Rumlarin Yeni Tezgahi

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Fransa, 1 Temmuz-31 Aralık 2008 tarihleri arasındaki başkanlık dönemi için Haziran ayının sonunda AB dönem başkanlığını üstlenecek. Fransa Başbakanı François Fillon harıl harıl başkanlığa hazırlanıyor ve bu yöndeki ilk işi de Rum tarafını ziyaret etmek oldu.
Hem Kıbrıslı Rumlara arka çıktı, hem de Türkiye’ye posta koydu.
İsterse telgraf koysun. Ateş olsa cürümü kadar yer yakar.

Rum Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas ile görüşmelerde bulunmak ve arka çıkmak için ada’ya gelen Fransa Başbakanı François Fillon, ayağının tozu ile Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı olduğunu dile getirdi.
Neden olarak da AB üyesi Kıbrıs’ta Türk askerlerinin bulunmasını gösterdi. Fransa Rumlarla, kara, hava ve deniz askeri üsleri antlaşmaları imzaladı ama dilin kemiği, Fransızlarda da utanma yok. Fillon’a göre Fransız askerlerinin adada bulunması yasal, Türkiye’nin ki ise işgal.

Fillon atıp tutar da, Hristofyas geri mi kalır.
Yanında Fillon’u hisseden Hristofyas da Talat’a gönderme yaptı ve “İlerleme kaydedilmeden görüşmelere başlanacağına dair bir taahhütte bulunmadığımızı belirtmek isterim” diyerek, kapsamlı görüşmelere zemin hazırlamak amacı ile komitelerdeki uzmanlar arasında görüş birliğine varılabilmesi için Kıbrıs sorununa ilişkin doğrudan görüşmelerin kısa bir süreliğine ertelenmesi talebini Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a ileteceğini ima etti.

21 Mart görüşmesinde, “Bir sonraki Talat-Hristofyas randevusu, özlü müzakerelerin başlaması için 3 ay içerisinde komitelerin varacağı sonuçlar kullanılarak gerçekleşecek. Sonuç çıkmaz ise iki taraf durumu yeniden gözden geçirecek.” mutabakatı sağlanmıştı.
Söz konusu 3 aylık dönem, 21 Martta başladı ve 21 Haziranda da sona erecek.

Belli ki daha şimdiden Hrsitofyas, kapsamlı ve özlü görüşmelerin başlamasını sudan bahaneler yaratarak ertelemek niyetinde.

Talat’ın davranışları ve duruşu beklediği gibi değil. Talat’ı Türkiye’ye karşı kışkırtmayı ve Kıbrıslı Türkler de Türkiye’yi istemiyor imajını yaratmaya planlamışken, Talat’ın Türkiye ile uyum içinde hareket etmesi ve Partenojenez devlette ısrar etmesi, Hristofyas’da düş kırıklığı yarattı.
Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki kırmızı çizgilerinden geri adım atmayacağını açıklaması ise Hristofyas’ı beklenmedik bir şekilde zora soktu.
Türkiye’nin, AB-Türkiye müzakere çerçeve belgesinde olmasına rağmen Rum bayraklı taşıtlara hava ve deniz limanlarını açmamak konusundaki dik duruşu ve Kıbrıs sorununun çözümünü AB-Türkiye müzakerelerine endekslemesi ise kendini barış havarisi gibi satmış olan Hristofyas’ın planlarını iyice bozdu.
Belli ki işler Hristofyas’ın düşündüğü ve planladığı gibi gelişmedi.

Planlarını değiştiren Hristofyas’ın yeni stratejisi, Fransa’nın AB Dönem Başkanlığını Rumların çıkarları doğrultusunda tepe tepe kullanmak.
Bu doğrultudaki ilk hedefi, Teknik komiteler ve Çalışma Gruplarındaki görüşmeleri çıkmaza sokmak ve herhangi bir ilerleme kaydedilmesine mani olmak.
Bu nedenle de Yakovu’ya talimatını verdi bile.

