Olmadı Be Muallim !

Alihan Pehlivan

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
526
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Olmadı Be Muallim !
5tx9.jpg



Dün acı haber öğlen saatlerinde ulaştı herkes gibi bana da. Kötü haber tez yayılırmış misali kötü haber çok tez yayılmıştı. Ardı ardına telefonlarım çaldı ve herkes “-duydun mu? Doğan Harman ölmüş” diyordu. İnanmak istemedim, rahatsızlanmıştır ve hastaneye kaldırılmış biraz sonra da iyi olacaktır diye düşünmek istedim. Ta ki Rasıh’ın telefondaki sesini duyuncaya kadar. Hocayı kaybettik diyordu ağlamaklı bir sesle.

Allah taksiratını af etsin. Herkes için Doğan Harman isminin bir anlamı vardır bu ülkede. Kimi çok sever, kimisi hiç sevmezdi hocayı. Türlü türlü lakaplarda takmışlardı hocaya. Herkes gibi benim de özel bir insandı Dr. Doğan Harman. Hem üniversiteden hem Kıbrıslı Gazetesinden “hocam” dı. Gazeteciliğin cesaret istediğini söylerdi. Yazılarımı sabah gazeteden okurdu. Hiç müdahale etmezdi. “Aman hocam ters bir şey yazıp başını ağrıtmayalım dediğimde” de “çocuk yazmadan nasıl öğrencen” derdi. Uzun gecelerimiz oldu gazetede, uzun sohbetlerimiz. Sonra yollarımız ayrıldı. Ama ayrılırken bile onun onayı ve izni doğrultusunda olmuştu. Sonra iki medya kurumu savaşa tutuşmuş ve ben de o savaşa dâhil olmuştum. Tamda onun kakında ağır bir yazıyı kaleme aldığım gün Girne’de bir pizzacıda karşılaşmıştık. Kapıdan içeri girdiğimde karşımda görünce çok şaşırmıştım. Ben öylece durup kalırken Hocam “-gel buraya köftehor seni gel de zıkkımlan. Pizza çok güzel “ demişti. Ve yazdığım yazı hakkında tek bir kelime bile etmemişti. Sonra o da benim hakkımda çok şeyler yazdı. Ama ne ben ona nede o bana kırılmadı. Hep görüştük, hiç küs kalmadık. Gazetede yazılanların gazetede kaldığını söylerdi. Özel hayatta ise işi hep Allah’a havale ederdi. Sahada olan sahada kalır mantığını en iyi ondan öğrendim.

İnancı olan, sevecen bir yapısı vardı. Kendi dünyasında sadece Allahtan korkan, onun dışında deli cesareti olan bir adamdı. Şöyle bir düşünün kaç tane olayın su üstüne çıkmasını onun korkusuz cesareti sağladı. Hiç korkmazdı, Allah’ından başka.

Son zamanlarda mahkemelerde aleyhine açılan davalarla koşuşturuyordu. Dünde mahkemedeydi gene. Mahkeme dönüşünde ise rahatsızlandı ve bize pis bir oyun oynayıp çekti gitti bu dünyadan. Gülüşü, muallim diye seslenişi, bu bayram elimi öpmeye gelmedin parayı unut deyişini hep ama hep hatırlayacağım. Birde bize öğrettiklerini. Yılmak yok, korkmak hiç yok, çünkü biz gazeteciyiz. Gösterdiğin yolda bize verdiğin cesaretle yolumuza devam edeceğiz muallim. Sen aramızda olmasan da biz seni hep anacağız. Baklavayı, diyet çukalatayı, ermeni votkasını tatarken hep seni anacağız. Mekânın cennet, toprağın bol olsun Doğan Hocam.

İsrail, Rusya ve Rum Kesimi

Rus uçak gemisi “Admiral Kuznetsov”un büyük bir kruvazör eşliğinde, Doğu Akdeniz’e inmek için 19 Kasım’da yola çıkacağı bildirildi. Rus donanmasının bulunduğu Kuzey denizindeki deniz üslerinde büyük bir hareketlilik gözlemlendiğini belirten Rum haber ajansılarına göre, Rum tarafındaki bir limana demirleme ihtimali bulunan Rus donanması ile uçak gemisinde yaklaşık 25 uçak ve helikopterler olacakmış. Öte yandan Rum Savunma Bakanlığı, İsrail helikopterlerinin ikmal için Larnaka havalimanına indiğini açıkladı. Yani bir yandan Rus donanması Akdeniz’e iniyor diğer yandan İsrail helikopterleri de Larnaka’ya. Belli ki bu kış oldukça “Sıçak” geçecek. Rum’un petrolü umarım bütün adayı yakmasında..

GÜNÜN ŞİİRİİ

Baba Olunca Anlarsın...
İnsan olabilmeyi, baba olabilmeyi,
Baba olunca anlarsın demişti babam.
Yüreğin bir başka sevecek dünyayı,
Gözlerinin içi her zaman gülecek demişti.
Bileğin taş parçalayan balyoz gibi
Her zorluğun üstesinden gelecek demişti.
Babalık mertebesinin gururunu
Baba olunca anlarsın demişti babam...
Evladının ateşi çıksa,
Sen ateşlerde yanarsın.
Üşüyüverse, yüreğinden donarsın.
O yerken sen doyarsın demişti.
Bir hüzün bakışına ciğerini dağlarsın,
Babasın çünkü.
Artık baban kadarsın.
Baban kadar olabilmeyi,
Baba olunca anlarsın demişti babam...
Küçücük bir insanın
Hayat masalındaki kahramansın.
Artık yaşamanın bir anlamı var.
Gecenin saati belli, Rakının limiti var.
Eğlencenin bir edebi var artık.
Sana dünyaları da bağışlasalar,
Bir an önce evine dönmek için,
İçin için yanarsın...
Baba olunca anlarsın demişti babam.
Doğruymuş. Yanıyor yürek yaram.
İçimde evlat aşkının yangını var.
Küçücük bir yumurcağın
Sıcacık bir gülüşü kadar.
Artık babanın evladıyken,
Evladına babasın.
Baba oldun olalı, insan gibi insansın...
Evlat...
Karanlıkta ay ışığı.
Ayaz gecelerin sıcacığı.
Ölümün kıyısında umut düşü.
Doğanın bereket gülüşü.
Tanrı bir şeyler anlatmak istiyor.
Anlarsın, ağlarsın.
Tanrıyı, yaşamayı, ölümü ve kainatı,
Evladını koklar, koklar,
Anlarsın demişti babam,
Onu çok iyi anlıyorum...
Toprakta nur olan Babama ve tüm Babalara...
( Babaysan, Atasın... )

İsmail BOYRAZ

GÜNÜN SÖZÜ
“Ülkede 46 bin öğrenci vardır. Bunların bilim yönündeki gayretlerini, huzurlarını bozmaya yeltenen kim olursa olsun gereken neyse yapılacak”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım ÇAVUŞOĞLU


BİZİM TEMEL

Temel, yeni ehliyet almış yolda gidiyormuş. Gündüz yolda giderken yolun ortasındaki bir direğe çarpmış, sıkışıp kalmış herkes başına toplanmış trafik polisi de gelmiş. Beyefendi nasılsınız iyimi siniz? İyiyim iyi o zaman isminizi söyleyin de karınıza haber verelim gerek yok. Karım ismimi bilir.
 
Üst