Olgunluk...

Alihan Pehlivan

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
526
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Olgunluk...

“Artık eskisi gibi her Hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım. İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun.

Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık. Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi. İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var.

"Ben demiştim" ,"ben bilirim", "ben zaten anlamıştım", Sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun.

İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken.

Uzun düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulaşabilirsin hedeflerine. Kestirmeleri de öğrendim gide gele. Boş geçen her saniye değerli artık. Daha yapılacak çok şey var ama, kendimi çok yormaktan çok hırpalamaktan yana değilim. Gerektiğinde "HAYIR" demeyi öğrendim ve bu kelime başta karşındakine kırıcı gelse de senin için hayat kurtarıcı olabiliyor.

Sevgiye önem vermek gerektiğini, zamanı geldiğinde elinde sadece sevginin kalacağını biliyorum. Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor. Aileme ve seçtiğim tüm dostlarıma daha önce göstermediğim sevgi, anlayış ve ilgiyi gösteriyorum. Biliyorsun ki gidenlerin ardında sadece iyilikler kalıyor, ne kadar sevgi dolu olduğu hatırlanıp anılıyor.

Bana çok genç olduklarını hatırlatırcasına nedense tecrübelerimi, fikirlerimi sormaya başladılar. Vereceğim cevaplar belki çok anlamsız geliyor ama yine de dinliyorlar ama ben biliyorum ki yasamadan hiçbir şey öğrenilmiyor.

Yasamışlığın oluşturduğu bir alçak gönüllülükle gülüyorum içimden sadece. Artık daha şık giyiniyorum, senelerle birikmiş dolaplar dolusu kıyafet var ve bunları kendimle paylaşmalıyım. Önce kendine güzel görünmelisin, kendi zevkime göre giyinmek istiyorum, böyle hissediyorum. Modaya uymak adına popumun sığmadığı düşük bel pantolonlara sığmıyorum diye kendimi üzme tercihini de kullanabilirim .

Ayıp, günah yada ne derler korkuları çoktan geride kaldı. Dostlarıma, kendimize yemek yapmak hoşuma gidiyor. Mutfak eskiden bir zulüm iken şimdi zevk aldığım mekanlar arasına giriyor.

Farklı lezzetler denemek güzel ve kendi lezzetimi kendimde yaratabileceğim belli bir damak zevkim ve mutfak kültürüm oluştu. Sonra Sezen'in şarkısındaki gibi anneni daha sık düşünüyorsun ve hatta anlıyorsun. İşte bu yeni alışmaya başlanan ve giderek hoşa giden yeni duruma olgunluk deniyor. Yasamışlığın, görmüşlüğün, geride kalmış üflenmiş doğum günü mumlarının bir sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyor hayatın bir dönemecinde bu olgunluk.

Ne zaman dersen herkese göre, ne kadar dolu yasadığına göre değişiyor bu olgunluk çağına ermek. İnanın bana hayattaki düşüşler, zor alınan virajlar bu zamanı hızlandırıyor. Kendi dünyanın küçüklüğünü keşfetmek ve buna rağmen kendinin kıymetini bilmek çok ise yarıyor. Bir gün hepimizin bu huzurlu olgunluğu bulmasını diliyorum. Can Dündar….”

*Hani bazen anlatmak istediklerini anlatamazsınız ya, o zamanlarda bir şiir bir şarkı koşar yardımınıza. İşte benimde yardımıma Can Dündar’ın “olgunluk” şiiri yetişti.

Kimine göre kısa, kimine göre uzun, belki de olması gereken zamanda, kendimi epey yorulmuş hissediyorum bu köhne dünyada.

Dünden buyana “doğum günüm” için gösterdiğiniz sevgiye layık olmak, hediyelerin en büyüğü olsa gerek….

Milyon milyon kez teşekkür ederim...

Derviş EROĞLU: Hafta sonu UBP’nin balosuna katılıp katılmayacağınız şimdiden merak konusu oldu. Neyse hafta sonuna zaten bir gün kaldı değil mi.

Dr. Sibel SİBER: Akıncılar Köyünün yolu için Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığından bilgi almışsınız ve çok yakında yolun yapılacağını öğrenmişsiniz. Hade inşallah.

