Özbekistan da Bulunan Medreseler

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Özbekistan/Gur Emir

Gur Emir

[SIZE=-1]
Gur-Emir "Emir'in mezarı" anlamına gelmektedir. Gur-Emir Mozelesi 1404 yılında, Timur'un torunu Muhammed Sultan için yaptırılmıştır. Tahtın varisi olan ve Timur tarafından çok sevilen torunu ölünce, Timur bu görkemli yapıyı yaptırmıştır. [/SIZE]
guremir1.JPG
[SIZE=-1]

1405'te Otrar şehrinde Timur ölünce, oğlu Timur'u çok sevdiği torunun yanına defnetmek için, bedenini Semerkant'a getirtmiştir. Bu tarihten sonra burası Timur'un ve yakınlarının mezarı olmuştur. Daha sonra buraya Timur'un Şahruh ve Miranşah adlı iki oğlu ve torunu Uluğbey'de buraya defnedilmiştir. Gur-Emir Mozelesi birkaç parçadan oluşur: Muhammed Sultan kompleksinin avlusu, mozelenin sağında mescit, solda medrese ve minareler. [/SIZE]
[SIZE=-1]Maalesef ne medrese, ne de mescit günümüze kadar gelememiştir. 1996 yılında, Semerkant şehir Amir Timur'un 660. doğum gününü kutlarken, orijinal dizayn korunarak büyük bir restorasyon başlatılmıştır. [/SIZE]
[SIZE=-1]Dekoratörler sadece orijinal boyama üzerini ince bir tabaka ile yenilemiştir. Bütün mezar taşları mermerden olmakla birlikte, sadece Timur'un mezartaşı nefritten yapılmıştır. Taş Uluğbey tarafından getirtilmiştir. Üst taraftaki tüm mezartaşları iyi korunmuş olmasına karşın, alt tarafta kalan mezartaşları zaman içerisinde oluşan su baskınları sebebiyle bozulmuştur. Mezartaşlarını çevreyen kafes yapı 15.yüzyılda Uluğbey'in emriyle mermerden yaptırılmıştır. Haziran 1941 yılında tüm mezarlar açılmıştır. Bu konuyla ilgili aktarılan bir tarihi hikayeye göre, mezarlar açılmadan önce üç yaşlı adam bilim adamlarına mezarlara dokunmanın lanetli olduğundan söz etmiştir. Özellikle Timur'un cesedinin rahatsız edilmemesi gerektiğini söylemişlerdir. Timur'Un ruhunun rahatsız edilmesi tekrar savaşlara ve yıkımlara yol açacağı söylenmesine karşın, bilim adamları gerçekten mezardaki cesedin Timur'a ait olup olmadığını anlamak için mezarı açmıştır. Mezarın açılmasından sonra kemikler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, antropolog Gerasimov [/SIZE]
guremir2.JPG


M[SIZE=-1]ezarın Timur'a ait olduğunu doğrulamıştır. [/SIZE]
[SIZE=-1]Timur'un bir bacağı diğerinden kısa olduğu için tarihte "aksak" namıyla anılmıştır. Bilim adamları mezarı açtıklarında bunu da teyid etmişlerdir. Timur'un iskeleti St.Petersburg'ta incelenmek üzere götürülmüş, daha sonra da mezarına geri konulmuştur. Bu olaydan iki gün sonra 2.Dünya savaşı başlamış ve Semerkant halkı tarafından savaşın sebebi olarak Timur'un mezarında rahatsız edilmesi gösterilmiştir. [/SIZE]

Özbekistan/KaLta Minor
kalta.JPG


Kalta-minor [SIZE=-1]Medresenin ön cephesinde bitmemiş bir Kalta-minor (kısa kule) bulunmaktadır. İslam dünyasının en yüksek minaresine sahip olmak isteyen Hiva Hanı, Buhara Hanı'nın yaptırdığı Kalyan minareyle boy ölçüşebilmesi için inşasına başlanmıştır. Minarenin temelde çapı 14 metre, yüksekliği ise 26 metredir. Sadece planı değil, alışılmışın dışında dekorasyonu ile de ilginç bir yapıdır. Süs amaçlı silindirik kuşaklar minare boyunca yerleştirilmiştir. Horazm'lı mimarların geleneksel tarzı olan yeşil, mavi ve beyaz tüm kuşaklarda görülür.[/SIZE]

Özbekistan/Muhammed Amin Han Medresesi
Muhammed Amin Han Medresesi
amin1.JPG
[SIZE=-1]Amin Han medresesi, 19.yüzyıl ortalarında, Hiva'nın batı tarafında Muhammed Amin Han tarafından medrese ve minaresi ile birlikte kompleks olarak yaptırılmıştır. Ancak güney komşularıyla yaşanan savaş yüzünden medreseyi tamamlayamamıştır. 260 öğrencinin öğrenim görebileceği Hiva'daki en büyük öğrenim kurumudur. Mimarisi bu tip bir yapı için alışılmışın dışındadır. Bina simetrik, dikdörtgen, iki katlı yapılmış ve büyük bir avluya sahiptir. [/SIZE]
[SIZE=-1]Medresenin köşelerinde silindirik kuleler yer alır. Dirsek şeklindeki giriş holü kubbelerle kaplanmıştır. Giriş kapısının iki tarafında mescid ve sınıflar yer alır. Ana cephe geleneksel Horazm tarzı süslemeler ve oymalı kapılarla donatılmıştır. Yapının içerisinde bir kütüphane ve dini mahkeme de bulunmaktadır. [/SIZE]
amin2.JPG


Özbekistan/Samanid MozaLesi
Samanid Mozelesi
[SIZE=-1]Buhara'nın tüm tarihi yapıları içerisinde, Samanid mozelesinin özel bir yeri vardır. Bu dünyaca ünlü mimarı yapı 9.yüzyıl'da yapılmıştır. Yapı İsmail Samani'nin babasının ölümünden sonra aile mezarlığı olarak yapılmıştır. Daha sonra İsmail Samani'nin kendisi ve torunu Hasr'da buraya defnedilmiştir. [/SIZE]
samani1.JPG
[SIZE=-1]Önemli bir not olarak bu tarihe kadar İslam dini tarafından yasaklandığı için ölüler için mozele yapılmıyordu. Ancak bu kural ilk defa bir halife tarafından yıkılmış ve adına Sulibiya mozelesi yapılmıştır. Ismail bu örneği takip ederek daha 9.yüzyıl ortalarında bu mozeleyi yaptırmıştır. Mozele iç ve dış dizaynı ile oldukça çarpıcı bir mimari zekanın ürünüdür. Bir kübün üzerine yerleştirilmiş yarı küresel bir kubbeden oluşur. Bütün yüzler birbirinin aynısı olup, köşeleri dörtte üçü dışarıda kalan kolonlardan oluşur. [/SIZE]
[SIZE=-1]Görünür bir yatay hat ile alt ve üst yarının dış dizaynı bölünmüştür, ve merkezi olarak bir giriş kapısı vardır. There is an upper armature and a central entrance with a visible horizontal dividing line. [/SIZE]
[SIZE=-1]Yapı, yatay, dikey ve diyagonal formlar oluşturmak üzere dizilmiş, fırında kurutulmuş tuğlalardan oluşur. Bunlara ilave olarak ayrıca alouşturulmuş diskler ve şekiller de süslemelere eklenmiştir. Araştırmalar yapının tamamen kare ve diyagonal elementlerden oluşan geometrik bir bütünlük sergilediğini göstermiştir. Aynı yapısal bütünlük ve fırınlaşmış tuğlalar, yapının içerisinde de görülür. Mozelenin mimari yapısı kendine özgüdür. İslam öncesi Sogdiyan mimarisinden izler görülür. Her ne kadar İslam öncesi mimariye dayansa da, mozele kendisinden sonra gelen mimari yapılar için oldukça çarpıcı bir örnek olmuştur. [/SIZE]
samani2.JPG
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Özbekistan/Miri-Arab Medresesi
Miri-Arab Medresesi
miriarab.JPG
[SIZE=-1]Buhara'nın en iyi tarihi eserlerinden birisi olan medrese 16.yüzyıl'da yapılmıştır. Miri-Arab medresesinin mimarisi ve dekorasyonu yüksek bir kültür ve zevk ürünü olduğunu gösterir. Günümüzde, yılların oluşturduğu hasarı ortadan kaldırmak için, kapı, tüm kuzey tarafı ve dış cephe restore edilmiş, kubbe ve ana yapı takviye edilmiştir. Miri-Arab Medresesinin yanında, Amir-Alimhan Medresesi yer alır. Bu medrese 19.yüzyıl sonu, 20.yüzyıl başında yapılmıştır. 1924'ten sonra medrese kütüphane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Buhara kenti her zaman doğunun bilgi ve bilim merkezi olmuş ve her zaman çok sayıda kitap için ev sahipli yapmıştır. [/SIZE]

