Milli Konsey Bildirisi No.20

Kamil Özkaloğlu

Onursal Üye
Katılım
6 Ara 2008
Mesajlar
359
Tepkime puanı
0
Puanları
0
16 Nisan, 2009

MİLLİ KONSEY BİLDİRİSİ No. 20

5 yıldır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin iktidarına çöreklenen Yeşil Faşizm’in, Kıbrıs Türk Halkını yeşile boyanmış karanlık bir yola sürüklemeye çalıştığını yaşayarak öğrendik. Cumhurbaşkanı ayni kaygılarla 8 Nisan, 2009 günü katıldığı ‘AKİS’ programında adeta diktatörlüğünü ilan etti.
Sürdürülmekte olan görüşmeler henüz başlamadan altına imza attıkları mutabakat ve görüşmelerde bizim onayımızı almadan ardı ardına bizim adımıza verdikleri tavizler ortadadır. İktidarı ele geçirdikleri günden beri Kıbrıs Türk Halkını devletsiz, egemenlikten yoksun, garantisiz bırakma adına sürdürdükleri politikalar ve meclisten geçirdikleri yasalarla bu günleri hazırladılar. Özellikle uygulamaya koydukları Tarih Kitapları ve meclisten geçirdikleri Mal İade ve Tazmin Yasası Kıbrıs Türk Halkının adadaki haklı konumunu ortadan kaldıracak, sırtına haince saplanmış iki hançerdir.
Bugün geldiğimiz noktada,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tehlikededir, Kıbrıs Türk Halkının egemenliği, özgürlüğü, varlığı ve geleceği tehlikededir.
Cumhurbaşkanı ve iktidar, emperyalist ülkelerin ve özellikle AB’nin etkisi ve denetimi altındadır.
Bu nedenlerle 19 Nisan Seçimleri Kıbrıs Türk Halkı açısından büyük önem arz etmektedir. Bugün ülkemizde olağan günler yaşamıyoruz. Bugün olağandışı olaylar yaşamaktayız. Emperyalist ülkeler, yanlarına aldıkları işbirlikçileri ile Kıbrıs Türk Halkını Kıbrıs’tan silme harekâtını yürürlüğe koymuşlardır.
Bugün birbirimizle çatışma ve kavga günü değildir. Bugün, bizi yok etmeye çalışan tehlikelere karşı tek yumruk halinde mücadele günüdür.
Bugün, kişisel kavgalarımızı, dargınlıklarımızı bir yana bırakıp, ayni amaç uğruna yıllarca birlikte özveri ile savaşım verdiğimiz, ayni ulusal davaya sahip çıkmış kardeşlerimizle kucaklaşma günüdür.
İşbirlikçiler ve iktidarın Kıbrıs Türk Halkını düşürdükleri bu acı durumdan sonra yapacak işleri, söyleyecek sözleri kalmamıştır. Her zaman olduğu gibi sinsi planlar yaparak Ulusal Tabanın oylarını bölmeye çalışıyorlar.
İşbirlikçiler, her türlü yönteme başvurarak bütün güçleriyle Ulusal görüşteki insanlarımızı mühürden caydırıp karma oy kullanmaya yönlendiriyorlar. Gerçek şu ki kendi tabanlarına ayni şeyi yaptırmayacaklar.
Oy kullanmak, dünyanın her yerinde seçmenlere 4-5 yılda bir kez verilen yasal bir haktır. Bu hakkımızı kullanırken; gelecek nesillerimizin Rumların boyunduruğu altında değil, fakat özgür ve bağımsız yaşamalarını temin etmek gayesi tek düşüncemiz olmalıdır.
Bazı adaylara olan sevgi ve saygımız, mührümüzü bozup onlara oy vermekle sınırlı değildir. Bu seçimler sevgi dağıtma veya minnet borcu ödeme seçimleri de değildir. Karşımızdaki tehlikelere karşı direnme ve güvenli geleceğimizi inşa etmek için irademizi ortaya koyacağımız seçimidir.
Kıbrıs Türk Halkının egemen varlığını, güvenli geleceğini, devletini ve özgürlüğünü, yine Kıbrıs Türk Halkının azimli direnişi ve bu seçimlerdeki sağduyulu kararı kurtaracaktır.
50 yılı aşkın bir süredir büyük özverilerle savunmakta olduğumuz ulusal davaya olan bağlılık ve borcumuz adına görevimiz, Kıbrıs Türk Halkının devletini, egemenliğini, ulusal kimliğini, toprak ve bayrağını savunan partiye mühür basmaktır.

