Soykırım

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
SOYKIRIM

Tarihin son yüzyılı, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ta yaşayan Türk halkına karşı işlediği vahşi cinayetlerle doludur. RUM- YUNAN ikilisinin Enosis, yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı emeline tek engel teşkil eden Kıbrıs Türk halkına hunharca yaptığı saldırılar ,uyguladığı ambargolar, dünyadan izole etmek için koyduğu yasaklar, planlı bir şekilde Türk halkını yoketme teşebbüsüdür ki , bunun adı SOYKIRIM’ dır. Akritas planı ve ambargolar uygulanan SOYKIRIM’ın inkar edilemeyecek kanıtlarıdır. Ambargo ve izolasyonlar, din ,milliyet, ülkü değişimine yönelik çabalar, haberleşme, ticaret, seyahat kısıtlamaları, üretim ve tüketimi durdurmak ve diğer yasaklar SOYKIRM’ın birer ögesi olup. insanlık dışıdır ve utanç duyulacak eylemlerdir.

Yıllarca Türk halkına karşı sürdürülen vahşeti, ne acıdır ki medeni geçinen ve İnsan Hakları Beyannamesi ile dünyaya barış ve huzuru getireceğine söz veren devletlerin dikkate almaması başta Birleşmiş Milletler olmak üzere AB, Amerika ve birçok devletin Rumlar’ın yalanlarına inanarak Türkler’e karşı ambargo uygulaması onların gafleti ve ayıbıdır. Hala bugün Kıbrıs’taki gerçekleri görmezlikten gelen ve Türkler’in feryatlarına kulaklarını tıkayıp, yapılanları destekleyen devletler unutmamalıdırlar ki bir gün kendilerine karşı vuku bulacak böyle bir harekette yanlarında kimseyi bulamayacaklardır.Yunan yayılmacı politikasına göz kırpanları, Kıbrıs emperyalist politikasına DUR demeyenleri Türk Milleti ve tarih asla affetmiyecektir.

Rum –Yunan saldırıları sonucu SOYKIRIM’ a uğrayan Kıbrıs Türk Halkı’nın Rum halkıyle bir arada barış içinde yaşama ihtimali artık yoktur. 1974, 20 Temmuz’unda Türkiye’nin yasal haklarını kullanarak Ada’ya müdahalesi, halkımızı ikinci bir Girit faciasından kurtarmıştır. Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, insani haklara uygunluğu kadar, devlet idaresinden dışlanmış bir halkın yapması gereken yasal bir olaydır. Çünkü cumhuriyet, yaşam uğruna verilen canların bedelidir, Halkımızın İnsan Hakları Beyannamesinde yer alan self-determinasyon hakkını kullanarak oluşturduğu hür ve bağımsız devleti gerçeğidir. Kıbrıs Türk halkı bu milli devleti koruyacağına, kollayacağına ve yücelteceğine söz vermiştir. Sözünde sonuna kadar kararlı ve azimlidir.

1974 Barış Harekatı sırasında olaylara şahit olan birAlman turistin ”Yunanlılar’ın kasaplığını insan zekası kavrayamaz.” Diye belirtmesi, iki aylık bebeklerden doksanlık yaşlılara kadar Türk insanını en vahşi şekilde ve insafsızca katleden bir toplumla değil bir arada yaşamak, komşuluk yapmanın bile nekadar büyük tehlikeler doğurcağını bilmek, tedbirli olmak adına uyarıcı niteliktedir. Rum Milli Muhafız askerlerinin vahşetini, Türk evlerine girerek verdiği zararı, Türk kadınına yaptığı sarkıntılığı, çoluk ,çocuk, yaşlı demeden kurşun sıktığı ve canlı canlı çukurlara gömdüğü insanlarımıza yapılan işkenceyi gözler önüne seren turist ve diğer yabancı gazetecilerin itirafları, Rumlar’ın nekadar sefil bir yaratık olduklarının kanıtlarıdır. İşte biz bu vahşeti bir daha yaşamamak ve Rum’un tahakkümünü kabul etmeyeceğimizi dünyanın bilmesini istediğimiz için devletimizi kurduk. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti verdiğimiz savaşın en yüce merhalesidir. Devletimiz şerefimizdir, istikbalimizdir. Bizi kimse bu hazineden mahrum bırakamaz. Buna yeltenen bedhahlar olursa her zaman karşılarında milliyetci Türk halkını bulacaktır.

