Osman Yüksel Serdengeçti

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
İster beni hoş görün, ister vurun öldürün,
“İster bir cani gibi zindanda süründürün,
“Yeter artık illallah! Şu yangını söndürün,
“Amerikan dolan bu yangına kâr etmez.
“Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez!”

Başbuğ Alparslan Türkeş’le (1917) aynı yıl dünyaya gelen Osman Zeki Yüksel Bey, ilk ve orta okulu doğduğu Antalya’da okudu. Ankara Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra kazandığı Dil Tarih Coğrafya Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyken, 1944 Türkçülük Hareketine karıştığı için öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı.

1944 Türkçülük Hareketinde Hüseyin Nihal Atsız ve Başbuğ Alpaslan Türkeş’le birlikte yargılandı, bir süre tutuklu kaldı. Serbest bırakılınca, yarım bırakmak zorunda kaldığı öğrenim hayatını tamamlamak istedi; ancak kendisine izin verilmedi. Bunun üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e, “Yüksek makamın alçak vekiline” cümlesiyle başlayan bir dilekçe yazdı. Dilekçe nedeniyle yeniden hapse girdi.

Yarım bıraktığı öğrenim hayatını Yusufiye Medreselerinde tamamladı!

Hapisten çıktığında, birçok sayısı dönemin iktidarı tarafından toplattırılacak olan “Serdengeçti” dergisini çıkarttı. Dergideki yazılarından dolayı okuyucuları onu Serdengeçti olarak andı. Bu nedenle Osman Yüksel Bey sonradan Serdengeçti soyadını aldı.

Hakkında sayısız dava açıldı, çoğu kez “Açın kapıları Osman geliyor” diyerek girdi hapse.
Mücadelesini Allah davası, Millet davası, Vatan davası olarak tanımlayan Osman Yüksel Serdengeçti, 66 yıllık ömrünün 4 yılını Meclis’te, 10 yılını hapiste geçirdi…

1965’te Adalet Partisi Antalya Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren Osman Yüksel Serdengeçti, Partisine yönelttiği eleştiriler nedeniyle bir süre sonra Adalet Partisi’nden ihraç edildi.

Adalet Partisi’nden ihraç edilen Osman Yüksel Serdengeçti, 1968 Nisanında Genel Başkanlığını Başbuğ Alparslan Türkeş’in yaptığı Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne geçti. Parti rozetini bizzat Başbuğ Alparslan Türkeş taktı.

Osman Yüksel Serdengeçti’nin, CMKP’ye geçmesi üzerine Başbuğ Alparslan Türkeş; “Serdengeçti gibi tavizsiz bir Türk milliyetçisi iman ve gönül adamının CKMP'ye katılması partimize büyük bir güç ve kuvvet vermiştir” yorumunu yaptı. Osman Yüksel Serdengeçti ise CMKP’ye katılması hakkında şu konuşmayı yaptı; “...Ben CKMP'yi bir parti olmaktan ziyade, bir dostlar, arkadaşlar meclisi, bir İman ve fikir ocağı kabul ediyorum. Aranıza bu duygularla katılmış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlarım...”. 1969 seçimlerinde milletvekili seçilemeyen Osman Yüksel Serdengeçti, aktif siyasi hayata ve yazılarına devam etti. İdeolojik çatışmalarının yeni başladığı, komünist sol terörün azgınlaştığı, terör ortamında, ülkücü gençliğin küfre karşı mücadelesinde hep yanındaydı. Ülkü Ocakları’nın düzenlemiş olduğu mitinglerde, konferanslarda, seminerlerde baş konuşmacılardan biriydi. Nerede Ülkü Ocakları'nın bir faaliyeti varsa Serdengeçti hep oradaydı.

