Maskeli Veya Maskesiz; Yine De Akel !!!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MASKELİ VEYA MASKESİZ; YİNE DE AKEL !!!


Evet değerli okurlarım. Talat-CTP ikilisinin yıllar süren bu AKEL sevdası ne bitti; ne de biteceği var. Ama Hristofyas Talat’a sütten kesil de gel demiş, hakaret etmiş; yalancı demiş; bize başka, halkına başka söylüyorsun demiş ve sahtelikle suçlamış. Ama olsun. Talat yine de nor diyor; peynir demiyor. Varsa da Hristofyas ve AKEL, yoksa da... Hristofyas’ın tükürdüğü; vurduğu yerde gül biter anlayışıyla bu yoldaşın her dediğini yerine getiriyor, hiç bir isteğine karşı gelemiyor. Aslında Hristofyas’ın istemediğini de, Talat kendisi teklif ediyor. Bu ne tür bir bağdır; anlaşılması zor. Talat, ne hikmetse “kimyamız uyuşuyor” dediği Hristofyas’ı görünce basireti de bağlanıyor; büyülenmiş gibi; yeminini de, makamını ve sorumlu olduğu halkını da ve düynayı da unutuveriyor; o’na hayır diyemiyor vesselam!!!

Talat’ın yegane gayesi Birleşik bir Kıbrıs’ı gerçekleştirmek! Ve, bu emel için Hristofyas’ın hakartlerine de iftiralarına ve azarlamalarına da katlanmakta. Ve bu emelini elde etmek için; CB olduğu devleti ve topraklarını; çeşit yalan vaatlerine ve hala tutulmamış sözlerine inanarak; kendisini o makama getirmiş halkını ve halkının haklarını da feda etmeyi, kurban etmeyi bile mübah saymakta. Evvela baştan, o ulvi makamda oturmakla şahsı ve hükümetine emanet bu vatan topraklarını kendisinin savunması gerekirken; savunanlara gerici, ırkçı, faşist, kafa tasçı gibi sıfatlarla markalayıp dışlıyor; çeşit uyduruk nedenlerle işlerinden ediyor. Ama kendi ve hala ruhani lideri olduğu CTP; dünyanın belki de en ırkçı, en faşist; en kendini beğenmiş ve üstelik Türk’ten en çok nefret edenlerle kol kola! Hayret bir şey doğrusu! Ama Talat, daha dün gibi: “Hristofyas beni aldattı. Yüzüne maske takmış olacak” diyor, sitem ediyordu halbuki. Diğer yandan sözcüsü Erçakıca: “AKEL’in Kıbrıs Türk halkının birlik ve beraberliğini bozmak için içimizde 5. Kol faaliyetleri yapmakla” suçluyor! Ama Talat bu faaliyetleri durdurmak veya engellemek için bir şey yapmıyor. Tam aksine, iki toplumlu etkinlikleri cesaretlendiriyor; gençlerimizin Güney’e götürülerek Hristofyas yoldaşın neredeyse elini eteğini öptürenlere engel olmuyor. Çoğu reşit bile olmayan gençlerimizi, ‘tanıştırmak!, ‘yakınlaştırmak’ ve daha bir sürü uyduruk nedenlerle; gavur gençleriyle haftalar süren gemi gezilerine götürmelerini engellemiyor. Çocuklarımızın bu ‘yakınlaştırmalarla’ Türklüklerinden, kimliklerinden ve hatta dinlerinden bile soyutlanarak Kıbrıslılığı benimsemelerini egellemiyor; üstelik cesaretlendiriyor!!! Bu yoldaştan şikayetleri bizi aldatmak, oyalamak için ‘sözde’ şikayetler mi yoksa?

Hristofyas Kıbrıs Türklerini OSMOSİS yoluyla eritip tüketeceğini inkar da etmiyor; aşikar söylüyor. O zaman Talat, OSMOSİS’in ne anlama geldiğini mi bilmiyor veya Birleşik Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti Federasyonu sevdasıyla o kadar mı srhoş ki halkının bu şekilde tüketileceğini umursamıyor? Refaha kavuşturma yemini vermiş olduğu halkını; kendi ihtirası, kendi sakat ideolojisi uğruna kurban etme, cellatlarına teslim etme yoluna gidebiliyor? Kendi ve yoldaşının vb çıkarları için halkına sürekli yalan söyleyebiliyor? Halkını bile bile tekrar katliam çukurlarına götürmekte iken; barıştan, dostluktan, kardeşlikten ve Kıbrıslılıktan; efendim dünyalılıktan ve ilericilikten bahsedebiliyor? Yoldaşı Hristofyas’ın niyetinin Kıbrıs Türk halkına OSMOSİS uygulayacağını bile bile; nasıl hala bu caninin Kıbrıs Türklerini sevdiğinden, onlara adil davranacağından; efendim barış yanlısı olduğundan ve o’nun başa gelmesiyle, Kıbrıs Türkü’ne neredeyse cennet kapılarının açıldığından söz edebiliyor? Cennet dedikleri katliam çukurlarından sonra gideceğimiz yer herhalde!!!

Hristofyas, Federasyon’u, Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk Askeri’nden kurtulmanın yolu olarak gördüğümden kabul edeceğim diyorken; Türkiye’nin garantörlüğünün iptali ve Türk Askeri’nin adadan gitmesiyle; Kıbrıs’ta mutlak bir çatışma olacağı; tekrar kan döküleceği; ancak bu kez imdadına Mehmetçiğin gelemeyeceği apaçık ortadayken.. Ve, üstelik GKRY, ENOSİS için harıl harıl hazırlanmakta, silahlanmakta iken hala Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti Federasyonu’nda ısrar etmekle mi bu halka, bu devlete ve bu vatana olan mükellefiyetlerini yerine getirecekmiş? Bunları mı içeriyordu vermiş olduğu yemin? Yoksa Talat’ın ENOSİS’in ne anlama geldiğini bilmediğine mi inanalım şimdi?

Hristofyas, Kıbrıs Türkünü bilmiyor belli!. Ensesinden konuşuyor bu ‘cüsse’ ; bu domuz yağı torbası!!! Kıbrıs Türklerinin iradesi olmadığını söylerken; muhakkak ki Sn. Talat’ı ve her hakaretlerine, her saldırılarına rağmen; hala şu veya bu nedenle Güney’e geçenleri; orada harcadıkları her kuruşun kurşun olarak bize karşı kullanılacağını bile Güney’den alış-veriş yapanları... Kendisini ziyaret ederek “itaat” belirtenleri... Ve, emir oğlanı misali çantasını taşıyanları; çuçu köpecikleri gibi, kilise kapılarında çıkmasını bekleyen gafilleri örnek alarak yapıyor bu yakıştırmayı. Hristofyas, siz ve yandaşlarınıza bakarak böyle bir değerlendirme yapmakta ne kadar da haklı halbuki! Yazıklar ve de ayıplar olsun iki paralık gavuroğullarının maskarası olanlara!!! Başka ne diyeyim........
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Maskeli Veya Maskesiz; Yine De Akel !!!

Ne güzel yazmışsınız yüreğinize sağlık.Aslında talat da herşeyin farkında ancak onu makamına getiren iradeyi kendisine ölçüt olarak almıyor, fikirlerini değerli görmüyor.Ne için yetiştirildiyse ne için beslendiyse onun için çalışıyor.Sonuçlarına katlanacak onlar değil nasılsa.Herşey planlandığı (!) gibi gittiğinde va hatta planlanan sonuç yaklaştığında onlar zaten adanın kuzayinde değil güneyinde olacaklar.TTK
 
Üst