Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
MİLLİ GÜVENLİK VE MİLLİ GÜÇ UNSURLARI
Milli güvenlik; devletimizin bağımsızlık ve egemenliğine
yurdumuzun bütünlüğüne
cumhuriyetimizin varlığına içten ve dıştan gelecek her türlü tehlikeye karşı
önceden hazır olmak ve gerektiğinde savaşmaktır.
Milli hedef; elde edilmesi halinde milli menfaatlerin gerçekleştirilmesini sağlayan sonuçIardır. Milli hedeflerde sınıf
zümre
grup değil
top yekün milletin çıkarları ön planda olmalıdır. Türkiye'nin milli hedefi Atatürk'ün gösterdiği ''Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmaktır." Türk çocukları bu hedefin gerçekleşmesi için çaba göstermeli
bu bilinci güçlendirmelidir. Bu bilinç güçlendikçe
milli birlik ve dayanışma ruhu artar.
Milli güvenlik siyasetinin hedefi; devletin anayasal düzenine
milli varlığına
yapılan ve yapılacak olan her türlü faaliyete karşı
milli güvenliğimizi koruma ve kollamaktır.
Milli güç; ''bir milletin
milli hedeflerine erişmek amacıyla kullanılabilecek maddi ve manevi kaynaklarının toplamıdır. Milli güç
siyasal
askeri
ekonomik
nüfus
coğrafi
bilimsel
teknolojik
sosyal ve kültürel güçlerin toplamından oluşur. Türk milleti
Atatürk'ün önderliğinde
Kurtuluş Savaşı'nı
milli gücün unsurlarını kullanarak kazanmıştır.
Dış tehdite karşı Türk yurdunun milli menfaatlerinin kollanması ve korunması barış zamanında bile
caydırıcı
güçlü bir ordunun varlığını gerektirir. Böyle bir güçle
yurdun savunması ve toprak bütünlüğünün muhafazası
milletler arası hukuktan doğan haklardan taviz verilmeden kullanılmış olur.
İç tehdite karşı
yurdun kollanması ve korunması Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevlerindendir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşürmeyi
hür demokratik parlamenter düzeni
temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmayı hedefleyen iç tehdite karşı
yasaların öngördüğü hükümler çerçevesinde
Türk Silahlı Kuvvetleri kendisine verilen görevleri yerine getirir.
Terörizm
her türlü siyasal eyleme karşı bilinçli ve soğuk kanlı şiddet göstergesidir. Bu özelliği ile sadece insanlığa değil
uygarlığa karşı da bir tehdit oluşur. Devletler
terörün gelecekte kendi ülkeleri için tehdit unsuru olabileceğini düşünerek
işbirliği ve dayanışma örneği göstermelidirler.
Milletler arası bir sorun haline gelen terörle mücadelede başarı; terörizmin amaçlarının insanlar tarafından iyice anlaşılmasına bağlıdır.
Milli kültürümüzden taviz vermeden
Türk vatandaşı olmanın
şeref ve mutluluğunu duyarak
Atatürk'ün yolunda yürümeliyiz. Türk milletinin bölünüp
Türk Devleti'nin yıkılmasını amaçlayan her türlü anarşi ve teröre karşı
Atatürk'ün görüş ve düşünceleri etrafında birleşmeliyiz.
Hürriyetçi demokrasilerde basın hürdür. Görevini iyi yapan basın ve yayın organları kışkırtıcı ortam hazırlamadan
aydınlatıcı yollar göstererek görevini yapmalıdır. Basın hürriyetinin serbest iradeyle çizilmiş bir milli menfaat sınırı olmalıdır.
Yaşamak isteyen hiçbir millet bölücülük bölgecilik ve mezhepçilik gibi faaliyetlere asla müsaade etmez. Bir millet her şeyden önce kendini
kendi okullarında öğretmelidir.
Programı çağdaş
yapı ve davranışları demokratik
amaç ve değerleri milli olan bir eğitim uygulanmalıdır. Böyle bir eğitimle; milli
demokratik
laik ve sosyal bir hukuk devleti anlayışına sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
beden ve ruh sağlığı tam
hür ve bilimsel düşünme gücüne sahip
insan haklarına saygılı; üretici
girişimci
kişilikli
çağdaş Türk insanı yetiştirilebilir.
Sosyal adalet ve sosyal güvenliği istemek bir haktır. Bu hak yasal çerçeve içinde ve insan haklarını ihlal etmeden kullanılmalıdır.
Türk milleti geleceğe ümitle bakar
tarihine saygılıdır. Türk milleti yeniliklere açıktır ama geleneklerine de bağlıdır. Türk milleti taassubu sevmez
gerici ve yobaz değildir. Yurdumuzun üzerinde yaşayan herkesi canından aziz bilir. Kimseyi ikinci sınıf bir vatandaş olarak görmez. Atatürk'ün ideallerine gönülden bağlıdır. Bölücü ve yıkıcı değildir.
Kişinin
toplum içinde kaybolmaması çok önemlidir. Cumhuriyet
kişiye kendini ifade etme ve irade ortaya koyma gücü verir. Bu ancak demokrasilerde gerçekleşen bir durumdur.
