Orta Asya Birliği Yolunda İlk Adımlar

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Orta Asya Birliği Yolunda İlk Adımlar

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in Orta Asya Birliği'ni oluşturma teklifi Özbekistan ve Kırgızistan tarafından olumlu karşılandı. Nazarbayev, 18 şubat günü, parlamentodan yaptığı ve Kazakistan televizyon kanalları tarafından naklen yayınlanan ulusa sesleniş konuşmasında, Avrupa Birliği gibi bir Orta Asya Birliği'ni kurmanın zamanı geldiğini söylemişti. Aksi halde, bölge ülkelerinin bağımsızlıklarının gelecekte tehlikeye düşebileceğine işaret etmişti.

Özbekistan ve Kırgızistan, Nazarbayev'in bu fikrine sıcak baktıklarını bildirdiler. Aykin gazetesinin haberine göre, Tacikistan ise bu teklifin önce cumhurbaşkanları seviyesinde ele alınmasının faydalı olacağı yönünde görüş beyan etti.

Bu arada Kazakistan basınında konuyla ilgili bazı ilginçliklerin de yaşandığı dikkatlerden kaçmadı. Nazarbayev'in ulusa sesleniş konuşmasından hemen sonra, gazetelerde, Özbekistan'ın Orta Asya Birliği fikrine karşı olduğu yönünde haberler yer aldı. Ancak, Kazakistan Cumhurbaşkanlığı makamından basına yapılan açıklamada, bu haberlerin temelsiz olduğu ifade edildi. Açıklamada, Nazarbayev'in Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov ile bir telefon görüşmesi yaptığı bildirildi. Kerimov görüşmede, bölgesel işbirliği ile uluslar arası terörizm ve dini ekstremizme karşı mücadelenin ortaklasa geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Kazakistan Dışişleri Bakanı Kasimcomart Tokayev bu konuyla ilgili olarak, 'Nazarbayev'in teklifi Orta Asya ülkelerinin bir devlet çatısı altında birleşmesini öngörmemektedir. Orta Asya ülkeleri birliğinin gerçekleşmesiyle, bölge ülkeleri yakın gelecekte bir takım stratejik kazançlar elde edebilirler. Örneğin, milli çıkarlarına dayalı olarak iç ve diş politikalarını etkili icra edebilecekleri imkanlara sahip olabilirler; rekabet ve imkanları arttıran ek araçları ortaya çıkarabilirler, ülkelerinin iç ekonomik gelişmesi için uygun dış şartları oluşturabilirler' dedi.

Aykin gazetesinin 25 şubat sayısında yer alan demecinde Tokayev devamla şunları söyledi: 'Orta Asya pazarı geniştir. Yaklaşık 50 milyon halkı mevcuttur. Her ülkenin ekonomisi kendine has bir biçimde gelişir. Bazıları hızlı, bazıları da yavaş. Ancak, komşu ülkelerin değişik şartlar altında yasaması, onların birbirlerine yakınlaşmasına hizmet etmez. Hatta, aksine, ters etki bile yapabilir.'

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Osmanakun Ibrahimov konuyla ilgili açıklamasında Orta Asya Birliği’ni , bölgedeki tüm ülkelerin çıkarlarını gözeten, geleceği gören bir teklif olarak değerlendirildi. Kazakistan’ın bölgenin güçlü ve demokratik bir ülkesi olarak bu birliğin gerçekleşmesini sağlayabilecek yegane ülke olduğu ifade edilerek, teklifin bölge ülkeleri devlet başkanlarının yakın bir zamanda yapılacak zirve toplantısında ele alınmasının ihtimal dahilinde olduğu söylendi.

