Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy
Sn. Talat Bu Maskaralığa Son Verecek Misiniz?
Küstah adama bakınız. Bir taraftan Sn. Talat ile masa başında bir anlaşma yapmak için boy gösterirken, diğer yandan Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye aleyhinde döndürmediği dolap, sahnelemediği sahtekârlık kalmıyor.
Bu küstah adam kim diye sorarsanız hemen söyleyeyim. Kıbrıs Rum lideri Dimitris Hrsitofyas’tan başka kim olabilir ki?
Adam o kadar pişkin ki, bize evinizden çıkınız ben geleceğim, diyecek kadar utanmazlık sergilemekten utanç duymuyor.
Hele düşününüz. Bir taraftan Pirgo Rumları rahat Lefkoşa’ya ulaşabilsinler ve hatta bizim devletimizde canları istediği zaman fink atsınlar diye Yeşilırmak kapısını açtırmak için Sn. Talat’ın ayaklarını öpmediği kaldı, ancak diğer yandan yabancı turistlerin ülkemize gelmemesi için elinden geleni arkasına koymuyor. Bir taraftan masa başında Sn. Talat ile Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturmak için ve bu yeni oluşacak devletin AB üyeliğini devam ettirmesi için zemin hazırlamanın gayreti içinde olacaklar, ancak diğer yandan Türkiye’ye dönerek, eğer Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımazsan, limanlarını açmazsan AB’ye üye olamazsın deyip utanmzaca ve rezilce bir tavır sergilemkten geri kalmıyor.
Peki yabancı turistler dışarı, (out), Güney Kıbrıs Rumları neden içeri(in) diye sormak her KKTC vatandaşının hakkı değil mi?
Böyle bir maskaralık hangi ülkede sergilenir diye merak ediyoruz. Hem sizinle bir anlaşma yapmak ve elbette ki varılacak bir anlaşmadan sonra dostluk köprüleri kurulacağı varsayılacak, hem de dış dünya ile bütünleşmemizi sağlayacak yabancıların ülkemize gelişlerine engel olunacak.
Böyle bir davranışa Maskaralık denmez de ne denir Allah aşkına?
Peki KKTC halkı böyle bir maskaralığı sineye çekmeye mecbur mu yani?
Hatta Talat – Hristofyas arasında oynanan komediyi daha fazla uzaktan da olsa seyretme mecburiyetinde mi? Çünkü oynanmakta olan bu tiyatro artık can sıkmış, gına getirmiş ve vatandaşımız Rumlar tarafından sergilenmekte olan maskaralık yüzünden onuru ile oynandığını anlamayacak kadar da herhalde aptal değildir.
Lütfen her KKTC vatandaşı, Rumların bu kinini, bize karşı sergiledikleri düşmanlığı kendi vijdanlarında tartsınlar. Bizi dış dünyadan uzak tutmak için oynamakta oldukları oyunlara iyice baksınlar. Sonra da dönüp kendi kendilerine şu soruyu sorsunlar.
“Rumlar bizi bir kaşık suda boğmak için ellerinden geleni yapmaya devam ederken, onlarla iki kurucu devlete dayalı ve siyasi eşitlik içeren bir anlaşmayı nasıl yapabiliriz. Hele Garanti Anlaşmasını ikide birde ağızlarında sakız eden bu insanlarla dost olmamızı sağlayacak bir anlaşmayı nasıl yaparız ki?
Sn. Talat’a gerçek olan bir olayı hatırlatma gereğini duyuyoruz. Karpaz’da Rum çocuklarına ortaokul ve lise açılmasına izin verirken, bizim de Limasol’da yaşayan Türk çocuklarına ilk okul açacaktık. Başlangıçta anlaşma bu yöndeydi. Ancak Karpaz’da Rum ortaokulu ve lise açıldıktan sonra Hrsitofyas size “ Mafiş Kurban” dedi ve Limasol’daki Türk çocukları kaderlerine terk edildi.
Bu gün de son perde Yeşilırmak kapısında sergilendi ancak yine Limasol’daki Türk çocukları aklınıza dahi gelmedi.
Sayın Talat, uzun yıllar seyrettiğimiz bu tiyatro artık gına getirdi. Rum tarafı ya adam gibi davranır ve hizaya gelir, ya da onlar yoluna biz yolumuza devam ederiz.
Aşağılanmaktan, dışlanmaktan ve devamlı aldatılmaktan bıktık usandık. Biz bunca mücadeleyi ve binlerce şehidimizi, iki paralık adamların oyuncağı olalım diye vermedik.
Kimse unutmasın ki her sabrın da bir sonu vardır.
Halkımız vermiş olduğu mücadeleyi, böylesine maskaralık içeren bir tiyatronun seyircisi olsun diye vermedi.
Ya tam bağımsızlık, Ya da tekrar mücadele.
Rum tarafının sergilemekte olduğu bu tiyatroyu sona erdirecek birileri varsa beri gelsin.
Aksi takdirde düşüncelerimizi yazdık diye kimse bize çamur atmaya yeltenmesin. Çünkü gün gelir bize atılacak çamuru, atanlara iade etmesini çok iyi biliriz.
Moderatör tarafında düzenlendi: