Neden Genç Türk Mücahitler Topluluğu ( G - TMT ) ?

genctmtci

Dost Üyeler
Katılım
24 Haz 2008
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çünkü, geçmişimiz unutturulmak isteniyor, Örnek; Tarih kitaplarının değiştirilmesi,

Çünkü ne Türk ne Rum sahte Kıbrıslı milleti yaratmaya çalışılıyor,

Çünkü, ANAVATAN-YAVRUVATAN kavramı unutturulmaya çalışılıyor,

Çünkü, Anavatan Türkiye olmadan Kıbrıs Türk'ünün varolamayacagı unutturulmaya çalışılıyor,

Çünkü, Kıbrıs Davası Anavatanda unutturulmaya çalışılıyor,

Çünkü, Kıbrıs Türkleri Anavatanda Evetçi hainler olarak gösterilmek isteniyor,

Çünkü, Satılmış medya kuruluşları aynı miletten olan iki Türk Halkının arasını bozmaya çalışıyor,

Çünkü, 5. kol faaliyetleriyle Rumlar Kıbrıs Türk Halkını bölmek istiyor,

Çünkü, gençlik barışcıl,sevgisel,hümanist duygularla kandırılıyor tekrar kandırılmaya çalışılıyor, Örnek;Annan Planı dönemi

Çünkü Rumun en barışcısı Hristofyas bile EOKA'dan ilham alıyor, ---> “EOKA 2. Başkanı Avksentiu ölümünden 52 yıl sonra bile halkın mücadelesine yön ve ilham vermeyi sürdürmektedir” diyerek...http://www.kibrisligazetesi.net/kibrisli/site/tr/main.php?action=article_details&article_id=24480

Çünkü Talat'ın Yoldaşı Barışcı Hristofyas, EOKA 2. Başkanı Avksentiu’nun şahsına övgüler yağdırarak, “Vatan için özgürlük ve sevgi yolunda yaşamı boyunca yiğitlik, güvenilirlik ve kahramanlık dersi verdi” diyor, http://www.kibrisligazetesi.net/kibrisli/site/tr/main.php?action=article_details&article_id=24480

Çünkü, EOKA canlı tutuluyor 50. yılında 2005 Güneyde EOKA yılı ilan ediliyor Rum Cumhurbaskanı tecavüzcü sürüsüne madalya dagıtıyor, tehlike yine kapıda EOKA yeniden geliyor, http://strate.blogcu.com/kibris-ta-eoka-canli-tutuluyor_702154.html