Merkez Yürütme Kurulu adına
Kâmil Özkaloğlu
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Milli Konsey Bildirisi No.20

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde çektiği meşakkatler, gördüğü mezalimler ve verdiği şehitler pahasına her zaman minnetle yad ettiğimiz merhum Dr.Fazıl Küçük ve Birinci Cumhurbaşkanımız Muhterem Rauf Denktaş Büyüğümüzün önderlik ve liderliğindeki Kıbrıs Türk Halkı, Şanlı Türk Mukavemet Teşkilatı ve Türk Ordusunun ortak mücadelesiyle kurulmuş, Türk 1974 öncesi dönemden sonra ruma "Bu adada ben de varım" diyerek, Türk'ün onur ve bağımsızlık mücadelesini bir devlet olma, bir Türk Devleti olma şerefi ile taçlandırarak zafere ulaşılmıştır.

Ancak sonraki dönemlerde rumun emperyalist batıdaki ağabeylerinden aldığı güç ve cesaretle uyguladığı kalleş politikalar ve aslında ideal bir rejim olmasına rağmen türlü etkenlerle şekil ve amaç değiştirebilen bir rejim olan ve ideal şeklinden uzaklaşarak rumun ve emperyalist batının bir silahı haline dönüşüveren demokrasi sayesinde işbaşına gelen bazı ihanet odağı mensupları, hangi basit veya çıkarcı düşünce ve amaçlarla bilinmez Kıbrıs Türk Devletini dönülmez bir maceraya, rumun kucağına doğru götürmeye başlamıştı.

19 Nisan 2009 tarihinin Türk'ün rehasının miladı olacağını önceki yazılarımda yazmıştım. Birçoğunu Kıbrıs1974 Otağı içinde gıyaben de olsa tanıma imkanı bulduğum aydın, ülkesini ve Ulusunu seven, onurlu, özgürlük ve bağımsızlığa düşkün, kafası objektif çalışan ama yüreği Türk'lük sevgisi ile dolu insanların varolmasıyla, Ulusunu seven bütün Türk'lerin katkılarıyla 19 Nisan da Türk Ulusu bu sefil, kişiliksiz gidişe "DUR" dedi.

Muhterem büyüğümüz, Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'ın her türlü olumsuz etki ve karalamalara karşı sergilediği muhteşem sabır ve ideal örneği rehberliği ile Kıbrıs Türk'ü titreyip kendine dönmüş ve satıcı bezirganlara "Yeter Artık" demiştir. Kendisini yok etme amacında olan ruma ve batıya "Siz Türk'ü silemezsiniz, Yıldıramazsınız çünkü siz Türk'ü tanımıyorsunuz" demiştir. Onuruna düşkün ve Tanrı vergisi genleri sayesinde sağlam kişiliğe sahip Türk'ün yenilmeyeceğini, yıldırılamayacağını, asimile edilemeyeceğini ve YOKEDİLEMEYECEĞİNİ ruma ve emperyalistlere bir kez daha öğretmiştir. Çeşitli dönemlerde, çeşitli neden ve etkenlerle birbiri ile mücadele eden Türk'ün KARA GÜNLERDE nasıl bir kemik gibi bir araya geldiğini düşmanlarına göstermiştir. Ne mutlu Türk'e, Ne Mutlu Türk'üm diyene.

19 Nisan seçimleri Türk Ulusuna hayırlı olsun, bu seçim sonucunda girilecek süreçte çabalar Türk'ün yücelmesi, refahı, mutluluğu ve BİRLİĞİ için yoğunlaştırılsın ve sonra EVRENDE TÜRK BİRLİĞİNE doğru sağlam temelli girişim ve hareketler başlasın. Bu sürece ulaşılmasında çölde kum tanesi kadar da olsa etkisi olanlardan Tanrımız razı olsun.

Muhterem Kamil Özkaloğlu kardeşim, bildirinizde belirttiğiniz gibi "GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR." Siyasal, ekonomik, sosyolojik, teolojik görüşleri ne olursa olsun, ortak paydaları TÜRK ULUSUNA MENSUBİYET gibi onurlu ve değerli bir gerçek olan bütün Türk'lerin kucaklaşarak, birlik ve beraberlik içinde öncelikle Kıbrıs Türk İnsanının varlığını ve birliğini tesis etmek, bilahare Büyük Türk Birliğine doğru sağlam ve emin adımlar atmak olmalıdır.

Yazımın sonunda size de özellikle teşekkür ediyorum.

Saygılarımla....

Bülent Baysal
Anavatan'dan Yüreği Kıbrıs Türk'ü ile beraber çarpan bir Türk....
 
Son düzenleme:
Üst