere ve de yabancı MİB’lere dağıtır (Gleason ve Gottselig, 2004, p.4)
Karapara aklama ile mücadelede bilgi paylaşımı ve koordinasyon ihtiyacı baş gösterince doksanların başlarında ilk MİB’ler kurulmuştur. MİB’ler on yılı aşkın süredir aktif olarak görev yapmaktadırlar ve 100’ü aşkın MİB uluslararası gayriresmi bir birlik olan Egmont Grubuna üye olmuş durumdadır. 2007 yılı itibariyle MİB’i olan ülke sayısı 106’ya ulaşmıştır. Birçok MİB’i olmayan ülke MİB kurma çalışması yapmakta, MİB’i olan birçok ülke de MİB’lerinin etkinliğini nasıl attırabiliriz çabası içindedirler (Gleason ve Gottselig, 2004).
Gleason ve Gottselig (2004)’in tespit ettiği kadarıyla, Mali Eylem Görev Grubu (FATF) 2003 yılında, karapara aklamayla mücadele tavsiye kararlarını revize edip, ilk defa MİB kuruluşu ve işlevselliğine dair tavsiye kararlarını eklemiştir. Yine, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ve onlara üye ülkeler, son yıllarda MİB’lerin karapara aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele çerçevesindeki rolü ve öneminden bahisle, yeni MİB kurma ve mevcut MİB’lerini güçlendirme girişiminde bulunan ülkelere teknik destek sağlamaktadırlar.
Üstün’e (2007) göre, asgari olarak bir MİB şüpheli işlem bildirimleri ile ilgil olarak kendi veri tabanında, doğrudan veya dolaylı yoldan erişebildiği kanun uygulayıcı birimlerinin veri tabanlarında ve kamuya açık, idari ve ticari veri tabanlarında araştırma yapabilmelidir. MİB, ayrıca bunların dışındaki birimler ve finansal kurumlardan bilgi almak için onlarla irtibat kurabilmelidir. MİB’in bilgi akışı ve işleyişi aşağıdaki iki şekilde görselleştirilmiştir.
Şekil 1: MİB’in bilgi akışı (Gleason ve Gottselig, 2004, s.4).
Gleason ve Gottselig’e (2004) göre, MİB’in temel fonksiyonlarından birisi karar vermede objektiflik, gelen bilginin zamanında işlenmesi ve katı bir gizliliğin korunması anlayışıdır. Bilgi paylaşımının olmazsa olmazı güven olduğuna göre, muhatplarının da güvenini kazanmış (akredite) bir MİB kurmak etkin/verimli bir işbirliği için gereklidir. MİB’ler kendilerinden beklenen bu tür fonksiyonları icra edebilmek için de belli ölçüde bir operasyonel özerkliğe ihtiyaç duyarlar.
MİB’in Kurulması
Egmont Grubu (2004) MİB’lerin kurulma gerekçesini iki ana sebebe bağlamaktdır:
1. Kanun uygulama: Birçok ülke karapara aklama ile mücadele mekanizmasını varolan kanun uygulama sistemlerinin üzerine bina etmiştir. Bazı büyük ülkeler kaparapara aklama suç soruşturmalarının da malum güçlükleri sebebiyle finansal bilgilerin yönetimi için bir takas odasının (clearinghouse) inşasına gereksinim duymuşlardır. Bu anlayışla MİB’ler, birden fazla kanun uygulayıcı veya adli otoritenin bazı durumlarda çakıştıkları, bazen de rekabet halinde oldukları faaliyet alanlarında karapara aklama soruşturmalarının aksamadan yürütülmesini sağlarlar.
2. Tespit: FATF’ın 40 tavsiye kararı ve diğer benzeri bölgesel girişimlerle, şüpheli işlem bildirimi artık karapara aklama soruşturmaları için bir standart haline gelmiştir. İşlem bildirimi sistemini kurarken, birçok ülke veri toplama, değerlendirme ve işleme faaliyetlerini tek bir ofis bünyesinde merkezileştirme mantığını benimsemiştir. Bu mantıkla kurulmuş olan MİB’ler aynı zamanda özel finans sektörüyle, kanun uygulama ve kovuşturma/yargılama otoriteleri arasında bir tampon rolü oynamaktadır. Dürüst bir aracı (broker) anlayışıyla özel sektör ve devlet otoriteleri arasında hizmet veren MİB’ler karapara aklama ile mücadele sistemi içerisinde güven tesis etmişlerdir.
Dünya Bankası’na (2003) göre, bir MİB’in kurulması sırasında veya mevcut olan bir MİB’in fonksiyonlarının arttırılması aşamasında birtakım kararlar verilmesi gerekir:
1. Doğru modelin seçilmesi: Doğru MİB modelinin seçilmesi ülkenin kültürel ve ekonomik özelliklerinin ve hukuk ve kanun uygulama geleneklerinin bilinmesi ile yakından ilgilidir. Diğer bir ifadeyle, MİBin temel özellikleri, o ülkenin denetimsel yapısıyla, idari ve yargı sistemleriyle ve de mali ve teknik kapasitesiyle örtüşüyor olmalıdır. Ayrıca, MİB’in kurulacağı ülkedeki devlet kurumlarının güçlü ve zayıf tarafları da akılda bulundurulmalıdır.
Buna göre, kurulacak MİB ya idari türde olacak, ya kanun uygulayıcı formatta kurulacak, ya adli bir hüviyete sahip olacak, ya da bunlardan en az ikisini bünyesinde barındıran karma bir yapıda olacaktır.
