Seçim Arifesinde İhaneti Düşünüyorum!

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Seçim Arifesinde İhaneti Düşünüyorum!

Seçim arifesinde bulunduğumuz bu günlerde vatandaşımızın nabzını yoklamak için bazı çalışmalar yapmak zorunda kaldık. Bu nedenle köşe yazılarımıza ara verdik. Ancak can bedende, umut Allah’ta olduğu sürece devletimizin varlığı için çalışmak bizim başlıca görevimizdir.
Yazılarımıza ara verdiğimiz bu süre zarfında neler duymadık ve neler söylenmedi ki. Seçim sandıklarından çıkan bazı milletvekilleri, ille de “Birleşik Kıbrıs” diyerek ne devleti ve ne de devletin Anayasasını düşünmek bile istemediklerine şahit olduk.
Yıllardır bu ülkenin bir vatandaşı olarak günü geldiği zaman sandığa gittim ve vijdanımın sesini duyarak, vatanımın özgür kalması yönünde irademi kullandım ve oyumu verdim.
Bunu yaparken, benim gibi düşünen ve düşündüklerini alenen beyan edenler olduğu zaman da, bazı çevreler tarafından “barış düşmanı”, “düzenden nemalananlar” ve daha birçok safsatalarla eleştirenler oldu. Ancak ne gariptir ki, devletimizin Anayasası gölgesinde yapılan seçimlerin bir başka amaç için kullanılmayacağını bilmeyecek kadar beyinsiz insanlar var aramızda.
Peki Anayasamızın emrettiği seçimler yapılıyorsa, Anayasamızın ortaya koyduğu imkanı kullanarak devleti ortadan kaldırmak için seçimleri bir araç olarak kullanmak mümkün mü?
Peki bunu yapan seçilmişler veya seçmen vatandaşlar, anayasamızın verdiği hakkı kötüye kullanmak suretiyle Anayasamızın korumakla yükümlü olduğu devleti ortadan kaldıracak hak ve yetkiyi nereden buluyorlar ki?
Bir vatandaş düşünün ki, Anayasasının ona verdiği seçme hakkını kullanırken, devleti ortadan kaldırmaya azimli birini seçmiş olsun. Peki gerek seçmen ve gerekse seçilen, devleti ortadan kaldıracak zeminin hazırlayıcısı olursa, ozaman hem devlete ve hem de devleti savunanlara karşı bir ihanet edilmez mi? Bunu yapanlar, bu iradelerini hangi hak ve yetki ile yaptıklarının hesabını vermek zorunda değil mi? Bu gibilerin savunabilecekleri yasal bir zeminden kim bahsedebilir ki?
Şunu hemen vurgulamak zorundayım ki, bir halkı onore eden husus, devletinin varlığıdır.Çünkü devlet olmadan bir halktan bahsetmek mümkün değildir.
Bu gün Rum tarafı ile bir anlaşma yapmak zorunda olduğumuzu ben kabul edemiyorum. Peki ille de anlaşmadan söz edenler, devletimizin varlığı Rum tarafı için aşılmaz bir duvar olduğunun bilincinde değilse, ozaman Rum tarafının önümüze koyduğu şartlara boyun eğmekten başka bir şansları var mı?
Görüleceği gibi, Rum tarafının akla ve mantığa gelmeyen şartlarına set çekebilmemizin tek yolu, devletimizin varlığını masaya koymaktan geçer. Çünkü devletimizin varlığı, Rum tarafının aşamıyacağı EN BÜYÜK ENGELDİR DE ONDAN.
Bu gün Rum tarafının önümüze koyduğu ve ikide birde temcit pilavı gibi tekrarladığı nüfus oranımızı bahane ederek geri çevirmenin yolu, AB’yi örnek göstermek suretiyle şartlarının sömürge şartlarından farklı olmadığını rahatlıkla yüzlerine vurmamızla mümkündür.
Bu gün sözde Rum tarafının AB üyeliği, yazdıklarımızın en güzel örneğidir. Çünkü AB içinde üye devletlerin nüfus oranlarına baktığımız zaman, hiçbir AB üyesi devletin, diğer AB üyesi devletle nüfus oranlarında bir paralellik yoktur da ondan. Yani 700 bin kişilik sözde Kıbrıs Cumhuriyeti 80 milyon Almanya ile eşit sayılabiliyorsa, ayni veto hakkına sahipse ve nüfus oranı bir mesele olarak ortaya çıkmıyorsa, bizim nüfus oranımız niye Rum tarafınca istismar edilebilsin ki? Niye ikide birde nüfus oranımız sözkonusu olsun ki? Yani açıkca söylemek gerekirse devletimizin varlığını savunmak, haklarımızın elde edilmesinde en büyük araçtır. Bu hususu gözardı etmek, hem Anayasamıza karşı bir suçtur ve hem de yukarıda vurguladığım gibi, anayasamızın verdiği hakkı kullanırken, gerek seçmen vatandaş ve gerekse seçilen vatandaş, devletin varlığını korumakla yükümlüdür.
Bunun aksini düşünmek, Anayasamıza ters olduğu gibi, devletimize yönelik en büyük ihanettir de. Tekrar ediyorum, anayasamızın verdiği seçme ve seçilme hakkını kullanmak suretiyle, o hakkı veren anayasamızı ve devleti ortadan kaldırmak suçların en büyüğüdür.
Aklı başında hiçbir insan, elindeki biçağı bir başkasına vererek beni öldür demez. Tıpkı Anayasamızın bu hakkı hiçbir vatandaşa vermediği ve devleti ortadan kaldır demediği gibi.
Biliyoruz ki biz bu çok önemli gerçeği vurgularken, bazıları bize vatandaşın iradesinden bahsedebilir. Ancak böyle bir irade de elbette ki sorgulanmalı ve yasal takibe alınmalıdır. Çünkü kendi kendini ortadan kaldırmak için bahane arayanların yeri halkın içinde varolmak değil, ancak akıl hastanesidir.
Bilmem anlatabildim mi?
 

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Seçim Arifesinde İhaneti Düşünüyorum!

Salih Kardeş
Seçim adrifesinde ihaneti düşünüyorum. Düzeltirim.
Seçi arifesinde ihanet var diyorum.
Sevgile.
H:LAPTALI
 
Üst