Paşalara Dokunmayın !

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0
PAŞALARA DOKUNMAYIN !
Alper Faik Genç

Seçilmiş geçici Savcılara, Onları uzaktan kumandayla idare eden Başbakan’a, AKP’nin tüm Kurmaylarına, İdarecilerine sesleniyorum:
Şerefli Ordumuzun Paşalarına karşı düşmanca tutumunuzdan vazgeçin!

Siyaset ve koltuk uğruna Türk Ordusunun Şerefiyle, gururuyla oynamaya artık son verin...

Silivriyi yıllarca, adalet bekleyen Suçsuz insanlarla doldurdunuz..Şimdi de 1960’ı canlandırmaya, 1980’nin 12 Eylül’ünü kaşımaya da hiç hakkınız yoktur.

Biz O günleri yaşadık...Atatürk’ün Türkiye’ye getirdiği tüm yenilik ve güzellikleri gerici zihniyetle yoketmeyekalkışan, kardeşi-kardeşe vurduran DP.Hükümetinin yaptıklarını gördük...

Demokrat Parti'nin yaptığı ilk iş, 16 Haziran 1950 tarihinde Türkçe okunan ezanın, Arapça'ya çevrilmesi olmuştur.

O güzelim, TANRI ULUDUR–TANRI ULUDUR–TANRIDAN BAŞKA TAPACAK YOKTUR sesleri silindi – yeniden Arapçaya çevrildi ! – Lanet olsun! Dedik...

21 Ekim 1950 tarihinde zamanın Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda din derslerinin zorunlu olmasına karar Verdi..

1955 yılında Başbakan Adnan Menderes, Demokrat Parti Meclis grubunda yaptığı konuşmada; "Siz öyle güçlüsünüz ki, şu anda isterseniz Anayasa'yı bile değiştirebilir, hilafeti bile getirebilirsiniz." demiştir.

1956 yılında ortaokullara, 1957 yılında liselere seçmeli din dersleri konulmuştur.
12 Haziran 1979 tarihinde Milli Selamet Partisi Genel BaşkanıNecmettin Erbakanşunları söylemişti; "Hafta tatili Cuma günü olmalı. Nikâhı müftüler kıymalı.

Mekteplere Kuran dersi koymalı. Bu milletin mektep kitapları niye Allah adıyla başlamıyor
?" ERBAKAN da vefat etti...Kimse cennete gittiğinden emin değil!...

27 MAYIS 1960
: 27 Mayıs ihtilali Ülkeyi hilafetten kurtardı...
Şimdi yücelere çıkardığınız MENDERES’in hilafeti yeniden getirmeye çalışırken, özel dolabında bulunan sevgilisinin külot hikayesini Mahkeme salonlarında işittik...

Menderes idam edildi...Biz o zaman sevinçten bayram yapmıştık...Pişman da değiliz...Allah taksiratını affetsin, nur içinde yatsın da demiyoruz...yerinin Cennet olmadığına da adımız gibi eminiz...

12 EYLÜL 1980:
Sonra 12 Eylül 1980 ihtilali oldu...Hergün ölmekte-öldürülmekte olan onlarca gencin kanının dökülmesi önlendi...Ülke bir süre istikrara kavuştuktan sonra seçim yapıldı. Yüzde 90’ın üstünde halk topluluğu EVREN PAŞA’nın yaptıklarını onayladı...

YAZIKLAR OLSUN! Şimdi İHTİLAL ve DARBE adı verilen Atatürkçülüğe dönüş hareketleri, hem Erdoğan bey’in ağzında, hem de hiç yakıştırmadığımız Kılıçdaroğlu’un ağzında sakız oldu...

Bugün bakıyoruz herkes Ordu karşıtı kesildi...Seçimler yaklaşırken kantarın topu kaçtı...Tüm suç Türk Ordusuna yüklendi.

İşgüzar SAVCILAR yıllarca vatan savunması yapmış en üst Generalleri ayaklarına çağırıp, bir emirle içeri tıkabiliyor.

