O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Bilindiği gibi, kurtuluş savaşımız yıllarında, Ankara ‘da kurulan mecliste, ulusun bir vekili meclisin kürsüsünde Namık Kemal’in bu iki dizesini okur…

Bizi ümmetlikten kurtararak, millet olabilmenin o büyük erdemlerini kazandıran, o eşsiz ve yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk o vekile aynen şu yanıtı verir:

‘’ Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini!

Geçmişte olduğu gibi bir komplo karşısında bulunmaktayız. Bütün bunlardan hiç kuşkusuz dün olduğu gibi bugün de kurtulacağız,

Aksini düşünmeyin bile…

Yani,
Vatanın iç ve dış düşmanları geldikleri gibi gidecekler…’’
Yüce önderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, o vekile vermiş olduğu bu tarihi yanıtında, sadece Türk Ulusuna olan güveni vardır…

Ve bu gerçek bugünde değişmemiştir, değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir…

Özellikle son bir aydan beri Kıbrıs konusu ile ilgili olarak, gerek dünya kamuoyunda ve gerekse ada da; çok sıcak gelişmeler yaşanmaktadır. Türk Ulusunun, Kıbrıs davamıza vermiş olduğu ‘Millik Vasfının; Kıbrıs üzerinde oynanan bitmez tükenmez emperyalist oyunlarla ve bu oyunları destekleyen iç ve dış işbirlikçi güçlerle ortadan kaldırılması için büyük çabalar sergilenmektedir!

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi özellikle Rum-Yunan ikilisinin türlü Bizans oyunlarına destek veren AB ve BM’ye üye ülkeler, Kıbrıs adasını elimizden çeke, çeke alabilmenin türlü hesaplarını yapmakta ve tuzaklarla dolu senaryolar üretmektedirler! Hepsinin de ortak noktasında, Kıbrıs konusunun çözümü vardır! Ama bu çözüm Rum- Yunan ikilisinin ön gördüğü çözüm modeline de uygun olmalıdır! Yani Türk Milletinin, ada üzerindeki halen geçerli olan uluslar arası anlaşmalardan doğan hak ve hukuku, tarihi gerçeklerle dolu yaşanmışlıkları ve Kıbrıs Türk Halkının, de-facto yaşam hakkı geçerli değildir! Onlar söyleyecek, onlar yazacak ve biz kabul eden taraf olarak öngördükleri anlaşma metnini imzalamalıymışız!

Yıllardan beri bize dayatılan çözüm modeli budur!

1950’li yıllardan beri devam eden mücadelenin de özü budur! Rum -Yunan ikilisi bu çözüm modelinin dışında, müzakere masasında hiçbir önerimizi kabul etmeyecektir bu da böyle biline!

Kıbrıs Türk Halkı, ata yadigârı Kıbrıs’ımızda, ‘O Gazi Topraklarda’ , Rumların ve arkasındaki en büyük güç olan Yunanistan’ın uygulamış olduğu her türlü ambargoyu, yokluğu, yok edilmeyi, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeyi yaşamış ve bu insanlık dışı muamelelere direnerek, kendi kurtuluş savaşını vermiştir…

Günümüzde, o günlerde olduğu gibi kan ve gözyaşı yoktur. Zira Kıbrıs Türk’ü, Anavatan Türkiye’nin ve onun bağrından çıkan, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin 1974 tarihindeki yasal müdahale hakkını kullanması ile adada yok olmaktan kurtulmuştur.

Kıbrıs Türk halkı, şu anda özgürce yaşadığı vatan topraklarında kurmuş oldukları K.K.T.C’DE hür ve bağımsız bir şekilde yaşamaktadır. Türk Milleti Anavatanın tüm imkânları ile Kıbrıs Türk Halkının varlığı ve yüceltilmesi için her şeyi ile yanında ve arkasındadır…

Ama gelin görün ki, özellikle 2002 yılından beri, Kıbrıs Türk Halkını; AB’ye girecek ve AB pasaportu ile Avrupa vatandaşı olacaksınız pembe hayalleri ile kandıranlar, ‘ Birleşik Kıbrıs’ hayali kurarak, çözümü ‘Kıbrıslılık’ ve ‘Tek Egemenlik, Tek Devlet’ kavramlarında arayanlar, bu teslimiyetçi yaklaşımlarından ne yazık ki, bir türlü vazgeçmemişlerdir!