Bu arada, 23 şubat günü, Tacikistan Cumhurbaşkanı Imamali Rahmanov, Nazarbayev'i telefonla arayarak, 'Orta Asya Birliği fikrinin önce bölge ülkeleri devlet başkanları gayri resmi zirvesinde görüşülmesinin gerekliliğini ifade etti. Bu da, siyasi gözlemciler tarafından, teklifin bölge ülkelerinin ihtiyacına cevap verdiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, 18 şubat günü, parlamentoda ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal konuları üzerine yaptığı uzun ulusa sesleniş konuşmasının Orta Asya Birliği ile ilgili kısmında şunları söylemişti:

'Orta Asya, XV. yüzyılın sonuna kadar dünya ekonomisinin önemli bir bölgesi olarak geldi. Bölgemiz, Doğu ile Batiyi birleştirmektedir. Halklarımız toprağa ve millete göre bölünmemiştir. İpek yolunun önemini kaybetmesiyle, Orta Asya gerilemiştir. Son 500 yüzyılda ilk defa olarak bağımsızlığın elde edilmesiyle, bölgemiz dünya ekonomisi için tekrar önemli bir bölge haline gelmiştir. Biz dünya ekonomisine önemli ölçüde petrol, gaz, maden ve tarım hammaddeleri sağlayan bölge olarak ulaşım imkanlarını güçlendiriyoruz. Daha şimdiden yaklaşık eski ipek yolu üzerinde, XXI. yüzyılın oto ve demiryolu ile petrol boru hatlarının şekillenmeye başladığı görülebilir.

Bizim önümüzde Asya Kaplanları ve Avrupa Birliği’nin başarılarının sebepleri duruyor. Diğer taraftan, II. Dünya savasından sonra bağımsızlığına kavuşan ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar ve çekişmelere şahit oluyoruz. Küresel ekonomide, büyük bir pazar mevcuttur. Bunun dışında, bölgede büyük devletlerin ekonomik üstünlük için acık bir rekabete girdiğini de gözlemliyoruz. Bizim için bu küresel jet ekonomik meseleye doğru bir biçimde yaklaşmak önemlidir.

Şimdi bizim önümüzdeki seçenek: dünya ekonomisine ebediyen hammadde sağlayıcısı olarak kalarak ikinci bir sömürgeci devletin gelmesini beklemek veya Orta Asya bölgesinin ciddi bir birliğini sağlamaya girişmek.

Ben ikincisini teklif ediyorum.
Bizim böyle bir birlik kurmamız, bölgenin istikrar ve gelişmesi, ekonomik ve askeri-siyasi bağımsızlığının bir yolu olacaktır. Ancak bu takdirde, bölgemiz dünyada saygınlık kazanacaktır. Ancak biz bu şekilde, güvenliğimizi sağlayacak ve terörizm ve ekstremizm ile etkili bir biçimde mücadele edebileceğiz. Böyle bir birlik, nihayette, bölgemizde yasayan halkın ihtiyaçlarına cevap verecektir.

Orta Asya Devletlerinin Birliğini kurmayı öneriyorum. Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan arasındaki ebedi dostluk anlaşması böyle bir birliğin temelini oluşturmaya hizmet edebilir. Bölgenin diğer ülkelerini de bunun haricinde tutmuyorum.

Hepimizin ortak ekonomik çıkarları, kültürel ve tarihi bağları, dili, dini, ekolojik problemleri ve dış tehditleri var. Avrupa Birliği’ni kuranlar, belki de böylesine önkoşulları ancak hayal edebilmişlerdi. Biz yakın ekonomik entegrasyona gerçekleştirmeli, ortak market ve ortak paraya geçmeliyiz.

Sadece bununla biz, devamlı birlik ve beraberlik için de bizi görmek isteyen ortak atalarımıza layık olabileceğiz. Önce Çar imparatorluğu, daha sonra Stalin'in milliyetler politikası böyle bir birlikten endişe etti ve bölgemizi idari-milli yönetimlere böldüler. Bu, 'bol ve yönet' politikasıydı. simdi bizim için bölgenin eşit haklara sahip halklarının bundan sonraki nesillerine yeni ve olması gereken bir yolu göstermemizin zamanı gelmiştir.'

Orta Asya Birliği’ni gerçekleştirme yolunda ilk adımlar atılıyor. Ancak, bunun kolay ve rahat bir yol olmadığı ortadadır. Bütün engel ve zorluklara rağmen başarıldığı takdirde, dünya barışı ve ticaretinin pekişmesi ve özellikle bölgenin istikrar ve gelişmesi yolunda, çok önemli bir aşamanın kaydedileceği kesindir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst