Son Referanduma Yaklaşırken

Emine Sütcü

Onursal Üye
Katılım
15 Kas 2008
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
SON REFERANDUMA YAKLAŞIRKEN

Müzakereler sürecine bakarak, bizim tarafın duruşuyla karşı tarafın duruşunu karşılaştırmaya ve endişelerimi yenmeye çalışıyorum.

Sizinle sohbet eder gibi düşünüyorum aslında. Mümkün olsa da keşke karşılıklı değerlendirebilseydik. Bu önemli süreç hepimizi yakından ilgilendiriyor ve bu konuda, bu ülkede yaşayan herkesin düşüncesi ve beklentisi önemlidir.
Görüşmecimizi değerlendirdiğimde diyorum ki ; Bir görüşmecinin en çok sahip olması gereken şey masadaki gücüdür. Bu gücün büyüklüğü ise elindeki kozlarla ölçülür. Tabii ki bu gücün arkasındaki destek de çok önemlidir.

Peki bizim müzakerecimizin masada güçlü olduğu bir durum var mı? Elinde koz kaldı mı?
Ben bunları görmediğim için doğrusu müzakerelerin akibeti konusunda çok endişeliyim.

Sadece , ATAD’ın Orams davasında aldığı kararı düşünecek olursak, Kıbrıs Türk Halkının masada olmasının bir anlamı dahi kalmamıştır.

Durum açık ve net olarak önümüzde duruyor. Ne diyor TC Başbakanı, "Kıbrıs'ta, adil ve kalıcı bir çözümün kıstasları bellidir, çözümün yeri bellidir. Kimse çözümün yerini, BM dışında aramasın" diyor.

Peki ;Çözümü BM dışında arayan ve Kıbrıs Türk Halkını, kendi devleti içinde bir azınlık durumuna getirecek gayreti gösteren GKRY’ne karşı çözüm ilkelerimiz var mıdır? Bizi Rum boyunduruğu altına kesinlikle sokmayacak ilkelerimiz varsa, nelerdir? Yoksa “Esnek politikalarımız” mı ilkelerimiz?

Şu da bir gerçek ki ; Kıbrıs sorununun nihai çözümüyle ilgili temel konular kamuoyu önünde bilinçli bir şekilde tartışılmıyor. Bugüne kadar hangi konularda tam bir anlaşmaya varılmış hangilerinde anlaşılamamış, net olarak bilmiyoruz.. Maalesef bu konu sadece belli kesimler içinde tartışılıyor.
Oysa; Bu toplumda travma yaşamış, göçmenliğin ne olduğunu en iyi bilen, güneyde evini malını mülkünü bırakıp Kuzey’e göç eden, yüzlerce, binlerce insan var ve onlar bu sürecin sadece izleyicisi konumunda.

Elbette, bir referandum günü geldi mi halkın kararı konuşacaktır. Ama o halk ne kadar bilinçlendirilmiştir? Geleceğinin nasıl şekillendiği konusunda ne kadar gerçekle donatılmıştır esas o önemli.

Yeniden, 2004 referandumundaki gibi boş vaadler ve yalanlarla karşı karşıya bırakılmamız halinde yeniden aldatılmaya izin vermeyeceğiz.

Müzakerelerde en önemli konu "mülkiyettir". Rumlar’ın da zaten ortaya koyacakları en ağır kriterler de göreceğiz ki mülkiyetle ilgili olacak. Bizim mülkiyetle ilgili kriterlerimizi de önceden belirlememiz ve bunu da tartışmamız gerekir. Güneyde kalan Türk mülklerinin zenginliğinin de göz önünde bulundurulması çok önemlidir.

Geleceğimizi ilgilendiren bir kararın arifesinde olduğumuz aşikar. Son olduğuna inandığım yeni bir referandum kapıda. Bu karar bizim Kıbrıs Türk Halkı için bir dönüm noktası olacaktır.

Peki; Eski referandumla yeni referandum arasında geçen sürede ne değişti ?

Kıbrıs Türk Halkı, gerçeklerle yüzleşti.
Kıbrıs Türk Halkı, aldatıldığının farkına vardı.
Kıbrıs Türk Halkı, sadece Rumların değil, AB’nin de güvenilmez olduğunu yaşayarak öğrendi.
Verdikleri sözlerin ardında durmadıklarını ve özellikle Kıbrıs konusunda taraflı ve adaletsiz bir tutum içerisinde olduklarını gördü.

İşte tüm bu sebeplerden dolayıdır ki; Kıbrıs Türk Halkı referandumdan önce geleceğinin ne kadar eminiyette olduğundan emin olmadan asla evet demeyecektir.

Sonuç olarak, hakettiğimiz çözüm şeklinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği önemli .

Yani, iki kesimlilik, siyasi eşit statüye sahip iki kurucu devleti içeren bir ortaklık, garanti ve ittifak anlaşmaları çerçevesinde Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamını içerecek bir anlaşmanın olup olmayacağıdır.


