Nerrde O Kükreyen Aslanlar; Nerede..?!

Ethem Durak

Onursal Üye
Katılım
18 Nis 2012
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Nerrde O Kükreyen Aslanlar; Nerede..?!

Geçen gün, Limasolda, Köprülü Hacı İbrahim Ağa Camiine saldırı düzenlendi.

Rum Polisi ilk belirlemelere göre olayı gençlere yükledi. Kim olursa olsun bu tamamen bir saldırıdır. Hemde ilk defa olmuyor. Beşinci defadır ayni olaylar tekrarlanıyor. Eşeği dövemeyen semerini dövermiş. Bu semer dövme işini de Gavurdan, Rumdan daha iyi beceren eminim yok.

Okullardan birinde din adamı yetiştirme sınıfı açıldı diye, altlarını yırtıp başlarına giyenler, kuran kursunu tenkit edenler, okullarda din dersi, moral dersi verilmesine karşı olanlar. Her fırsatta Türkü ve Türkiyeyi kötüleme eyleminde olanlar. Bir babanın çocuğuna tokat atması neticesinde ortaya çıkan olayı bile su-i istimal edip adeta Türkiyeyi suçlayıp; çarmıha germeğe çalışanlar. Sağı solu, devlerti ve milleti utanmadan kafire şikayet edenler, o kükreyen arslanlar nerede.?

Türkün, Türklüğün, kutsal bir mabedine, namahrem yerine saldırı düzenlendi.Pireye yorgasn yakanlar nerde?..Rumun yaptığı kepazeliğe ses çıkarmayan sus pus olan ağalar beyler, orman kıralları nerede.?.. Koca camii yakılıyor.Dile gelmeleri için, bündan büyük saldırı mı olmalıdır Hristofyas amcalarının çakırdak,Hrisostomos dedelerinin ağız kokusunu çekenlerin ağzını açması için daha Türke ne yapılmalıdır....?!

Dine, kültüre ve milli davranışlara karşı çıkanlar, dikkat edilirse her pisliğin içinde olan, çağmurdan çıkıp; çirkefe gömülmek isteyen, temizlik yerine pisliği, kiri pası tercih edenler, sevgi yerine nifah saçanlar, kardeşlik yerine düşmanlığı satanlardır..

Besmele çekmesini bilmeyen,ömründe şükretmeyen,ölüsüne fatiha okumayı istemeyen,elinden gelse atasının mezarına eden, gusul almadan, Gavur gibi mekruh ve cunup dolaşmayı tercih eden, iylik yerine kötülüğü, hakikat yerine yalanı, helal yerine haramı tercih eden zavallılardır.

Dinin insana, adam olan adama verdiğini herkes bilir. İman denen, vatan sevgisi, insan sevgisi, kardeşlik denen şey olmasa, ne Çanakkale Zaferi olurdu ne de İstiklal Savaiı. Hatta 1974 Barış Harekatı bile olmaz ve biz Kıbrıs Türklerinin yerinde çoktan yeller eserdi.

Tanrıya şükür ki henüz imanını yitirmemiş insanımız çok, hem de pek çoktur...

Şahsi menfaatini gözeten, ben ,ben,benim diyenler,daima hüsrana uğramışlardır. Unutmayın milletini gammazlayan,halkına karşı haince davranıp, yabancı para babalarına satılanlar, kaldırımda bir it gibi ölmüştür. Leşini ya köpekler, kediler, veya akbabaslar yemiştir.O ölüm çok fena bir ölümdür. Allah korusun..

* * * * *

Bir İngiliz mizah dergisinde ( Weekly de) okuduğum bir fable geliyor aklıma...

Anlatayım..

Ormanın kıralı aslan, nasıl olsa eşşeği, geyik gözlü, uysal eşşeği kandırmış..Arkadaş olmuşlar.. Gel zaman, git zaman oldukları bölgede yiyecek azalmış.. Eşşeğe ot, aslana da et kalmamış.

Aslan, hani eşşeği yemek fikrini aklından geçirtmemiş değil yani, ancak zamanın henüz gelmediğine karar vermiş. Eşşek ot, aslan da et aramak için yola çıkmışlar. Yolda kah fare , kah tavşanla aslan karnını doyurmuş.. Eşşek de ağaç köklerini, kuru dikenleri kemirmiş.

Güneşli günlerde aslan hep eşşeğin gölgesine sığınmış..Güneşin yakıcı etkisinden,çöl sıcağından korunmuş.Eşşek olanların farkında olduğu halde birazda askanı kızdırmaktan korktuğu için dayanmış.. “ Ya sabır...” demiş..Durmuş. Çölden geçmişler, dağları aşmışlar nihayet bir ırmak kenarında eşşek için az ot, aslan için de az et. av hayvanı, bulmuşlar.

Zamanla yiyecekleri yine tükenmiş. Irmağı geçmek, diğer kıyıdaki taze ota ve bol gezen av etlerine ulaşmak gerekiyormuş.

Aslan:” Dereyi geçmeliyiz..” diye tutturmuş. Yüzme bilmediği, sudan korktuğu için eşşeğin sırtına binmeği uygun görmüş.Eşek yine sabrederek kabul etmiş.Ses çıkarmamış..

Aslan eşşeğin sırtına tırmanmış..Irmağa girmişler. Su derinleştikçe aslan yukarı çekilmiş. Eşşeğin ardına doğru dikilmiş.

Irmağın sığlaştığını gören aslan, eşşeğin sırtında iken aklına kötü şeyler gelmeğe başlamış..

Bir denemiş, iki denemiş nihayet eşşeği bilirsiniz, yarım yamalak da olsa bir şekilde ona göre becermiş. Ne olduğunu anlayan eşşek.” Nasıl olmasa kedi kardeşim nah şu kadarcık ..Namusa bir şey olmaz .Üzülme”demiş,teselli olmuş..Demiş demiş amma aslana da:“Aslan kardeş, sen kendini düşündün, zevkini yaptın yani, ben ne olacam.? Bana yaptğını sana yapmama müsaade etmeyecek misin.?”demiş...

Aslan bu ya, umursamadan “Olur, zamanı geldiğinde sende içinden geleni yaparsın ...”demiş.

Adamlığından değil ha, o zamanın hiç gelmeyeceğine inandığından öyle söylemiş.

Irmağı geçmişler, karınlarını doyurmuşlar. Akşan olunca yatacak yer aramışlar.. Uzun aramadan sonra küçük bir mağara bulmuşlar.. Aslan içeri dalmış. Dalmış amma yarı beline kadar mağraya sığabilmiş. Eşşek “Tam zamanıdır..” diyerek, sıçramış, fırsatı kaçırmamış.

Bilirsiniz eşek kereste, kütük ,tomruk, yontulmasmış cam taşır. Aslan kıvrılmış, inlemiş sızlamış ama faydası olmamış.

En sonunda, nihayet eşşek,:kan ter içinde;
“Aslan kardeşim, dön baride, bir öpücük veeeeeer..” Diyerek işi bitirmiş.

Şürç-ü l,isan ettiksek kusura bakılmasın. Hak eden, hakkını, muhakkak bir gün alır.
 
Üst