Mare Monte Beceriksizliği (1/2)

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Mare Monte Beceriksizliği (1/2)
Devletimiz ve devletin neredeyse tüm kurumları maalesef dökülüyor.

Uzun vadeli plan yapmak yok, zaten böylesi bir mantık hiç yok.

Büyük boyutta planlama yapmak diye bir alışkanlığımız da yok.

Hükümetin aldığı kararlar, Bakanlıkların uygulamaları hep günü birlik olaylara yönelik ve çoğu da art niyetli. Bazıları popülizme yönelik, bazıları da yasaklamaya. Araştırma yapmak ise hak getire. Yasaklama zaten yeteneksiz idareciler için en kolay çözüm. Yaşanan olayın köküne inmek ve sorunu çözmek yerine, yasaklama getirerek sorunu çözdüklerini zannederler.

Girne’de halen uygulamada olan imara yönelik “Emirname” de bu ülkenin yüz karalarından bir tanesi. Emirname, ilgili konuda yasa yapılana kadar uygulanacak geçici kurallar demektir gerçekte. O yüzden de bir Emirname yıllarca uygulamada kalamaz, kalmaması gerekir.

Vakıflar İdaremiz ve adamıza milyonlarca Dolarlık yatırım yapmış olan özel bir şirket arasındaki Mare Monte oteli ile ilgili yaşanan soruna her yönden bakmak gerekmekte gerçekte. Eğrisiyle doğrusuyla.

Nedense bu konularda “Vurulan abalı” hep yatırımcı şirketler.
Bizim devlet kuruluşlarımızın ve bürokratlarımızın hiçbir suçu, ihmali veya da iş bilmezliği yok sanki. Hepsi de adeta sütten çıkmış ak kaşık. Genelde her şey devlet tarafında doğru yapılmış veya yapılmakta ama yatırımcı şirket illaki devlete, vatandaşa ve ülkeye kazık atmak peşinde havası verilmek isteniyor. Ve her zaman, her benzeri olayda bu tür mesajlar gönderiliyor kamuoyuna.

Bürokratlarımız yasaların kendilerine tanıdığı dokunulmazlığın arkasına saklanıp hiçbir iş yapmıyorlar, inisiyatif de almıyorlar. Tek bildikleri ve kusursuz olarak yaptıkları iş, vatandaşı kendileri için çalıştırmak, işleri vatandaşa yaptırmak, iş çıkmaza girdiğinde de vatandaşı veya da yatırımcıyı suçlamak ve de grev yapmak. Bildikleri başka bir şey yok.

Hiçbir zaman birileri çıkıp da, bürokratlarımızın deneyimsizliği, vurdumduymazlığı, iş bilmezliği ve inisiyatif almak cesaretleri olmadığı için işler sarpa sardı, çıkmaza girdi yatırımcılar bu adaya geldiklerine geleceklerine bin pişman demek cesaretini göstermiyor nedense. Hep suçlu yabancı yatırımcılar, bürokratlarımızın ise asla ve kat’a hiçbir konuda zerre kabahati yok!

Mare Monte konusu da beceriksizliğin, deneyimsizliğin ve iş bilmezliğin sonucunda, kullanım kaybına uğradığımız, ekonomimizi gelirlerinden mahrum ettiğimiz, istihdam kaybı yaşadığımız, hazinemizin vergi gelirin göz göre göre mahrum kaldığı yüz karası bir olay ve hala daha devam ediyor. İnanılmaz bir vurdumduymazlık ve yönetim beceriksizliği gerçekte.

Bir dönemin, her yönü ile önde gelen oteli ve tatil köyü olan Mare Monte, altın kumlu plajı, kusursuz hizmet veren restoranı, odalarının ve iç dekorunun güzelliği ile ünlüydü. Geçen gün çok sevdiğim ve takdir ettiğim gazeteci bir arkadaşımın köşesinde yazdığı gibi, diskosu da gençlerin gözdesiydi. Dolup dolup boşalırdı hem otelin kendisi, hem restoranı, hem de diskosu.

Zaman içinde rekabete dayanamayan, kendini yenileyemeyen ve devletin hemen hemen her kuruluşunda olduğu gibi yüksek yüksek ücretlere ve verimsiz çalışmaya dayanamayan Mare Monte kapılarını kapatmak zorunda kaldı ve çürümeye terk edildi.

Terk edilişle, yok oluş süreci de başladı güzelim Mare Monte otelin. Zamanın acımasız kemirgenleri, süreç içinde bir dönemin starı Mare Monte’yi yedi bitirdi ve harabeye çevirdi...

(Devam edecek)

Prof. Dr. Ata ATUN
30 Mart 2015
 

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Cevap: Mare Monte Beceriksizliği (2/2)

Mare Monte Beceriksizliği (2/2)
Zaman içinde rekabete dayanamayan, kendini yenileyemeyen ve devletin hemen hemen her kuruluşunda olduğu gibi yüksek yüksek ücretlere ve verimsiz çalışmaya dayanamayan Mare Monte kapılarını kapatmak zorunda kaldı ve çürümeye terk edildi.

Terk edilişle yok oluş süreci başlar güzelim Mare Monte otelin. Zamanın acımasız kemirgenleri, süreç içinde bir dönemin starı Mare Monte’yi yedi bitirdi ve harabeye çevirdi.

Mare Monte otelin kaderi adamıza aşık ve birbiri ardına gözde yatırımlar yapmış olan bir şirket ve bu şirketin yöneticisinin dikkatini çekmesiyle, değişim sürecine girdi aniden. Yeniden “Star” olmasının ve eski görkemli günlerini yaşamasının yolu yeniden açılır gibi olur sanki de bu ilgiyle.