93 yaşındaki Org. KENAN EVREN bile hesaba çekiliyor: Neymiş? Kimin için ölüm fermanı vermiş? Kimi astırmış–kime eziyet ettirmiş?...

Bütün istenenler tarihimizin geçmiş sayfalarında vardır ve herşey GÜNÜN İCAPLARINA uygun yapılmıştır...O gün geçerli olanı, bugün kimse muhakeme edemez! Etmemelidir...Ederse hata eder - yanlış eder.

Yapılacak Tatbikatlardan tir-tir titreyen AKP. korkmakta haklıdır, çünkü bir gün başına geleceklerin ÖNSEZİ’sini yaşamaktadır...YÜCE DİVAN korkusu Erdoğan bey’i de titretmektedir, ama korkunun ecele faydası yoktur !

Şerefli Türk Ordusu Üniformasını yıllarca giymiş olan biz Kıbrıs Mücahitleri PAŞALARIMIZA dokunulmasına kesinlikle karşıyız...
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Değerli Büyüğüm Sayın Alper Faik Genç,

Siz büyük saygı ve sevgi duyduğum kibris1974 yazarlarından birisiniz. Sizlerin yaşadıklarınızı bizlerle yazım yoluyla da olsa paylaşmanızdan büyük bir mutluluk duyuyor ve bunun için de siz değerli yazarlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bizler sizlerin yazılarınızla kendimizi geliştirdik, güçlendik.

Yazınızda büyük bir haklılık payı olmakla birlikte kişisel görüşlerimi haddim olmayarak aktarmamı da hoşgörüyle karşılayacağınızı umuyorum.

Herşeyden önce Silivri toplama kampında elmalarla armutlar birbirine karışmıştır. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu bilemeyiz. Bildiğimiz bir şey varsa, o da adil bir yargılamanın olmadığıdır. Silivri’de halen neden tutuklu olduğunu bilmeden yatan kişiler vardır. Bizi üzen de, endişeye sevkeden de budur. Bu uzun yargılama sürecinin kimlere hizmet ettiği artık bellidir. TSK nın darbe hazırlığı içinde olduğunu, ancak bu ülkede yaşamayanların söyleyeceği bir husus olmakla birlikte, içeride yatanların çoğunun iyi niyetle davrandıklarını ancak hatalı olduklarını bizlerin de artık kabul etmesi lazımdır. Silivri sürecinde yapılanlara baktığımda TSK’ce yapılmak istenenin (darbe yapmak değil) darbe yapılacak korkusunu iktidara hissettirmek olduğunu düşünüyorum. Bu darbe yapılacak hissini iktidara kolayca uçurabilmek için de herşey ulu orta yapılmıştır. Amaç, ayağını denk al havası yaratmaktır. Yapılan bu uygulama iyi niyetli ancak yanlış olmuştur. TSK ninde darbenin ülkeye çok zarar verdiğinin bilincinde olduğunu darbe yapmak gibi bir niyetinin de asla olmadığına eminim.

Bu durumda bu tür suçlamaların, karalamaların iki amacı vardır.

1 - Bu güne kadar irtica karşısında büyük bir güç olarak duran TSK’ ya duyulan büyük sevgiyi, olmayacak bir darbeyi olacakmış gibi göstererek ortadan kaldırmak, irtica için ortam hazırlamak ve TSK karşısında halk destekli 2. bir ordu yaratmak,

2 – BOP sürecinde verilen siyasi kararlara karşı çıkması muhtemel TSK mensuplarını bu darbe suçlamasıyla devre dışı bırakmak.

Bu iki amacın da Türkiye için büyük bir tehlike olduğu su götürmez bir gerçektir. İçeride tutulanların da BOP süreci tamamlanmadan suçlu veya suçsuz olduklarıyla ilgili davaları bitecek gibi görünmemektedir.

Diğer bir husus ise ezan konusudur. Dünyanın neresine giderseniz gidin bir çan sesi duyduğunuzda bu sesin bir kiliseye ait olduğunu anlarsınız. Arapça ezan da böyle birşeydir. Arapça okunması gerekliliği vardır. Dünyanın neresine giderseniz gelin bu arapça sesi duyduğunuzda bir camiden geldiğini anlarsınız. Dolayısı ile ezanın Türkçe veya Arapça okunması konusu gereksiz bir tartışmadır. Ezan zaten kısa bir metindir. Müslüman olanda artık biraz gayret etsin Türkçesini öğrensin. Ama Kuran-ı Kerim öyle değildir. Kişiye özeldir. Anlayarak okunması gerekmektedir. Arapça okumanın bir faydası yoktur. Kuran-ı kerim anlaşılsın diye indirilmiştir. Anlaşılmasın diye değil. Kuran-ı kerimi arapça okumak ise boşa harcanan bir zamandır. Türkçe Kuran-ı kerimi okumak için harcanan zaman Arapça okuyarak harcanacak zamandan çok daha hayırlıdır. Ama ne yazık ki bu din tüccarlarının işine gelmez . Onlar anlaşılmazlık içinde kavga ister. Onlar tanrıya değil, kendilerine ibadet edilsin isterler. Tanrıyla uzaktan yakından ilgileri yoktur. Onların ipine sarılanların ipi kopar. Gittikleri yer cehennemdir. Ama ne yazık ki onlar bunu bilmezler.

Bütün bu gerçekler bir yanda dururken o parti de böyle, bu parti de böyle demek kişisel görüşüm olarak uygun değildir. Hedefe kitlenmek ve sağa-sola bakmamak gerekmektedir. Düşman karşıda dururken sağda veya solda yer alanla uğraşmak hedefi bulmayı zorlaştırır. Yolu uzatır.
 
Son düzenleme:

kocagz

New member
Katılım
28 Nis 2011
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Kemalizmin ve faşist yardakçı generallerinin kökü kazınmadan ve akp amerikan piçlerinin kökü kazınmadan hiçbir çözüm net bir sonuç doğurmaz.
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Kocagz, şu kökü kazıma işine senden başlasak çözüm olur mu ?

Sevsinler senin sosyalistliğini. Sevsinler senin devrimciliğini. Başka yerde kendine yer edinemedin de bu sayfada mı kendine yer açmaya bakıyorsun. İki satır sözde sosyalist ezberinle burada ancak kendini ruhsal acıdan tatmin edebilirsin. Ayrıca sen sosyalizmden ne anlarsın. En büyük devrimcinin Atatürk olduğundan, devrimlerinin bekçisinin de Türk Milleti ve TSK olduğundan haberin bile yok.

Sana acil şifalar diliyorum.
 
Son düzenleme:

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Sevgili "Türkiye Sevdalısı" kardeşim,
Böyle güzel bir SİTE'yi kirletmesine neden izin veriliyor? - anlıyamıyorum.
Biz, Kemalizm'e ve Paşalarımıza dil uzatanların dilini kökünden kesmesini biliriz de.. onu nerede buluruz ki?
Böyle zavallı-sapık kişiler derhal tedavi edilmeli..Vah vah!
Sevgilerimle,
Alper F. Genç
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Değerli Büyüğüm sayın Alper Faik GENÇ,

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda sağa-sola sapmadan dimdik yürüyenler Yüce Türk Milletine sevdalı oldukları kadar sosyalisttirler, dindardırlar, yurtseverdirler. Ben sosyalistim diyenden daha çok toplumcudurlar, dindarım diyenlerden daha çok dindar ve dine saygılıdırlar. Bizlerin sosyalistliği, devrimciliği iki sayfa ezber söylemden, iki satır yazıdan ibaret değildir.

Sosyalist olduğu iddasında bulunanın ağzından çıkana bakınca, bunlar mı toplumcu olacak, bunlar mı sosyal adaleti sağlayacak demekten kendimi alamıyorum. Sosyalizm veya devrimcilik küfretmek midir ? Bilinmelidir ki kötü söz sadece söyleyenin ağzını kokutur.