İşbirlikçi faaliyetleri ile K.K.T.C’DE insanlarımızın akıllarını karıştırmak adına her türlü aymazlıkları uygulamaktan çekinmemektedirler!

Bu kafadan bacaklı ayrık otları; son dönemdeki uygulamalarının bu yılkini, 28 Ocak Cuma günü K.K.T.C de ve İnönü meydanında gerçekleştirmişlerdir!

Öncelikle 27–28 Ocak 1958 tarihinin Kıbrıs Türk’ü için ne anlama geldiğini bilmek ve genç nesillere, bu önemli tarihin ne olduğunu hatırlatmak gerekir. Özellikle milli tarihimizin yok edilmek istendiği bu günlerde!

Bundan tam 53 yıl önce o günler; Kıbrıs Türk Halkı adada ki self-determinasyon hakkına sahip çıkarak, İngiliz sömürge idaresine ve Rumların Enosis girişimlerine karşı koymak maksadıyla; Anavatanından da almış olduğu destekle, namusunu, şerefini, haysiyetini ve vatan topraklarını korumak adına o gazi topraklarda başlatmış oldukları şanlı direnişinin ilk günleridir…

Şimdi o günlerde yaşanılan şanlı direniş ve var oluş günlerinden; bu dönemde özellikle seçilen o utanç gününe yani 28 Ocak 2011 tarihine dönelim, Rum işbirlikçilerinin ve kimilerinin gerçekleştirdikleri miting meydanına bir göz atalım:

Bilinen sendika ağalarının, Rumlarla iç içe yaşamayı ve teslimiyeti kartvizit olarak kullanan kimi siyasi partilerin liderlerinin, emekli ve öğrenci örgütlerinin yönetiminde gerçekleştirilen bu mitingin adına: ‘’Toplumsal Var Oluş Mitingi!’’ denmiş! Bir kere o topraklarda bir toplum yaşamıyor, mitingi gerçekleştirdikleri topraklarda, Kıbrıs Türk Halkı yaşıyor, kendilerini bu halkın bir parçası olarak görmeseler de, bu geçeği asla değiştiremeyeceklerdir…

Öncelikle bu teslimiyetler karnavalında taşınan pankartlara bir bakalım:
‘’ Göç yasasını getireni de, geçireni de göçüreceğiz!’’ , ‘’ Kral çıplak’’ , ‘’ Ankara ne paranı, ne paketini ne de memurunu istiyoruz!’’ , ‘’ Sayın Elçi, vatandaşına sahip çık!’’, ‘’ Ayşe’nin parası bitti, tatilde hırsız oldu. Herkesin malına kondu, tatil bitti Ayşe evine dön!’’ v.d

Ama öyle bir pankart var ki içlerinde!

‘’ Kurtarıldık mı? Has…tir!’’

Değerli okur,
Mitingler ve türlü protestolar, demokratik yapının, çağdaş yaşamın en önemli öğeleri ve göstergeleridir. Buna aynen katılıyorum…

Tabii ki, bu demokratik hakkı, başka amaçlarla saptırmamak ve özellikle yaşanan toprakların milli ve ulvi değerlerine, devletin değişmez niteliklerine sadakatle bağlı kalmak kaydıyla!

Hem de yakın tarihimize, Kıbrıs’ta gösterdikleri direniş ve mücadele gerçeği ile damgasını vuran Kıbrıs Türk Halkının; bu unutulmaz kahramanlıkları altın harflerle kazınmışsa…

Türk Milleti; evlatlarını bu uğurda seve, seve feda etmişse ve hiçbir neden uğruna Kıbrıs’tan vazgeçmeyeceğini tüm dünyaya duyurmuşsa…

İşte bu noktada tarihi gerçekleri saptırarak, şehitlerimizin kan ve can bedellerini göz ardı edebilmek gafletine düşenlerin bu gaflet ve delalet içerisindeki söylemlerini kabul etmek asla mümkün değildir…

‘’Kurtarıldık mı? Has…tir!’’ pankartını taşıyan ve taşıttıran zihniyetin temsilcilerine buradan soruyorum?