Emine Sütcü
12.06.2009
 

Birol

Dost Üyeler
Katılım
20 Mar 2009
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
Cevap: Son Referanduma Yaklaşırken

Pek Değerli Büyüğüm Sayın Emine Sütçü Hanımefendi,izin verirseniz aşama aşama yazınıza cevap vermek istiyorum:görüşmecinin masadaki gücü çok önemli bir tespit bu tespitiğ Sayın Rauf R.Denktaşta şöyle özetliyor müzakerelerde başarıya giden en önemli yol müzakerecenin şaşmaz iradesi hedefe bağlılığı ve sadece milli menfaatleri zedelemeyecek ölçüde taviz vermesidir.bu yöünyle bu görüşünüze katılıyorum.İkinci aşamada ise:Başbakanın çözüm olarak BM yi göstermesi son derece üzüntü vericidir.çünkü bugün çok iyi bilinmektedir ki BM Cumhuriyet tarihimizdende bildiğimiz üzere MİLLETLER CEMİYETİNİN DEĞİŞMİŞ VE 21.YÜZYILA UYARLANMIŞ BİR HALİDİR.VE BENCE SADECE BÜYÜK DEVLETLERİN SÖZ SAHİBİ OLDUĞU KARMAŞIK KOMPLEKS BİR YAPI NİTELİĞİNE BÜRÜNMÜŞTÜR.BU SEBEPLE BİZLER İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDEN KIBRIS İLE İLGİLİ KARARLARIN BU TARAFSIZLIĞI ŞÜPHELİ YAPI İÇERİSİNDE ÇÖZÜMLENMESİ ÇOK TEHLİKELİDİR VE MİLLİ MENFAATLARİMİZLE NE KADAR BAĞDAŞTIĞIDA TARTIŞILMALIDIR.Üçüncü ve son aşama olarakta:GERÇEKTEN KIBRIS SORUNU İLE İLGİLİ HİÇ BİR KANALDA AYDINLATICI BİR BİLGİ VERİLMEMEKTEDİR.KİŞİLER KENDİSİ SORUNU TAKİP ETMEK ZORUNDA BIRAKILMAKTADIR.VE BU DURUMDA KIBRIS KONUSUNDAKİ MİLLİ BİLİNCİ KANIMCA ZAYIFLATMAKTADIR.BU KONUDA SİZLERİNDE BİZLERİ DÜZENLİ OLARAK AYDINLATMASI Kİ ZATEN AYDINLATIYORSUNUZ TEMENNİMDİR.AYRICA MÜLKİYET VE KIBRIS HALKININ SİYASİ VE MİLLİ BİLİNCİYLE İLGİLİ OLARAK İSE ŞUNLARI EKLEMEK İSTERİM NAÇİZANE KANIMCA MÜLKİYET SORUNU ÇÖZÜLMEDEN KESİNLİKLE EGEMENLİK SORUNU ÇÖZÜLEMEZ.ZİRA HANGİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE EGEMENLİK KURULACAĞI BELİRLENEMEZSE O EGEMENLİK NASIL KALICI OLABİLİR?BU SORUN ÇÖZÜLMEDEN SINIRLAR AÇILIP BİRLEŞİK KIBRIS KURULURSA RUMLAR KUZEYE GEÇTİKLERİNDE BİR ANARŞİ ORTAMININ MEYDANA GELMESİ MUTLAKA SÖZ KONUSU OLACAKTIR.KIBRIS HALKININ BİLİNCİ ÇOK YÜKSEKTİR.VE YÜKSEK TUTULMALIDIR.ÇÜNKÜ UNUTULMAMAMLIDIRKİ 2004 REFERANDUMUNDA YAKLAŞIK 192 ADET YABANCI KURULUŞ KUZEY KIBRISIMIZDA KONUŞLANMIŞ VE BU KURULUŞLARIN HER TEMSİLCİSİ KUZEY KIBRISTA EV EV AİLE AİLE GEZEREK ANNAN PLANINA EVET DENMESİ İÇİN NHER TÜRLÜ ÇABADA BULUNMUŞTUR.KANIMCA ÇOK DİKKATLİ OLMALIYIZ ÇOK TEHLİKELİ VE BİR O KADARDA HAYATİ BİR DÖNEMEÇE YAKLAŞIYORUZ YANLIŞ TEK BİR ADIM BİZİ UÇURUMA SÜRÜKLEYEBİLİR. Saygılarımla...
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Son Referanduma Yaklaşırken

Güzel uyarınız için teşekkürler...
Bende konuya sadece kısa bir özet katkı yapmak isterim.
"İki kesimli, siyasi eşit statüye sahip iki kurucu devleti içeren bir ortaklık, garanti ve ittifak anlaşmaları çerçevesinde Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamını içerecek bir anlaşma" olmadan kimse bir anlaşmanın olmayacağını asla ve asla unutmamalıdır...
Gerisi boş söz!!!
AB hayalleri ve gökten Euro yağacağını zanneden saflar da artık uyansın ve devletine sahip çıksın...
Saygı ve sevgilerle...

TTK ve Y
 
Üst