Savaş Çocuklarının Trajedisini Hep Birlikte Yaşıyoruz.

Miktat ALGÜL

Onursal Üye
Katılım
28 Eyl 2008
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Savaş çocuklarının trajedisini hep birlikte yaşıyoruz.

Hani ağacı görüyor ama ormanı göremiyor! Diye bir deyim vardır.

Oysa ormanı görüp, ısrarla görmezlikten gelenlerde az değildir.

Tüm sanat dalları katı bir mekanizmanın çarklarında can çekişen ülkelerde, herkes kötülük tanrılarının kurbanı olmaya adanmış gibi üç maymunu oynuyor.

Savaş çığlıklarıyla geçiyor hayatlar.

Çılgın ve esenlik vermeyen bir koşunun ardından biten ömürlerin savaşa yatırıldığı günlerin arifesi hiç olmadı.

Çünkü savaş hep vardı!

Filistin halkının her tarafında silahlar fışkırıyor şimdi.

Roketatarlar, uçaksavar savarlar, tanklar ve en çokta millerce uzaktan gözü kapalı fırlatılan füzeler.

Füzelerin rüzgârında üşüyen bedenler, körpecik yürekler.

Savaş en çok çocukları vuruyor kuşkusuz.

En çok onların yüreklerine dokunuyor.

En çok onların canını acıtıyor ve en çok onların geleceklerini savuruyor korku tünellerine.

Elindeki elma şekerini bitiremeden buluyor bir kurşun onların körpecik yüreğini.

Yada oyun için, okula gitmek için, babasına sarılıp bağrına basmak için çıktığında kapı önüne ansızın dağıtabiliyor masum yüzlü çocuğun beynini teknoloji denilen illet ve kalleş eller.

Vietnam da, Hiroşima da, Avrupa da, Bosna-Hersekte,Somali de,Daha dün ve bu gün Filistin de Afganistan da,Irak da.

Modern toplumun çocuk gerçeği oldu savaş.

Ellerindeki tahta silahlarla oyun oynayan çocuklar, yarına hazırlanan potansiyel savaşçılar olarak çıkıyor duruşmalardan.

Bir elinde şeker diğer elinde tüfeğiyle.

Savaş çocuklarının trajedisini hep birlikte yaşıyoruz...

Hem de naklen seyrediyoruz acılarını.

İnsanoğlu yeni bin yıla birçok umutla girdi.

Ancak insanın insanla kavgası hala sürüyor.

Tabii bu sistemler ve dünya görüşleriyle ilintili şeyler, onların tartışma konusu daha farklı.

Fakat yürekleri nasırlanmış duygusuz kişilikler çığlıklara kulaklarını kapatmış masa başında hiç tanımadığı,bilmediği coğrafyaların kaderlerini belirliyorlar,o bölgedeki insanların yaşayıp yaşamayacağına karar veriyorlar.

Durduğum mesafede çılgın bir gölge gibi

Her akşam arsız mezarlıkta aynı titreme

Ölüler geçer hayal perdesinin ardından

Daha ölü, daha ceset ve daha ÖZGÜR

Bu dünyada savaşın yerini Barış almalı diyen tüm savaş karşıtları; Barış yolunda, yorulmadan kıdemli insani duygularla, yürekten gelen dokunuşlarla, tüm savaşların yaşanacağı yurtlara ve özelliklede FİLİSTİN’e Barış çığlıklarıyla yönelin, bu savaşı biz durdurabiliriz.

Ayrıca, umut ve güzellikler adına varılacak bütün noktalara anlayışla ulaşmak adına, uzatılacak bütün elleri sıkınız.

Miktat Algül
Gazeteci-Yazar

 
Üst