Nesiller Değişirken Tarih Yeniden Tekerrür Ediyor ! ! !

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


Nesiller Değişirken Tarih Yeniden Tekerrür Ediyor ! ! !

Sormak istiyorum, nesiller değişirken tarih neden yeniden tekerrür ediyor?


Yoksa tarihin yeniden tekerrür etmesine olanak sağlayan içimizdeki beyni yıkanmış kişilerin ne yaptıklarını bilmemelerinden mi kaynaklanıyor, yoksa Bizans entrikalarıyla içimizde Truva atlarının hiç ama hiç eksilmemesi için haracanan kilise paralarının gücü ve ihtişamıyla insanlarımızın para uğruna benliklerini satmalarından mı kaynaklanıyor?


Netice ne olursa olsun, hiçbir kişi kendi vatanına ve milletine para uğruna ihanet etme hakkına sahip değildir. Nitekim bu yolda olanların geçmişte ne acılar çektiğini gözlerimizle gördük hatta yakın şahidi de olduk.


Çok iyi hatırlıyorum, TMT kurulduğu zaman ufak bir anlaşmazlık yüzünden yıllarca çile çekmiş, ah vahlarla ömür tüketmiş çok değerli bir insanımızın hazin sonunu gördüğüm ve şahit olduğum için onun adına ben de bir Türk insanı olarak kahroldum. Ayni üzüntüyü ne kendim ve ne de halkımın hiçbir bireyinin yaşamasını asla temenni de etmiyorum.


Halkımız çok iyi bilmektedir. Bir zamanlar Baf kazasında yaşayan vatandaşlarımız, kendi bölgelerinin lideri olarak gördükleri merhum Dr. İhsan Ali gerçekten sevilen bir büyüğümüzdü. Türklük için can attığını çok iyi bilenlerden biri de benim. Nitekim Ortaokul sıralarında iken Baf’ta Türk Birliği Başkanı olarak halkımız içinde sevilen merhum Dr. İhsan Ali, TMT’nin kurulmasından sonra sadece yanlış bir anlam ifadesiyle ne yazık ki TMT saflarına katılmamıştı.


İşte böyle bir durum karşısında durumdan pay çıkarmak ve merhum Dr. İhsan Ali’den yararlanmak için zamanın Başpiskoposu ve ayni zamanda da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Başkanı olan Makarios, 21 Aralık 1963 saldırılarından sonra hemen faaliyete geçerek Türk toplumundan dışlanmış gördüğü merhum Dr. İhsan Ali’den yararlanmak gibi sinsi bir maksatla Dr. İhsan Ali’ye Cumhurbaşkanlığı Özel Danışmanlık makamını teklif ederek Kıbrıs Türk halkının milli liderlerine karşı bir cephe oluşturmuş ve bunu koz olarak da dünya siyasi arenasında bir güzel propaganda olarak kullanmıştı.


Ancak hani deriz ya, dimyata pirince giderken bulgurdan olmak da var, işte Makarios’un akıbeti de aynen öyle olmuştu. Çünkü kendi saflarına çektiğine inandığı merhum Dr. İhsan Ali, tertemiz bir Türk insanıydı. Öyle bir Türk insanıydı ki, geçmiş tarihe baktığımız zaman, İngiliz döneminde Müstemleke idaresinin hüküm sürdüğü bir adada, Türkiye Cumhuriyeti milli bayramlarının kutlandığı 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarının da Kıbrıs Türk halkı tarafından kutlanması için zamanın Halkın Sesi gazetesinde yazdığı makalelerle bu duygularını halkımızla paylaşmasını bilen bir insandı. Böyle bir insanın kendi halkına ve milletine ihanet etmesini düşünmek abesle iştigal değil de nedir? Nitekim Başpiskopos Makarios da merhum Dr. İhsan Ali’yi kullanayım derken, kendi gözünü çıkarttığının farkında bile değildi.


Peki niçin bunları yazdım diyenlere, gerçekleri yazmak ve ayni hataya düşen veya düşmesi muhtemel vatandaşlarımızı uyarmak ve kendi halklarına sırf para veya makam için ihanet etmemelerini önermek içindir elbette.


Merhum Dr. İhsan Ali’yi her hatırladığımda, Bana ve rahmetli Turhan Öztürk kardeşime
söyledikleri hala kulağımda çınlar gibi oluyor ve derin bir üzüntü yaşıyorum.

“Ben kimim Ersoy, bilir misin, hani milli şairimiz Namık Kemal vardı ya, bir şiirinde şöyle diyordu, Ölürsem yazılsın senki kabrime, vatan mahzun ben mahzun, işte ben oyum”
dedikten sonra gözlerinden nasıl yaşlar boşandığını anlatamam. Çok hem de çok acı duymuştum Dr. İhsan Ali’nin bu sözlerinden sonra onu kucakladım ve ona, “sakın üzülmeyiniz, kaderin bir cilvesini yaşıyorsunuz, ancak halkımız ve yüce milletimiz için yaptıklarınızı çok iyi bilen bir kardeşiniz olarak yemin ederek size söz veririm ki, mutlaka bir gün dile getirecek ve sizin gerçek bir vatansever olduğunuzu her fırsatta söylemeye devam edeceğim, demiştim.

Evet hatalar insanlara acı, gözyaşı, yalnızlık ve ağır bedeller ödetir, Çile çektirir hatta kimsesizlik mefhumunu yaşatır. Ama gerçek olan böyle bir hataya düşmemek ve siz acı çekerken sevenlerinizin de acı çekmelerine meydan vermemektir.


Bu gün beni üzen husus, daha dün denecek kadar yaşanan acı olayları, aklına getirmeyen ve Hristofyas’ın tatlı sözlerine kanarak kendi halkını zor durumda bırakmaya çalışan birkaç vatandaşımızın sorumsuzca ve tarihten ders almadan yaptıklarıdır.


Tek dileğim, merhum Dr. İhsan Ali adına yaşadığım acı ama gerçek olayları, bir başka vatandaşımızın birileri için yaşamamasıdır.
 
Üst