Geçmişi bilmeyen yeni nesiller, ulaşılan bu hedefin değerini ve nasıl kazanıldığını öğrenmek zahmetine katlanarak , Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin anlam ve önemini iyice bilmek zorundadırlar. Bilinçli veya bilinçsiz ihanet içinde olan parti, sendika ve sivil toplum örgütleri barış savsatası ile gençliği zehirlemekten vazgeçmelidirler. Haince politika yaparak, davamıza gölge düşürmemelidirler. Kıbrıs’ta dökülen kanlarımızın boşa akmadığını bilerek, Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak hainlik dolu politikalardan vazgeçmelidirler. Doğru yolu seçerek meşakkatle kurduğumuz devletimize sahip çıkmayı şeref addetmelidirler.

Ebediyete akıp giden her yılın 21 Aralık gününü Kıbrıs Türkü’ne uygulanan SOYKIRIM’günü olarak hatırlayıp, yapanları lanetleyeceğiz. Tüm milliyetci kuruluşların bu konuda tedbir alması en büyük dileğimdir. Adadaki Türk halkını katletmek olan Akritas Planı veya Türk’ü imha Planı, Makarios’un emri ile Polikarpos Yorgacic, Tassos Papadopoulos ve Glafkos Klerides tarafından bu günde yürürlüğe konduğunu EOKA Tedhiş Örgütü tarafından da uygulandığını hatırlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Akritas Planının, Türk’e reva görülen SOYKIRIM’ın ibret verici bir belgesi olarak öğrenilmesinde, Makarios’tan Yorgacis’e, Nikos Samson’dan Glafkos Klerides’e kadar, Türk kanı akıtmaya yemin etmiş azılı gerçek katillerin kimler olduğunun bilinmesinde fayda olduğuna inanıyorum.

Rum-Yunan niyetlerinin hiçbir zaman değişmeyeceğini; 14 Mayıs 1956 yılında EOKA’cı Grivas’ın da ifade ettiği gibi “ NE ZAMAN ATEŞ İLE SU VE NE ZAMAN CENNET İLE CEHENNEM BİRLEŞİRSE BİZLER ( yani Rumlar) ANCAK O ZAMAN TÜRKLER’LE DOST OLABİLİRİZ” tümcesinde yatan sabit fikirlerini bilerek bundan gerekli dersler çıkarılmalı , kurtuluşun yalnız ve sadece devletimizin yaşatılmasında varolduğunu görebilmeliyiz..Unutmamalıyız ki “Domuzdan post Gavurdan dost olmaz.” deyişi Rum-Yunan ikilisi için söylenebilecek en uygun ata sözüdür.

Bize bu toprakları vatan yapan şehitlerimizi bugünde yeniden rahmetle anar, gazilerimize ve halkımıza sağlıklı ve mutlu günler dilerim.


Hoşcakalınız
AHMET GÜLAY
 

kocayürek

New member
Katılım
24 Kas 2010
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Soykırım

Sayın hocam, Kurban bayramında hem orada okuyan oğlumu hem de müzeleri ve şehitliklerimizi gezmek üzere Lefkoşa'da idim. Fotoğraf makinamı alıp kendime göre belgeler hazırlamayı düşünüyordum. Dip Karpaz'dan başlayarak, hemen tüm yerleri gezme fırsatı buldum. Şehir içerisinde olduğu için BARBARLIK MÜZESİNİ en sona bırakmıştım. Oğlumla beraber müze'ye girdik. İlk olarak sağdaki ilk oda'ya girdik odayı fotoğrafladım, ancak salonda katliam'dan kalan eşyaları görünce şok'a girdim. Banyo'ya sadece uzaktan bakabildim. Allahım, orada gördüklerimin üzerimde bıraktığı şok'u halen yaşıyorum. Bunları yapan insan olamaz, hatta hayvan bile olamaz. Bu nasıl bir kindir. nasıl bir beyindir anlamak mümkün değil. Tarifi imkansız duygular yaşıyorum. Bu BARBARLAR hangi yüzle Kuzey tarafına geçip Manastırlarında, Kiliselerinde dua etmeye geliyorlar. Bunlar Allahlarına ne diyorlar acaba. İnsanlarımızı Cami'de toplayıp, cami ile beraber yakabilmişler. Biz ise, hala onların ibadet yerlerini açık tutmaya devam ediyoruz. Bu günü sadece SOYKIRIM günü olarak aramızda anmak yetmez. Her 21 Aralık günü bunu dünya'ya Rumların katliam resimleri eşliğinde duyurmalıyız. En etkili alan artık İnternet siteleri. Hocam böyle bir sitemiz var mı? Ya da böyle bir çalışma. Son olarak şunu söylemek istiyorum. Rumlar ve Yunanlı'lar artık bu ada'da silahlı eyleme geçemezler, çünkü, kurtuluş Savaşı'ndan bu yana yedikleri şamar onlara yeter. Böyle bir şey'e yeltendikleri takdirde de Anavatan'dan biz yine yetişiriz hocam. Saygılarımla.
 