2. Kapasite ile ilgili mülahazalar: Mali soruşturmaların başarısı, soruşturmacının kalitesi ve mali istihbarat faaliyetlerini destekleyen teknolojik altyapi ile doğrudan ilgilidir. Devlet, MİB çalışanlarının finansal analitik yetilerini nasıl en etkin bir şekilde kullanabilecegini kararlaştırmalıdır. Bunun yanısıra, bu yetilerin en iyi sergilenebileceği yerin neresi olacağına; yani merkez bankası mı, maliye bakanlığı mı, polis mi ve adliye mi karar vermelidir. Zira MİB’i, o ülkenin düzenleyici, idari, kanun uygulayıcı veya adli yapıları dışında bir yerde kurgulamak kaynaksal birtakım sorunları da beraberinde getirebilir.
3. Personel ile ilgili mülahazalar: İşe alma politikaları, kaynak, gizlilik ve kurumsal etkinlik anlamında etkilere sahiptir. Soruşturmacı mali uzmanlık kıtlığı bir realite olduğuna göre, işe alma işlemlerinde de mali suç soruşturmalarının multidisipliner doğasını göz önünde bulundurmak ve farklı uzmanlıkları kapsayan bir işe alma gerçekleştirmek gerekir. İşe alınacakların geçmişi/formasyonu ve işe alma kıstasları hayati önem taşır. Öyle ki, işe alma kıstasları MİB’in bağımsızlık ve gizlilik ilkelerini de etkiler. MİB analistlerinin sahip olması gereken yuksek düzey beceri ve tecrübenin çok az bulunur olması yüzünden ülkeler diğer kurumlardan geçici görevle eleman çalıştırmaya yeltenebilmekteler. Bu yaklaşım, kısa vadede faydacı, daha az masraflı ve de kurumlararası bilgi alışverişi açısından daha etkin bir yöntem olarak görünse de, devletler bu uygulamanın MİB’in gizliliği anlamındaki mahzurlarını ve uzun vadede elverişli bir yöntem olmadığını göz önüne alarak karar vermelidirler.
MİB’in konumunu ve statüsünü belirleyen genel faktörler
Bir ülkenin mali suçlar bağlamında karşılaştığı olayların analizi ve MİB’in ülkenin suç politikalarını oluşturan hedeflere ulaşmada oynayacağı rol; MİB’in çerçevesini, konumunu ve fonksiyonlarını belirlemeye etki eder. Bunları sıralayacak olursak:
MİB’in temel hedefleri,
Bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak yetki ve fonksiyonlar,
MİB’in sorumluluk alanına giren temel fonksiyonların yanısıra ona verilen diğer yükümlülükler (örneğin, bildirimde bulunan kuruluşların yükümlülükleri yerine getirip getirmediğini denetleme, işlemlerin dondurulması gibi),
MİB’in operasyonel özerkliğinin ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı,
Temel işlem bildirim yükümlülükleri: kim bildiriyor, neyi bildiriyor (örneğin: şüpheli işlem, nakit işlem, sınıraşan nakit hareketliliği),
MİB’in büyüklüğü: MİB’e akan ve MİBden ilgililere iletilen bilgi ve yüklenen diğer görevler bağlamında bütçesi, personel sayısı vs.
Diğer ulusal kurumlar, devlet organları ve diğer MİB’ler nezdinde bilgi paylaşımı anlamında MİBin yeri/rolü,
MİB’in idare içindeki yeri, özerklik ve sorumluluğu ve onu operasyonel yapan yetileri (Dünya Bankası, 2003).
Egmont Grubu ve MİB’ler
Egmont Grubu 9 Haziran 1995 Brüksel’de 24 ülke ve 8 uluslararası kuruluşun bir araya gelmesiyle oluşturulmuş ve ismini toplantının yapıldığı saraydan almıştır. Egmont Grubu, temelde ülkeler arasında mali istihbarat değişimine teşvik ve destek olmak fikrinden hareketle kurulmuştur. Egmont Grubunun birincil hedefi, ülkelerin karapara aklama ile mücadele sistemlerinin ulusal düzeyde gelişmesine katkı sağlamak ve bu alanda uluslararası bilgi değişimine mani unsurlari yok etmektir (Aykın, 2007). Egmont Grubu bunu başarabilmek için MİB’ler marifetiyle ülkelerin ulusal karapara aklama ile mücadele programlarının kalitesini arttırma amaçlı bir forum sağlamayı öngörmüştür (Egmont Grubu, 2004). Bu destek mali istihbari bilgi değişimini genişletme ve sistematize etme, MİB personellerinin uzmanlık ve kapasitelerinin arttırılması ve MİB’ler arasındaki iletişimin modern teknolojik imkânlarla geliştirilmesini kapsamaktadır (Gleason ve Gottselig, 2004).
MİB’ler arasında hızlı, sistematik ve güvenli bilgi değişimi amacıyla Egmont Güvenlik Ağı (Egmont Secure Web-ESW) isimli bir bilgisayar ağı kurulmuştur. 1997 yılında faaliyete geçen bu sistem sadece ağa dâhil MİB’lerin kullanımına açıktır. Bu ağ sayesinde MİB’ler diğer ülkelerin MİB’leri ile şüpheli işlemlere dair bilgileri hızlı ve güvenilir bir şekilde paylaşmaktadırlar. ESW aynı zamanda MİB’lere diğer ülke mevzuatlarına ve yeni tipolojilere ulaşma imkânı da sağlamaktadır (Aykın, 2007).
Egmont Grubuna 106 ülke üyedir. MASAK, Türkiye’nin MİB’i olarak Haziran 1998’de Egmont Grubunun üyeliğine kabul edilmiştir. MASAK, ESW’ye de, Mayıs 2001 tarihinde dâhil olmuştur (Aykin, 2007).