şehit ailesi olmak

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Bizler görevde olsun veya olmasın, zaten her zaman bir TSK mensubuna yanıt verirken, söze komutanım diye başlıyoruz. Bazı TSK mensuplarının birbirine hitap ederken ne gerek var "silah arkadaşım" diye söze başlamasına. Ne gerek var kendini sivil vatandaşların bir üst mertebesindeymiş gibi görmeye, göstermeye çalışmasına. Bu sayfa ordu mensuplarının tekelinde olan veya sadece ordu mensuplarının yazılarının yazıldığı ve sadece onların okuduğu bir sayfa değilki. TSK mensuplarınca düzenlenmiş olan ve sadece TSK mensuplarının etkinliklerinin yer aldığı mekanlarda “Silah arkadaşlarım” diye söze başlanılmasında herhangi bir olumsuzluk elbette yoktur.

Ülkedeki fiziksel ve ruhsal yönden sağlıklı erkeklerin tamamının yolu peygamber ocağı diye adlandırılan kışladan geçmektedir. Durum böyle olunca vatani görev yapan her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da senin silah arkadaşın değil mi ? diye sormazlar mı adama. Eğer silah arkadaşın ise bu ayrıcalık, bu hitap niye. Türk Milletinin belirli kurallar içinde kalmak kaydıyla verdiği silah taşıma ve kullanma yetkisi sanal bir sınıf farkı mı yaratmaktadır.

Emekli Tuğgeneral Sayın Hikmet Yavaş diyor ki : “Şu fona şu kadar para yatırılsın. Bu para da şu şu işler için kullanılsın.” Bu söz bile acizlik belirtisidir. Koskoca 74 milyonluk Türkiye’de haklılığımızı savunmak için bu fondaki parayı avukatlara mı vereceğiz? Bu ülkede milletini seven, ülkesini seven, ordusunu seven avukat mı kalmadı? Veya bunlara görevlerini hatırlatmak için para mı vermek gerekiyor. Kimse kurura bakmasın böyle bir fona ayıracak param benim yok. Bir fon oluşturmasına elbette varım. Ama bu sadece şehitlerimizin ve gazilerimizin aileleri için olmalıdır. Onlara lafla yardımcı olamayız. Ayağındaki çorabı yırtık şehit çocuğu gibi binlerce şehitimizin çocuğuna yardımcı olmak ve şehitlerimizi mezarlarında rahat uyumalarını sağlamak için önce bunun yapılması lazımdır. Herşeyin ötesinde bu boynumuzun borcudur. Bu borc tek bir fonla da ödenemez. Şehit olan her askerimizin ailesi bir TSK mensubuymuş gibi algılanmalıdır. TSK mensuplarının yararlandığı tüm haklardan da (Hastahanelerden, orduevlerinden, kamplardan v.s.) faydalanmalıdır. Geçimlerini sağlayacak bir maaş (en azından asgari ücret olarak) tıkır tıkır ödenmelidir. Eğer bu sağlanamıyorsa vatani görevine başlayan her vatandaşa hayat sigortası yapılmalı ve şehit olduklarında sigorta devreye girmeli ve mağduriyetleri ortadan kaldırılmalıdır. Eğer bir fon oluşturulacaksa önce bu sigortalama işi için harcanmalıdır. Böyle bir fona sonuna kadar varım.

TSK mensupları görev yaparken ailelerinin mağduriyetleri için her türlü imkan sağlanmıştır. Sağlanan bu imkanların içinde şehitimizin ve çorabı delik çocuğunun da hakkı vardır. TSK görevlisinin kendisi dışında eşi, çocuğu, annesi ve babası bile maddi ve manevi her türlü imkan (bu imkanların neler olduğunu söylemeye sanırım gerek yoktur) ülkenin her yerinde kullanılmak üzere ömür boyu sağlanırken, şehitlerimizin çocuklarını da unutmamak birinci görevimiz olmalıdır.

Orduya karşı zedelenen güven bir an önce tekrar tesis edilmelidir. Oğlunu, eşini, sevgilisini, kardeşini askere gönderenler güvenlik sorunu olmadıkça görev yaptıkları mekanları görebilmeleri için her türlü imkan sağlanmalıdır. Vatani görevini yapan mehmetciklerimizin görevde oldukları süre içinde birinci derece yakınlarının da, TSK emeklilerinin yararlandıkları imkanlardan belirli ve önemli bir oranda yararlanabilmeleri için projeler bir an önce üretilmelidir.

Tutuklu vatanseverlerin haklılıkları elbette ortaya çıkacaktır. Bu günkü yönetim sadece süreci uzatabilir. Ama sonunda gerçekler ortaya çıkacak ve zulum yapanlar kendi zulumlerinde yok olup gideceklerdir. Adil olmayan yargılama süreclerine dahil olanlar, görmezden gelenler asla milletin yüzüne bakamayacaklardır.
 
Son düzenleme:
Üst