Cevap: Mimar Sinan Türktür. Devşirme yada Dönme değildir! İspatı...
Bunun dışında bir tespitti, savaş öncesi ve savaş sırasında uygulanmıştı.
Irkçılarda aşağıdaki düşünceler hakimken;
Fransız etnoloji uzmanı Joseph-Arthur Gobineau (1816–82) ve sonradan Alman uyruğuna geçen İngiliz siyaset bilimcisi H.S. Chamberlain (1855–1927) ırklar arasında bir sınıflandırma yaparak, bunu beyaz ırkın üstünlüğünü kanıtlayacak bir kurama dönüştürmek istediler.
"Ari ırk" kavramını ortaya atarak, bu ırkın insanlığın gerçekleştirdiği tüm uygarlıkların tek yaratıcısı olduğunu savundular. Bu tezler Batı Avrupa'da ırkçılığın körüklenmesine yol açtı.
Bugün artık önemini yitirmiş olan bu savlar arasında beyaz ırkın, başka ırklarla karışmadığı sürece gelişeceği de vardı.
Bu türden değerlendirmelere dayanan ırkçılara göre, beyaz ırktan olmayan insanlar geri zekalı, yeteneksiz ve ahlaksızdır.
Irkçılar kendilerinden aşağı gördükleri insanlara karşı ayrımcılık uygular, onlara hak ve fırsat eşitliği tanımazlar.
Gerçekler çok daha başka;
İnsanlar deri ve saç rengi, boy uzunluğu, vücut biçimi gibi fiziksel özelliklerine ve genetik olarak incelenebilen kan grubu gibi biyolojik öğelere göre belli gruplara ya da ırklara ayrılır. Günümüzde biyologlar fiziksel farklılıklardan çok ırklar arasındaki genetik farklılıkların incelenmesiyle ilgilenirler. Irk incelemeleri biyoloji biliminin yeni bir dalı olan nüfus genetiği alanına girer.
Irklara ilişkin ilk sınıflandırmalardan birini, Alman anatomi ve fizyoloji bilgini Johann Friedrich Blumenbach (1752–1840) yaptı.
Kafatası ölçümlerine dayanarak insan türünü beş gruba ayırdı: Kafkasyalı (beyaz ırk) , Moğol, Etiyopyalı, Amerika Yerlisi ve Malayalı.
Daha sonra bütün canlıları sınıflandıran İsveçli biyolog Carolus Linnaeus (1707–78) deri rengine göre ayırt ettiği dört değişik ırk tanımladı.
Onu izleyen biyologlar da fiziksel özellikleri temel alan ırk grupları üstünde çalıştılar.
Ne var ki, bu tür sınıflandırmaların bilimsel ve kesin olmadığı daha sonra anlaşıldı.
Irksal Farklılıkların Kökeni, bilim adamları ilk insanların 350–500 milyon yıl önce Afrika'da yaşadığı, buna karşılık ırksal farklılıkların ancak 100 bin yıl önce ortaya çıktığı konusunda birleşiyorlar.
Böylece insanların aynı kökten türediği, önce Eskidünya'ya ardından da Yenidünya'ya yayıldığı öne sürülmektedir.
Asıl yurtlarından uzaklara göç edince insanlar arasında farklılaşmalar doğdu. Değişik fiziksel özellikleri olan halklar ya da ırklar oluştu.