Özbekistan/KaLyan minare
Kalyan Minare
kalyanmn.JPG
[SIZE=-1]Buhara'daki 13.yüzyıl yapımı Cuma Camii hakkında çok az şey bilmekteyiz. Bilinen yapının eski cami üzerine tekrar tamamen inşaa edildiğidir. Ancak üzerinde yapım tarihi olarak 1127 yılı olan Kalyan minare eski camiden ayakta kalan tek yapıdır. Hala Buhara semalarında dominant bir yapıdır. Kalyan minare iki kere inşa edilmiştir. İlk inşaat tamamlandıktan kısa bir süre sonra çökmüştür. Büyük ihtimalle çökmenin nedeni, yapan mimarın zeminin yumuşak olmasını dikkate almaması sebebiyle yapının dayanmamasıdır. 1127 yılında minarenin ikinci kez inşası tamamlanmıştır. 48 metre yüksekliğiyle, minare üstün bir mimarinin ve şehir planlamacılığın tarihi itibariyle oldukça iyi bir örneğidir. Fırınlanmış tuğlalardan yapılan minarenin çapı yükseldikçe tabana göre küçülmektedir. Barış zamanında müminleri namaza çağırmak için kullanılan minare, savaş zamanlarında gözcü kulesi olarak kullanılmıştır. Daha önce küresel bir çatı yapısına sahip olan minarede günümüzde sadece koni şeklinde bir başlık kalmıştır. Mimarı yapının temelini fırınlanmış tuğlalar oluşturur. Minarenin çevresi tuğlalardan yapılmış kuşaklarla süslenmiştir. Tuğlalar satranç tahtası tarzında düz ve diyagonal dizilerek mimari bir güzellik verilmiştir. Buhara'nın tipik mimarı tarzı olan mavi sır kaplamalar burada da kullanılmıştır[/SIZE]

Özbekistan/AbduLHan Aziz Medresesi
Abdulaziz-Han Medresesi
[SIZE=-1]Abdulaziz-Han Medresesi, Uluğbey medresesinin karşısında yer alır. Medrese 1651 – 1652 yıllarında Abdulaziz-Han tarafından yaptırılmıştır. Yaşama alanları, giriş holü ve hüdceleri ile ilginç bir yapıdır. Poi-Kalyan kompleksinden uzakta 16.yüzyıldan kalma kapalı çarşı görülebilir. Burada ilginç Özbek tarzı şapkalar, örtüler ve el işleri bulmak mümkündür. Medresenin odalarından biri meccit olarak kullanılmıştır. [/SIZE]
abdul1.JPG


Özbekistan/Ulugbey Rasathanesi
Uluğbey Rasathanesi
[SIZE=-1]Semerkant'taki tarihi yapılar içerisinde Rasathane'nin özel bir yeri vardır. 1428-1429 yılında Uluğbey tarafından bir tepenin üzerine kurulmuştur. [/SIZE]
ulubek1.JPG
[SIZE=-1]Gözlem evini gören Babur'un kelimeleriyle, güzel seramiklerle bezeli, 46 metre çapında, 30 metre yüksekliğinde küresel bir yapıdır. Ana holde ayın, güneşin ve diğer yıldızların gözlendiği büyük bir alet bulunur. Rasathane yapıldığı zaman itibariyle oldukça özel bir yapıydı. [/SIZE]
[SIZE=-1]Gözlem evinin tabanı dik bir çember şeklindedir. Çemberin yarıçapı yaklaşık olarak 40.212 metre ve yayın uzunluğu 63 metredir. Asıl ekipman olan sekstant, dünyanın kuzey-güney boylamı üzerine oldukça yüksek bir hassasiyet ile oturtulmuştur. Daha sonra bilim adamları tarafından hayranlıkla incelenen yapı ile, Uluğbey, günümüz astronomi bilgileriyle elde edilen değerlere inanılmaz yakınlıkta hesaplamalar yapmıştır. [/SIZE]
[SIZE=-1]Astronomik katalog “Ziji-Gurgani” (Uluğbey'in yıldız tabloları) bizzat Ulğbey'in kendisi tarafından hazırlanmıştır. Gezegenlerin hareketlerini gözlemleyerek hazırladığı eserini 1437'de tamamlamıştır. Kitapta ayrıca doğu'lu astronomların gözlemleri ve bilgileri de özetlenmiştir. Semerkant'lı gözlemcilerin derlediği bilgiler, özellikle herhangi bir optik alet bilinmeden, çıklak göz ile yapıldığı gözönüne alınınca inanılmazdır. katalogta 1018 yıldız ile ilgili tüm gözlem neticeleri ve koordinatlar verilmiştir. Katalog bugün bile değerini korumaktadır. Uluğbey tarafından bir yıl 365 gün 6 saat 10 dakika ve 8 saniye olarak hesaplanmıştır. Bugünkü bilgilerimiz ile bir yılın 365 gün 6 saat 9 dakika ve 9.6 saniye olduğunu biliyoruz. Aradaki hatanın 1 dakikadan az olduğu inanılmaz bir bulgudur. Uluğbey'in ölümünden sonra Gözlem evi dini fanatikler tarafından harap edilmiştir. [/SIZE]
ulubek2.JPG

[SIZE=-1]1908 yılında arkeolog Vyatkin Gözlem evi ile ilgili ilk dokümanlara ulaşmış, daha sonra yapılan kazılarda ise sadece sekstant'ın yeraltında kalan kısımlarıyla, binanın temelleri bulunabilmiştir[/SIZE]
 
Üst