Cevap: Rabıta
HER AN RABITALI OLMAK NE DEMEK?
İş-güç esnasında kısaca ‘mürşidimin huzurundayım’ diye düşünmek manevi rabıtadır. Yine Namaz kılarken ve Kur’an okurken namazını ve okuyuşunu karıştıracak şekilde rabıta yapmaktan sakınarak kısaca, ‘mürşidimin huzurunda Kur’an okuyorum, yanında namaz kılıyorum’ diye düşünmek güzeldir.
İşte günün her anına yayılan devamlı, manevi, hayali rabıta böyledir.
Bir mürit şunu asla unutmamalı:
Gönlünü ve gündemini mürşidi ile doldurmayan kimsenin gönlü, kendini meşgul edecek bir sevgili bulur. Ancak her sevgili onu Allah’a bağlamaz. Her sevgi saadet sebebi olamaz.
SADATTAN RABITA TARİFİ
Şah-ı Hazne (k.s), müridin günlük işleri ile meşgul olurken yapacağı hayâli rabıtayı şöyle tarif eder:
“Mürit sanki üstadı daima kendisiyle berabermiş gibi düşünür. Bir şey yediği, dostlarıyla konuştuğu, başkalarıyla karşılaştığı zaman onu hatırından çıkarmaz. Yatacağı ve uykudan kalktığı vakit onun baş ucunda bulunduğunu düşünür.
Talebeye ders verirken, dersi bitirirken, namaza ilk kalkarken, namazı bitirirken mürşidini yanında, önünde hayal eder. Mümkün olduğu kadar bu düşünceye devam edip, nefsin sevdiği şeylere iltifat etmez.”
[Şah-ı Hazne, Mektubat, 269-270]
Rabıta kısaca sevmekten ibarettir dedik. Sevgi, safi ve samimi olunca, sevenin her şeyine sirayet eder. Mecazi aşklarda bile durum böyledir. Hatta mal, mülk, makam gibi dünya işlerine kendini iyice kaptıran bir insanın gönlü, dili, gözü hep o şey ile meşgul olur. Sevinse onlar için sevinir, üzülse yine onlar yüzünden üzülür. Düşünse onları hayale getirir. Başka şeyler onun gönlünden ve gündeminden çıkar. Bu aşırı sevginin bir sonucudur.
alıntı