Raporu İçimizdekiler Yazsa!!!

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
RAPORU İÇİMİZDEKİLER YAZSA!!!

Dün Sn. Eroğlu ile Hristofyas arasında son görüşme de yapıldı!

Kuşkusuz; bundan sonra da iki taraf arasında çeşitli düzeylerde görüşme ya da müzakerelerin olması mümkün.


Çünkü Kıbrıs’taki taraflar arasında çözüme muhtaç sorunlar var.


Bunlardan biri mülkiyet ve sınır düzenlemeleri, diğeri ise tazminatlardır!


Bir de komşuluk ilişkilerini gerektirdiği düzenlemeler!


Zaten bu güne kadar yapılması gereken de buydu!


İki taraf; ki iki ayrı halktan söz ediyoruz; bir ortaklık denemesinde bulundular. Taraflardan biri diğer ortağı yok edip; bütün Kıbrıs’a hakim olmaya yeltendi. Bu amaçla şiddet ve soykırım dahil her türlü vasıtaya başvuruldu!


Açıkçası; Kıbrıs sorununun sorumlusu tekdir, o da; hala Enosis hülyasını bir çivi gibi kafalarında çakılı tutan Rumlardır.


Kilise ve Rum siyasileri ile Rum Milli eğitimi; hakimiyetçi, ırkçı ve şoven fanatik bir düşünceyi besledikleri sürece de Kıbrıs’ta artık ‘birlikte bir yaşamı ve ortak geleceği’ kurgulamanın olanağı yok!


Her ne kadar; emperyalist güç odakları içimizde bir çok tezgahlar düzenleyip; Kıbrıs Türkü’nün geçmişi unutmasını ve gözü kapalı Rumlara teslim olmasını istiyorsa da bun da başarı şansları çok düşük.


Düşük çünkü iki ayrı halktan bir tek halk yaratamazsınız!


İki ayrı kültürden bir tek kültür oluşturamazsınız!


İki ayrı dinden bir tek din yaratamazsınız!


Gerçek olan şudur ki; Kıbrıs’ta iki halkın ortak dostları olmadığı gibi ortak düşmanları bile yok!


Bunca çabadan, bunca görüşme ve müzakereden ve bunca dış karışmacılık ve dayatmalara, hatta Kıbrıs Türklerini hedef alan baskı ve izolasyonlara rağmen bir uzlaşmaya varılamamışsa; bunun gerçek nedenlerini görmek ve bilmek gerekir.


Kıbrıs sorunu özetle; bir egemenlik paylaşımı sorunudur. Ve Rumlar ta başından tüm Kıbrıs’ın egemeni olmak istiyorlar!


Bu gerçeği görmezden ve bilmezden gelen içimizdeki bir takım unsurlar, ki bunlar ABD ve Ab ile içli dışlıdırlar, illa ki ‘Birleşik Kıbrıs’ hayalini yaşatmaya çalışıyorlar.


Rumların niyetlerini ve tutumlarını yok farz ederek; her vesileyle Türk tarafının masadaki temsilcilerini ‘uzlaşmazlıkla’ ve ‘ayrılıkçılık’la suçluyorlar.


Bu çevrelere göre dün uzlaşmaz olan rahmetli liderimiz Denktaş’tı; bu günse Sn.Eroğlu’dur?


Sormak lazım! Bir dönem Sn. Talat da Cumhurbaşkanlığı makamında oturdu. ‘Yoldaşım’ dediği Hristofyas’la yıllarca müzakere masasında oturdu!


Ne oldu? İki yoldaş uzlaşabildiler mi?


Uzlaşamamak bir yana; Sn. Talat’ın görev dönemi sonunda uzlaştıkları konularda bile ortak bir metne imza atamadılar!


Şimdi Sn. Talat; kimi gün “uzlaşmazlığın sorumlusu Hristofyas’tır” diyor, kimi günse “Hristofyas çözüm istiyor ama halkı onu linç eder o nedenle bir çözüme imza atamaz” diyor!


Uzatmayalım!


Sn. Eroğlu ile Hristofyas’ın sürdürdüğü müzakerelerinde artık sonuna gelindi. Daha doğrusu uzlaşıya varamadan son nokta kondu.


Şimdi Dowwer’in Ban-Ki-Moon’a sunacağı rapor beklenecek!


Arkasından Genel Sekreter; bu rapora dayanarak kendi raporunu hazırlayıp Güvenlik Konseyi’ne sunacak!


İçimizdeki işbirlikçiler; avuçlarını ovuşturup duruyorlar.


Yatıp kalkıp; Eroğlu’nun ve Türkiye’nin suçlu ilan edilmesine dua ediyorlar!


Düşünüyorum da; Sn. Downer veya Ban-Ki Moon değil de bunlar ‘durum raporu’nu hazırlayacak olsalardı neler yazmazlardı ki?


Hiç şüpheniz olmasın; Dower’in veya Ban-Ki- Moon’un bile kalemlerinin ucundan dökülmeyecek itham ve suçlamaları bunlar yaparlardı.


Hristofyas’a da övgüler düzerlerdi.


Her gün yaptıkları; her gün yazıp çizdikleri gibi!
 
Üst