Siz, vatan kelimesini beş harften sanarak, topraklarında taşıdığınız devletin kimliğini, cebinize doldurulan dolar ve eurolarla sakın ola ki, karıştırmayınız!

Siz, ellerinize tutturulan bez parçalarını salladığınız o topraklarda, sizin büyükleriniz, atalarınız; her türlü baskıya direnerek, ölümü göze alarak, evlerinde kendi diktikleri Ay Yıldızlı Bayraklarımızı salladılar, kanları ile o bayraklara renk kattılar bunu sakın ola ki unutmayınız!

Sizi, daha önceleri de tanıdık, bundan tam 6 yıl önce!

Annan planı döneminde! Kimilerinizin ellerinizde AB Bayrakları, kimilerinde ise Rum’un paçavraları! Salyalar akan ağızlarınızdan, köpük, köpük çıkan Anavatan karşıtı sloganlarla!

Bre densizler kendinize gelin!

Bizleri öldük mü sanırsınız? Çevirin kafalarınızı Beşparmaklara…

Bakın bakalım hala hangi manzara var taşında toprağında?

Milletinizin ve Devletinizin Bayrağı iç, içe geçmiş yaşıyor; 36 yıldan beri o ‘’Gazi Topraklarda…’’

Haydi değiştirin de görelim bu gerçeği, yüreğiniz yetiyor, façanız sıkıyorsa!

Devletin varlığına, ulvi ve milli değerlerimize uzanan diller koparılır, hele bir de o dilin sahipleri Ay Yıldız’a ve onun temsilcilerine dil uzatmışsa!

Siz kendinizi ne sanırsınız?

O toprakları sahipsiz mi sandınız?

Sizlerin yaşam hakkı için kendilerini seve, seve feda eden Şehitlerimizden de mi utanmadınız?

Bizler hala yaşıyoruz, henüz ölmedik unutmayınız…


Atilla ÇİLİNGİR
28. Ocak. 2011

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Attila Kardesim,

Uzulerek yazarim ki maalesef Turk Milletinde ne kadar vatansever varsa, epey de hain bulunan bir milletiz. Bazilarimiz tarihten, gercekten ders alamiyanlar ve dusmana hasret olanlardir. Ben onlara diyorum ki, beyenmezsen kapilar acik git obur tarafta yasa, onun kurallarina uy, ama KKTC'mizi rahat birakin.

Milli savunmamiz bizlerin gururunu, namusunu, irkligimizi savundu. Bizleri babasiz birakmadi. Vatansiz birakmadi. 1974'ten evveli dusunsunler, goz onune alsinlar ve simdiki bollugu, varligi koskocaman KKTC'mizi goze alsinlar. Bunlar namkor degil de nedir ki?

Bunlar Imperyalistlerin "bol ve kontrol et" tuzagina dusen "zavalilardir". Onlara diyorum ki, gozunuzu acin, nerdeydik, nereye geldik (hic olmadi huzur var, vatanimiz var, serbest gezebiliriz, ekmegimiz var suyumuz var, isimiz var. Anavatanimiz uzun yillardir bizlere maddi ve manevi destek vermistir. Bu davayi tabii ke hepimiz sonuclamak istiyoruz fakat Ruma ve Batiya da bas egecek degiliz, hakkimizi kazanmaliyiz; sonra bizlere yazik olmazmi? Nedir su sabirsizlik, yuzsuzluk. Onlar su Rumlarla gecinmek ister, gitsinler onlarla yasasinlar fakat bizleri de rahat biraksinlar.

