Maraş Gibi Bu "Aanlaşma" Da Havda Kalacak Herhalde

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
"MARAŞ" GİBİ BU "ANLAŞMA" DA HAVDA KALACAK HERHALDE

Kıta Sahanlığı Anlaşması, Başbakan Erdoğan ABD başkanı Obama ile görüştükten bir gün sonra, yani ABD’den onay çıktıktan sonra, New York’taki Türk Evi’nde KKTC saati ile 18.45’de düzenlenen törenle Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Başbakan Erdoğan tarafından imzalanmıştı.

Başbakan Erdoğan imza töreninden önce, Obama ile yaptığı basın toplantısı sonrasında Güney Kıbrıs konusunda “Askeri seçeneğin şu an gündemde olmadığını” belirtmişti. Arkasından da bu anlaşma imzalandı.


Buraya dek her şey çok güzel! Hiç kimse askeri seçenek istemez. Bir iki tane kendini bilmez, sivri akıllı Rum palikaryası yüzünden kimse, yavrularının kanının akmasını istemez. Yapılan anlaşmaya ise en azından getirisi var diye düşünüp, sevinir.


Fakat bu imza töreninin arkasından Sayın Cumhurbaşkanımız öyle bir söz söyledi ki bütün coşkum yok oldu gitti. Derviş Eroğlu, “Türkiye ile imzaladığımız kara sularını sınırlandırma antlaşması, Rum muhataplarımızı (petrol ve doğal gaz arama) bu davranışlarından vazgeçirmeye yönelik önleyici bir tedbirdir.”


Hadi bakalım bu söz ne anlam ifade ediyor size. Türkiye ki Rumların Akdeniz’de sondaj çalışmaları yapmasının bir savaş nedeni olacağını bile söylemişti. Buna rağmen Rumlar sondaj çalışmalarına başladılar. Yani savaş sözü bile onları bu kararlarından döndüremedi de şimdi bu anlaşma mı onları yaptıkları bu çalışmadan döndürecek.


Hep aynı şeyleri söylüyormuşum gibi oluyor ama buda tıpkı taviz olarak Maraş’ı elimizde tutmamız gibi bir şeyden öteye geçmeyecek demek ki. Biz Maraş’ı açmaya korkuyoruz, çünkü günün birinde anlaşma olursa anlaşmada koz olarak kullanacağız güya. Fakat orada çürüyen yok olan koskocaman bir kent, bir milli sermaye var. Ondan da öteye Türk’ün arı duru hakkı olan vakıf malları var. Biz ne yapıyoruz. Rumlarla olası bir anlaşma da geri iade etmek üzere orayı kapalı tutuyoruz. Maraş iade edilecek bir koz olarak elimizde duruyor.


Kıta sahanlığı anlaşması da Cumhurbaşkanımızın dediğine göre, caydırıcı koz olarak elimizde durmaya devam edecek demek ki. Sondaj için araştırma ve arama kabiliyeti olmayan bir anlaşma. Fakat Rumlara da sözde gözdağı vermek üzere elimizde duracak bir anlaşma.


Zaten merak etmiştim. Günlerdir de neden hala bu anlaşma KKTC veya Türkiye’de imzalanmıyor diye sorular soruyordum. Meğerse ABD’nin yeşil ışık yakması bekleniyormuş. Meğerse ABD’nin de yeşil ışık yakmasının da bir sınırı varmış. Yani ABD her zaman olduğu gibi, bu konuda da tavşana kaç tazıya tut dedi. Araştırmaları fazla derinleştirmeden, fakat elinde bu hakkı saklı tutarak gereken neyse yap diyerek göz yummuştur bu anlaşmaya. Yoksa Rum’un petrol aramasının hiçbir sakıncası olmadığını belirten, hatta kendi şirketinin bu çalışmayı yapmasına izin verip, ardından da aynı çalışmaları yapması için Türkiye’ye de izin veriyor görünmesi sizce normal mi?


Türkiye müttefik ülke, Türkiye Terörle mücadelede ABD ile Eş Başkan konumunda bir ülke, Türkiye Büyük Orta Doğu Projesinin de Eş Başkanı olan bir ülke. O zaman ABD ne yapmak zorunda haliyle biraz imtiyazlı davranarak Türkiye’nin de gönlünü almak zorundadır. Bu anlaşma da o tarz bir anlaşma olmuş anlaşılan.


Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız muhataplarımızı vazgeçirmeye yönelik bir anlaşmadır demeseydi. Eğer, bu anlaşma ile bizimde artık kendi kara sularımızda petrol, doğal gaz arama hakkımız doğmuştur. Bizde bundan böyle Türkiye ile bu çalışmaları başlatıyoruz deseydi. Daha inandırıcı ve daha umut vaat eden bir anlaşma olacaktı.


Hadi bakalım. Rum vazgeçmedi! Vazgeçmeyeceği de aşikar! Peki, o zaman ne yapacağız? O zaman ABD, Akdeniz’de bizim petrol aramamıza izin verecek mi? yoksa şimdi gündemde olmayan askeri seçeneği mi gündemimize alacağız? Herhalde o da caydırıcı bir nitelik olarak ancak gündemi işgal edecektir. Ondan ötesine zaten ABD izin vermez.


Biz önleyici, caydırıcı tedbirler alırken, Rum’da her zaman ki gibi yolunda emin adımlarla yürümeye devam ediyor ve edecektir ne yazık ki.



Ayla Berkin
23.09.2011
 
Üst