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
Cevap: Soykırım

Saygıdeğer hocam,

Yazmak istediklerimin, haykırmak istediklerimin ve dünyaya anlatmak istediklerimin tümünü yazdınız. Size bir yazar dostunuz ve kardeşiniz olarak teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum.

Saygıdeğer hocam, gerek 21 aralık 1963 tarihinde ve gerekse 20 Temmuz 1974 tarihine kadar geçe yıllarda Kıbrıs Türk halkına Rum canavarları tarafından işlenen cinayetleri dünya çok iyi biliyor. Biliyor bilmesine ancak hani deriz ya, "Köpek, köpeği ısırmaz". Nasıl bilmezler ki, 21 Aralık 1963 tarihinde Soykırım Planı olarak adlandırdığımız AKRİTAS PLANI yürürlüğe konduğu zaman, Kıbrıs'ın her tarafında Türkler katledilirken acaba yabancı devlet elçileri bütün bu vahşeti görmediler mi, duymadılar mı, ve kendi ülkelerine bu olayları yazıp göndermediler mi? Dünya basını Kıbrıs't cirit atarken ve ayni basın mensupları sayfa sayfa haberler geçip bağlı oldukları gazetelere yaşanan vahşeti haber larak geçerken, acaba ayni üşlkelerin başkanları, Dıiişleri ve diğer zevat Kıbrıs'ta yaşanan trajidden bihaber mi kalmışlardı. Yoksa katledilenler Türk ve müslüman oluğu için seslerini çıkarmama ve kendi ülkelerinin çıkalarına göre hareket etme pşkinliğini mi göstermişlerdi.
Bizi görevimiz, sadece halkımızı, gençliğimizi ve anavatanımızı yaşadığımız acı olaylardan bilgili kılmak ve bir bütün halinde mücadelemize devam etmemizi sağlamaktan başka seçeneğimiz yoktur.
Bu gün ABD'nin sözde Türkiye'nin bir dostu ve müttefiki olarak, AB'nin ise yeni oluşumunda Türkiye'yi aralarına almak için aleyhte döndürülen dolapları gördükten sonra Hristiyan aleminden dostluk beklemek, anlayış beklemek safdilliğin daniskasından başka birşey olabilir mi?
Ohalde, sonsuza kadar Türk gibi davranmak, sonsuza kadar mücadele etmek ve sonsuza kadar bağımsızlık için gerekirse canımızı feda etmekten başka bir alternatifimiz yoktur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir gerçektir. Yaşanan bu efsaneyi ortadan kaldırmaya çalışanlar, içten olsun, dışarıdan olsun, onlarla dişe diş mücadele etmek andımzıdır.
 

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Soykırım

Sevgili Kocayürek, Kıbrıs'a gelinir de bizimle tanışmak fırsatı yaratılmaz mı ? Daha görülecek öyle yerler vardır ki dudağınız uçuklar. Türk'ü yoketmek için inşa edilen hareketli iner çıkar mevziler, canlı canlı gömülen kardeşlerimizin anıt mezarları, bize ait ama Rumlar tarafından kendi ibadet yerleri olarak dünyaya tanıtılan Türk mezarlarının (Apostol Andrea Manastırı gibi) Türk mabedlerinin istismarı , Rumlar'a karşı son damla kanına kadar direnen doğru yol, Saint Hilarion, gibi mevzilerimiz, içiçe giren Rum_ Türk mevzileri, Hayalet kent Maraş ve daha diğerleri görülmeye değer birçok yeri görmenizi isterdim. Aslında Kıbrıs'ın her zerre toprağında Türk kanı ve alın teri olan nice yerler görülmeye değerdir. Bu topraklara sahip çıkılamaz ise zaten bizler kahrımızdan ölürüz. Allah bize o günleri göstermesin. Katliamları görüntüleyen bir sitemiz olmamakla birlikte, bu konuda yazılmış kitaplar, gazete makaleleri, resimler ve belki de döküman filimler vardır. Çünkü o günlerde Kıbrıs'ta fink atan Amerikan ve Avrupalı dünya kadar muhabir ve gazeteci vardı. Olayları birebir yaşamış İngiliz yazar Gibbions'ın Kıbrısta Soykırım(The Genocite Files) kitabını okumanızı tavsiye ederim. Türkçe ve İngilizce yazılımı vardır.

