Sayın Talat Kişiliksiz Hristofyas İle Neyi Anlaşacak Ki?

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy
Sayın Talat Kişiliksiz Hristofyas ile neyi anlaşacak ki?

Cumhurbaşkanı Sayın M.A.Talat’ın,Kıbrıs’ı babasondan kalma bir çiftlik miş gibi sahiplenmeye çalışan Hristofyas ile hangi anlaşmayı yapacağı cidden merak konusudur.
Hristofyas’ın ciddiyetsiz davranışları yetmez miş gibi, anlaşma yapmak için masa başında Sayın Talat ile karşı karşıya kalması mukadder olan Dokişot kafalı Moskof uşağı Dimitris Hristofyas’ın ikide birde Sayın Talat’ı rencide eden konuşma tarzı ile sağda solda arzı endam etmesi, kelimenin tam anlamıyla soytarılıktan başka birşey olabilir mi?
Son günlerde İsveç’te basına yaptığı açıklamada, utanmadan Sayın Talat’ı rencide edecek tarzda konuşması, Hristofyas’ın ne menem bir insan olduğunun en bariz örneğidir.
İkide birde Kıbrıs Türk halkına AB’yi göstermesi ve garantörlüğün AB içinde mümkün olmadığını söylemesi, ard niyetinin bir ifadesinden başka ne olabilir ki?
Peki o AB değil mi ki, sadece Yunanistan’ın vetosuyla Türkiye’ye hakkı olan payın ayrılmasında koşul koyan ve hatta reddedilmesini sağlayan.
Annan Planını kabul eden Kıbrıs Türk halkına ambargoları devam ettiren yine AB’nin kendisi değil mi? Ve Rum- Yunan ikilisi bu yasadışılığa çanak tutanlar değil mi?
Uluslar arası hukuktan bahsederken, zamanı geldiği an uluslar arası anlaşmaları çöpe atan AB’nin kendisi değil mi?
Kıbrıs Türk halkını tecrit politikasıyla teslim alacağını sanan Rum-Yunan ikilisine aferin dercesine her çeşit ambargonun uygulanmasına göz yuman AB’nin kendisi değil mi?
Gençlerimizin dış ülkelerin gençleriyle her türlü sportif temasın yapılmasını yasaklayan ve katı kurallarla bizi dize getirmeye çalışan Rum- Yunan ikilisine göz yuman AB’nin kendisi değil mi?
Evet bütün bu soysuzluklar ve haksızlıklar sürerken Dimitris Hristofyas’ın bize AB’yi kurtarıcı bir melek gibi göstermesi, utanmazlığın ve madrabazlığın daniskasından başka ne olabilir ki?
Hele 15 Temmuz 1974 darbesini unutarak 20 Temmuz 1974 Barış Harekatını bir işgalmış gibi göstermeye çalışması, Uluslar arası anlaşmalardan kaynaklanan Türkiye’nin Garantör ülke sıfatıyla müdahalede bulunmasını işgal sorunu olarak takdim etmeye çalışmasını iyi niyetle bağdaştırmamız mümkün mü?
Varılacak anlaşmada Garantörlük hakkının kalkması demek, Rum- Yunan ikilisinin AB’nin yardım ve desteği ile Kıbrıs’ı yunanlılaştırmaktan başka bir şey değildir.
Peki açıkgöz geçinen Moskof uşağı Dimitris Hristrofyas’a şunu soruyoruz.
Gelecekte AB diye dünyaya tanıtılmaya çalışılan birlik dağılır ve toz duman içinde kalırsa, Kıbrıs’ta acaba neler olur, bunu düşündü mü?
Bence düşünmüştür. Çünkü AB’nin dağılması demek, Türkiye’nin Garantörlüğünün kalktığı Kıbrıs’a müdahale hakkının kalkması demektir. Hatta varılacak anlaşmada Kıbrıs Türk halkının kurucu ortaklık hakları korunmadığı takidirde, alicengiz oyunuyla sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin AB’den ayrılması ve çoğunluklarına dayanarak Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etme yolunun açılması demektir. Esasen AB içinde bulunan Yunanistan’a ilhak onlara herhangi bir şeyi kaybettirecek değildir.
Şimdi Moskof uşağı Dimitris Hrsitofyas’a şunu soruyoruz.
Acaba Cumhurbaşkanımız Sayın M.A. Talat’ı okadar saf ve aptal mı sanıyorsunuz?
Hele varılacak anlaşmada tüm Rumların evlerine dönmesi gerekir, Türkiye’den gelenlerin tümü geri gitmesi ( Ancak Yunanistan’dan, Rusya’dan ve dünyanın çeşitli ülkelerinden Güney Kıbrıs’a gelerek vatandaş olanlar Hrsitofyas’ın listesinde mevcut değil) demek, bizimle bir anlaşma istemediğini, 1974 öncesine hatta ondan da geri gidilmesini istediği belli olmuyor mu?
Ancak Dimitris Hristofyas’a kesin sözümüz şudur.
“ Geçti Bor’un Pazarı, Sür eşşeğini Niğde’ye bayım.


Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar
09.09.2008
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Hristofyas Dostumuz için istemenin sınırı yok. Alamayacağını bilerek istemek en kötüsü. Vicdansızlığın böylesi görülmedi.
 
Üst