Görüşmelerin başladığı günlerin aksine, şimdi komitelerin Rum üyelerinin sorumluluk almalarına ve inisiyatif kullanmalarına mani olundu. Görüşmelerde Rum üyeler konum almaktan, bazı ortak kararları benimsemekten ısrarla kaçıyorlar ve Yorgos Yakovu’dan direktif almak amacıyla da zaman talep ediyorlar. Bu kişiler Yakovu’dan direktif almadan en küçük ve önemsiz bir konuda bile rıza gösteremiyorlar.
Madem böyle olacaktı, ne diye tüm konuları Yakovu ve Nami görüşmüyor da öne piyon gibi komite üyelerini sürdüler.

Tabii hedef başka ve belli oldu.
Hristofyas BM Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesini Türkiye’ye baskı yapmaya çağırırken, Rum Dış İşleri Bakanı Kyprianou da AB üyesi ülkeleri dolaşarak Kıbrıs sorunundaki katı tavrını değiştirmesi için Ankara’ya müdahale etmelerini istiyor. Hristofyas “Siz Türkiye’ye baskı yapın ben Talat’ı hallederim” lafını boşuna söylemedi.

Planının 1.ci aşaması Slovenya’nın AB Başkanlığı döneminde masaya oturmamak ve müzakerelerin devam etmesine Türk tarafını suçlayarak mani olmak.
Hristofyas, önümüzdeki 3-4 hafta içinde yapay olarak yaratacağı bir bahane ile Talat’ı görüşmelerin devam etmesine mani olmakla suçlayacak ve 21 Mart görüşmesinde mutabakata varıldığı gibi, kapsamlı ve özlü görüşmeleri başlatmak için 21 Haziran tarihinde masaya oturmayacak.
Planın 2.ci aşaması ise, 1 Temmuz 2008 tarihinde Fransa AB Dönem Başkanı olunca, AB Komisyonlarından ve Konseyden Türkiye aleyhine ağır kararlar çıkarttırmak ve masaya oturmak için koşullar öne sürerek Türkiye’den ve dolaylı olarak da Talat’tan taviz koparmak.

Hristofyas öncelikle Türkiye’nin ve Talat’ın, “partenojenez devlet” yani “Geçmişi olmayan yeni bir devlet oluşturulması” fikrinden vazgeçmelerini istiyor. Amacı 4 Mart 1964 doğum tarihli mevcut Kıbrıs Rum Cumhuriyeti yapısında tadilat yapmak ve Federasyon yutturmacası ile Türkleri güya ortak olarak içine alarak, üniter (Rum) devlet sistemini devam ettirmek.
Buna paralel olarak da Fransa’dan, Kıbrıs adasının tümü ile AB’nin Garantörlüğü içine sokulması yönünde çalışma başlatmasını ve Türkiye’nin müdahale hakkı ile garantörlüğünün iptal edilmesini de gündeme getirmesini isteyecek.
Minareleri gözüken köy, kılavuz istemiyor…
 

AŞİNA

Dost Üyeler
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
2,406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Fransa, 1 Temmuz-31 Aralık 2008 tarihleri arasındaki başkanlık dönemi için Haziran ayının sonunda AB dönem başkanlığını üstlenecek. Fransa Başbakanı François Fillon harıl harıl başkanlığa hazırlanıyor ve bu yöndeki ilk işi de Rum tarafını ziyaret etmek oldu.
Hem Kıbrıslı Rumlara arka çıktı, hem de Türkiye’ye posta koydu.
İsterse telgraf koysun. Ateş olsa cürümü kadar yer yakar.


Sayın François Fillon: Türkiye'ye İster posta koysun isterse de mektup. Biz Türk'ler arzu edersek; ''Türkiye cumhuriyeti'' ve ayrıca Türk'ler olarak; kendisine O postayı iyadeli tavitli göndermesini de, biliriz....:rolleyes:

Sayın Hristofyas: Sanırım biraz fazla hayalperest. En büyük kusurları da gerçeği görmekte zorlanıp fazla hayalperest oluşudur.... Kendisine bir Türk bayanı olarak tavsiyemdir, fazla hayaller dürtüleri güçlendirir.. Fazla hayalperest olursanız dürtülerinize yenik düşersiniz Sayın Hristofyas..! ;)

Saydıdeğer Prof. Dr. Ata ATUN: Sizin bizleri bilgilendirme açısından bu konuya verdiğiniz emekler için size ne kadar teşekkür etsem azdır efendim. Size müteşekkirim, saygılar efendim. :):)


Yeni konularınızın devamını bekliyoruz...:):)
 
Üst