Sevgili Ersoy, Bu memleketin tarihi bir gün yazılırsa eğer bizler için vatan mahsun, bir avuç vatansever mahsundu ama öldüler. Allah taksiratlarını affetsin diyecekler. Yalnız dünya değil, içimizdeki alçaklar da tüm olayları en az bizim kadar doğru olarak bilmektedirler. Ama üç kişi kalan biz kel aynakların da göçü ile acaba kim bu milli davaya sahip çıkacak, kim bizim haklılığımızı tarihe yansıtacak? Ve de kim bu bir avuç vatansever haklıydı diyecek? Doğru söylüyorsun mücadeleyi son nefesimize kadar sürdüreceğiz. Tanrı bizi vatanımızdan, bayrağımızdan, devletimizden ayrı koymasın. Bir daha geri dönülecekse eğer tanrı canımızı alsın. Yaşam bize haram olsun. Dünya düşman oldu yenildik ama içimizdeki kansızların arkadan vurduğu hançer yarası hiç kapanmadan kanamaya devam ediyor. Adama koyan işte bu ! Bizi kahreden kendimizi yok etme savaşında herkesten önde olunması. Bu nasıl vatandaşlık , bu nasıl kalleşlik? Sevgiler ve saygılar sunarken mutlu günlerin erken gelmesini dilerim.
 
Son düzenleme:

KARA BUDUN

Yasaklı Üye
Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Soykırım

KIYMETLİ VATANSEVER
AHMET GÜLAY HOCAM

Halihazırda yüzyıl önceki kahramanların kopyaları mevcut.Ne TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin ne de KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'nin başına birşey geleceğini sanmıyorum.
Teknoloji bir yere kadar... kıymetli büyüğüm.Bombalar füzeler bir yere kadar...Japonyada kullandığı bombaları Türkiyede kullanamaz.Çünki yerin altı lazım amerikaya, üstündeki kürtler de lazım değil..Ama işte evrimini tamamlayamamış mahluklar kullanıma müsait olduğu için sam amca böyle davranıyor.

Kızılderililer ne olacak niye öldüler???Ben bir TÜRK genciyim ve ermeni tasarısının oylandığı temsilciler meclisi benim için hiç birşey ifade etmiyor.Amerika kızılderilileri katlederken,venedikli korsanlardan kıyılarını koruması için OSMANLI DONANMASINA vergi veriyordu.

Eyfeli de ters getirip fransuvanın mezarına sokmak lazım...Belki o şekilde daha güzel gözükür..Çünki fransa cezayirde yaptıklarına bakmadan ve KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'ın elini öpmeden ermeni heykeli falan filan dikiyor.Eyfeli terslemesine fransuvanın mezarına dikeceğimize göre,o diktikleri ermeni heykelini de enlemesine nereye monte ederiz bilinmez.

Ama ilahi adalet işte...önce yunanistan,sonra italya,ispanya ve portekiz...sırada fransa ve almanya ve ingiltere....kıvrım kıvrım kıvrılacaklar....açlıktan geberecekler
Zafer piyadenin süngüsünde asılıdır....

Gelsinler ve yüzyıl önce dedeleri neler yaşamış görsünler....

TÜRKLER KIYAMETE KADAR VAR OLACAK
 

KARA BUDUN

Yasaklı Üye
Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Soykırım

Doğru söylüyorsunuz! Siz Ermeni'siniz! Kişi kendisini nasıl görüyorsa, öyledir! Siz kendinizi Ermeni olarak mı, görüyorsunuz? Kuşkunuz olmasın, Ermenisiniz!

1840 yılında, ortalıkta en küçük bir çatışma yokken..

Maraş'ta, bir dağın tepesinde kurulmuş bir Türk karakolunu yörede gizlice örgütlenmiş olan beş bin dolayında silahlı Ermeni gücü gece yarısı bastı.

Dört yüz dolayındaki Türk askeri ile subayının kulaklarını, burnunu keserek!..

Sonra yavaş yavaş, işkence ederek öldürdüler!..

Siz, bunu bilmezsiniz! Siz, Ermeni'siniz!

Evet, siz Ermeni, kesinlikle Ermeni'siniz!

Bin sekiz yüz yetmişli yıllardan başlayarak, Kafkas kuzeyi, Kafkasya ile Gürcistan'da silahlandırılan Ermeniler Türk kökenli köylere saldırdılar!

Bu bölgelerde Türk sayısının azalması böylece başladı!

Biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz! Niye? Ermeni olduğunuz için! Evet, siz Ermeni'siniz!

