Nefesli Çalgılar

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
1. Kamışlı Üflemeli Çalgılar:

A. ZURNA: Nefesli Türk halk çalgılarının en tiz ve en gür sesli çalgısıdır. Bu nedenle genellikle meydanlarda davul ile birlikte çalınmaktadır. Düğün bayram gibi önemli günlerde çalındığı gibi, eski Türklerin savaşlarına da katılıp mehter takımlarında da çok önemli bir yer almıştır. Üflemeli halk çalgılarının başında gelen zurnanın kökeni Ortaasya’ya dayanmaktadır. Yurdun her yöresinde açık hava çalgısı olarak davul ile birlikte yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Zurnanın boyu 30cm ile 56cm arasında değişmektedir. Gövde ve sipsi olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Ön yüzünde 7, arka yüzünde de 1 olmak üzere 8 adet ses perdesi bulunmaktadır. Bu perde deliklerinden başka kalak üzerinde daha küçük çaplarda “Şeytan Perdesi” denen perdeler bulunmaktadır.

Türkiye’de zurnalar doğudan batıya doğru gittikçe belirgin bir büyüme kaydettiği görülür. Büyüklük ve küçüklüklerine göre üç guruba ayrılırlar.

1. Kaba Zurna

2. Orta Zurna

3. Cura(Zil) Zurna

Zurnanın erik, şimşir ve zerdali ağacından yapılanları tercih edilmektedir.

B. MEY: Gürgen, ceviz vb. sert ağaçlardan yapılanları varsa da en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Genellikle Erzurum, Kars, Gümüşhane, Bayburt, Van ve Erzincan yörelerinde yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır. Balaban diye de adlandırılan bu çalgı Ortaasya kökenlidir. Sesi zayıf olduğu için daha çok kapalı mekanlarda ve oda toplantılarında çalınmaktadır. Kamış üzerindeki kıskaç sayesinde ses inceltilip kalınlaştırılabilmektedir. Bir oktav civarında ses genişliği olan Mey’in üç çeşidi vardır. bunlar;

1. Ana Mey

2. Orta Mey

3. Cura Mey

Gövdenin üst kısmında 7, alt kısmında ise 1 adet ses perdesi bulunan Mey’in, 9-10 adet ses perdeli olanları Azerbaycan ve Türkistan’da “Balaban” adı ile kullanılmaktadır.


C. SİPSİ: Ege bölgesinde ve Teke yöresinde kullanılan çalgılardandır. Gövde kısmı 20cm kadardır. Sipsi’nin boyu biçimi ve perde sayısı her çalan ve yapan ustaya göre değişmektedir. 1 veya 1,5 oktav civarında ses genişliği vardır. Genellikle 6 veya 7 adet ses perdesi olanlar kullanılmaktadır.

D. ÇİFTE: İki kavalın yanyana monte edilmesiyle Zonguldak civarı ve güneydoğu Anadolu bölgesinde kullanılmaktadır. Ön kısmında 5-6 adet ses perdesi bulunmaktadır. Boruların her ikisinde perde sayısı eşit olabileceği gibi bir tarafta bir adet ses perdesi de olabilir. Güney Anadolu da özellikle Antakya ve Yayla dağı çevresinde Argun adı ile bilinmekte ve çalınmaktadır.

DİLLİ ÜFLEMELİ ÇALGILAR: Dilli düdük ve büyük çoban kavalları, 25-30cm olanlarından,75-80cm olanlarına kadar değişik ebatlarda olabilir. Anadolu’nun hemen hemen her yarinde kullanılmaktadır. Bu çalgıların ön yüzünde 6-7, arka kısmında ise 1 adet ses perdesi bulunmaktadır.


DİLLSİZ ÜFLEMELİ ÇALGILAR:

A.ÇOBAN KAVALI: Bu kavalların oldukça yumuşak ve etkileyici bir sesi vardır. Yurdun her köşesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Dilli ve dilsiz olmak üzere iki çeşidi vardır. Sert ağaçlardan yapılmaktadır. Pirinç gibi madeni olanları da olsa bile, en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Kaval kelimesi içi boş anlamında olan Kov’dan türemiştir. Ses genişliği 2,5 oktavdır.