Çünkü, Kilise ve Rum Milli Eğitimi yeni Tecavüzcüler yetiştiriyor,

Çünkü, Türklere saldırmayı serbest hale getiren Rum yönetimi ve seyirci kalan hükümet KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki sınırların serbest geçişlere açılmasından sonra Güneye geçen Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılar çok arttı.. Son olarak 17 Mayıs′ta gezmek için Güney′e giden Erhan Özben, eşi ve iki küçük çocuğu, yine Türk düşmanı sağcı Rum spor kulübü APOEL binası önünde, bu kulübe üye Rum gençlerinin saldırısına uğradı…Özben Aksoy′un 19 Mayıs 2008 tarihli Kıbrıs gazetesinde yayınlanan açıklamalarına göre, 300 civarında Rum genci, kırmızı ışıkta duran aracın KKTC plakasını görünce küfürlerle araca saldırdı, yumruk ve tekmelerle araca vurmaya başladı, bazıları açık camdan aracın içine yanmakta olan sigara izmariti attı, bazıları ise uzanıp kontak anahtarını almaya çalıştı. Başka bir gurubun son anda müdahalesiyle linç girişiminde kurtulan Özben ailesi Rum polisine şikayette bulundu. Ama bir sonuç çıkacağı yok. Çünkü aynı yerde birçok kez Türk araçlarına saldırı olmasına karşın Rum yönetimi ve Rum polisi bugüne kadar hiçbir önlem almadı, bir tek kişi bile tutuklanıp mahkum edilmedi…Erhan Özben Kıbrıs gazetesine yaptığı açıklamada şöyle diyor: - "BUGÜNE KADAR BARIŞ DERDİM AMA ARTIK HİÇBİRŞEYE İNANCIM KALMADI. GÜNEY′E GEÇEN TÜRKLER ÇOK DİKKATLİ OLMALI" KABARAN SALDIRI LİSTESİ Sınır kapılarının açıldığı 23 Nisan 2003′den sonra geçiş kapılarında insan haklarına aykırı, onur kırıcı ve aşağılayıcı yoklamalar başladı...Birçok kez kadınlar bile taciz edercesine yoklandı...Bazı gençlerimiz "esrar araması" bahanesi ile anadan doğma soyuldu ve jinekolog eldivenleri ile mahrem yerlerine kadar onur kırıcı şekilde yoklandı..Ay Napa′ya giden bazı genç kızların içkilerine uyku ilacı karıştırarak tecavüz edildiği basına yansıdı… Bu türden saldırıların bazılarını anımsatmak istiyorum: - 2005′de, Limasol′da yaşayan Türklerin evlerine "yüksek sesle Türkçe müzik dinledikleri" gerekçesi ile polis baskınları yapıldı, bazı Türkler bu nedenle saldırıya uğradı ve dövüldü... - Ardından, Limasol′da 14 yaşında bir Türk çocuğu acımasız bıçak darbeleri ile delik deşik edilerek katledildi... - Bu arada Baf′ta yaşayan iki Türk de kimliği meçhul kişilerin saldırısına uğrayarak öldürüldü... - Ardından, Ay Napa′dan dönen iki Türk gencine Rum sivil polisleri tarafından ateş açılarak nedensiz yere tutuklandılar, para cezalarına çarptırıldılar... - Ardından, Güneye geçen birçok Türk "esrar kaçakçısı veya hırsız" diye tutuklanmaya, poliste işkence görmeye, dövülmeye başlandı...Bunlardan bazıları daha sonra " delil yokmuş" denilerek serbest bırakılırken, bazıları ise uzun hapis cezalarına çarptırıldı, ancak hapishanede sırf Türk oldukları için insanlık dışı baskılara, dayağa, ayırımcılığa maruz kaldı... - Ardından, Güneye geçen Türklerin arabalarının lastiklerinin parçalanması, araç boyalarının çizilmesi ve Rum polisinin Türk araçlarına kasıtlı ceza yazması geldi... - Ardından, Rum gençlerinin Türk araçlarına ve Güneyde yapılan Türkiye-Rum yönetimi futbol takımları karşılaşmasında Türk seyircilere el-kol hareketleri ile küfürleri, hakaretleri ve tükürmeleri geldi...Özellikle Lefkoşa-Limasol yolu üzerinde Hilton Oteli kavşağında bu saldırıların her hafta sonu tekrarlanmasına, buna karşın hiçbir Rum gencinin tutuklanmamasına tanık olundu - Ardından, Kaymaklı muhtarı Veysel Toksoy′un ve Trodos′ta piknik yapan başka Türk ailelerinin dövülmesi, küfredilmesi ve yüzlerine tükürülmesi geldi... - Ardından, Güney Lefkoşa′da bir kahvede oturan Sadık Bozkırlı adlı Türk genci ile Rum arkadaşlarının Hrisi Avgi örgütü mensupları tarafından dövülmesi ve tutuklanan saldırganların Rum mahkemesi tarafından serbest bırakılması gündeme geldi... - Ardından, Afrika gazetesi yazarı Serhat İncirli ve ailesine Trodos′ta Cikko Manastırı