Öylesine Bir Yazı İşte !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
ÖYLESİNE BİR YAZI İŞTE !

Bu gün içimden yazı yazmak gelmedi. Daha doğrusu yazacak bir konu bulamadım. Hep aynı konular. Bir adım ileriye götüremediğimiz konular. Müzakereler, Sondaj çalışmaları, Vatandaşlık verilsin mi verilmesin mi? hükümet görevini yapıyor mu? Karalamalar, bu karalamalara bağlı olarak yalan yanlış haberler.

Evet, insan her gün aynı konuları yazmaktan, hele yazdığı bu konularda dişe dokunur bir ilerleme kaydedilmediğini de görünce sıkılıyor.

Öyle bir olsun istiyorum ki, müzakereler her iki tarafında istekleri göz önünde bulundurularak, kimsenin kimseye üstünlük taslamadığı, herkesin kendi içinde bir devlet olabildiği, fakat dışa karşı da güçlü bir hükümetle politikalarını yürütebileceği bir şekilde sonlansın. Artık ben iyiyim, sen kötüsün denmesin.

Müzakereler bu şekilde sonlanınca sondaj çalışmaları da sorun olmaktan çıkacaktır. Her iki devlet beraberce yürütecekleri bu çalışmaların neticesini, yine beraberce adil bir şekilde paylaşacaktır. Böyle yapılan sondaj neticesinde bu küçük adanın başına üşüşen akbabalara da prim vermemiş olacağız! Petrolümüzü, doğal gazımızı istediğimiz gibi satma hakkımız olacaktır. Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde kurulacak olan bu yeni devlet artık ayakları yere sağlam bastığı için, o ağzı sulanarak bakanların da iştahını kesecektir.

Fakat bunun da tatlı bir hayal olduğunu bildiğim için neyi nasıl yazacağımı bilemediğimden sıkılmış durumdayım. Ne Rumlar müzakereleri bu şekilde bitirmeye yanaşır, ne de o ağzı sulananlar bu adaya huzurun gelmesine izin verir.

O halde bizde içimize dönelim dediğimde ise yine değişen bir şey yok, bir tarafta tüm bu olumsuzluklar içinde hükümet olmanın zorluğunu yaşayan iktidar, diğer tarafta mal bulmuş mağrubi gibi KKTC’yi yağmalamak için saldıran, tetikte bekleyen muhalefet!

Hükümet biraz da ne yapacağını bilemez bir tutum içindedir tüm bu kargaşa içinde. Bir yandan ekonomik paketler, bir yandan denetimsiz girişler, bir yanda da muhalefetin yapıcı değil yıkıcı baskısı karşısında işlemesi güçleşen bir mekanizma gibi tutukluk yapmaktadır.

Yani şöyle bir etrafıma baktığımda iç açıcı bir haber göremiyorum. Siyasi yönden kara bulutlar üstümüzde dolanırken, sosyal açıdan da pek parlak bir durumda değiliz. Trafik kazaları her gün can almaya devam ediyor! Hırsızlık, dolandırıcılık olayları hiç bitmiyor. İnsanımız maddi olduğu kadar, manevi olarak ta büyük bir çöküşe doğru gidiyor. Öyle bir ortamda yaşıyoruz ki kimilerinin tuttukları altın olurken, kimileri ise bu gün buldum, yarın ne yapacağım diye düşünüyor. Bir yanda evlerine bir çivi çakamayan gariban halkı düşünüyorum, diğer yanda dan da mantar gibi çoğalan binlerle, milyonlarla konuşulan villaları düşünüyorum. Bunların sahiplerinin de hep o “susma sustukça sıra sana gelecek” diyenler olduğunu da görünce bu kez daha da bir kara kara düşünüyorum. O milyonluk villalarda oturanların bir ilkokul öğretmeni, düz bir memur olduğunu görünce içim daha bir kararıyor! Hele birde onların arkasından meydanları dolduranlarında çoğunun evine bir çivi bile çakamayanlar olduğunu görünce, işte o zaman sıkıntım büsbütün artıyor ve diyorum ki, alan memnun satan memnun. Senin burada işin ne? Kime ne anlatmaya çalışıyorsun?

Bu düzene, bu düzeni destekleyenlere isyan ediyorum. Fakat isyanım kendi sınırlarımı aşamıyor. Çünkü herkes kendi sınırları içinde kendince bir düzen tutturmuş, dizileriyle, magazin programlarıyla, kadınlarımız komşuculuk oynayarak, erkeklerimizde tarladan, hayvandan arta kalan zamanlarında kahvehane köşelerine çekilip, çayına kahvesine, biraz parası olanlarda birasına okey oynayarak zaman öldürüyor. Biraz devletten bahseden olursa, “arkadaşlar bu böyle gitmez gelin bizimde bu işte bir katkımız olsun” diyen olduğunda ise “Yürü be vatanı sen mi kurtaracaksın” diyerek çok bencilce davrandıklarını da görünce ki bu sözü bende çok işitmişimdir. İşte o zaman insanın eli de gücüde yetmiyor, bir yazı yazmaya, bir söz söylemeye. Fakat her şeye rağmen umut fakirin ekmeğidir deyip umut etmekten vazgeçemiyorum. Sıkıntımı paylaştığınız için teşekkür ederim sizlere...


Ayla Berkin
01.10.2011

 
Üst