Bizler yanlış giden bir şey gördüğümüzde özgürce bunu ifade edebildiğimiz gibi, doğru olan her şeyin arkasında duran ve hakkını veren kişileriz. Yanlışa, yanlışla karşılık verenlerden değiliz.

Bu kocagz üyemiz arkasına baktığında sadece gölgesini görecektir. Kemalizmden uzaklaşan kimsenin gördüğü, kemalizmin oluşturduğu devasa ışığının yarattığı sadece kendi gölgesinin büyüklüğüdür. Bu gölgenin büyüklüğüne bakıp kendini büyük görür.

Bunlardan ne sosyalist olur, ne de devrimci.

Eğer birazcık olsun devrimci ruhu olsaydı dünyanın bile en büyük devrimci olarak kabul etmek zorunda kaldığı Atatürk'ün çizdiği yoldan ayrılmazlardı.

Saygılarımla
 
Son düzenleme:
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Değerli Büyüğüm ve Mücahit Gazi Komutanımız,
Alper Faik GENÇ Hocam ve Çok Değerli Dostum,
Türkiye Sevdalısı;

Her ikinizin de yüreğinize ve beyninize sağlık...Sizler gibi milyonlarca cesur ve bilgi dolu yüreklerin yaşadığı bu vatan topraklarında ki gerçeklerin sesi, önünde sonunda bilinen teslimiyet ve ihanet odaklarının sesini bastıracak; vatan sever ve milliyetçi yüreklerin vatan sevdasını anlatan sesleri ülkemizin her karışına en kısa zamanda dalga dalga yayılacaktır...

'' Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak...''

Sevgiyle Selamlıyorum
Atilla ÇİLİNGİR
 
Son düzenleme:

fazilemre

New member
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

lanet olsun senin gibi darbesi islam düşmanı pis heriflere
demek o gün o gerekiyormuş. iyi o zaman seninde kardeşin abin baban sebepsiz yere hapse atılsın işkenceden ölsün yağ bile karneyle verilsin o zamanda aynı cesaretle aynı şeyleri söylebilirmiydim bilemiyorum doğrusu. Hain heryrde haindir orduda olsa camide olsa farketmez. Halkın meckisine karşı kendini üstün gören ve zorla yıkmaya ardından yeniden kafasına göre oluşturmak halkı hiçe saymak en büyük hainliktir. Doğrusu bu yazıyı yazarken akl-ı selim'miydiniz acaba
 

fazilemre

New member
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

ayrıca üstteki Atilla çilingir arkadaş ALPER BEYE hitap ederken bir yanlış yapmış düzeltmek isterim. Arkadaş Sayın MÜCAHİT demiş, galiba sizin arapça düşmanı ve dini sevmeyen biri olduğunuzu unutmuş kusuruna bakmayın. Saygılarımla
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Kötü söz sadece söyleyenin ağzını kokuturmuş. İlk önce müslüman olmanın gereğini yap, ağzını temizle. Sen ne anlarsın islamdan. Senin gibi ağzı bozuklardır, islamın en büyük düşmanı. Seni gidi arap hayranı seni. Müslüman biri bu seviyesiz bir uslupla asla konuşmaz. Müslüman olan birinde biraz utanma olur.

