Önder Bey... Lütfen!

Alihan Pehlivan

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
526
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Önder Bey... Lütfen!

Tarım Bakanımız Önder Sennaroğlu’nu seven ve sayanlardanım. Bunu peşinen yazıyorum ki aşağıda yazacaklarımdan ötürü kimse peşinen ön yargılı olmasın.

Yeni kabine kurulduğunda en hızlı bürokrat atamalarını tamamlayan bakan, Tarım Bakanı koltuğuna oturan Sennaroğlu olmuştu. 10 gibi kısa bir sürede tüm atamalarını neredeyse yapmıştı.

İşini bilen ve parmağının da arkasında saklanan birisi değil! benim tanıdığım kadarı ile Sennaroğlu.

Oğlu, Büyükkonuk Belediye başkanlığına aday olacağında bile herkesten önce karşı çıkmıştı. Çünkü Sennaroğlu yıllardır siyasette. Bakmayın şimdi CTP’nin vekili ve bakanı olduğuna. Herkes iyi bilir ki siyasete UBP’de başlamıştı Sennaroğlu.

Ve siyasetin beraberinde bazı çirkinlikleri de getirebileceğini önceden kestirebiliyordu. Nitekim oğlu Ahmet Sennaroğlu biraz acemice başladı siyasi hayatına. Önce gitti rakip adayın ektirdiği çiçeklere işedi sonra da vatandaşları tehdit etti.

Ama bugün bu köşeye konu olmasının nedeni çok başka.

Kaplıca köyünde Kanser Hastası Songül Genç Hanım yıllardır bölgedeki sütleri topluyor kooperatif adına. Ve kazandığı üç beş kuruşla hem ailesini geçindiriyor hem de yakasına yapışan Kanser illetinden kurtulmak için harcıyordu.

Bir ay evvel Önder Beyin talimatı ile süt toplama işi Kanser Hastası Songül Hanımdan alınıp CTP örgüt başkanı olan ve bir önceki yerel seçimlerde CTP’nin Büyükkonuk Belediye başkan adayı olan Ramazan Evren’e verildi.

Evren koyu bir CTP’li. Bölgeyi iyi biliyor ve süt toplama işi ile Sennaroğlu’na siyasi rant sağlama hevesinde. Öyle ki UBP’lilerin sütlerini almıyor Çiftliklerden. Kilometrelerce öteye çağırıyor üreticileri.

Hatta dün bir üretici ile tekme tokat döğüşüp polislikte oldu. Sütünü almadığı bir üretici ile birbirlerine giriştiler.

Ancak esas sorun ne kadar rant sağlayıp sağlamayacağı değil. Bizim için önemli olan Kanser Hastası bir kadının elinden ekmeğinin-ilaç parasının alınmış olması.


Büyükkonuk’ta kimin kazanıp kaybedeceğinin bizim için çok fazla bir önemi yok. Ama Kanser hastası bir kadının hem ekmeğinin hem de ilaçlarının parasına sırf siyaset uğruna el konulacaksa, Ahmet Sennaroğlu’nun yaptığı gibi işemek gerekir böyle siyasete de böyle seçime de…

Bu gece; Ne olur? Ne olmaz?

Günlerden Salı ve bu gece DP’nin MYK’sı var. Geçen hafta geç saatlere kadar beklemiştik, zira “hükümeti bozmaya geldik” diyen DP’li vekiller vardı.

Bu gece için benim şahsen bir beklentim yok, HÜKÜMETE DEVAM karı kuvvetle muhtemelen çıkacaktır.

Çünkü son günlerde gelen istifa haberleri Serdar Denktaş’ı artık bir santim bile olduğu yerden geri adım attıramaz da ondan.

Denktaş, değil 300 kişi 300 bin kişi istifa etse umursamayacaktır ve duruşundan asla taviz vermeyecektir. Diğerleri istedikleri kadar “hükümeti bozacağız” desin, nafile. Bekleyin ve görün bu gece…

Özkan YORGANCIOĞLU: İçiniz rahat olsun bu gece. Kriz miriz çıkmaz DP’de. Bu arada Türkiye’de tanınırlığınız çok düşük, Biraz dış temas size de iyi gelebilir.

Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Taban kaynıyor, biran önce şu ittifak işini masaya yatırmakta fayda var. İttifak olmadan 10 belediye alacaksanız ittifak yüzünden 8 i bile zor görebilirsiniz.

Serdar DENKTAŞ: İstifaların arkasında kim var diye boşuna uğraşmayın. Zira biz bile ulaşamadık.

Hasan TAÇOY: Güne hızlı başlayıp Kıbrıs TV’de Serhat’a konuk olacakmışsınız. Bakalım sabah söylediklerinizi akşamda söyleyebilecek misiniz?

Kadri FELLAHOĞLU: Söz verdiklerimizin hepsini tutuk demeniz pek inandırıcı gelmedi. Ha keşke bu imkânlarla ancak bu kadar olurdu deseydiniz daha samimi olurdu en azından.

Sadık GARDİYANOĞLU: Akıncılardan el yapımı zivaniya gelmiş. Aman kimseye verme zira sırtlarım bir ağrıyor bir ağıyor ki hiç sorma.

Dr. Faiz SUCUOĞLU: Doktorum hafta sonu ulaşamadınız, zira kapsama alanı dışındaydık. En kısa sürede görüşelim, zira size anlatacağım mühim şeyler var.

Dursun OĞUZ: Uzman Askerlik ile ivediliği meclisten sonunda 26 oyla geçirmişsiniz. Başbakanın itirazlarına rağmen yasa meclis gündemine gelecek desenize.

Ersin TATAR: İki parti arasında ittifak yapılmasına yine eskisi kadar sıcak bakıyor musunuz? Eğer öyle ise Gönyeli’ye bir uğramakta fayda var.

Osman TABAK: Gönyeli’de yine seçim dönemi geldi ve yine birileri sizin üzerinizden yıllardır gönül verdiğiniz partinizi dövmeye başladı. Bakalım nereye varacak bu işin sonu.

Süleyman GÖKTAŞ: Derneği boyatıp yenilemişsiniz. Çok yakında tavşan partileri başlayacakmış. Hadi bakalım kolay gelsin.

Aydın AKKURT: Geçen hafta çok yüksek bir makama çağrılıp gönlünüzü almaya çalışmışlar ama nafile. Nuh demişsiniz peygamber dememişsiniz.

Kenan AKIN: Bu sene lig erken bitince kendinizi basketbola vermişsiniz. Nasıl basketboldan zevk alabildiniz mi?

Göktürk ÖTÜKEN: Geçenlerde yazdığınız bir yazıda örtülü ödenekten yararlanan gazeteciler var demiştiniz. İsimlerini de yazacak mısınız?

Ozan CEYHUN: Koltuk değneklerine fena alışmışsınız. Aman kendinizi öyle şeylere alıştırmayın, zira sizin gibi hareketli birisine koltuk değneği bile dayanmaz.

Orhan Yılmaz (Fıstık): Tavla arka arkaya aldığınız yenilgilerden sonra işyerinden tavlayı çıkartmışsınız.Şimdi gelen misafirlere PS oynayalım diyormuşsunuz.

Zübeyir AĞAOĞLU: Gene sizi kızdırmışlar. Ah şu gençler yok mu? Neyse siz gene bir büyüklük yapıp gençleri af edin en iyisi. Size de bu yakışır zaten.

İrfan Tansel DEMİR: Bizi kıskanıp soluğu İstanbul’da mısır çarşısında almışsınız. İyi gezmeler iyi eğlenmeler o zaman.

GÜNÜN SÖZÜ
"Kıbrıs sorunu buzdolabından çıkarıldı. Doğalgazla ısıtılıyor."
Mustafa AKINCI

CAN YÜCEL’DEN
Can Babaya bir mahkeme çıkışında soru soran gazeteci şu dörtlüğü cevap olarak alır:

Ne yorum ne forum,
Belki yarın konuşurum,
Öyle gitti ki durum,
Soru sorana korum.

GÜNÜN FOTOGRAFI
Kaan Kaner ve Eşi
vzm3ym.jpg

 
Üst