Serdengeçti; Fedai Akıncı Yiğit…

Osman Yüksel Serdengeçti; adının anlamını taşıyan Yiğit…

Tek parti iktidarının yanlış politikalarına baş kaldıran Türk Milliyetçisi…

Yeri geldiğinde kravatını beline bağlayacak kadar aykırı, yeri geldiğinde Meclis’in yarısını karşısına alacak kadar cesur…

Türk Milliyetçiliği hareketi ile özdeşleşen bir Yiğit…

Ömrünü Türk Milliyetçiliğine, Türk-İslam Ülküsüne adayan, kalemini kılıç olarak kullanan Osman Yüksel Serdengeçti’nin fikirleri, mücadelesi ve şahsiyeti halen dillerde…

10 Kasım 1983’te Hakk’a yürüyen Osman Yüksel Serdengeçti’yi, ölümünün 25. yıldönümünde rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz; Ruhu şad, Mekânı Cennet olsun…




___________________________________
Nasrullah UZMAN
 

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
Hayatı

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]3 Mayıs 1944 olaylarında adından söz ettiren gazeteci yazar Serdengeçti Akseki'de 1917 yılında doğmuştur. Asıl adı Osman Zeki Yüksel'dir. İlkokulu Akseki'de ortaokulu yatılı öğrenci olarak Antalya'da okudu. Ankara'da Atatürk Lisesini bitirdikten sonra girdiği Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde 2. Sınıf öğrencisi iken Mayıs 1944'de meydana gelen olaylara karıştığı için öğrenimini yanda bırakmak zorunda kaldı. Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş'le birlikte bir süre tutuklu kaldı. Tekrar öğrenimine devam etmek istediyse de kabul edilmedi. Bunun üzerine dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücele hitaben "Yüksek makamın alçak vekiline" sözleriyle başlayan bir dilekçe yazdı. Dilekçeyi verme cesaretini kimse bulamadı, Osman Yüksel yeniden hapishaneye gönderildi. Hapisten çıkınca unvanını aldığı ünlü Serdengeçti Dergisini çıkarmaya başladı. Birçok sayısı toplatılan bu dergide çıkan yazılan nedeniyle hakkında çok sayıda dava açıldı ve sık sık tutuklanıp serbest bırakıldı. "Allah, Vatan, Millet yolunda" cümlesiyle başladığı yazılarında sık kullandığı "Açın kapılan Osman geliyor" sözü tutuklanmalara hazır olduğunun bir kanıtıydı. Serdengeçti dergisi sık kapanması ve çıkan yazılarından dolayı çok sayıda mahkumiyet karan çıkması nedeniyle 33 sayı çıkabilmiştir. (1947 -Şubat 1962) Tek parti yönetiminin İslamiyet ve Müslümanlar üzerindeki ağır baskılarını protesto eden aydınların önde gelenleri arasındadır. 1952 yılında Bağrıyanık adlı mizah gazetesi çıkardı. Başlığı altoda "Hak yolunda bağrıyanık yolcular" sözü yer alan bu yayınında da inancının mücadelesini zengin esprilerle dolu yergileriyle sürdürdü. Bir ara politikaya atıldı, Adalet Partisinden Antalya Milletvekili seçilerek, parlamentoda görev yaptı (1965-1969), partisinin politikası ve parti ileri gidenlerine yönelttiği eleştiriler yüzünden Adalet Partisinden ihraç edildi. Sonraki yıllarda mücadelesine yine yayınladığı yazı ve kitaplarla devam etti. Son olarak Yeni İstanbul Gazetesinde "Selam" başlığı altında günlük fıkralar yazdı.


[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
serdengecti_02.JPG


FİKİR VE DÜŞÜNCELERİ

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Türk milliyetçilerine fikirleri, mücadelesi ve şahsiyetiyle bayrak olmuş, öncülerdendir. Ömrünü, Türk-İslam
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]ülküsüne hizmetle geçiren inandığı dava ve ülküsü uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan büyük bir dava adamı, mümtaz bir insandır. Tek parti döneminin Müslümanlar üzerinde uygulamış olduğu her türlü baskı ve zulümlere karşı Atsız, Necip Fazıl gibi dönemin önde gelen şahsiyetleriyle zulme karış direnen yılmaz bir kavga adamıydı. Resmi ideolojinin devlet terörü noktasına varan baskıca uygulamalarına karşı, Müslümanların sesi ve sözcüsü olmuştur.
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]ESERLERİ

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Mabetsiz Şehir, Bir Nesli Nasıl Mahvettiler, Bu Millet Neden Ağlar, Gülünç Hakikatler, Ayasofya Davası, Türklüğün Perişan Hali, Mevlana ve Mehmet Akif, Kara Kitap, Radyo Konuşmaları, Müslüman Çocuğun şiir kitabı, eserlerinden bazılarıdır.
 

