Sayın Ekrem Demirtaş
İzmir Ticaret Odası Başkanı'na
Açık Mektup
Kısa bir süre önce, Güney Kıbrıs ziyaretiniz bir rastlantı sonucu olmasa gerek. Ziyaret amacınız, ticari mi? Siyasi mi? Yoksa her ikisi miydi? Temsil ettiğiniz misyon neyi icap ettiriyordu?
Rum lider Hristofiyas ile yapmış olduğunuz görüşmeden sonra, "Çok etkilendiğinizi" söylüyorsunuz. Acaba, doğruları söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu ile görüşseydiniz doğru yönde etkilenmeyecek miydiniz?
Rum ve Yunanlıların menfi tutumlarından dolayı kırk dört yıldır yapılan görüşmelerden Kıbrıs sorununa çözüm bulma arayışları artık TÜKENMİŞTİR. Hristofiyas'a yapmış olduğunuz ziyaretin bizlere, Kıbrıs Türklerine bir faydası olmamıştır. Bilakis zararı olmuştur diye düşünüyorum. Neden mi? Karşı taraf yüz doksan yıllık ENOSİS ve MEGALİ İDEAlarından ve bu yöndeki hareketlerinden vazgeçmiş değildir.
"Birleşmiş bir Kıbrıs'ın, her iki topluma yarar getireceğini" söylüyorsunuz. Daha iki gün önce, Hristofiyas "Kıbrıs'ın kuzeyinin de güneyinin de ve hatta İngiliz üslerinin de" kendilerine ait olduğunu söyledi.
Sayın Ekrem Demirtaş,
Siz hangi "Birleşmiş Kıbrıs'tan" bahsediyorsunuz söyleyin Allah aşkına. Karşı taraf, bizleri yani Kıbrıs Türkünü bu adada yok saydıkları, bir Kıbrıs'ta yaşıyoruz. Bizim KKTC'den başka bir çaremiz yoktur. Ticaret başka bir şey SİYASET başka bir şeydir. Bildiğiniz gibi ticarette her şeyi alıp satabilirsiz; yalnız iki şeyin dışında, bunlardan birisi Vatan toprağıdır ötekisi ise EGEMENLİKtir. Bu iki şeyi müzakereye koyduğunuz an, her şey biter ve gider. Ondan sonra da halimiz Bosna'daki gibi Filistin'deki gibi olur. Bu iki hususta değil müzakere yapılması, asla ve asla sözü bile yapılamaz.
Hatırlanacağı üzere, daha geçtiğimiz yıl İzmir'imizin göz bebeği "Pınar Karşıyaka Basketbol" ve "Galatasaray Basketbol" takımlarına Güney Kıbrıs Rum kesiminde yapılan, BARBARCA saldırıları ne çabuk unutuverdik. Rum - Yunan halkını irsi ve marazi bir hale gelmiş Türk düşmanlığı, ne dün, ne bugün, ne de yarın düzelmesi mümkün görülmemektedir.
AB içerisindeki Yunanistan'daki, Batı Trakya Türklerinin durumu ortadadır. En hafifinden halen kendi müftülerini bile seçemiyorlar.
Yunanistan'ın bu tutumu Lozan antlaşmasına aykırı değil mi? AB insan haklarına aykırı değil mi? Bu gibi örnekleri daha fazla çoğaltabiliriz.
Sayın Ekrem Demirtaş,
Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türklerinin 1960 antlaşmalarından doğan haklarının, Rumlar tarafından gaspının meselesidir.
Kıbrıs sorunu, Hristofiyas'ın dediği gibi 1974'te başlamamıştır.
Kıbrıs sorununun tohumu 1821'de Mora'daki isyanlarla birlikte atılmış, İngiltere ve Rusya'nın himayelerinde bu günlere gelinmiştir. O günden, bugüne gelininceye kadar, elimizde ne Girit ne Rodos ne 12 adalar ne de öteki Ege adaları kalmıştır. Bunlar hep aynı senaristlerin yazığı bugün de oynanan aynı oyunların devamıdır.
İzmirli olarak, sizlere Yunan vahşetini dedelerinizin, ninelerinizin anlatmış olması gerekirdi diye düşünüyorum. Diyebilirsiniz ki onlar dündü, bugün her şey değişmiştir. Biz de diyoruz ki hiçbir şey değişmemiştir, değişen yalnızca yöntemlerdir.
Şu an içerisinden geçmekte olduğumuz süreç çok önemlidir. 1 Temmuz 2012 KKTC'nin bekası ve tescili için büyük bir fırsattır.
Sayın Ekrem Demirtaş,
Sonuç olarak, Rum lider Hristofiyas'a yapmış olduğunuz ziyaret bizleri KKTC halkını çok üzmüştür. Kıbrıs gerçeklerini, Kıbrıs Türk halkının bugünlere gelininceye kadar çektiklerini, Anavatan Türkiye ile beraberce vermiş olduğumuz mücadeleyi tekrardan anlatmak üzere KKTC Gazeteciler ve Yazarlar Birliği olarak Sizleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne davet ediyoruz. Eğer, zaman veya işlerinizin çokluğu nedeni ile gelme durumunuzda gecikme olursa bizler KKTC Gazeteciler ve Yazarlar Birliği'nden üç kişilik bir heyet ile İzmir'de Sizlere ziyarette bulunmak istiyoruz. En erken bir zamanda olumlu bir yanıt alacağımızı umarım.
Saygılarımla,
Mehmet Aldemir.
ASAM - Kıbrıs Başkanı
KKTC Gazeteciler ve Yazarlar Birliği
Onur Kurulu Başkanı