Matematik Düşüncede KKTC Ekonomisi...

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MATEMATİK DÜŞÜNCEDE KKTC EKONOMİSİ...

Söz döndü dolaştı KKTC’nin ekonomik durumuna kaydı. Hani o bitmez tükenmez başa kakma var ya! “Anavatan yardımı olmasa Kıbrıslı Türkler açlıktan ayvayı yer.”

TBMM Başkanı Cemil Çiçek bir basın açıklamasında KKTC’ne 2011 yılında 880 milyon TL yardım yapıldığından bahsetmişti. Veren de alan da bin yaşasın… Bu ayrı bir konu… Ben matematikçi olarak şu ihtimal hesaplarında gezindim.

Var sayalım ki KKTC’nin nüfusu 300 bin, TC’nin ise 75 milyon… Her ikisinin de birer Cumhurbaşkanları var. Yine varsayalım her biri her bir devlete 60 bin TL/ay mal oluyor. Bu maliyetlerin temsil edilen vatandaşlarından toplanacağı da açık… O halde KKTC’de fert başına 60 Bin/300 bin =0.20 TL/ay Cumhurbaşkanlığı yükü intikal eder. Aynı hesapla Anavatan fertleri için bu külfet 0.0012 TL/ay olacaktır.

Görülüyor ki Cumhurbaşkanlığı masraflarının ülkelere göre fert başı maliyetleri arasında çok büyük uçurum vardır. Şimdi;
Bu uçurum faraziyesi başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, devlet memurları, devlet çalışanları için de aynıdır. Anavatan’ın senelik yardımları, uçurum kenarına dizilmiş korkuluklar gibi Yavruvatan’ı korumaktadır.

TC’de 75 milyonun 550 milletvekili varsa 300 bin nüfuslu KKTC’nin ise 50 milletvekili vardır. Yani Anavatan’da 136 bin 363 kişiye bir milletvekili, Yavruvatan’da ise 6 bin kişiye bir milletvekili düşmektedir.

Bir de Yavruvatan’da iltimaslı çalışanlar politikası vardır. Onüçüncü maaş…

Daha üç beş ay evvel Lefkoşa Türk Belediyesindeki çalışanlar ile belediye başkanı arasında yaşanan olaylar hep yukarıda anlatmak istediğim tutarsızlıkların neticesidir.

KKTC’de nüfusun az, fakat devlet olabilmek için kadrolaşma zorunlu olarak çok yüksek olması doğaldır.

Bir tespite göre 300 bin kişilik KKTC’de 65 bin kişi devlet memurudur. Bu da düşünülemeyecek oranlarda masraf demektir.

Durumu bir küçük benzetme ile anlatırsak şunu söyleyebiliriz.

Devlet bir patron olduğuna göre KKTC devleti işlerini tırlar ile halletmekte, TC ise devlet görevlerini daha az yakıtlı kamyonetler ile halletmektedir.

Bu bakımdan Yavruvatan, Anavatan’dan her zaman benzin parası bekleyecektir.

Hibe yardımlar olmadan Yavruvatan’ın hayatiyetini sürdürmesi çok güçtür.

Başbakan İrsen Küçük’ün maaşlarda yaptığı ufak indirimlerde dahi çok büyük karşı koymalarla karşılaşması bundandır. KKTC’nin kendine yeter bir devlet olabilmesi için, çok büyük çaba ve ağır çalışma yaşamının içinde olmasını gerektirmektedir.

Anavatan’ın iyi zamanı kötü zamanı vardır. Pekiiii ne yapmalı?

KKTC dışardan gelebilecek kazanç çalışmalarına odaklanmalıdır. Vahşi batı bu ihtiyacını ülkeler keşfederek sömürgecilik yoluyla halletmişti. Şimdilerde de başka çeşit ticari müesseseleri ile bu işi sürdürmektedirler. Büyük Şeytan ABD ise ulusları birbirine kırdırarak bu işi sürdürmektedir. İsveç, saatçiliği ve uluslar arası konferanslar yatağı olmakla Alp dağlarının tepesinde refah içinde yaşamaktadır.

Sadede gelelim. KKTC sömürgecilik yapamayacağına göre İsveç benzeri yollara sapmalıdır.“Peki ne yapmalı,” demiştim.

Üniversiteler gibi dışarıdan beslenen benzeri kazanç kapılarına çok iyi bakılmalıdır.

Kumarhaneler bu işe yarıyor mu bilemiyorum. Bu konuda turizm çok önemlidir. Vs.

Eh, bir de Anadolu yakasından su ve elektrik geldi mi, KKTC paçayı kurtardı demektir. Haydi hayırlısı...


Hoşça kalınız
28 Eylül 2012
Hüseyin LAPTALI

 
Üst