''Türk'' kelimesi ilk defa Göktürk Devleti tarafından kullanılmıştır. Daha sonra Türk soyuna mensup olan bütün toplulukları ifade eden milli bir ad olmuştur. Atatürk ''Ne mutlu Türk'üm diyene'' diyerek bunu en veciz şekilde ifade etmiştir. Atatürk
''Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa
Türk olarak dünyaya gelmemdir.'' diyerek Türk milletine olan sevgisini dile getirmiştir.
Her devlet
çıkarları doğrultusunda
bu çıkarları elde edebileceği devletlerle çok yönlü ilişkiler içine girer. Bu ilişkiler farklı şekillerde kendini gösterebilir. İlişkiler bakımından
devletlerin milli güç unsurlarından olan coğrafi özellikleri büyük önem kazanabilir. Türkiye'nin Asya ve Avrupa kıtaları arasında yer alması
üç tarafının denizlerle çevrili olması
Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişi sağlayan ve okyanuslara çıkışı kısaltan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahip oluşu
jeopolitik konum açısından çok az ülkede bulunan önemli özelliklerdir. Ayrıca zengin petrol kaynaklarına sahip Orta Doğu'ya hakim bir konumda bulunması
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra kurulan Türk Cumhuriyetleri
ülkemizin jeopolitik önemini daha da artırmaktadır. Türkiye dünya coğrafyasında bulunduğu konum nedeniyle
bir çok ülkenin ilgi alanındadır. Şimdiye kadar böyle oldu
bundan sonra da bu ilgi devam edecektir.
Ülkemizde
zaman zaman terör ve kargaşa ortamı yaratmak isteyenler kardeşi kardeşe düşürerek toplumumuzu düşman kamplara ayırmak istemektedirler. Bize düşen görev
bu tür oyunlara gelmemektir. Ülkeler arasındaki çıkar çekişmeleri farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Ülke içindeki şiddet eylemlerinin artmasında çıkarı olan ülkeler bulunabilir. Bizlere düşen görev
iç sorunlarımızı kendi imkanlarımız ile çözerek
hiç bir devlete muhtaç olmadan yaşayabilmektir. Çok çalışarak Atatürk'ün gösterdiği ''Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak'' hedefini gerçekleştirmek zorundayız. Bugün yer yüzünde kendi kendini besleyebilen bir kaç ülkeden biriyiz. Buna bilim
sanayi ve teknolojik.alanlarda yapılacak atılımları da eklersek ufkumuz daha da açılacaktır. Güneydoğunun kaderini değiştirecek olan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)
birçok ülkenin kıskançlıklarına neden olmuş
engellemek için bölgede hemen bir terör ortamı yaratılmıştır. Atatürk'ün
Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet ettiği Türk gençliği
bu tür oyunlara düşmeden
vatan ve millet sevgisiyle ülkesinin huzuru için çalışmayı kendisine tek amaç edinmelidir.
Anarşi ve terörün hedefi; toplumu yönetilemez hale getirmek
Türk yurdunu bölerek parçalamaktır. Türk milletini içten bölmek ve çökertmek
devlet gücünü ele geçirmektir. Anarşi ve terörün sadece insanlara korku salması olarak algılamayalım. İnsanlar arasında güven duygusunu ve bir arada yaşama koşullarını ortadan kaldırmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varoluşunun temel kaynağı olan
Atatürk ilkelerini ve cumhuriyet yönetim sistemini ortadan kaldırmayı amaç edinmişlerdir.
Çağdaşlık
ilkelliğin zıddı olan bir kavramdır. Yani çağdaş olan
günümüzde yaşayan
yeni ve değerli kurumlar
ilkellikten ve kaba ölçülerden arınmıştır. Günümüzde çağdaşlık denildiği zaman aklımıza ilk gelen
demokratik
laik ilkelere bağlı
hukuka ve insan haklarına saygılı bir düşünce yapısı anlaşılmalıdır.
Milletler
devletler halinde örgütlenirler. Normal olarak
her milletin bir devleti olmalıdır. Milletler arası iş birliği
Türkiye gibi diğer devletlerinde önem verdikleri bir çalışmadır. Ancak
ülkemiz
diğer devletlerin karşı karşıya kaldığı önemli ve güncel tehditlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu önemli tehdit unsuru kaçakçılıktır.
Kaçakçılıkla mücadelede milletler
bir araya gelemediklerinden başarısız olunmaktadır. Devletimiz
kaçakçılığın önlenmesi için büyük çaba harcamaktadır. Bu çabasını
Jandarma Genel Komutanlığı
Emniyet Genel Müdürlüğü
Gümrük Genel Müdürlüğü
Tekel Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlar
kaçakçılıkla mücadele ederek sürdürmektedirler.
Kaçakçılığı önleme konusunda devletimizin
vatandaşlarından beklentileri vardır.
Örneğin
çevremizde silah
tarihi eser
uyuşturucu madde kaçakçılığı yapanları ilgili devlet birimlerine bildirmeliyiz. Bu bir vatandaşlık görevidir. Aynı zamanda
insana ve insanlığa hizmet etmektir.