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
1056.jpg
OSMAN_~1.JPG


Osman Yüksel milletvekili olduğu dönemlerde bir mesele ile alakalı meclis kürsüsünde konuşurken CHP milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak protesto eder ve konuşmasını engellemeye çalışırlar. Bunun üzerine Osman Yüksel SERDENGEÇTİ” Bu meclisin yarısı hıyar.”deyip kürsüden iner. Bunun üzerine CHP’li vekiller meclisin şahs-ı manevisine hakaret söz konusudur. Lütfen sözünü geri al, diye itirazda bulunurlar. Bunun üzerine Serdengeçti yeniden kürsüye gelip şöyle der:

-Tamam sözümü geri alıyorum. Bu meclisin yarısı hıyar değil.

Ya şuna ne dersiniz?

AP milletvekili olduğu dönemde Süleyman Demirel sık sık “Osman Yüksel varken Muhalefete ne gerek var.” Dermiş hatta hiç kravat takmadığı için sitem eder, oturumlara katılmasını istirham edermiş. Serdengeçti de kravatsız milletin vekili olduğunu beyan edermiş, bir defa kravat takmış onda da boynunu değil uçkurunu kullanmış. Boş işler dediği bir oturumda gübre meselesi konuşuluyormuş. Demirel meselenin çözümünü milletvekillerine sormuş. Herkes bir şeyler söylemiş. En son Serdengeçti söz isteyince herkes hayret ve ilgiyle ona doğru dönmüş, işte Serdengeçti’nin çözümü:

Sayın genel başkan bu işin çözümü çok kolay. Şu ön sıralarda oturan yiyip de çıkarmayan vekilleri tarlalarda şöyle bir dolandırıp def-i hacet yaptırın gübre meselesi hallolur.

Osman Yüksel Serdengeçti’ye “Senin hastalığının adı ne?”diye sormuşlar. O da; “Vallahi araba markası gibi bir şey . insanın benim de bir parkinsonum olsa diyesi geliyor.”demiş.

Hastalandığı zaman kendini ziyarete gelen Alparslan Türkeş’e “Bak Türkeş, senin en sadık müridin benim, sen “Ey Türk titre ve kendine dön.” Dedin. Ben de titremeye başladım.”demiş.

Hey koca Serdengeçti hey! Parkinson hastalığına yakalandığı zaman, ”Kalk be ne yatıyorsun?” diyenlere “Bir zamanlar dünyayı karıştırıyordum, şimdi çayımı bile karıştıramıyorum.” Diyor ve en büyük esprisini 10 Kasım’da hayata gözlerini yumarak yapıyor.

4 yıl mebus 10 yıl hapis yatan, “Allah’sıza, vatansıza, bayraksıza karşı SERDENGEÇTİ” dergisini çıkaran; her çıkardığı sayıdan sonra “Nasıl olsa tutuklayacaklar.” Deyip emniyete giden ve her gittiğinde de hakikaten tutuklanan; hapse giderken de “AÇIN KAPILARI OSMAN YÜKSEL GELİYOR.” Diyen Serdengeçtilere, dalkavukluğun, iki yüzlülüğün, menfaatperestliğin ayyukaya çıktığı günümüzde ne de çok ihtiyacımız var
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Hayranlık duyduğum bir delikurttur OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ.Yüreğinin güzelliği ve cesurluğu kadar nüktedan kişiliği de ayrı bir özelliğidir.ALLAH nurlar içinde yatırsın.:)
 
Üst