Rum Tarafinda Krİz RÜzgarlari

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
RUM TARAFINDA KRİZ RÜZGARLARI

Kıbrıs sorununa nihai çözüm yolunda 3 Eylül’de başlaması kararlaştırılan “Kapsamlı Müzakerelerin” su götürmez bir ciddiyet kazanması, Rum tarafındaki 1976 patentli “Red Cephesi”ni harekete geçirdi.

Rum Yönetimi eski Başkanı Tasos Papadopulos, Rum tarafındaki iç siyasi barışı bozmak ve müzakerelerde Hristofyas’ı çıkmaza sokmak için kolları sıvadı.
Zaten, 1991’den beridir 3 dönem DIKO Lefkoşa Milletvekili seçilen ve Papadopulos hükümetinde de Maliye bakanlığı yapmış olan, şimdiki AKEL, DIKO, EDEK koalisyon hükümetinin DIKO’lu Dış İşleri Bakanı olan Markos Kyprianou ile Hristofyas’ın arasındaki anlaşmazlık ve uyumsuzluk yavaş yavaş gözle görünür hale gelmeye başladı bile. Burnu iyi koku alan “Politik bilimciler” olayı koklamaya başladılar.

Papadopulos, Kıbrıs sorununda sonbahar başlarında yer almaya başlayacak olan Kapsamlı Müzakereler çerçevesinde, “Tek (Rum) Egemenliği ve Üniter Rum Devleti” kurulması yolunda olası aksi gelişmelere karşı tepki yöntemi arayışları çerçevesinde, yakın mesai arkadaşı grubu arasında nabız yoklamaya ve bundan sonraki atacağı adımları da planlamaya başladı.

Papadopulos, 2003 Şubatına kadar hızlı bir solcu ve Kıbrıs’ta Rumlarla Türkler arasında siyasi eşitliğe dayalı Federasyon kurulmasının fanatik bir destekçisi olan Yiorgos Lillikas’ı ne yapıp edip kandırıp kendi tarafına çekti ve sonra da “Dış İşleri Bakanı” yaparak, Kıbrıs konusunun içine balıklama soktu. O gün bu gündür Lillikas, Papadopulos’un “Altın Çocuğu” ve prensi konumunda. Kimyaları uyuştu birkere.

Hareketlerini gözlerden uzak ve perde arkasından idare eden, “Eski Teşkilatçı ve tanınmış EOKA’cı” Papadopulos’un ilk işi, DIKO Genel Başkanlığını adeta kendi elleri ile teslim ettiği Marios Karoyan’ı etkisiz hale getirmek ve Yiorgos Lillikas’ı kuracağı kumpasın başına getirmek olacak. Yani Papadopulos’un ilk adımı DİKO’nun kontrolünü ele geçirmek, sonraki adımı da, Hristofyas’ın karşısına zorlu ve dişli bir muhalefet çıkarmak için ünlü, 1976 patentli “Red Cephesi”ni harekete geçirmek olacak. Baryası da, ahı gitmiş, vahı kalmış Vasos Lissaridis.
Tam da tencere yuvarlanır kapağını bulur misali, Papadopulos da gitti Lissaridis’i buldu. Al birini çal diğerine. Şimdi geçkin yaşından dolayı EDEK Onursal Başkanı olan Vasos Lissaridis, “Düşmanınım düşmanı benim dostumdur” felsefesinden yola çıkarak, 1976 yılında Kıbrıs Rum kesiminde “ASALA terör örgütü” ve “PKK terör örgütü” için terörist yetiştirme kampları kurmuş ve bu örgütlere de Kıbrıs Rum kesimi kanalı ile her tür silah ve lojistik destek sağlamış bir Türk düşmanı. Terörist başı Abdullah Öcalan’a da Kıbrıs’lı gazeteci Lazaros Mavros’un C015918 numaralı Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti pasaportunu sağlayan da bu Vasos Lissaridis. Zaten başka kim olabilirdi ki?
Şimdi iki tane fanatik Rum milliyetçisi el ele verecek ve müzakereleri sabote etmek için elden gelen her girişimi yapacaklar.
Hedefleri yanlarına diğer fanatikleri de çekmek ve muhalefet cephesini genişletmek. Politikacı mı, yoksa Din adamı mı olduğuna daha bir türlü karar verememiş olan Rum Ortodoks Kilisesinin başı Hrisostomos II. de işin içinde ve aynı safta yer alacak. Sonra da yanlarına diğer sağcı küçük siyasi partileri yani EUROKO ve EKOLOG’ları çekecekler. Hrisostomos üzerinde kesin etkili olduğu tüm örgütleri bu cepheye kaydıracak ve aktif hale getirecek. Sonra da sıra DİSİ’deki aşırı sağcılara, son seçimlerde Tasos Papadopulos’u desteklemiş olan eski milliyetçi AKEL yetkililerine ve eski tüfek EOKA’cılara ve EOKA B’cilere gelecek. Hepsinin başı da “Altın çocuk” Yiorgos Lillikas olacak.
Plan aynen böyle.