B. ÇIĞIRTMA: Elazığ ve civarında Toros dağlarının batı kesiminde eskiden yaygın olarak kullanılan dilsiz ve üflemeli bir çalgıdır. Önde 6-7, arkada ise 1 adet ses perdesi bulunmaktadır. Yaklaşık bir oktav ses genişliği vardır.


TULUMLU ÜFLEMELİ ÇALGILAR:

A.TULUM:Genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde (Rize, Artvin) yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır. Tulum oğlak derisinden çıkarılarak elde edilmektedir. Ön ayağına ağızlık, arka ayağına ise klavye(Nav) tespit edilerek diğer kısımlar kapatılır. Ağızlık vazifesi gören tahta borudan üflenerek tulum şişirilir. Deri hava ile dolunca klavyeden ses çıkmaya başlar. Koltuk altına yerleştirilerek çalınmaktadır. Tuluma yerleştirilen klavye kısmına "Nav” denilmektedir. Nav üzerinde birbirine paralel 5 çift ses perdesi bulunmaktadır.

B. GAYDA: Trakya bölgesinde yaygın bir halk sazıdır. Tuluma benzeyen bu sazda çifte kamış yerine ağaçtan yapılmış düdük bulunmaktadır. Ayrıca gayda da uzunca bir dem ses veren boru bulunmaktadır.


VURMALI ÇALGILAR:

Deri Vurmalı Çalgılar:

A.Davul: Türk vurmalı çalgılarının sembolü olarak kabul edilmektedir. Davul tarihimizde çok değişik amaçlarla kullanılmıştır. Türkiye’nin her yerinde değişik cins ve boylarda davul bulunmaktadır. Kasnak, ip ve deri olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Tokmak ana ritmi, çubuk ise detayları çalmaktadır. Genellikle küçük davul, orta davul, büyük davul ve koltuk davulu gibi mahalli boyları ve adları bulunmaktadır. Türklerde kullanılan en eski çalgıdır. Sesinin gür oluşu ve etkisi nedeni ile bir haber aracı olarak ta kullanılmıştır.

B. DÜMBELEK:Anadolu’nun bir çok yöresinde çalınmaktadır. Bu günkü darbukanın çömlekten (topraktan) yapılmış şeklidir. Yörelere göre deblek, dümbek ve dümbelek gibi adlar almaktadır. Daha çok kadınlar arasındaki çeşitli eğlencelerde kullanılmaktadır.

C.TEF:Hemen hemen her yörede mevcuttur. Yaklaşık 20-40cm çapında, bir kasnak ve tek yüzüne gerilmiş ince bir deriden ibarettir. Kasnak üzerine açılan yarıklara 3-5 çift ince pirinçten yapılmış ziller geçirilerek çalgının ritminin zenginleşmesi sağlanmaktadır. Bazı yörelerde sade olanları da bulunmaktadır. Daha çok kadın eğlencelerinde kullanılmaktadır. Daha büyük olanlarına “Daire” denilmektedir.


ÇARPMA ÇALGILAR:

A. KAŞIK:Anadolu’da eskiden beri kullanılan ve ağaçtan yapılan çorba kaşıkları aynı zamanda çalgı olarak ta kullanılmaktadır. Türkiye’nin özellikle Silifke ve Konya yöresi halk oyunlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.

B. ZİLLİ MAŞA:Maşa biçiminde iki ana kolun uçlarına yerleştirilen karşılıklı zillerden ibarettir. Kollar kapandıkça ziller üst üste gelerek ses çıkarmaktadır.