yakınlarında " Çingeneler" diye küfredilerek taciz edilmeleri geldi... - Ardından, KKTC′ye turist taşıdıkları gerekçesi ile bir Rum şirketine ait olan 4 otobosün aynı gece yakılması olayı geldi... - Ardından Mustafa Aktaşlılar adlı vatandaşımızın aracının Uzunyol yakınlarında bir park yerinde çizilmesi ve sprey boya ile boyanması geldi... - Ardından arabası ile Tseri adlı bölgede gitmekte olan bir Türkün yolunun bir başka araçta giden 3 Rum genci tarafından kesilmesi, hakarete uğraması ve arabasına ağır zarar verilmesi geldi... - Bunların ardından mimar Osman Sarper′in, bir başka hamile bayan mimarın, aracında proje bulunan başka Türklerin, KKTC′den konut alan yabancıların ve bu bağlamda 2 Rus vatandaşının da tutuklanmaları geldi... - Ardından, 15 Kasım 2006′da gazeteciler Sevgül Uludağ ile Aziz Ener′i dövme girişimi ile 13 Kasım 2006′da Güneydeki İngiliz Kolejinde okuyan Türk çocuklarının maskeli Rumlar tarafından dövülmelerine tanık olundu.. - KKTC ilanının 24. Yıldönümü olan15 Kasım 2007′de Güneye geçen birçok Kıbrıslı Türk′e ve araçlarına saldırılar yapıldı, küfürler edildi. - İşadamı Küfi Birinci, bir kez Rum polisinin, bir kez de peşine düşen bir Rum′un tehdit, hakaret ve tacizine uğradı… - 2008 yılı Mart ayında ise sağcı APOEL kulübüne üye Rum gençler Güneyde çalışan ve KKTC′ye dönmekte olan 3 Türk işçisine saldırarak linç girişiminde bulundu…. RUM MAHKEMESİ SALDIRGANLARI SERBEST BIRAKIYOR Bunlar sadece benim aklımda kalanlar…Arada not almadığım birçok olay daha var...Değişik nedenlerle polise yapılmayan şikayetler, gizli kalmış birçok saldırı ve aşağılama var... Bu saldırılarla ilgili olarak Güney Kıbrıs′ta son zamanlara kadar hiçbir kimse tutuklanmadı... Ne ki yükselen tepkilerin ve yakın geçmişte Hrisi Avgi mensupları tarafından dövülen Kaymaklı muhtarı Veysel Toksoy ile Sadık Bozkırlı′nın polise şikayette bulunmasının da etkisiyle harekete geçmek zorunda kalan Rum polisi saldırgan kişileri tutukladı...Toksoy ve Bozkırlı saldırganı teşhis etti...Bozkırlı ile birlikte saldırıya uğrayan Rum gençler ise baskı ve tehdit altında mahkeme safhasında şikayetlerini geri çekti, mahkeme de saldırganları beraat ettirdi... Rum yönetimi, Rum polisi ve Rum mahkemesi, bu tutumlarıyla, 1974 öncesinde olduğu gibi, Türklere saldırmayı ve Türklerin dövülmesini yasal hale getirerek teşvik ettiler, saldırganları cesaretlendirdiler... Zaten saldırıların dozunun artarak devam etmesi de bunu kanıtlıyor... Ne yazık ki bunca saldırıya karşın özellikle kendilerini "solcu-barışçı-çözüm yanlısı-yakınlaşmacı" ilan eden örgütlerden ve "barış gazeteciliği" yaptığını iddia eden Rum muhibbi madyadan yeterli tepki ve protesto eylemi gelmedi... Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümet ise, sadece birkaç açıklama ile durumu geçiştirmeye kalktı...AB, ABD, BM ve diğer dış güçlerden de hiçbir tepki gelmedi...Soruyorum: Bu eylemsizlik, bu suskunluk, bu tepkisizlik niye? Neden saldırganların Rum olması mı? Eğer aynı olaylar KKTC′de yaşansaydı, Türk gençler Rumlara demir sopalarla saldırsaydı, Rum aileleri linç etmeye kalksaydı, Rum öğrencilere demir sopalarla dövülseydi, Cumhurbaşkanı, Hükümet, sol muhalefet bu denli sessiz mi kalacaktı? Solcu örgütler bu denli eylemsiz mi duracaktı? Sokaklara dökülmeyecekler, protesto mitingleri yapmayacaklar mıydı? Rum yönetimi Dünyayı ayağa kaldırmayacak mıydı? AB, ABD, BM bu denli tepkisiz ve suskun mu duracaktı? SABAHATTİN İSMAİL/Volkan Gazetesi

Ve daha bir yığın örnek sayabiliriz...

ŞİMDİ BÜTÜN BUNLAR OLURKEN ATATÜRK 'ÜN ÇOCUKLARI, FAZIL KÜÇÜK'ÜN TORUNLARININ BOŞ MU DURACAGINI SANIYORDU BİRİLERİ ?

DEDELERİMİZ, ATALARIMIZ DÜŞMANIN HER TÜRLÜSÜNE GÖĞÜS GERDİ, DİRENDİ ANADOLUDA KIBRISTA RUMELİDE...

ŞİMDİ TARİH TEKRAR EDECEKSE, SIRA BİZE TEKRAR GELECEKSE BİZDE DİRENECEĞİZ VE BİZ BUNA ŞİMDİDEN HAZIRIZ...


NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE ! ...
 
Üst