Oldu Mu Ya Sn. Talat, Oldu Mu Şimdi???

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
OLDU MU YA SN. TALAT, OLDU MU ŞİMDİ???

Evet değerli okurlarım. Sn. Talat ve geçmiş CTP hükümetinin tutarsızlıkları, dengesizlikleri; halka vermiş oldukları hiç bir sözde durmayışları; yalan söyleyişleri... Sn. Talat’ın efendim bir aşiret reisi, çiftlik ağası gibi, sadece halkına da değil; meclisine de danışmadan kendi akılyla bayram etmesi... Vermiş olduğu namus ve şeref yeminine bile sadık kalmaması... Ekmeğini yediği, nimetlerinden fazlasıyla yararlandığı; sorumlu olduğu devleti yıkmağa çalışması... Kendisi ve ruhani lideri olduğu partisi CTP’nin, makamlarını ve kendilerine tanınan güç ve imkanları; sorumlu oldukları ülke ve halkı için değil; bize soykırım uygulamış düşmanın ve yabancıların yararına kullanmaları... Halkını, çiftçisini, hayvancısını, narenciyecisini; tüccarını, esnafını, inşaat sektörünü; sanayicisini; üreticisini; turizmi vb iflasa sürükleyerek; sorumlu oldukları devleti felaketten felakete atarken, halkı kasıtlı olarak yalan dolana baş vurarak avutup aldatmaları; halkı çaresizliğe sürükleyip alarak; ciğeri iki para etmeyen gavuroğullarına teslim olmalarını sağlama çalışmaları ... Devletin hazinesini yağmalamaları, yandaşlarına dağıtmaları v.s., v.s....

Talat-CTP ikilisinin yukarıda saydığım ‘meziyetlerinin’ on katını daha sıralardım da; yirmi beş yıldan beri burnu bile kanamadan bu günlere gelmiş; bütün kurum ve kuruluşlarıyla tas-tamam çalışmakata olan genç cumhuriyetimizin iktidarına.getirilmiş bu hükümetin icraatlarının bazıları bunlar işte! Aslında demokrasiye saygılı başka bir ülkede saydıklarımın sadece bir kaçı bile onları o makamlardan indirmeye hatta yargılamaya ve mahkum edilmeye yeter de artardı bile, de; hade ne ise; Dua etsinler ki Japon değiller, yoksa şimdiye çoktan harakiri uygulamış veya harakiriye zorlanmış olacaklardı!! Şimdi halkın 19 Nisan iradesiyle iktidarı kaybetmiş CTP’nin hala ruhani lideri Sn. Talat, halkın ezici çoğunluğu tarafından istenmediği halde, hala makamından inMEmekteki ısrarı da, kendisine efendileri tarafından verilmiş ancak henüz sonlandıramadığı görevleri olduğundandır! Ve bu görevler de başlangıçta halkını ve illaki de gençliği; ve başta ABD olmak üzere; AB’nin vb maddi yardımlarıyla iki toplumlu yakınlaştırmalar, tanıştırmalar, work-shoplar ve çeşit uyduruk etkinliklerle Aynappa’da ve haftalar süren gemi gezilerinde Rum gençleriyle bir araya getirdikleri körpecik çocuklarımızı kendi çıkarları uğruna istismar etmek pahasına benzeri düzmecelerle onları Türk değil Kıbrıslı olduklarına; Rumların dost TMT ve Türk Askerinin düşman ve Türkiye’nin istilacı olduklarına – ayıplar ve de yazıklar olsun bu topraklardan yediğiniz nimetlere -; efendim Türk Askeri’nin 1974’te adanın Kuzeyini istilası (!) ile adayı böldüğü yalanlarına da inanmalarını sağlamaktı! Talat-CTP ikilisi ve ABD’den, AB’den milyonlarca dolar ve avro karşılığı bu etkinliklere öncülük eden işbirlikçiler vasıtasıyla Rumlarla ‘eskisi gibi’ (!) bir arada dostça ve kardeşçe yaşayabileceklerini; yaşamak istediklerini çocuklarımızın kafalarına sokmaktı. Nitekim kimliklerinden soyutlamak istedikleri çocuklarımızın okul tarih kitaplarından AB ve Rum-Yunan’ın telkinleri ve yardımlarıyla yakın geçmişteki direniş tarihimizi de çıkarmış ve onları Hıristiyanlığa yaklaştırmak için Hz. İsa ve Hıristiyanlığın kutsal günleri ve yortularıyla doldurarak, dinimizi de küçük bir paragrafa indirgeyip, “merak edenler için” diyen bir de başlık atmışlar; çocuklarımızı kendi kimliklerine, soylarına ve dinlerine; hatta kendi ailelerine bile yabancılaştırmışlardır.

Sn.Talat’ın henüz bitmemiş görevi; barış, çözüm, ve sadece yazıldığı kağıtta kalacak aldatmaca terimler ve Birleşik Kıbrıs Federasyonu derken; aslında Kıbrıs Türk halkını korsan Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti’ne yamalamak olduğunu bu caydırıcı terimler arkasına gizleyerek avuta aldata; ciğeri iki drahmi etmeyen Rum Yönetimi’ne azınlık yapılmayı kabul ettirmek ve Türkiye’yi ve Türk Askerini adadan kovmaktır! Nitekim Sn. Talat ve ruhani lideri olduğu partisi CTP iktidara getirildi getirileli, sorumlu oldukları devleti yıkmak ve halkı çaresiz bırakarak teslim alıp Rum’a muhtaç duruma getirebilmek için baş vurmadıkları rezalet bırakmamışlardır.

Haa, şimdi de gelelim Sn. Talat’ın, unuttuğumuzu zannettiği en büyük gafına! Sn. Talat geçmişte: “Rum kesimiyle görüşmeleri Cumhurbaşkanının yürütmesi doğru bir yöntem değildir. Çünkü bizim – gavuroğullarına yaranmak, bizim olanı düşmana verebilmek için utanmadan bir çok maddelerini değiştirdiği - Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı yaptığı işlerden sorumlu değildir; sorumsuzdur” demişken şimdi kendisinin sorumlu (!) olduğunu mu iddia ediyor Allah etme? Keser dönünce de; “Hükümetin müzakere heyetine temsilci ataması söz konusu olamaz; heyeti BEN belirlerim” diyor bir aşiret ağası edasıyla!!! Uuh!!! Sana şapur şupur da; bize gelince yarabbim şükür mu oldu şimdi? Olmadı bay Talat; hiç olmadı!!!

Alınız işte. Şimdi de gavuroğullarına toprak vermek durumundayız diyen bay Talat’ın KKTC’ni tasfiye görevini yerine getirip; sözde aldatılmışlığın arkasına saklanarak yoldaşı Hristo ile Birleşik Kıbrıs’ı ve Kıbrıslılığı (!) yaratmak için her hokkabazlığa, her kurnazlığa baş vuracağı açık seçik ortada değil mi hala? Ama daha önce de defalarca yazmıştık Talat’ın tutarsız ve dengesiz olduğunu ve, asla mürebbiyesiz bırakılmaması gerektiğini!!!!!!
 
Üst