Kaynakça:
[1] Türkçe Sözlük,T.D.K.Yayınları-Sayı:403,s.165,Türk Tarih Kurumu Basımevi,Ank.1981

[2] Ali PÜSKÜLLÜOĞLU,Türkçe Sözlük,s.348,Yapı Kredi Yayınları Ltd.Şti.,İst.1995

[3] Yılmaz ÖZTUNA,Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi-1,s.192,Kültür Bakanlığı:1163,Kültür Eserleri Dizisi:149,Başbakanlık Basımevi,Ank.1990

[4] Cafer AÇIN,Enstrüman Bilimi(Organoloji),s.15,Yenidoğan Basımevi Ltd.Şti.,İstanbul,1994

[5] Cinuçen TANRIKORUR,Müzik Kimliğimiz Üzerine Düşünceler,s.282,Ötüken Neşriyat A.Ş.,İstanbul,1998

[6] Sabri UYSAL,Türk Halk Çalgıları,Türk Halk Müziği ve Oyunları Dergisi,c.1,S.1,Yıl:1,s.16,
Ank.1982

7 Nejat BİRDOĞAN,Notalarıyla Türkülerimiz,s.7,Özgür Yayın Dağıtım,İst.1988,kitabında konu ile ilgili;Sovyet-Azerbaycan araştırmalarının Kobustan ve Nahcivan’da ki ,Gemikaya’da buldukları M.Ö.3500 yıllarına ait kabartmalarda ki resimlerin bu günkü Doğuanadolu halaylarını yada Azerbaycan yallılarını hatırlattığını,dolayısı ile müziği ve dansı akla getirdiğini söylemektedir.

8 Ahmet SAY,Müzik Ansiklopedisi,c.2,s.402,Sanem Mat.,Ank.1985

9 Prof.Dr.Bahaeddin ÖGEL,Türk Kültür Tarihine Giriş,c.9,s.1,Başbakanlık Basımevi,Ank.1991.

10 ÖGEL,a.g.e.,s.7 - s.269.

11 Mahmut Ragıp GAZİMİHAL,Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız,s.16,Kültür Bak.,MİFAD Yay:15,Ank.1975.

12 GAZİMİHAL,a.g.e.,s.129

13 ÖGEL,a.g.e.,s.xvııı

14 ÖGEL,a.g.e.,s.269

15 ÖGEL,a.g.e.,s.xv

16 AÇIN,a.g.e.,s.87

17 ÖGEL,a.g.e.,s.91

18 ÖGEL,a.g.e.,s.95-98

19 GAZİMİHAL,a.g.e.,s.80

20 ÖGEL,a.g.e.,s.273

21 GAZİMİHAL,a.g.e.,s.191

22 Nejat BİRDOĞAN,Notalarıyla Türkülerimiz,s.77,Özgür Yayın Dağıtım,İst.1988

23 Cemil DEMİRSİPAHİ,Türk Halk Oyunları,s.165,Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları:148,Ank.1975

24 Sadi Yaver ATAMAN,Bağlamacılık ve Bağlama Geleneği,Musiki Mecmuası Aylık Müzikoloji Dergisi,No:255,s.10,Yörük Mat.,İst.1970

25 DEMİRSİPAHİ,a.g.e.,s.185

26 Eugenia Popescu JUDETZ,Romen Kopuzu,Musiki Mecmuası Aylık Müzikoloji DergisiNo:261-262,Yörük Mat.,İst.1970

27 İbrahim KAFESOĞLU,Türk Milli Kültürü,s.207-214,Boğaziçi Yayınları,Metinler Matbaası,

İst.,1984

28 Konu ile ilgili daha geniş bilgi için;Mehmet DİKİCİ,Anadolu’da Türkler ve Anadolu’ya Türk Göçleri,Burak Yayınevi,İst.1998,esere bakınız.

29 Mahmut Ragıp Gazimihal : Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız. S. 106.Kültür Bakanlığı MİFAD yay. Ankara. 1975

30 Anadolu’da tel takmaya “Bağlamak” terimi kullanılmaktadır.

31 Bu ölçüler Sn. Coşkun Güla’ya aittir.

attachment.php
 
Üst