Bugüne kadar din eksenli bir darbe olmadığı gibi, dini görüşü nedeniyle fiziki işkenceye uğrayan, asılan tek bir kişi de olmamıştır. 12 Eylül mağdurları Bağımsız Türkiye mücadelesi veren bu ülkenin has evlatları olmuştur. Onlar bu uğurda can verirken, görmezden gelmek için secde eder gibi görünenler, suya sabuna karışmadan akan kandan beslenenler hep sizler oldunuz. Sizler bu kanla büyüdünüz, değiştiniz. Bu ülke için canını veren insanlar için sahte gözyaşları döken ve bundan medet umanlar yine aynı zihniyetin temsilciliğini yapan sizler oldunuz. Darbe dönemlerinde dini görüşü nedeniyle fiziki işkenceye uğrayan, asılan tek insan gösteremezsin. Çünkü asıl işkence yapanlar senin gibi arap sevdalısı olanlardır. Domuz bağı ile işkence yaparak müslümanım diyen birilerini öldürenler, insan boğazlayanlar, ibadet yeri bombalayarak onlarca masum müslümanın ölmesine yaralanmasına sebep olanlar, hep sizin taşıdığınız zihniyette olan, insan bile denilemeyecek mahluklar oldu. Irak'ta ölen müslümanlar için de sesi soluğu kesilen yine aynı zihniyeti taşıyan insan müsvetteleri oldu. İran- Irak savaşından, Kuveyt-Irak savaşından, Afganistan'daki savaştan, hatta Libyada akan her damla kandan beslenen yine sizler oldunuz. Okullarda oruç tutmadı diye insan boğazlayan yine aynı zihniyeti taşıyan insan müsvetteleri oldu. Yaz yaz biter mi bu zihniyetin bu müslüman halkına çektirdiği işkenceler. Baş örtüsü ayetinin hangi olaylar üzerine ve hangi gerekçe ile indiğini bile evirip cevirip değiştirerek ve halkı kandırarak Kuran-ı Kerime hakaret ettiniz. Sen hangi müslümanlıktan bahsediyorsun. Bizim anladığımız müslümanlığı sen idrak edecek durumda bile değilsin.

Türkiye'nin bu günkü siyasi yapısı değil, o senin hakaret ettiğin ordu mensuplarıdır Dünya'nın gözünü korkutan. Körün peşine takılıp gidenlerin soluğu hendekte alacağı bilinmelidir. Gözlerinizi TSK düşmanlığından da öte halk düşmanlığı daha da önemlisi islam düşmanlığı bürümüş. Hakaret etmeye çalıştığın kişinin bu ülkeye ne kadar hizmeti olduğunu ve ne kadar müslüman olduğunu taşıdığın zihniyetin anlaması asla mümkün değildir. Müslümanım diyen birine hakaret etmek nerede görülmüş. Bu konuda ayetlerden de hadislerden de haberin yok senin. Üye olduğun 2008 senesinden sonra geçen 4 yıldır neredeydin. Şimdi mi aklına geldi ananı, babanı, kardeşini olmayan işkence yalanına ortak ederek cevap vermek. Ne yapmaya çalıştığını biz gayet iyi anlıyoruz. "Millet yağı bile karneyle alıyormuş" diyeceğine oturda çocuğuna kahvaltı veremediği için intihar eden anneleri, yetersiz beslenme nedeniyle ölen bebekleri, dersane parası veremedi diye ölen yavrucukları da mı görmezsin. İşsizlerin sayısındaki artışta mı seni ilgilendir miyor ? Pislik ve hastalık yuvası olan çöp konteynerlerinden ekmek parasını çıkartmaya çalışanların sayısındaki artışta mı senin umurunda değil ? Seninkisi nasıl bir müslümanlık anlayışı. Hiç mi utanmıyorsun ? Gözün körse, yüreğinde mi kör ?

Yapılan darbeler sadece sizin zihniyete yaramıştır. İki satır ezber laflarınla yandaşlık yapmak, müslümanlıktan bihaber olmak, iftira etmek, yalandan medet ummak, yemek yediği kaba tükürmek ancak taşıdığın zihniyete yakışır.

 
Son düzenleme:

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Paşalara Dokunmayın !

Musluman gecinen zavalli Fazilemre`ye:
Sizin kimliginiz ve kaliteniz yazilarinizdan belli oluyor. Okuyan zaten anlamistir...
Baska ne diyelim ki? Bu kisacik cevabi yazmaya bile degmez kardesim...Hay sen aklinla yasa..
 
Son düzenleme:
Üst