Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
NEREDEN NEREYE!..
Geçmişi yaşayan nesiller bile “nereden nereye” geldiğimizi tam olarak tasavvur edemezler. Çünkü insanoğlunun hafızası zayıftır. Üstelik acı yaşandığı sürece acıdır. Geçmiş, acısıyla tatlısıyla, zorluğu ve kolaylığıyla, üzüntü ve sevinciyle hep geride kalır.
O nedenle; tarih bilincine ve tarih bilimine ihtiyaç duyulur. Toplumsal hafıza, ancak tarih bilimi sayesinde ayakta kalır. Yeni kuşaklar yine tarih bilimi sayesinde tarih bilincine sahip olurlar.
Tarih bilimi ve tarih bilinci olmasaydı; geçmişi hep tekrar edip durur, geçmişten dersler çıkararak geleceğe yönelmek mümkün olmazdı.
Medeniyetler ve kültürler bile tarih bilimi ve bilinci sayesinde oluşan toplumsal hafıza sayesinde kendilerini geliştirme olanağı bulurlar.
“Nereden nereye” derken, ta 1878 de İngiliz Sömürgesine bırakılmak zorunda kaldığımız, atalarımızın boynu bükük ama umutlu ‘gittiler ama yine gelecekler’ diye bekledikleri uzun yıllara kadar uzanmak mümkün!
“Nereden nereye” derken 1955-58’li şanlı mukavemet ve mücadele yıllarına uzanmak ve o günleri anımsamak yine mümkün.
Ancak biz pek fazla da uzak geçmişe gitmek istemiyoruz.
Sadece 1963-1974 döneminde yaşadığımız acıları, o zor ve korku dolu, ölüm saçan günleri; yollardan, sokaklardan, tarlalardan sırf Türk ve Müslüman olduğumuz için sökülüp götürüldüğümüz ve diri diri kör kuyulara atıldığımız günleri anımsatmak istiyoruz.
Kıbrıs genelinde sadece %3’lük bir alana, birbirinden kopuk, birbiri ile irtibatı olmayan gettolara hapsedildiğimiz ve açık hava hapishanelerinde Türkiye’den gelecek gıda yardımları ile sürdürdüğümüz zor yaşam koşullarını anımsatmak istiyoruz.
Ve 1974 20 Temmuz’unda Anavatanın müdahalesi sonucu yeniden yaşama “merhaba” dediğimiz; artık üzerimizde, korkunun, ölümün ve sürgünün, göçmenliğin, itilip kakılmanın ve hâsıl ezgi ve eziyetin; karanlık gölgelerinin dolaşmadığı tam tersi özgürlükle tanıştığımız o mutlu ve coşku dolu günleri anımsatmak istiyoruz.
Yılların yılları kovaladığı özgürlük ortamında; Geçici Türk Yönetimine; Otonom Kıbrıs Türk Yönetiminden, Federe Devlete ve en nihayetinde bağımsız ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uzanan yönetim yapılanmamızı anımsatmak istiyoruz.
Ve “nereden nereye” geldik derken fert başına düşen milli gelirin neredeyse “0”sıfır noktasından 10-15bin dolarlar seviyesine ulaşmamızı sağlayan ekonomik gelişme çizgisinden söz etmek istiyoruz.
Bugün sorunlarımız yok mu var? Sorunsuz hangi ülke var ki şu yaşlı dünyada? DP’li CTP’li UBP’li TKP’li kabinelerin yer aldığı sorunsuz geçen hangi dönem oldu ki?
Bugün insanlar; ulaştıkları refah seviyesini yeterli bulmayabilirler. Ancak daha iyi bir yaşam seviyesine ulaşmak için daha çok üretmek ve daha çok çalışmak gerektiğini de bilmemiz gerekir.
Kendi kendimizi yönetmenin; kendi kendimize yeterli olabildiğimiz oranda mümkün olacağını bilmemiz gerekir.
İşsizlik gençlerimizin korkulu rüyasıysa; bu korkuyu; ancak daha çok yatırımla ve daha çok istihdamla aşabileceğimizi bilmek gerekir.
Bugün işsizlik; sadece bizim değil; benim diyen AB ekonomilerinin bile baş ağrısıdır. Bu gerçekleri bilmeli ve unutmamalıyız.
Toplumu taciz eden hırsızlık, gasp, cinayet, çocuk istismarı ve uyuşturucu illetindeki yaygınlaşmanın; eğitimle ve ceza yasalarımızı süratle günün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden düzenlememiz sayesinde azaltılabileceğini de bilmemiz gerekiyor..
Çözülmeyecek sorun, aşılmayacak engel yoktur.
Yeter ki; kendi toprağımızda, kendi coğrafyamızda, kendi vatanımızda özgür ve egemen olalım. Tabi birde sorunları çözme kararlılığı ve planlı programlı çalışma, atalete düşmemek de temel koşuldur.
Bilelim ki devletsiz bir halk dağılmağa ve yok olup gitmeye mahkumdur. Hiçbir halk devletsiz var olamamış ve varlığını geliştirememiştir.
Evet; “nereden nereye” diyoruz. Dün ülkemiz ve insanımız için TÜRK YURDU 1 Kuyusunda gaz-petrol arama için ilk sondaj çalışmalarının başlatıldığı önemli bir gün ve dönüm noktasıydı. Bu sadece bir başlangıç.
Daha nice petrol- gaz sondaj kuyularının bizim yurdumuzda açılacağını Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidardaki AK Parti kabinesinin değerli bakanı Sn.Taner YILDIZ tarafından ifade edildi.
“Türk Yurdu 1” sondaj çalışmalarının düşünebilen için anlamı sayılamayacak kadar çoktur.
Bu çokların içinde kuşkusuz en önemlisi; bu toprakların egemeni olduğumuz gerçeğidir. Evet ! 26 Nisan 2012 tarihinin öğle saatlerinde Kıbrıs Türk Halkı olarak TV ekranları önünde şükürler olsun ki, bir mutluluk daha yaşadık. Rum Komşumuza ve bizim ambargo ve izolasyonlarla cebelleşmemize göz yuman süper güçlere karşı; bu topraklarda egemeniz! Siz tanısanız da tanımasanız da! Bu gerçek değişmeyecek dedik.
Elbette Anavatanımız Türkiye ile birlikte!
Sevincimiz ve gururumuz sonsuzdur!
Evet “nereden nereye” geldik. Ve önümüzdeki birkaç yılda nerelere taşınacağız.
Ufkun ötesi aydınlıktır.
Aydınlık yarınlar “yıkıldık, yok olduk” diyerek felaket bezirganlığı yapanların inadına ufkun ötesinde bizi bekliyor…!