Özkan YORGANCIOĞLU: Dünkü yazımızdan sonra birçok partiliniz bizi aradı ve tebrik etti. Siz her ne kadar gönül koymuş olsanız bile yazımızı beğenenlerin sayısı hayli fazlaydı.

Serdar DENKTAŞ: Önceki akşam Gönyeli’de Cemal Hocanın evinde ısrarlara dayanamayıp gitarı almışsınız elinize. Keyifler yerinde demek ki.

Faiz SUCUOĞLU: 366 grubunun önümüzdeki günlerde yapacağı eylemelere tam kadro katılma kararı almışsınız. Demek ki sizi artık sokakta göreceğiz.

Sadık GARDİYANOĞLU: Önümüzdeki haftadan itibaren ülkede ses getirecek eylemelere hazırlanıyormuşsunuz. Bu arada büyük bir çadırın da siparişini şimdiden vermişsiniz.

Kemal Deniz DANA: Lefkoşa’da ibre her an size dönebilir. Yeterki duygusallığa kapılıp ortadan kaybolmayın. Gün doğmadan bakın neler doğar.

Dr. Rasiha SERDARĞLU: Demokrat Parti Girne Belediye Başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun.Sizi nasıl ikna ettiler valla o da başka bir merak konusu.

Sümer AYGIN:
Geçen hafta anket sonuçları yüzünden partide ciddi bir kavga vermişsiniz. Bu gidişle size de köyün yolu gözüktü galiba.


Dr. Ceyhun BİRİNCİ: CTP Girne Belediye Başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Çok zor ve çetin bir yarış sizi bekliyor.

Ayşe DÖNMEZZER: Demokrat Parti Lefkoşa Belediye Başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Hem kadın bir siyasetçi olarak hem de ekonomiden anlayan birisi olarak DP sizde karar kıldı.

Neriman SAYGILI: TAK müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun hocam. Sizin TAK’a yeniden saygı ve sevgiyi getireceğinize inancımız tamdır. Allah utandırmasın.

Okyay SADIKOĞLU: Avrupalı 500 iş adamın Müsiat toplantısı için ülkeye getirmişsiniz. Bakalım KKTC’den de iş bağlayabilecek misiniz gelen yatırımcılara.

Mehmet AMCA: UBP’den Gönyeli Belediye Başkanlığı için aday adaylığınızı açıklamışsınız. Bu konuda son kararı anket söyleyecekmiş. Hade bakalım kolay gelsin.

Gürsel SELENGE: Hadi anladık dün tüm gün sınavlara konsantre oldunuz. Ama kendinizi boşa yoruyorsunuz. Baksanıza başbakan HKH için neler söylüyor.

Emin UZUN: Dün uzun bir zaman sonra sizi mecliste gördük. Bu arada mecliste eski anılarınız gözünüzün önüne gelmiş o çatı altında.

İzlem GÜRÇAĞ: Doğum gününüz kutlu ve mutlu olsun. Aslında siz 29 Şubat doğumluymuşsunuz ama nüfusa 28 yazmışlar.

Asım AKANSOY: Gördüğünüz gibi kurultayda size destek olmayanlar şimdi günah çıkarıyorlar. İnsanoğlu böyle bir varlık işte.

Serkan İLSEVEN: Mecliste UBP’nin grup odasında ki telefonlar bozulmuş bir süreden bu yana. Bir ilgilenirseniz seviniriz.

GÜNÜN TESPİTİ
“Ülkede rekor kıracağız diyen hükümet,
her şeyi kırıp geçiriyor”
Sunat ATUN

GÜNÜN SÖZÜ
“356 geçicinin işlerine son verilmesinde, hükümetin büyük ortağı CTP’nin MYK kararlarına yenik düşen, çaresiz başbakan Yorgancıoğlu’na koltuk değneği olan küçük ortak DP-UG’in Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın gösterdiği ve geçmişi hatırlatan “siyasi tutarsızlığını” da Ulusal Birlik Partisi ve Ulusal Birlik Partililer kolay hazmetmeyecek, asla unutmayacaklardır.”
UBP

BİZİM TEMEL
Bir gün Temel hastaneye gider.
Doktor:-Sigortalı mısın? Deyince
Temel: -Hayır Trabzonluyum”

GÜNÜN FOTOGRAFI
Beyazıt Güraslan ve ADA TV Canlı Yayın Ekibi
wvD2YR.jpg

 
Üst