Bu yabancı yatırımcı dediğimiz kişi, kişiler, şirket ve de her neyse, adamıza yıllar önce gelmiş, havasına, suyuna, iklimine, insanına ve Kıbrıs’ımıza hayran kalarak yatırımlar yapmışlar. Yatırım derken aklınıza öyle elli, yüz bin TL, Dolar, Avro veya Sterlin gibi çerezlik rakamlar gelmesin. Yarım milyar dolar ve üstünü hayal edin. KKTC’nin 2015 yılı bütçesinin yaklaşık beşte biri gibi bir rakamı düşünün. Aklınıza her ay Maliye’den çıkan 72 bin çekin neredeyse 6 aylık karşılığı büyüklüğünde bir para miktarı gelsin.

Bu kuruluşun adamızdaki en son yatırımı, daha önceleri adeta deniz kenarında bir çöplük görünümünde olan alan içine yüz otuz milyon dolarlık bir yatırımla, 5 yıldızın en üst kademesinde veya segmentinde bir otel yapmak olmuş. Dubai’de 7 yıldız olarak tanımlanan “Burj Al Arab” kalitesinde ve düzeyinde yaptıkları otel.

(Gerçekte uluslararası standartlarda, otellerin alabileceği en yüksek yıldız sayısı 5. Burj Al Arab’ın da yıldızı 5 tane aslında 7 tane değil. Tanıtımı o şekilde yapılmış halk arasında. 5 yıldız kalitesi de kendi içinde 3 segmente, kademeye ayrılmış. Bunu Standart 5 yıldız, Lüks 5 yıldız ve Delüks 5 yıldız gibi de düşünebilirsiniz. Bu üst sınıflardan birine girebilmek için hizmet kalitesi, servis potansiyeli, hizmet süreci, hizmet sonucu, oda sayısı, rekreasyon alanları ve benzeri faktörler önemli rol oynamakta.)

Bence bu oteli bir gün ziyaret ederek, odalarını, salonlarını, mutfağını, restoranlarını, havuzunu, bahçesini, plajını, çocuk bakım ve rekreasyon bölümü görüp inceleyerek, çağa ayak uydurmanın ne demek olduğunu gözlerinizle görüp idrak ederek mevcut kültür, bilgi ve de görgü dağarcığınızı yenilemenizde büyük fayda var. Dünyada konaklama alanında yaşanan gelişmeleri KKTC’de görmek gerçekten de onur verici, gurur verici. Böylesi bir yatırımı yarım asır sonra dahi olsa- devlet eli ile yapabilir miydik, emin değilim.

Mare Monte olayının içyüzüne gelince; Bu kuruluş harabeye dönmüş Mare Monte otelinin içinde bulunduğu alanı ikinci bir diğer Delüks 5 yıldızlı otele dönüştürmek için planlar yapmaya başlar. Olasılık çalışmaları sonrasında mevcut 350 dönümlük arazi içine 800 yataklı Delüks 5 yıldızlı bir otel, 350 yatak kapasitesinde dubleks villalar, 2 bin kişilik kongre merkezi, “SPA”, “Wellness”, “Fitness”, açık ve kapalı spor alanları, alışveriş merkezi, köy meydanı, Aqua park, botanik bahçe, arkeolojik açık hava parkı, gezinti alanları, sahil tesisleri, marina, golf alanı ve talih oyunları salonu inşa edilebileceği ortaya çıkar. İstihdam edilecek kişi sayısının da 3 binin üzerinde olacağı hesaplanır.

Vakıflar idaresine gidilir, bir buçuk milyon Sterlin, yani yaklaşık altı milyon Türk Lirası hava parası ödenir ve her ay 75 bin Sterlin, yani yaklaşık 300 bin TL kira ödemek kaydı ile de arazi uzun vadeli kiralanır. Başkalarına dönümünü 1 Sterline kiralayan Vakıflar İdaremiz, bu kuruluşa 3 yüz bin TL’ye kiralar dönümünü…

Hazırlanmasına neredeyse 5 milyon TL’den fazlası ödenen inşaat projesi uyarınca, arazide kazı başlayınca ortaya arkeolojik değeri olan taşlar çıkar ve tarihe saygılı bu kuruluş tarafından kazı durdurularak gerekli birimlere buluntu ile ilgili haberler verilir.

Uzmanlar gelir, arkeolojik alan tellenir ve 350 dönümlük araziden geriye 90 dönüm kalır ama Vakıflar İdaremiz kirasını tam ister, ödenen hava parasından geriye iade de yapılmaz. Aylarca süren görüşmelerden sonra Vakıflar İdaremiz kirada düşüş yapmayı kabul eder ama bu sefer de işin içine Sayıştay girer. Gene aylar süren çalışmadan sonra Sayıştay olumsuz bir rapor yayınlar ve kira düşüşüne karşı çıkar.

Konu şimdi mahkemede. Kimin haklı olduğuna elbet mahkememiz karar verecek.

Mare Monte’yi canlandıracak çalışmaların tümü durmuş durumda. Ortada hazırlık için harcanmış paralar, ödenmiş milyonlar, kaybedilmiş vergiler ve büyük bir de istihdam kaybının olduğu da bir başka gerçek.

İçine düşülen kaos tam bizim, yani KKTC’nin bürokrasi felsefesine uygun, hem de tıpa tıp uygun. Ne eksiği var, nede fazlalığı. İşte biz böyleyiz. Tüm ülkeler aman yatırımcı gelsin diye yırtınır, çeşitli teşvikler çıkarır, bizi geleni kaçırmak ve geldiğine geleceğine pişman etmek için elden geleni yaparız, ki Mare Monte bunun güzel bir örneği...


Prof. Dr. Ata ATUN
01 Nisan 2015
 
Üst