Popülizme Dayalı Siyaset Bitti Mi ?

Ahmet Ötüken

Onursal Üye
Katılım
17 Nis 2012
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
POPÜLİZME DAYALI SİYASET BİTTİ Mİ ?

Keşke öyle olsa!

“Sistem çöktü, iyi yönetilmiyoruz” tartışmaları ayyuka çıktı, çıktı çıkmasına da, her Allahın günü bakanlık kapılarında bekleyen insan yığınlarını gördükçe buna inanasım gelmiyor!

İnsanlar “el etek öpme” odalarında sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar.

Öyleleri var ki; değil, bir bakanın, ya da müsteşarının bir müdürün bile elini sıkıp köyüne dönünce övünmeyi bile maharet sayarlar!

Kimileri, köyünden, kimileri mahallesinden ya da evinden çıkmış; bakanlık odalarında, işsiz çocuklarına aş ve iş arıyorlar.

Kimileri kredi istiyor, kimileri arsa ya da arazi!

Kimilerin kamu bankalarından aldığı kredi faizinin ertelenmesini; kimileriyse götürü usulü belirlenen vergisinin düşürülmesini!

Uzatmayalım akla gelen gelemeyen bir çok nedenle vatandaş “kendini kanıtlama” yarışında işlerinin olmasını istiyor.

Dün bakanlık yollarını arşınlayan CTP’lilerdi, bu gün UBP’liler! Sadece rozetler değişti hepsi o kadar.

Yani; hak, hukuk; iş aş gelecek vatandaşın ayağına değil, vatandaş el pençe bakanın ayağına koşuyor.

Koşuşmalar ömür törpüsü gibi bir şey!

“Bu gün git yarın gel” turları bitmek bilmiyor.

Çok içeriliyseniz ve oy ağırlığınız varsa belki işiniz oluyor.

Belki diyorum; çünkü hakikaten artık deniz bitti gemi karaya vurdu.

Siyaset eskisi gibi; devletten rant dağıtamıyor. Kaynaklar kurudu. İsteyen istediği kadar arka kapıdan istihdam yapamıyor. Yapılıyor da eskiye göre çok sınırlı.

Kamu bankalarının kredi kaynakları talepleri karşılamaktan çok çok uzak. Çünkü verilenin geri geldiği yok!

Mesela kalkınma Bankası’nın verdiği kredilerin geriye dönerlik oranı neredeyse dibe vurdu!

Kamu Maliyesinin açıkları bir türlü kapatılamıyor. “Kara delik”lere habire Maliyeden kaynak aktarılıyor. O nedenle de, vergiciler eline geçirdiğinden söke söke vergi alıyor.

Buna rağmen kayıt dışı gelirler, kayıt altına alınamayan ekonomik faaliyetler ve kayıt dışı kazançlar gırla!

Devletin gücü mü yetmiyor, yoksa mekanizmalarda mı eksiklik var, yoksa hala karanlık alanlarda birileri korunmaya mı devam ediliyor nedenini bilen yok!

Dedik ya; saydamlık yok!

Manzarayı; genişletmek ve çarpıklıkları sıralamak kolay!

İşte, bu görüntülerden “vatandaş mı popülizmi ayakta tutuyor, yoksa siyasi makamlarda oturanlar mı popülizmi kronikleştiriyor” karar vermek güç. Belki de ikisi birbirini besliyor. İkisi de birbirinin varlığından güç ve kuvvet alıyor.

İktidarla muhalefetin, birbirinden güç ve hayat aldığı gibi!

Muhalefet partilerinin belli kademelerindeki sorumluları bile, hala bakanlık makamında oturanlara yaklaşıp işlerinin bitmesini isteyebiliyorsa, hukuk ve adalet mekanizması nasıl çalışsın ki?