Bir taraftan Hristofyas, “Kapsamlı Müzakereler”e hazırlanırken ve üzerindeki BM, ABD, AB baskısı ile bir şekilde Kıbrıs sorununu çözüme ulaştırmaya çalışırken, Papadopulos da tam aksi için uğraşıyor ve bir karşı cephe kurmak hazırlığında.

Hristofyas her ne kadar “Takvim ve hakemlik kabul etmiyoruz. Annan Planını asla görüşmeyiz” dese de, artık bir takvimin olduğunu Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Hem takvim var hem Hakem, hem de Annan Planı. Hristofyas ne kadar çırpınırsa çırpınsın bu üç etkenden kurtulamayacak.
Sonunda Partenojenez bir devleti de kabul edecek. Türkiye’nin garantörlüğünü de, Türk askerinin adada kalmasını da, Türkiye’den adamıza gelip yerleşerek vatandaşımız olmuş kardeşlerimizi de, kurucu devletlerin ayrı egemenliğini de, toprak takasını da.
Artık takvim ve görüşmelerin sonucu aşağı yukarı belli olmaya başladı.
Son gün, 2009 yılının Haziran ayı, yani Avrupa Parlamentosu’nun yenilenmesi için yapılacak AP seçimleri.
Ve bundan sonra da bir daha “Kıbrıs Müzakereleri”nin tekrarı olmayacak. Büyüklerin kararı böyle.
Ya o güne kadar “Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti” doğacak, ya da adada iki ayrı devletin varlığı tanınacak ve komşuluk dönemi başlayacak.
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Lissaridis’in şu günlerde gene sahneye çıkması basit bir olay olarak görülemez. Bu Terörle mücadele edenler ülkeler için ciddi bir meseledir. Bu kişi sadece Türkiye’nin değil, Amerika ve İsrail’in de bir düşmanı olarak tanınıyor.
Peki şu anda tasos papadopulos ile hristofyas ın arasındaki gerginlik ve birbirlerinin kuyularını kazma sebebi sadece koltuk davası yüzünden mi?
 

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Konulara çok yakınsın sevgili "Devre". İyi bir noktadan yakalamışsın aradaki ilişkiyi.
Vasos Lissaridis gerçekte Terörist olarak tutuklanmalı ve uluslararası bir mahkemede yargılanmalıdır. Apo'nun elinden tutan ve Libya'dan getirttiği terörist eğitmenlerle PKK'lıları Kıbrıs'ta özel olarak kurduğu PKK Eğitim kampında eğittiren işte bu alçak adam. Papadopulos'un bir numaralı baryasıdır (Kıbrıs Türkçesinde "çok yakın dostu" demektir). 1958den beri beraberdirler. Birisi aşırı sağcı (Papadopulos), diğeri de aşırı (Vasos) solcudur. Gerçekte Vasos Sosyalist Milliyetçidir, İngilizcesi National Socialist yani NAZİ. Papadopulos'un Vasos ile işbirliği yapması ve dayanışma içine girmesi kesinlikle bir tesadüf değildir. Her ikisi de hala daha 1960'lı yıllarda yaşıyorlar ve silah gücü ile Türk ordusunu Kıbrıs'tan atabileceklerinin hayallerini kuruyorlar. Zaten her ikisi de 2010'dan evvel mezara bu hayallerle gidecekler ve böyle bir şeyi göremedekileri için de gözleri arkada kalacak. Görüş ve değerlendirmelerin için çok teşekkür ederim. Sizler gibi bilinçli insanlara çok gereksinimiz var. Eline sağlık.
 
Üst