1878 - 1879 yılındaki ünlü "93 harbi"nde bölgeyi çok iyi tanıdıkları için Ruslara kılavuzluk edenler de, cephe gerilerindeki Türk köylerini basanlar da, Ermenilerdi!

Siz, bunları biliyor musunuz?

Sizin, "Ermeni açık oturumları"nda boy gösterip yongalar savuran tarihçileriniz bilir mi? Bilir, bilir! "Bilmemiş" olabilir mi? Niçin, bir tek söz olsun bundan söz etmez?

Etmez! Evet, siz Ermeni'siniz!

1913 - 1915 yılında kıyıma uğrayan Türk köyleri!

Durduk yere öldürülen yüz binlerce Türk?!
Bilmiyorsunuz değil mi? Ermeni'siniz!

1905 yılında Küçük Ergeş Beğ'in savunduğu Andican'ı tutuşturarak yirmi bin Özbek Türk'ünü öldüren kim?

Ruslar değil! Rus ordusuna bu işi yapmak için karşı koyan Ermeni birliği? Bilmiyor musunuz?

Bilmezsiniz! Ermenisiniz!

Baskın Oran.. (Bilir, bilmez)!!!

Hassan Ümmit.. (Bilir, bilmez)!!!

Bakın, siz imdi 20. y.y.ın en büyük kıyımı: Karabağ'ı bilmezsiniz, değil mi?!
Hani, yüz bin kişi yerinden - yurdundan olmuştu!

Bakın, siz imdi 20.y.y.ın en büyük saldırısı, en büyük kanlı kırımı olan Azerbaycan'ın yüzde onunun ele geçirilip bir milyon kişinin sürülmesini, bunların içerisinden binlercesinin öldürüldüğünü de bilmiyorsunuz!?

Çok uzadı! Son bir soru, son bir belirleme:

Türkiye'de 390 bin Ermeni var?
Peki: Ermenistan'da kaç Türk var?

Siz, Ermeni olduğunuz için bilmezsiniz!

Ben söyleyeyim: YOK! Ermenistan'da bir tek Türk yok!

Evet: "HEPİMİZ ERMENİYİZ!" diye bağıranlar..

Siz bilmezsiniz! Siz Ermeni'siniz!

BİZ İSE: TÜRK!!!!!!!!!

(Yazar : A.ENİS TURAN)
 
Son düzenleme:

KARA BUDUN

Yasaklı Üye
Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
30
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Soykırım

Kanuni Sultan Süleyman’ın Kral Fransuva’ya fermanı(1526)

Ben ki,
Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Diyarbakır’ın ve Azerbaycan’ın Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım.
Sen ki,
Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun.
Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilâsına uğradığını, hâlen hapiste olduğunuzu bildirip, kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istida etmişsiniz (istemişsiniz). Her ne ki demiş iseniz benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim.
Padişahların mağlup olması ve hapsolması tuhaf değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketler ve kuvvetli kaleler fetheyleyip gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar müyesser eyleyip meşiyyet ve iradatı neye müteallik olmuş ise vücuda gele. (Allah hayırlar versin ve iradesi neyse o olsun.) Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğrenesiniz. Böyle bilesiniz.
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Soykırım

Değerli Hocam Sayın Ahmet GÜLAY,

Türk Milletini yok etme teşebbüsünde bulunanlar, bunun bedelini ne şekilde ödediklerini öğrenmeleri için tarihe bakmaları yeterlidir. Türk milleti Dünya tarihinde en çok işkenceye uğramış, arkadan hançerlenmiş tek millettir. Türk milletine yapılan bu işkencelerin hangi tür işkenceler olduğunu öğrenmek için google da "Türklere Yapılan İşkenceler" olarak aramak yeterlidir. Kazıklı Voyvoda' dan günümüze kadar kim Türk milletini yok etmeye kalktıysa bedelini çok ağır ödemiştir. Türkleri kendi topraklardan kovma teşebbüsünde bulunurken, kendileri o topraklardan kovulmuşlardır. Yapılan bu işkencelere rağmen Türk milleti, alçakların karşısında halen dimdik durmaktadır. Yazmış olduğunuz bu çok anlamlı yazınız için, Göktürk kardeşimin hazırladığı "21 Aralık Türk Soykırımı" ile ilgili flash videosu için ve yazınıza yorumlarıyla katkı sağlayarak bizleri bilgilendiren kardeşlerimize ve büyüklerimize çok teşekkür ediyorum.

En içten sevgilerim ve en derin saygılarımla
 
Son düzenleme:
Üst