Misyonerlik Faaliyetleri

DELİKURT

Dost Üyeler
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Turan
MİSYONERLİK FAALİYETLERİ

Misyonerliğin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. ABD Osmanlı zamanından beri ülkemiz üzerinde misyonerlik faaliyetlerini desteklemekte ve organize etmektedir. ABD misyonerlik faaliyetlerimi, daha çok sanat, kültür ve spor faaliyetleri ile süsleyerek görüntüde masum, arka planda farklı bir sunumla icra etmektedir.
ABD ülkemizde açtığı okullarla, spor faaliyetleri ile özellikle basketbol ve voleybol dallarını kullanarak, hem sporun gelişmesi hem de misyonerliğin amacına yönelik faaliyetler yapılmıştır. Bu sporları YMCA (genç Hıristiyan erkekler cemiyeti) ve YWCA (Genç Türkiye’de “Kişisel gelişim” son zamanların en popüler konusu oldu. Bu önemli bir ayrıntı!.. Kişisel gelişim organizatörlerinin bir kısmı yurt dışında misyonerlerle çalışıyor. Adam görünürde kişisel gelişim uzmanı, aynı zamanda bir misyoner. Bunların en önemlilerinden bir tanesini, ülkemizde çok meşhurdur. “Etkili Adamların 7 Alışkanlığı” adlı bir kitabı olan Covey. Türkiye’ye sık sık gelip gider. Bu adam mormon misyonerdir. Daha da önemlisi Başkan Bush’un danışmanıdır. Kişisel gelişim organizasyonları düzenler. Elbette burada misyonerlik yapmayan kişisel gelişimcileri kasdetmiyorum ama bu alan misyonerler açısından çok elverişli olduğu için kullanılmaktadır.

ALEVİLER KULLANILIYOR
Türkiye’de nispi olarak bir hassasiyet var. Ama burada halka yansımayan bir boyut da var, çok daha yukarılarda dönen dolaplar var. Misyonerler Alevi ve Kürtler üzerine oynuyorlar. Örneğin Almanya’da bir Alevi federasyonu başkanı şu açıklamayı yapıyor: “Alevilik İslam dışıdır.” Bunun yanına bir başka beyanatı ekleyelim, misyonerler ne diyor?
“Hıristiyanlıkta teslis yani üçleme vardır, Alevilikte Allah, Muhammed, Ali üçlemesi var. Hıristiyanlıkta on iki havari var, Alevilikte on iki imam var.” Hatta biraz daha deşeliyorlar ve “Aleviliğin içi Hıristiyanlık, dışı İslam’dır. Öyleyse Alevilik aslına, yani Hıristiyanlığa dönmelidir.” Bunlar yaşanan olaylardır.
Alevi federasyonu başkanının “Alevilik İslam dışıdır” sözünün arka planında Alman Orient Enstitüsü’nün başındaki Udo Stenbach var. Stenbach Alman gizli servisi BND ile de bağlantılıdır. Bu enstitüler, birçok Alevi derneğine şartlı destek veriyor. Ama desteğin koşulları var. O da şu: “Siz Aleviliğin bağlarını İslam’la ne kadar koparırsanız o kadar destek görürsünüz.” Peki İslam ile bağları zayıflatılırken ne yapılıyor? Hıristiyanlıkla bağlar oluşturuluyor. Böylece Almanya, dernek ve federasyonlar aracılığıyla Aleviliğin külliyen İslam’dan koparılıp Hıristiyanlığa eklenmesi için uğraş veriyor. Burada politikacıların, sivil toplum kuruluşlarının, araştırmacıların ve mürekkep yalamış insanlarımızın uyanık ve duyarlı olması gerekiyor.

KÜRTLER KULLANILIYOR
Amerikalı Protestan Misyoner’in bir kitabı var. Bu kitap ‘Douglas Layton’ tarafından kaleme alınmış, Amerika’da İngilizce ve Kürtçe olarak yayınlanan “Kitap–ı Mukaddes”tir. Bu kitaptaki(1) Kürtlerle ilgili bahiste şöyle bir açıklama var:
“Siz Kürtler aslen Med kavmindensiniz.”

