Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
"ŞIMARTILMAK" ÇOK HAFİF KALIYOR
TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek, Kıbrıs’ta olup bitenler birazda Rum tarafının şımartılmasından kaynaklanıyor” demiş.
Burada bir yanlış var Sayın Çiçek Rum tarafı biraz değil özellikle şımartılıyor. Çünkü Rum tarafı ABD ve AB’nin Doğu Akdeniz’de ki BOP’sinin maşası. Özellikle ABD maşa dururken elini doğrudan ateşe sokmak istemiyor.
Bir de geç anlama var efendim; o da, bu şımartılmayı yeni anlamış olmanız. Annan planına “EVET” dedirtme çalışmaları yapılırken bunu bilmiyor muydunuz?
Kıbrıs’ta hep haklı konumda olan Rum tarafı değil miydi yıllardır. Hep suçlanan Türk tarafı ve Türkiye değil miydi? Türkiye işgalci, Türkler ise Rumların azınlığı değil miydi? Referandumda Türklerin “EVET” demesi neyi değiştirdi. Ambargolar mı kalktı. KKTC’yi hangi ülke tanıdı. Oysa eğer Referandumdan sonra Türkler “EVET” der, Rumlar da “HAYIR” derse AB ve ABD izolasyonları kaldıracak, KKTC’yi de tanıma, tanıtma yoluna girecekti. Aksine netice ne oldu Türkler cezalandırılırken Rumlar AB’ye üye edildiler. Türkiye yarım asırdır bu kapıda beklerken, dün müracaat eden yasal bir devlete bile sahip olamayan sözde Kıbrıs Cumhuriyeti adanın tümünün temsilcisi olarak AB’ne üye oldu.
Hem birde şu var Sayın Çiçek’in dediği gibi basit bir şımarıklık değil Rumların yaptıkları. Hani çocuklar vardır bir evin bir kızı, ya da bir evin bir oğlu gibi. Veya evin en küçüğü gibi! İşte onları anne babaları, yakınları çok severler ve şımartırlar. Fakat yeri gelince de bu şımarık çocuğu cezalandırmayı da bilirler ki ilerde kişilik sahibi bir insan olsun diye.
Rumların şımartılması bu kadar basit ve sevgiye dayalı bir şımartılma değildir. Rumların aymazlığını, saldırganlığını ve yasa tanımazlığını basit bir şımarıklık olarak görmek bence en büyük hatamızdır. Rumlar resmen ABD ve AB tarafından korunuyor, destekleniyor.
Ülkeler ülkeleri şımartmaz. Ancak korur kollar ya da çıkarları doğrultusunda yanında tutmak için bir takım olumsuzluklarını görmezden gelir. İşte Birleşmiş devletler de dahil, ABD ve AB’nin yaptığı da bu. Nasıl ki ebeveynler çocuklarının aşırı şımartılması sonucunda yoldan çıktığını anladıkları anda hemen tavırlarını değiştirip, daha katı kurallar uygulamaya, ya da profesyonel yardım almaya yönelir. Rum tarafının da yıllardır Ada üzerinde yaptığı sözde şımarıklık kan dökme boyutuna vardığında onu şımartanlar bir dur diyebildi mi? Yıllardır Türklere yaptıkları katliamları bir gören duyan oldu mu? Ada üzerinde bunca cinayete göz yumulmadı mı? Kısacası Şımarmak, biraz sevimli, biraz sinir bozucu fakat yine de yapılan hataları görebilme eylemidir. Oysa Rumların yaptıkları kendi güçlerinin boyutlarını aşan bir saldırganlıktı. Bunun da adı şımartılmak değildir.
Kıbrıs’ta Rumlar şımartılan kesim değil, BOP’nin mihenk taşı. Kıbrıs ABD’nin gözünü diktiği “batmayan uçak gemisi” burada Türklere ve Türkiye’ye karşı yapılan her türlü yanlış hareketin zemininde bu ABD planı vardır ve bunun yapılması istenmektedir.
İsrail de bu planın bir parçasıdır. Dikkat edin iki küçük ülke ki birine ülke bile denmez çünkü yasal olmayan bir biçimde ülke sıfatını kullanmaktadır. Bu iki korsan oluşum İsrail ve Rumlar, Akdeniz ve Ortadoğu’da terör estiriyorlar, kimsenin gıkı çıkmıyor. İkisi de topraklarını paylaştıkları komşularının haklarını gasp ediyor, canlarına kast ediyor, hürriyetlerini kısıtlıyor, birey olma haklarını ellerinden alıyor buna kimse dur bakalım siz ne yapıyorsunuz demiyor, aksine destek veriyorlar.
Bizde tüm bunları şımartılmak diyerek basite indirgiyoruz. Hayır, efendim hayır! Bu ne şımarıklıktır, ne de şımartılmaktır. Bu doğrudan doğruya kendi ellerini ateşe sokmadan maşalar yardımıyla ateşi o ocaktan alıp diğer ocağa taşımaktır. Orta Doğu’da ve Akdeniz’de bu gün olan budur. Sudan. Mısır, Suriye, Libya ve ardından gelecek olan ülkelerde de yapılan budur. ABD Elini ateşe sokmadan bu İsrail ve Rum kesimi denen korsan oluşuma Orta Doğu ve Akdenize BOP’si ayarını yaptırmaktadır.
Ayla Berkin
25.09.2011