CTP-BG Gene Sekreteri “ülkede popülizme dayalı siyaset bitti. Lefkoşa Türk Belediyesinde yaşananlar bunu gösteriyor. Tasarruf yapmadan yönetim olamaz. Sivil toplum örgütleri, kuruluşlar sorumluluk almaktan kaçınıyor. Çözüm üretmemiz gerekir. Bunu yaparken ülke genelini düşünmeli, sahip çıkmalıyız. Sistem nasıl geliştirilir. Anayasayı nasıl değiştirebiliriz. Bütün dünyada temizlik hukukla başlar ve akla kara ortaya çıkar” buyuruyor.

Doğru söze ve doğru saptamalara bir diyeceğimiz yok!

Demek ki bu ülkede; hesap verebilirlik daha doğrusu hesap sorabilirlik mekanizmaları yeterince çalışmıyor.

Demek ki bu ülkede; bulunduğu makam ve mevki ne olursa olsun “yapanın yanına kar kalmayacağı” bir hukuk mekanizması oluşturulamamış.

Sn. Talat boşuna söylemedi. “Bu güne kadar bu ülkede tek bir bakan, tek bir milletvekili, tek bir müsteşar, hatta tek bir müdür bile yargılanıp mahkum edilmedi.”

Hakikaten bu ülkede suç oranları her geçen gün artarken; hiç suç işlemeyen siyasiler midir?

Neden milletin vekilleri hala dokunulmazlık zırhı arkasına saklanıyorlar?

Neden yağma düzeni olan üçlü kararname sistemi hala değiştirilmiyor?

Neden yüzlerce Sayıştay Raporu Meclis raflarında unutulmaya terk ediliyor? Ombutsman’ın hazırladığı raporlar neden hiçbir değer taşımıyor? Neden Savcılık Kurumu hükümetin avukatı gibi bir işlev görmenin ötesinde, yolsuzluk iddialarına el koyamıyor?

Neden bu ülkede yıllardır dillendirilen “Nereden Buldun Yasası”nı hazırlayıp Meclise götüren bir Allahın milletvekili ortaya çıkmadı?

CTP Genel Sekreteri “UBP bu ülkedeki sistemin mimarıdır” saptamasında da bulunuyor!

Olabilir kardeşim!

Bu halk sizi; UBP’nin düzenini değiştiresiniz diye iktidar etmedi mi? Büyük vaatler ve reformlar sözü verdiğiniz için vakt-i zamanında iktidar olmadınız mı?

Bu halk size %45’lere varan oy vermedi mi? Size altın tepsi içinde; Meclisi, Hükümeti, Cumhurbaşkanlığını vermedi mi? Şimdi “tüm siyasi partiler aynı değil diyorsunuz” da neden inandırıcı olamıyorsunuz, bunu hiç sorguladınız mı? Neden halk size gerekli desteği vermiyor?

Elinize imkan geçtiğinde; “sistemin, çıkar ve menfaate dayalı çarklarını tıkayacak, gerekli yasaları çıkarma fırsatı vermişken, neden statükonun koltuklarına tutsak oldunuz?

Neden “UBP yaptı; biz niye yapmayalım” mantığı ile hareket ettiniz?

Neden; Savcılığı, Sayıştayı ve diğer sistemi denetleyecek kurumları oluşturma ve dönüştürme yoluna gitmediniz?

Özeti neden; sizler de popülizmin cazibesine kapılıp; yoz siyasi alışkanlıklar çirkefinde “umudu” yok ettiniz?

Ben kendimi bileli CTP “biz gelirsek düzeni değiştireceğiz” diyen tek parti oldu?

Peki geldiniz de düzeni değiştirmek için sizin elinizi tutan mı oldu? Yoksa çok iyi anlaşıyoruz dediğiniz sendikaların yönetimleri ile kavga etmeyi göze alamadınız mı? Yoksa partililerinizin baskılarına mı boyun eğdiniz?

Önce bunları halka anlatın, düzeni neden değiştirmediğinizin hesabını verin ki; bu halk bir kere daha size iktidar şansı versin!

Yoksa erken seçim istemekle erken seçim olmaz! Olursa da UBP bu haliyle bile tekrar iktidar olur!

Bunu bilesiniz!

Sn. Gülboy Beydağlı boşuna iddialı konuşmuyor!
 
Üst