ABD ve batı Kürtleri şu noktaya getirme gayreti içindedir. Med kavminin ismi Kitap–ı Mukaddes’te geçmektedir. Med’ler Hıristiyan’dı. Yahudiler Avrupa’da katliama uğradı, başlarına gelemeyen kalmadı. Sonra ne oldu? Yahudiler asıl vatanlarına kavuştu, onların vatanlarına kavuşması için Amerika ve Batı seferber oldu. Sonuçta vatanlarına geri döndüler. Siz de asıl kimliğiniz olan, Med–Hıristiyan kimliğine dönerseniz, ABD ve Avrupa sizi antik bir halk kabul eder ve mücadeleniz sonuna kadar destekler. Meselenin özü budur. Bu oyun yıllardır oynanmaktadır.
PKK yanlısı bir televizyonun adının MED TV olması bir rastlantı değildir. PKK yanlısı yayın yapan medya araçlarında bir tarama yaptığınız zaman inanılmaz derecede Hıristiyan misyoner örgütlere ve İncil propagandası yapan yazılara rastlarsınız. Bunlar hiçte tesadüf değildir. Terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan, yandaşı bir yayın organında(2) 11 Eylül 2004 tarihinde yayınlanan bir yazıda “Öyküm Hazreti İsa’nın öyküsüdür” diyor. Yazının devamında kendisini Mesih olarak tanımlıyor. Bu açıkça PKK yanlısı Kürtleri toptan Hıristiyanlığa doğru yönlendirme, bir Hıristiyanlık aşısıdır.
Misyonerlik araştırmalarıyla tanınan Gazeteci–Yazar Uğur Yıldırım, Türk milletinin inanlarının ateş altında olduğunu ve milletin batılı merkezler tarafından Hıristiyanlaştırıldığını söyledi. Yıldırım, İsrail’e bağlı bazı merkezlerin propaganda aracı olarak “Hz. İbrahim’de Kürttü” safsatasını kullandıklarını açıkladı.
Yazar Yıldırım önemli tespit ve uyarılarda bulunuyor. Batı ülkemizin etnik farklılıklarını aleyhimize kullanıyor. Kullanılanların başında da Kürt vatandaşlarımız gelmektedir, Kürtlerin bu oyuna gemlemese lazım. Batı amacına ulaşmak için ruha ve ırka dayalı bir dizi çalışma yapıyor. Örneğin, “Kürtler Aryen Irktır” tezini yeniden ısıtıp piyasaya sürdüler. Amaç, ırken, ruhen ve dini açıdan bölgedeki vatandaşlarımızı Batıya bağlamak. Çünkü İslam sadece inanç sistemi değil, aynı zamanda kültürümüzün temelindeki çok önemli bir yapıtaşı, daha açık bir ifade ile çimentodur.
Kürtler üzerine oynana oyunların bir versiyonu da Yahudilerle bağ kurulmaya çalışılmasıdır. ABD, AB ve İsrail el altından Kürt kökenli insanların aslında Yahudi olduklarını yayma faaliyetleri boşa değil.
Bölgedeki vatandaşlarımızı kalben İsrail’e, Uluslar arası Yahudi Lobisi’ne, kısaca bugün bütün dünyanın başına musallat olan evanjelist çeteye bağlamaya çalışıyorlar. İsrail’e bağlı bazı merkezler propaganda aracı olarak yeniden “İbrahim’de Kürttü” safsatasını yayıyor.
Ülkemiz üzerine oynana Hıristiyanlaştırma oyunun, toplum içinde çürümeye sebebiyet vermektedir. Bunun yanında Batılılaşmanın sonuçları da Türk insanı üzerinde son derece yıkıcı olmaktadır. Türkiye’nin insan malzemesi çürümektedir. İktisadi açıdan IMF talimatları doğrultusunda mahvedildi, üniversite mezunları işsizler ordusu kahvehaneleri doldurdu. Eğitim sisteminin “Millilik” vasfı tartışılır hale geldi.
Medya her alanda düzeyi düşüren ve insanı maymunlaştıran bazı batılı basın organlarının kopyası haline geldi. Eşcinsellik moda oldu. Uyuşturucu kullanımı ilköğretim seviyesine indi. Askerden kaçmak olağan hale geldi ve hızla yaygınlaşıyor. Bütün değerlerimiz altüst oldu.
Alıntıdır
 
Üst