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Sayın Komutanım,
Kaleminize, dilinize sağlık. Yabancı basını TV'den izlerken sözüm ona gerçek amacından gerçekten çok uzak olan Varoluş! mitinginin karşıda nasıl şekil bulduğunu ibretle ve üzüntüyle izledim. Bir insanın itirazı mazlumca dile getirildiği zaman anlaşılabilir...Bu pankartlar edep ve seviyeden fevkalade uzakta ve değerlendirilemiyecek kadar aşağılıktır...Bu ve türevini tel'in ederken, Hristofyas'tan toplantı öncesi icazet alanları da şiddetle kınıyorum....Hangi parti gelirse gelsin, üretmeden tüketmeye alışmış bir toplumun savurganlıktan uzaklaşması için alınabilecek idari tedbirlere başka bir mesnet, veya bir suçlu ararken kullandığı uslup gerçek vatansever Kıbrıs Türkünün uslubu değildir - olamaz. Yazıklar olsun.....Böylesi düşük bir düşünceye sahip insanlar ortada..Toprak altındakiler dirilebilse tümünü bir kaşık suda boğar ve "Biz ölüm pahasına sizlere emanet ettiğimiz topraklara böyle mi sahip çıkacaksınız diye sormazmıydı"

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ne de Türkiye Cumhuriyeti'nde ne Azarbeycan da ne Türkmenistan da ne Kırgısiztan da nede Özbekistan da;
İç ve Dış düşmanlar hain emellerine biz Atatürk'e ve ilkelerine bağlı kaldığımız müddetçe asla ve asla ulaşamıyacaklardır. Gerekirse bu uğurda kanlarımızın son damlasına kadar savaşır , Atalarımıza yarışır birer vatan evladı olarak son nefesimizi seve seve veririz.

Bizi Ekonomik ve Sosyal oyunlarla bozduklarını düşünenler, kafalarımızı, beyinlerimizi yıkadıklarını sananlar, Gözlerimizi, dillerimizi boyadıklarını sananlar...

Vatanımız ve dinimiz için gözü kapalı gideriz savaşa. Biz TÜRK'üz Asker doğar Asker ölürüz.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ


"Ben herşeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk Birliği`nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."
M.K.ATATÜRK

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Çok Değerli Fazile Ulusoy
Hanımefendi;

Yüreğinizde ki tükenmeyecek olan vatan, millet, bayrak sevginiz ve 'Aydın Türk Kadının' bir temsilcisi olmanızdan dolayı sizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum...
Duygu ve düşüncelerinize teşekkürler..
Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, çatlamış ar damarlarıyla Rum'a teslimiyeti, namus ve şerefleriyle eşdeğer görenler, asla şunu unutmasınlar!
Vatan toprağımız Kıbrıs'ta; ne onlara, ne de onların ağa babalarına verilecek bir karış toprak yoktur...
Türk'ün göndere çekmiş olduğu Al Bayrağın, oradan nasıl indirileceği de en çarpıcı kanıtlarıyla tarih sayfalarına kanımızla yazılmıştır...
28.Ocak.2011 Cuma günü; 'O ihanet karnavalını' düzenleyenler ve bu ahlaksız gösterilerde, Rum'un bayrağını el altından dağıtarak, orada ki kimi Rum'lardan talimat alıp, ihanetlerini sergileyenler; unutmasınlarki, gün gelir yapmış oldukları bu aşağılık işbirlikçiliklerinin de hesabı sorulur!
Kıbrıs'ta ve tüm dünyada yaşayan her canlı, dağı,taşı şunu iyice ezberlemelidir ki! O Gazi Topraklara emanet ettiğimiz tüm Şehitlerimiz ve başuçlarında onlara eşlik eden Ay Yıldızlı Bayraklarımız; yer yarılıp dünya kaybolmadıkça, var oluşun sonu gelmedikçe, ne o 'Şehitlerimizin' kan ve can bedeli ile ödenen vatan toprakları terk edilecektir, ne de göndere çekilen Ay Yıldızlı Şanlı Bayraklarımız' o gönderden inecektir...
36 yıl önce Kıbrıs'ta, kınalı kuzuları Şehadet mertebesine erişirken onlara ve onların yiğit Anadolu analarına verilmiş sözümüz vardır...
O Topraklar da savaşan bizlere ant olsun ki! Bu yeminimzi yerine getirmek için, gerekirse; Kıbrıs'a yine gider verdiğimiz sözü yerine getiririz...
Hiçbir neden uğruna vatan toprağımız Kıbrıs'tan vazgeçilmeyecektir...
T.M.T'nin yakmış olduğu Türk'lük ateşi hala o topraklarda varlığını sürdürmekte ve kamp ateşleri yanmaya devam etmektedir... Bundan asla şüpheniz olmasın...
Kim ne derse, desin! Kim hangi ihaneti sergilerse sergilesin!
K.K.T.C Devleti sonsuza kadar yaşayacak ve yaşatılacaktır...

