Rum-Yunan Saldırıları: Geçitkale- Boğaziçi Savaşları - (2)

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0

Alper Faik Genç
İLK BÖLÜMÜN ÖZETİ:
15 Kasım 1967’de Rum-Yunan kuvvetleri, Makaryos ile Gen. Grivas’ın müşterek kararıyla stratejik konumlu Geçitkale-Boğaziçi köylerine saldırdı. Mücahitlerimiz onbinlerce düşman askerine karşı 36 Saat kahramanca çarpıştı.
27 şehit verdik.
Türkiye’nin Ultumatomu sonucu düşman kuvvetleri bölgeden çekildi ve Grivas ile Yunan kuvvetleri Yunanistana döndü.
K. Rum Hükümeti, saldırdığı köylere tazminat ödeme zorunda kaldı.
DEMEK Kİ TÜRKİYE GÜRLERSE, İSTEDİĞİNİ YAPTIRIR” dendi.
Merkezden bölge Komutanlığımıza gelen talimat köylerimizdeki hasarı her yönüyle saptayıp acele rapor hazırlamaktı…
İlgili beni çağırdı ve arkadaşım Veteriner Veli Volkan’la derhal Geçitkaleye gitmemizi emretti. 17 Kasım 1967 sabahı Veli beyin Volkswagen aracıyla Geçitkale’ye gittik. Köy sorumlusu ile köyü dolaştık. Yıkılmış, yarı yanmış evleri, tarlalardaki vurulmuş büyük baş hayvanları dehşetle gördük..her tarafta hala duman ve yanık kokusu vardı.
Cami avlusunda şehitlerimiz dizi dizi yatıyordu. Siyahi Mehmet Emin dayının kömürleşmiş bedeni mücadelenin dehşetini aksettiriyordu..Halkın yüzünde korku ve kin vardı ”Türkiye bunları neden bombalamadı” diye herkes feryat ediyordu…
Yaptığımız araştırma sonucu köyde yiyecek de çok azdı Birkaç hurda silah kullanılmaz haldeydi ve Rumlar zaten sağlam bulduklarını alıp gitmişlerdi…
Köy karargahına gidip listeler hazırlandı…
Önce Kızılay’dan istenecek yiyecek maddelerinin listesi tamamlandı…
Sonra sıra elzem savunma silahlarına geldi. Köy Komutanı yazmaya başladı…
5 Hafif havan topu, 10 Roketatar, 10 (Bren) mak.tüfek, 50-80 arası hafif mak. tüfek,
2 kasa el bombası.vs.vs. Ben tamamlanan listeyi aldım silahların üstünü çizip, mühimmatı başka bir kağıt üzerinde kodladım: 5 torba un, 10 torba çimento, 10 torba deniz kumu, günde 50-80 kilo ekmek, 2 kasa domates-salatalık vs.
Köy komutanı önce buna bir anlam vermedi sonra anladığını söyledi- gülüştük..
Listeleri cebime yerleştirdim ve kucaklaşarak akşama doğru köyden ayrıldık.
Köyden ayrılırken 2 sivil aracın bizi izlediğini gördük…Yol bomboştu..Larnaka’ya yaklaşınca araçlardan biri önümüze geçerek içinden dört Polis fırladı ve onları takip etmemizi istedi. Larnaka Polis karakoluna götürüldük.. Önce aracımız yoklandı.
Veteriner arkadaşın beyaz kanlı önlüğüne taktılar..”Kimi öldürdünüz?” diye sorduar..verilen cevabı kabul etmediler, sonra beni yokladılar, cebimdeki Listeleri aldılar ve bizi bir hücreye tıktılar.. Birkaç saat sonra kapıma gelen şahsı tanıdım. Okul arkadaşlarımdan bir Ermeni genciydi..O da beni tanıdı. ve ‘durumumuzun vahim olduğunu, kurşuna dizilebileceğimizi’ söyledi..Ben de kendisine, gerçeği isterlerse kanlı önlüğü derhal hastanede analiz edebileceklerini, kan lekelerinin - veterinere ait ve hayvan kanı olduğunu söyledim. 2 saat daha geçti. Ermeni arkadaş beni iyi tanıdığını söylemiş, Polisleri ikna etmiş, Yakındaki Hastanenin Laboratuvarını açtırıp kan lekelerini tahlil etmişler ve insan kanı olmadığını saptamışlar…Sizi serbest bırakacaklar dedi ve 1 saat sonra, aldıkları listemi de iade ederek, serbest bıraktılar..Sabah saat 04:30 oluyordu…Bizi bekleyen İlgiliye gittik…Nerede olduğumuzu söyledik ve Kodlu listeyi verdim. İlgili, ‘Bu ne Alper? ben senden erzak listesi mi istedim? dedi yüksek sesle…İlgiliye kodları açıkladım…Köyün ihtiyacı eksik mühimmatın listesi çıktı.. İlgilinin gözleri doldu ”İşte ben böyle Mücahitlerle gurur duyarım” diyerek alnımızdan öptü ikimizin de…Rumlar tarafından bu ikinci kaçırılışımdı…Zor anlarda zekamı kullanmamın mükafatı canım olmuştu…yoksa merhametsiz katillerden kaçış olmazdı.
Allahıma şükrettim…
Geçitkale birkaç gün içinde eksiklerini tamamladı ve Mücahitler yeniden mevzilerine döndüler. Açıkça görülüyor ki, Geçitkale–Boğaziçi direnişi’nin, Kıbrıs Türkleri’nin tarihinde özel ve önemli bir yeri vardır.
15 Kasım 1967 Kıbrıs Tarihi’nde bir dönüm noktasıdır. B.M. Komutanı Tuğgen. Harbottle durumu şu sözlerle ifade etmiştir: “O gün (15 Kasım 1967) Kıbrıs’taki iki toplum için ve Kıbrıs Tarihi için bir dönüm noktası olmuştur.”
 
Üst