Siyasi Partilere Göbekten Bağlı Sendikacılar

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Siyasi Partilere Göbekten Bağlı Sendikacılar

Demokrasinin tam anlamıyla yaşandığı ülkelerde, her vatandaşın siyasi partilere üye olmaları ve parti felsefesine bağlı olarak hareket etmeleri fevkalade normal sayılır. Ancak devletin bir memuru olarak herhangi bir parti ile içli dışlı olmak, parti felsefesine göre tavır koymak, muhalefet görevini yapan partinin bir sözcüsü gibi davranmak ve siyasi görüşünü paylaştığı partinin vereceği bir emirle bağlı olduğu sendikayı harekete geçirmek ve devlet aleyhinde sözlü sataşmalarda bulunmak, grev bahanesiyle eylem yapmak suretiyle devletin çalışan mekanizmasını kilitlemek, hangi devlet memurluğu ile bağdaştığını bir vatandaş olarak sormak hakkımızdır.

Devlet mekanizmasını durdurmak, yumurta doğuran tavuğu kesmekten ne farkı var ki?

Peki devlet mekanizması çalışmadığı takdirde, devletin almakla görevli olduğu vergileri toplamamakla ay sonu maaşların nasıl ödeneceğini sormak hakkımız değil mi?

Bağımız bir ülkenin vatandaşları olarak, yıllarca bağımsızlığımızın tadını çıkaramamanın acısını yaşayan nesil olarak, bu gün bulunduğumuz bu özgürlük ortamını safsaklamak, ortadan kaldırılması için karşı unsurun çalışmalarına yardımcı olacak davranışlarda bulunmak akıl işi mi Allah aşkına?

Bu gün elde ettiğimiz bağımsızlığımızın bedelini üç beş kuruş ile takas yapmak kimseye yarar sağlamaz. Böyle bir davranış sergileyenlerin de vatanseverlikle uzaktan, yakından bir ilgileri olmadığını söylemeye gerek var mı?

Bu gün sendikalarının çaldığı düdükle kalk arap otur arap misali greve giden bazı memurlarımıza da birkaç söz söylemeyi uygun görüyoruz.

Sizin gibi biz de devletin çarklarını çalıştıran devlet mekanizmasının içinde yıllarca görev üstlendik.Ve ek ödenek felsefesini aklımıza getirmeden çalışmasını bildik. Sabah saat 08.00 daireye gidip gece saat 24.00 ve hatta çok daha geç evimize gittiğimiz günler oldu. Ve ek mesai ücreti almadan tam bir buçuk yıl görev yaptık. Devletteki görevimizi yaparken, asla fazla mesai almak ve bunu talep emek gibi bir düşünceye de sahip olmadık. Tek istediğimiz, devletimizin temelleri atılırken sağlam temeller üzerinde atılmasına sadece karınca kararınca katkıda bulunmaktı. Bizim de evimiz, eşimiz ve çocuklarımız vardı. Bizim de geçinme derdimiz vardı, ancak temellerini attığımız devletimizin varlığı, bu saydıklarımın üstünde bir yere sahip olduğu için asla para denen maddi imkanı düşünmedik, düşünmek bile istemedik. Sırası gelmişken bu gün gümrük dairelerinde görev yapan meslektaşlarıma şunu hatırlatmak isterim. Ayni sıralardan biz de geçtik. İsterseniz ve zamanınız varsa lütfen 1974 -1976
yıllarına bir bakınız. Fazla mesai ücretlerinin hangi tarihten sonra yasal olarak ödenmeye başlandığını tesbit ediniz.

Halbuki bu gün devlet memurlarının bazıları, sırf göbekten bağlı oldukları siyasi partilerin istediği olsun diye, ikide birde zırt, pırt greve inmeyi bir marifet sananları görüyoruz.

Vatanseverlikle asla ilgisi olmayan bazı sendika ağalarının, siyasi partiye göbekten bağlı olmanın verdiği cesaretle sendikaya bağlı memurları greve sürerken içindeki duygunun mutlaka bir gün meclise girmenin hevesiyle yanıp tutuştuğunu çok iyi biliyoruz. Bu güne kadar sendika başkanı olup da meclise kimler girmedi ki?

Temennimiz, kobay olarak kullanılan bazı memurlarımızın kimler tarafından kullanıldıklarını bir an evvel görmeleri ve kimseye alet olmadan bir devlet memuruna yaraşır bir çalışmayı sergilemeleridir.

Akis takdirde kendi ayağına kurşun sıkan devlet memurlarının, ne kendilerine ve ne de devletlerine bir yarar sağlamadıklarını söylemek hakkımızdır.

Bütün mesele, gül bahçesinde istenmeyen ve sökülüp atılan yabani bir ot gibi değil, herkesin beğenisini kazanmış mis kokulu bir çiçek gibi varlığımızı sürdürmektir.

Bu da devletin güçlenmesine katkıda bulunmak ve devlete olan sadakattan geçer.
 
Üst