Sevgiyle selamlıyorum...
Atilla ÇİLİNGİR

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Değerli Kıbrıs Gazisi Kahraman Kardeşim Atilla ÇİLİNGİR,
Yazdıklarınızın her satırı gerçeği aksettirmektedir.Sağolunuz!
Birkaç soysuz bu davayı çürütemez..
Bizim içimizdeki ateş onları yakar - kül eder ve de,
"İt Ürür - Kervan yürür"...
Sevgi ve saygılarımla,
Alper Faik Genç

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

KAHRAMAN KOMUTANIM

Size bir soru sormak istiyorum.KOMUTANIM siz KIBRIS BARIŞ HAREKATI sırasında,2.paraşüt taburundan Şehit olanları sima olarak tanıyormuydunuz?....2.nci paraşüt taburu,siz st.hilarion tarafına hücum ederken,ozanköy tarafına hücum ediyordu.Ozanköy tarafına hücum eden taburda Ali PEHLİVAN vardı.Yoğun topçu ateşi yüzünden birçok şehit verdi paraşüt taburları...
KOMUTANIM SİZ NE DELİKANLI KOMUTANSINIZ.ST HİLARİON SAVAŞINI OKUSUN SİZİ TANIMAK İSTEYEN.

KOMUTANIM HEM TÜRKİYE HEM DE KIBRIS ÜSTÜNDE OYNANAN OYUNLAR NİYE BAŞARILI OLAMAYACAK BİLİYOR MUSUNUZ?ÇÜNKİ BU COĞRAFYADA TÜRKLER YAŞIYOR....

HÜRMETLE ELLERİNİZDEN ÖPERİM KOMUTANIM

Cevap: O Toprakları, Sahipsiz mi Sandınız?

Bir lider gücünü milletinin özünde alıyorsa milletinin haklarını savunur. Mevcut Türkiye’deki iktidar dış güçlerin özünde ve sözünde göç alarak sandıktan çoğunluğu elde etmiştir. Bu gün ki Türkiye’deki mevcut iktidardan Kıbrıs Türk devletine bir hayrı olmayacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk devletinin bu gün ki mevcut iktidarı ve sayın Cumhurbaşkanı Kuzey Kıbrıs Türk halkının özünde ve sandıktaki desteği almışsa hiçbir göç Kuzey Kıbrıs Türk devletinin haklarını ayak altı edemez. En büyük bir devletin gücü budur. Kuzey Kıbrıs Türk devletinin halkı Türk milletinin bir evladıdır. Babanın malı evlatlara eşit dağıtılır. Türkiye Cumhuriyeti küçük kardeşi Kuzey Kıbrıs Türk devletine maddi ve manevi olarak destek vermek mecburiyetindedir. Türkiye Cumhuriyetin bu gün ki başbakanı bir kere Kuzey Kıbrıs Türk devletinin her kunda ki vereceği kararının bağımsızlığını tanımak mecburiyetindedir ki. Dünyada Kuzey Kıbrıs Türk devletini tanısın. Kıbrıs’ta Türkiye aleyhine açılan pankartların sahibi diş göçlerdir. Emiri vermişlerdir içerdeki piyonlarda bu pankartları taşımışlardır. O pankartları taşıyanlar şunu unutmasınlar ki kimin emriyle hareket ediyorlarsa onların çıkar ve amelleri doğrultusunda harcanırlar. Türkiye Cumhuriyetine karşı hakaret pankartları taşıyanlar şunu unutmasınlar Türkiye Cumhuriyeti olmasaydı o şahıslar bu gün ben bir Türk çocuğuyum diyemezlerdi. Sayın komutanım yazınızdaki görüşlerinizi yürekten destekliyorum, selam ve saygılarımla…​

Muzaffer Önler(Türkiye.Elazığ.07.02.2011)​