Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy
Sayın M.A. Talat ve Kıbrıs Politikası!..
Kıbrıs′ta yeni bir sürecin başlayacağını belirten Talat, sözlerine şöyle devam etti:
′′Bu süreç umuyoruz ki bir anlaşmayla sonuçlanır. Zor bir süreçtir bu. Çünkü daha önce 40 yılın birikimiyle oluşmuş bir çözüm planı, ne yazık ki Rumlar tarafından redde-dilerek çöktü. Şimdi yeni baştan bir süreç başlatıyoruz. Ve bu süreçte aynı koşullar yok. Hazırlanmış ve hazırlanmakta olan bir çözüm planı, masaya konacak bir çözüm planı yok. Bunu biz hazırlayacağız. İki tarafın da kabul edeceği ve altına imza atacağı bir anlaşmayı yapmak gerçekten zor. O bakımdan bizi zor günler bekliyor.
Elbette ki Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını ortadan kaldıracak bir anlaşma bizim için düşünülemez. Sonuçta haklarımızı koruyan, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs′ta gelecekte de güven içinde, müreffeh bir yaşam sürmesini sağlayacak bir anlaşmaya ulaşmak için çalışacağız. Biz iyi niyetle hareket edeceğiz. Aynı iyi niyeti karşı taraftan da bekliyoruz.′′
Talat, bu sürecin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yürütüldüğünü ve her koşulda KKTC′yi destekleyen Türkiye′nin bu desteğinin devam edeceğinden emin olduklarını söyledi.
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Talat, Kıbrıs Rum kesimi lideri Dimitris Hristofyas′ın, ′′Güzelyurt verilmeden çözüme ulaşılamayacağı′′ şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, ′′Bu konular masada konuşulur. Masa dışında pazarlık unsurlarını konuşmamaktan yanayım. En azından şimdilik. Eğer Rum tarafı bu tutumunu sürdürürse tabii ki tılsım bozulur. Ama şimdilik masa dışında pazarlık konularını konuşmamakta kararlıyım′′ dedi.
Pile köyündeki olaylarla ilgili soru üzerine de Talat, bu tür olayların geçmişte daha fazla olduğunu kaydetti. Bu olayları Güney Kıbrıs′taki fanatik unsurların yaptığını ifade eden Talat, ′′Bunu yapan belli provokasyon amacıyla kışkırtma amacıyla yapıyor. Kıbrıs sorunu çözüldükten sonra da bu olaylar olacak. Bu kesin. Ama bunu yönetebilmemiz lazım. Maalesef her yerde olduğu gibi Kıbrıs′ta da fanatizm var ve olacak. Bunu ortadan kaldırmak zaman alacak′′ diye konuştu.
Güney Osetya ve Abhazya iradesine saygılıyız
′′Güney Osetya ve Abhazya′nın bağımsızlığının Rusya tarafından tanınması ve bunun bölgede nasıl bir değişikliğe yol açacağı konusundaki görüşlerinin sorulması′′ üzerine Mehmet Ali Talat, şöyle dedi: ′′Bizim görüşümüz bu konu da şu; bir kere hiçbir halk zorla, başka bir ülkenin boyunduruğu altında yaşatılamaz. Bunun çok açık ve net olarak bilinmesi lazım. Bu yüzden Güney Osetya ve Abhazya halkının iradesine saygılıyız. Kıbrıslı Türkler olarak biz de benzer olayları yaşadık. Bize yardım elini uzatan ve tanıyan Türkiye oldu. Kıbrıslı Türkler, kendilerine saldıran Kıbrıslı Rumların boyunduruğu altında yaşamama kararlılığını birçok defa ortaya koydu. Dolayısıyla biz Güney Osetya ve Abhazya halkını çok iyi anlıyoruz ve saygı duyuyoruz.′′ Talat, bu bağım-sızlık ilanının bölgeyi nasıl etkileyeceğinin şimdiden bilmenin zor olduğunu da söyledi. Güney Osetya ve Abhazya′nın bağımsızlık ilanından sonra KKTC′nin bağımsızlığının tanınması yönünde bir çağrıda bulunup bulunmayacağının sorulması üzerine Talat, ′′Biz bir çözüm sürecindeyiz. Çözüm sürecinde hedefimiz iki kesimli, siyasi eşitliğe ve iki kurucu devlete dayalı federal bir yapı oluşturmak. Dolayısıyla bizim hedefimiz çözümle dünya ile bütünleşen federal birleşik Kıbrıs yaratmak. Şu andaki politikamız bu′′ dedi.
Buraya kadar okuduklarımız Sayın Talat’ın Kıbrıs Türk halkının istencini yarı yarıya dile getirdiği bir gerçektir. Ancak; Kıbrıs Rum tarafının işi oldu bittilere getirmek suretiyle Kıbrıs Türk halkından taviz kopartma politikasını sürdürdüğünü görmemek saflık olur, hatta aptallığın danisaksıdır.
Neden derseniz, çünkü her masaya oturma dönemi geldiği zaman, adamlar bizden bir şeyler koparmanın peşindedirler de ondan.
Birkaç yıl önce KKTC’de Rum ilkokulu açılması ve ayni zamanda Güney Kıbrıs’ta Türk ilkokuılunun açılması gündeme geldiği zaman, Biz Kuzey’de Rum ilkokulu ve hatta ortaokulu açılmasına izin verdiğimiz zaman, Limasol’da Türk ilkokulu açmak istediğimzde bize utanmadan “Nah” dercesine ilkokulu açmamıza hala bu gün izin vermediler.
Adamlar sanki Kıbrıs’ın tümünü temsil edercesine AB’ye katılmakta bir sakınca görmezken, masaya oturacağımız bu günlerde yabancı ülke şirketleriyle petrol arama anlaşmaları yapmaları ise, utanmazlığın ve voyvodalığın daniskası değil de nedir?
Şimdi de masaya oturmamız sayılı günmler kala bizden Pirgo- Yeşilırmak kapısını açmamızı istiyorlar. Peki karşılığında siz de Pile’de istediğimiz değişikliğe razı olunuz dediğimiz zaman, bize yine utnamdan “ Nah” demeyi bir açıgözlük saymaktadırlar.
Peki Sayın Cumhurbaşkanımız Talat’ın iki kurucu ve siyasi eşitliğe dayalı federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulacağından hala ümitli olmasını gerektiren husus nedir?
Bunu anlamakta zorlanıyoruz.
Öyleyse bekleyelim ve görelim. Ancak inşallah başka “kazıklar” yemeden.